CHP’deki iç savaşın menşeine dair ipuçları
- GİRİŞ12.11.2024 09:04
- GÜNCELLEME13.11.2024 14:09
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, CHP’nin 30 yıldır yönettiği İzmir’de “kokan” Körfez’de hiç sorumluluğu yokmuşçasına, gevrek bir ifade ile “Bi zahmet el atsınlar” diyerek hükümete görev tanımı yapmasını mı…
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, “terör soruşturması” kapsamında tutuklanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’i, “Bilim adamı” diyerek savunmaya kalkışmasını mı…
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın, bol keseden dağıttığı konser paralarını savunayım derken, “Ebru Gündeş’e o kadar para vermedik. Sahnesi, kostümü, makyajcısı dahil o paralar verdik” demesini mi…
Yoksa, CHP lideri Özgür Özel’in apar topar Mardin’e gidip DEM Eş Başkanı Tuncer Bakırhan’ın, “Kürt halkı Mahirlerin, Sakinelerin, Denizlerin yaptığı gibi yapacak” diyerek “kalkışma çağrısı”nda bulunduğu otobüsün üzerine çıkarak “Sözün bittiği yerdeyiz” demesini mi…
CHP’de olup biteni nasıl ve nereden başlayarak tartışalım diye düşünürken…
Birden Halk TV’deki, “Özel, İmamoğlu ve Yavaş centilmenlik anlaşması imzalasın” KJ’sini görüverdik..!
Bingo..!
ÇATIŞMAYI ÖNLEME FORMÜLÜ HALK TV’DEN: ÖZEL, İMAMOĞLU VE YAVAŞ CENTİLMENLİK ANLAŞMASI İMZALASIN
CHP’deki;
Kurultay…
Cumhurbaşkanlığı adaylığı….
Erken seçim…
Belediyelerin astronomik rakamlarla konser düzenlemesi…
Tartışmalarının tamamının içerideki güç mücadelesinin sonucu olduğunu, Halk TV’deki KJ ile görmüş olduk.
***
Çok muhatap olduğumuz bir soruyu hatırlatalım.
“CHP’deki tüm tartışmaların kaynağı hükümet ya da hükümete yakın medya değil mi?”
Soru bu!
Ve bu soru, her seferinde bambaşka bir tartışmanın içinde tarafların birbirine ağır ithamlarla yüklendiği zamanlarda “yansıtma” psikolojisiyle CHP’liler tarafından “öteki”ni sorumlu tutmak amacıyla yapılan hamleden başkaca bir şey değilmiş, görmüş olduk.
YAVAŞ, İSİM VERMEDEN İMAMOĞLU’NU İŞARET ETTİ
Baksanıza, Oğuz Kaan Salıcı çıkıyor, Özgür Özel’e “padişah” göndermeli “kurultay” kartını açıyor.
İmamoğlu’na yakın medya kuruluşları, Mansur Yavaş’ı “konser ücretleri” üzerinden yaylım ateşine tutuyor.
Yavaş, “Sağlı sollu saldırı altındayım” derken gerekçe olarak, “Çünkü son 50 ankette birinci çıkıyorum” diyerek olup bitenin ne olduğunu ilan ediyor!
Ama bakıyorsunuz, CHP’ye yakın medya kuruluşları sorumlu olarak “Erdoğan” ve ona yakın medyayı gösteriyor.
İyi de o zaman Halk TV neden bu KJ’yi attı?
“Özel, İmamoğlu ve Yavaş centilmenlik anlaşması imzalasın”
Demek ki CHP, yerel seçim başarısını hazmedemediği gibi, önümüzdeki genel seçimlerde cumhurbaşkanı adayı olmak isteyen “aday adayları”nın olağan üstü bir mücadelesi ile çalkalanıyor.
CHP’DE TOZ DUMAN ARASINDA KİM AYAK ALTINDA KALACAK?
Toparlayalım!
CHP’de büyükşehirlerin devasa sorunlarına çözüm üretmesi gereken yerel yöneticilerin aklı cumhurbaşkanı adaylığına kilitlenmişken…
Bir yıllık genel başkan Özgür Özel, bir önceki genel başkan Kılıçdaroğlu ve ekibiyle ağız dalaşına tutuşmuşken…
Kurultay bir seçenek olarak her gün daha güçlü konuşulmaya başlanmışken…
“Adam eksiltmece” oyunu tüm hızıyla sahneleniyor.
Bakalım, bu toz dumanda kim ayak altında kalacak?
Merakla takipteyiz.
“Tam bağımsız Türkiye” idealini dillendiren Erdoğan’ın kurduğu kabineye haksızlık Muhatabına Not: Bir önceki yazımızın başlığı, “Biden tarih oldu, Trump kazandı, peki Erdoğan kabinede nasıl bir değişiklik yapar” idi. Yazımızın ana teması, Amerikan seçimleri sonrasına kalan kabine değişikliğinde gidecekler ve geleceklerin isimlerinde farklılık olup olmadığına ilişkin suizannımızdı. Yazıya çok fazla geri dönüş oldu. Çok farklı çevrelerde çok farklı tarzda tartışıldı. Ancak, yazımız birilerince maksadından farklı bir zemine de çekilerek hiç aklımıza bile gelmeyen bir şekilde tartışılmak istendi. “Kabinenin Amerikancı bir hükümet olduğu” şeklinde bir ifademiz yer almadığı halde, meseleyi bu çerçeveye indirgemek isteyenlerin niyetlerinin iyi olmadığını burada kayıtlara geçirmek isteriz. Biz “Tam bağımsız Türkiye” idealini gündemin birinci maddesi yapmış olan Sayın Erdoğan’ın kurduğu hiçbir hükümete yukarıdaki yaftanın vurulmasını kabul etmeyiz. Yazımızın bu bağlama indirgenip tartışılmasını da uygun bulmayız. “Öküz altında buzağı arayanlar”a hatırlatmak isteriz. Bilmem anlatabiliyor muyuz? Hasan Öztürk - Haber7 |
Yorumlar16