Haydi gençler, katil Esed’i ve işbirlikçilerini kınamaya!
- GİRİŞ11.12.2024 08:23
- GÜNCELLEME11.12.2024 13:53
Haydi gençler, Esed’i kınamaya..
Ama lütfen, “Katil Esed, işbirlikçi AKP” diye slogan falan atmaya kalkışmayın..
Esed’i kınayın.
Esed ile iş tutanları da kınayın.
Esed ile herkesin gözü önünde iş tutanları kenarda bırakıp, “Türkiye acaba hava sahasını kullandırdı mı?” diye bir maval üzerinden, şeytani operasyona kalkışmayın..
Evet, son tartışma konumuz ne, biliyor musunuz.
Suriye’nin katil diktatörü Esed, ülkesinden kaçarken, Türk hava sahasını kullandı mı, kullanmadı mı?
Ne yapmak istediklerini anladınız sanırım..
Diyecekler ki..
“Bakmayın Esed karşıtlığına. Esed Suriye’den kaçarken, Türkiye de ona yardım etti, hava sahasını Esed’in uçağına açtı.”
Erdoğan nefreti gözlerini kör etti! Saadet Partili Kamalak’tan akla ziyan Suriye sözleri
Ne kadar riyakar insanlar bunlar..
Daha bir hafta önce, “Esed ile görüşmelisin” diye çağrı yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e tek kelime edemeyen muhafazakarlarımız.
Saadet Partisi’nin eski ve yeni genel başkanları. Hatta iki önceki genel başkanı Mustafa Kamalak.. Sabahtan akşama kadar tekrarladıkları, “Esed ile görüşün” tekliflerini görmezden gelenler..
Şimdi Esed’in ortaya çıkan cezaevlerindeki insan mezbahanesini görmezden gelenler..
Katledilen insanlar, tecavüz edilen kadınları görmezden gelen dindar kardeşlerimiz..
Gazze’de ölen Müslümanlar ile, Suriye’de ölen Müslümanlar arasında ayrımcılık yapıp..
Suriye’de ölenlere gözlerini yumuyorlar..
Kendilerinin Gazze’ye sahip çıktıklarını öne sürüp, bu sebeple Türk cezaevinde, “şallarının kısaltıldığı”nı öne sürerek, eziyet suçlaması yapıyorlar.
Gazze’ye de sahip çıkalım..
Suriye’ye de..
Netanyahu da zalim.. Esed de..
Ve devam edelim..
Türkiye’deki hiçbir cezaevinde, ne başörtülüye, ne de başı açığa bir işkence yok, hanımefendiler..
Ama sizlerin dost bildiğiniz Esed’in cezaevinde, kadınlara, hem de onlarca, yüzlerce kadına tecavüz edildiği, ayan beyan ortada..
Şalınıza da dokundurtmayız.. Feracenize de dokundurtmayız.
Ama öyle bir riyakar ittifakla karşı karşıyayız ki..
Hâlâ devlet içinde, hâlâ Adalet Bakanlığı’nın içindeki, aslında sizinle seçim ittifakı yapan derin görevliler, sizi cezaevinde şal ile boğup, sonra da “Şalı ile intihar etmiş”’ yalanını bile uydurabilirlerdi..
Bu ülkede kimsenin tesettürüne, ne devlet görevi üstlenenler, ne de sivil kişiler dokunmamalıdır.. Dokunamazlar ..
Ama lütfen..
Bu ülkede başörtüyü yasak eden, başörtünün yasaklığının sürmesi için Anayasa Mahkemesi’ne giden adamlara kefil olanlar..
Başörtüyü zorla açanlarla işbirliği yaptıkları bir süreçte..
“Başörtümüzü açtılar” diyemedikleri için..
“Şalımızı kestiler” derlerse..
Hayrola bacım, şalınız kaç metre idi?” diye sorarlar insana..
“Şalın 2 metre olması konusunda, ayet mi var, hadis mi var” diye sorarlar bacıma..
Bu ülkede, başörtüsünün üzerine taktığı peruk ile bile üniversite kapısından girilmesine izin vermeyen zalimlere kefil oldunuz siz..
O zalimliği yapan Nur Serter’i milletvekilliği ile ödüllendiren CHP’nin listesinden, milletvekili oldunuz siz..
Vicdansızlar..
Şimdi yaptığınız istismara bakın..
Bir bacımızın sözlerini aktarırken, Milli Gazete bakın ne çapaçulluğa imza atıyor.
Tırnak içinde veriyor.
“Cezaevinde başörtüsü parçalanan gençler, Milli Gazete’ye konuştu” üst başlığının altında..
Bu ülkede, Cumhurbaşkanı’nın eşi, kızları, gelinleri başörtülü iken..
Bu yalanı vicdansızca tekrarlayan Milli Gazete, devam ediyor:
“Başörtümüzü, şalımızı ve feracemizi kestiler”
Ne anlıyorsunuz?
Başörtüsünü kesmişler, bacımızın saçları görünmüş.. Şalını kesmişler.. Boynu açıkta kalmış. Feracesini kesmişler, bacakları görünmüş..
Haberin içine bakıyorsunuz..
Haberin içinde, kesildiği ileri sürülen başörtü yok, uçmuş..
“Dilara Gezmişoğlu anlatıyor” diye vermişler..
Tırnak içinde Dilara’nın sözlerini aktarmışlar, “başörtümü kestiler” diye bir ifade yok.
Ya ne var?
Birebir akarayım:
“Şalımı kestiler. Feracemi özellikle dizimin üstünden kestiler”
Hani ne oldu, başörtü? Uçup gitti..
Dilara öyle bir şey söylememiş..
Şal demiş, ferace demiş..
Milli Gazete uydurmuş, “başörtüsünü kestiler”..
“Ne farkı var” diyeceklere hatırlatayım..
Başörtüyü kestin mi, zaten başı örtmek için küçük ölçüdeki örtü, artık başı örtemez hale gelebilir..
Tesettüre saldırı oluşur.
Ama şal, öyle değil ki. Başörtünün üzerine şal takmış olabilirsiniz.. Şalı alsalar da başınızda örtü var.. Tesettürünüz devam eder. 2 metrelik şalınız vardır, kesilse bile, 1.5 metresi ile de, başınızı örtebilirsiniz.
“Feracemi dizimin üstünden kestiler” diyen Dilara’ya soruyorum, pantolonun var iken, “dizimin üstünden kestiler” diyerek, ne yapmak istiyorsun.. Beni Nur Serter’in yapmak istediği gibi, mini etekli hale getirdiler mi diyorsun. Biz Nur Serter ile ittifak yaptık. Şimdi Nur Serter’leri tasfiye eden Erdoğan’ı devirmeye ahdettik” mi diyorsunuz?
Söyle Dilara.. Anlat Dilara.
Anlat ki, birileri size saldırıp, sonra da “kendini asmış” dememesi için alınmış bir tedbiri istismar etmeyesiniz.
Yalan söylerseniz.. Allah korusun, içinizdeki o tesettür duygusu da, yarın zedelenir..
Yalan söyleyen, tesettürü de iplemez hale gelir..
Aman Dilara, aman.,
Milli Gazete gibi, HAMAS’a terör örgütü diyenlerle işbirliği yapıp, alnı secdeli Cumhurbaşkanı’na “işbirlikçi” demenin vebalini üstlenmeyin..
Yaptığınız hakkı haykırmak değil, olsa olsa, siyoniste dil olmaktır..
Siyonistin yapamadığını, sizin yapmanızdır..
Yeni Akit
Yorumlar16