Büyük vuruşma öncesi “birlikte miyiz” denilenlerden cevap geciktikçe…
- GİRİŞ25.11.2024 09:04
- GÜNCELLEME25.11.2024 09:04
Olup biteni bazıları anladı ama anlamamazlıktan gelenlerin kurnazca lafı evirip çevirmesi nedeniyle sade vatandaşın aklı karışıyor.
Ne demek istediğimizi daha açık söyleyeceğiz ama önce birkaç söz ve açıklamayı hatırlamakta fayda var.
DAHA NET NASIL SÖYLENEBİLİR Kİ?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hedef Türkiye” dedi mi?
Dedi..!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin geleceğinde teröre yer yok” dedi mi?
Dedi..!
Ardından, “Güney sınırlarımızı daha güvenli hale getireceğiz” dedi mi?
Dedi..!
“İç kaleyi güçlendirmeliyiz” dedi mi?
Dedi..!
MHP lideri Devlet Bahçeli, “Kürt kardeşlerimiz Türk milletinin bir unsurudur” dedi mi?
Dedi..!
Ardından, “Terörle aranıza mesafe koyun, gelin Meclis’te herşeyi konuşalım” dedi mi?
Dedi..!
Bir şey daha ekledi, “Düne kadar bölücü terör örgütü ele başının yoldaşlarıyız diyenler, bugün Amerika’nın uşağı olmuştur” dedi mi?
Dedi..!
***
Suriye’de olup bitene en vakıf devlet adamımız Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “ABD, Suriye’de YPG-PKK ile işbirliği yaptığı sürece, Türkiye ile ilgili stratejik sorun alanı tabii ki devam edecektir” dedi mi?
Dedi..!
Sonra…
“Suriye, Türkiye ve Irak üçü de birbirine kara hududu olan ülkeler. Üç ülkenin de bir araya gelip, belli konuları oturup konuşması gerekir” dedi mi?
Dedi..!
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Uçum, “Türkiye’nin bir iç Kürt sorunu yoktur. Dış Kürt sorunu vardır” dedi mi?
Dedi..!
MHP’li Semih Yalçın, Bahçeli’nin açtığı “umut kapısı”nı değerlendirirken, “Bu iş sanıldığından çok daha ciddi ve mühim. Herkes adımını ona göre atmalı” dedi mi?
Dedi..!
TERÖRİST BAŞI “SAVAŞIN MERKEZİ TÜRKİYE OLACAK” DİYOR, BİZİM AKLİ EVVELLER “İSRAİL BİZE Mİ SALDIRACAK” DİYE SALVO YAPIYOR
PKK ele başlarından Mustafa Karasu, “Ulus devlet statükosu” diye başladığı cümlesini, “Savaşın merkezi Türkiye olacak” diye sürdürdü mü?
Sürdürdü..!
“Biz de kendi çıkarımız için ulus ötesi güçlerin yaptıklarından nasıl faydalanırız diye çalışıyoruz” dedi mi?
Dedi..!
DEM’in Stokolm kontenjanından Meclis’e taşıdığı Cengiz Çandar, Türkiye’nin PYD-YPG ile anlaşması gerektiğinden dem vurdu mu?
Vurdu..!
Amerikan işgali ile fiili olarak parçalanan, Irak’taki yeni federatif yapıyı övdü mü?
Övdü..!
Türkiye’ye Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’ni örnek göstererek, PKK’nın Suriye kolu ile anlaşmasını önerdi mi?
Önerdi..!
Bir terör örgütü ele başı, İmralı’daki Abdullah Öcalan’ın projesi olan “Konfederalizm”i diline doladı mı?
Doladı..!
Bölge için en önemli çıkış yolu olarak “Konfederalizm”i önerdi mi?
Önerdi..!
Bütün bu söylemlere rağmen bazı aklı evveller çıkıp, “İsrail bize mi saldıracak” dedi mi?
Dedi..!
***
Peki bunların hepsi gözümüzün önünde oldu mu?
Oldu..!
Kulaklarımız duydu, gözlerimiz gördü mü?
Evet..!
AMERİKA’NIN BÖLGEMİZ İÇİN TASARLADIĞI UZUN VADELİ STRATEJİK PLAN HALA İŞLİYOR
O halde, Sayın Bahçeli’nin 1 Ekim’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Meclis Genel Kurulu’na hitaben yaptığı konuşmada “İç Kale”ye yaptığı vurgudan sonra DEM’lilerle selamlaştıktan sonra açtığı “Umut Kapısı”nın aslında yaklaşan büyük tehlike öncesi atılan bir adım olduğunu görmüş olmalıyız.
Burada, yöntem olarak farklılıklar…
Söylem olarak farklılıklar…
Olabilir.
Ama temelde “tehdidin” ne olduğu konusunda Cumhur İttifakı’nın, hükümetin ve devletin ortak bir perspektifi var.
Bazılarının, Amerika’nın uzun vadeli Ortadoğu stratejik hedefinde ikinci faza geçildiği yönündeki tespit ve söylemleri de aynı kapıya çıkar.
1’NCİ KÖRFEZ SAVAŞI’NDAN BU YANA OLUP BİTENİ UNUTMADIK
Coğrafyamızı, hem doğrudan Amerika ve müttefiklerinin müdahalesi ile…
Hem kurup, besleyip, donatıp sahaya sürdükleri terör örgütleri üzerinden vekâlet savaşları yolu ile…
Hatta, kendi kurdukları terör örgütlerine karşı savaşarak… (DEAŞ’ı kurup, onunla mücadele koalisyonu kurmak gibi H.Ö)
Lime lime ettiler.
1991’deki 1’nci Körfez Savaşı’ndan sonra coğrafyamızın işgal ve istila edildiğini unutmadık.
Amerika ve müttefikleri, 7 Ekim sonrasındaysa İsrail Hükümeti eliyle coğrafyamızda harita değiştirmeyi seçti.
Önce Gazze, şimdi Lübnan yakın gelecekte Batı Şeria ve Suriye..!
Peki ardından?
Ardından, PYD-YPG’nin desteklenmesiyle Türkiye!
İşte o yüzdendir ki “Türkiye’nin Kürtlerine” el uzatılmıştır.
İşte o yüzden, büyük vuruşma öncesi, “tercih yapma” konusunda bir “Umut Kapısı” açılmıştır.
İşte o yüzden, “İç Kürt sorunu” olmadığı anlatılıp, “barış kapısı” ardına kadar açılmaya çalışılırken, “Dış Kürt sorunu” olarak karşımızda duran PYD-YPG’nin bir Amerikan aparatı olarak Türkiye’ye yöneleceği gerçeği anlatılmaktadır.
Trump’ın başkanlık koltuğuna oturduktan sonra bölgemize ilişkin atacağı adımları öngörememekten de kaynaklanan “stres birikimi” hat safhadadır.
O yüzden, “birlikte miyiz” sorusunun cevabını muhataplarından bir türlü alamayanların son kertede mutlak adım atmak zorunda olduğunu bilmek gerek.
O adımlar atıldığında hala “ikircikli” tavırlarla, “birlikte miyiz” sorusuna “evet” cevabı vermeyenler elbet bedel ödeyecektir.
Bilmem anlatabiliyor muyuz?
Yorumlar23