Muhalifler Halep’i nasıl geri aldı?
- GİRİŞ30.11.2024 08:51
- GÜNCELLEME30.11.2024 09:34
Dün öğlenden akşam saatlerine kadar geçen süre içerisinde Suriye sahasından gelen bazı haberler (SIRASIYLA) şöyleydi:
-Muhalif güçler Halep girişindeki kontrol noktasını ele geçirdiler.
-Suriyeli muhaliflerle Esad rejim güçleri arasındaki çatışmalar Halep Şehri’nin en büyük mahallelerinden biri olan Yeni Halep’e kaydı.
-Kremlin’den açıklama: Suriye hükümetinin Halep bölgesinde anayasal düzeni bir an önce yeniden tesis etmesini istiyoruz.
-Esat rejiminin Genelkurmay Başkanlığı, Halep kentindeki tüm mevzilerin boşaltılarak El Sarifa’ya doğru hareket edilmesi emrini verdi.
-Bir gün olup bitenlerden Türkiye’yi suçlayan açıklamalar yapan İran Dışişleri Bakanı yeni bir açıklama yaptı: Halep’e saldırıların arkasında Amerikalılar ve Siyonistler var. Amerikan/Siyonist planı hayata geçiriliyor.
-Suriyeli muhalifler Esad rejiminden büyük miktarda MANPADS ele geçirdi.
-Suriyeli muhalifler, Esad milislerinin çekilmesinin ardından stratejik öneme sahip Serakip kentinin kontrolünü ele geçirdi.
-Halep’e giren Suriyeli muhalifler Esad’ın posterlerini yırtıyor.
-Halep Valisi Hüseyin Diyab ve diğer üst düzey yetkililer aileleriyle birlikte Halep’ten Şam’a kaçtı.
-Anadolu Ajansı: Muhalifler Halep’in merkezine ulaştı…
-Suriye makamları: Rusya, savaş uçaklarını Ukrayna’ya gönderdiği için Halep saldırısını durduramadı.
HALEP’TE 2015 ÖNCESİNE GERİ DÖNÜŞ
Şu aktardığım haberlerden fark etmiş olmalısınız.
Bir gün içerisinde Halep ve civarındaki 8 yıllık statükonun nasıl hızlı ve dramatik bir şekilde değiştiğini.
Aralık 2016’da Halep’in doğusunda direnişi sürdüremeyecek hale gelen muhalifler, konvoylar oluşturan otobüslerle tahliye edilip İdlib’e geçirilmişlerdi.
Biraz daha geriye gittiğimizde, 30 Eylül 2015’ten itibaren Rusya’nın Suriye sahasına hava gücüyle girişi söz konusu olmuştu.
Aylarca devam eden saldırılarda o güne kadar sahada kontrolü büyük ölçüde ellerinde tutan rejim muhalifleri, büyük mevzi kaybettiler.
Sadece elinde silahlarla savaşanlar değil, siviller de büyük bir kıyımdan geçirildi o süreç içerisinde.
HEM RUSYA’NIN, HEM İRAN’IN, HEM DE REJİMİN EN ZAYIF ANI YAKALANINCA…
Esat karşıtı muhaliflerin Halep’e bir gün bir şekilde geri döneceklerine dair umutlarını hep canlı tuttukları bilinmeyen bir şey değildi.
Konjektürde yaşanan son gelişmeler, onlara bu anlamda büyük bir fırsat verdi.
-Rusya’nın hava kuvvetleri Ukrayna savaşı nedeniyle büyük ölçüde Suriye’den çekildiği için;
-İran ve Hizbullah’ın İsrail’le savaşta yaşadıkları ağır kayıp ve moral bozukluğu kendini belli ettiği için;
-Sahadaki varlığını zaten Rusya ve İran’dan aldığı güçle koruyabilen Esat rejimi birliklerini yetersizliği ortada olduğu için.
Bu hamle hızlıca sonuç verdi.
Arkası nasıl gelecek henüz bilmiyoruz tabi.
Muhalifler Halep’ta kalıcı olabilecekler mi?
Rusya Suriye sahasında bu bölgeye geri dönüş yapabilecek mi?
İran’a yakın milisler güçlerini tekrar toparlayabilecek mi?
Bunlar şu an için cevabı net olmayan sorular.
Ancak Halep’in bu şekilde hızlıca düşmesi, muhaliflerin moraline moral katarken, karşı cephenin yaşadığı hezimetin şokunu kolayca atlatması mümkün görünmüyor.
ANKARA’NIN YAKLAŞIMI…
Muhaliflerin Halep harekatı ile ilgili gözlerin en fazla çevrili olduğu başkentlerin başında şüphesiz Ankara geliyordu.
Ankara’nın bu süreçle alakalı yaklaşımını dün akşam Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli’nin açıklamaları ile herkes öğrenmiş oldu.
Halep’ten hiç söz etmeden, İdlip ve mücavir bölge ifadesi kullanılarak, öbür tarafta Münbiç ve Tel Rıfat’taki ‘terör gruplarından’ söz eden bir açıklamaydı bu.
Açıklama, muhalifler harekete geçmeden önce karşı cephenin sivilleri de hedef alan saldırılarda bulunmasının bu son gelişmelere yol açtığına dönük bir mesaj taşıyordu.
“Yeni ve daha büyük istikrarsızlıklara yol açılmaması ve sivil halkın zarar görmemesi, Türkiye bakımından büyük önem teşkil etmektedir.”
Dışişleri Sözcüsü Keçeli’nin açıklamasının ikinci kısmı ise, Münbiç ve Tel Rıfat’taki terör gruplarının hem sivil halkı, ham da Türkiye’yi hedef alan saldırılarına değiniyordu.
Şu cümleye dikkat:
“Bu bölgelerdeki terörist varlığının sonlandırılması amacıyla paydaşlarla daha önce varılan mutabakatların gereğinin yerine getirilmemiş olması, endişelerimizi artırmaktadır.”
Muhaliflerin Halep zaferini ‘Astana Sürecinin ihlali olarak” değerlendiren İran ve Rusya görüşüne karşı buralardaki ‘ihlali’ hatırlatan bir cümle gibi görünüyor bu.
Mehmet Acet / Haber7
Yorumlar27