Yeni Suriye nasıl yönetil-me-meli
- GİRİŞ14.12.2024 09:10
- GÜNCELLEME16.12.2024 12:04
“Sussam olmuyor, susmasam olmaz…”
CHP idari heyetinin dilinde bu dizeler dolanıyordur bugünlerde muhtemelen.
Dış politikada süratle değişen dengelerin Türkiye tam göbeğindeyken.. İktidarın bizzat yönettiği süreçle bütün dünya şaşkına dönmüşken.. Yabancı basın tekmili birden Erdoğan’ın güçlü liderlik hamlelerine şapka çıkarırken.. Coğrafyamızın her yerinden “İyi ki Erdoğan var” nidaları yükselirken..
Son dönemde anketlerin gazıyla iktidar havasına giren ana muhalefet;
Konuşsa olmuyor, konuşmasa olmuyor..
Sussalar, Cumhur İttifakı bu fırtınayı arkasına alarak fevç fevç oy toplarken hareketsiz kalmış olacaklar..
Konuşsalar, neyin nasıl olduğundan haberleri yok..
*
Esed’in Suriye’den kaçtığı saatlerde CHP lideri Özgür Özel’in “Türkiye Esed ile irtibata geçsin, af çıkardığı için ülkedeki Suriyelileri oraya göndersin” mealinde açıklama yapmasının tuhaflığı daha unutulmazken..
Partiden kurumsal çapta bir acayip açıklama daha geldi.
Özgür Özel başkanlığında gerçekleştirilen son Merkez Yönetim Kurulu toplantısına ilişkin düzenlediği basın toplantısında CHP Sözcüsü Deniz Yücel ne dedi, duydunuz mu?
CHP yönetimi adına mesaj veren Deniz Yücel, Suriye’deki yeni hükümete şu tavsiyede bulundu:
“Laikliği ve demokrasiyi benimsemezseniz ülkeniz küresel güçlerin satranç tahtası olmaya devam eder. Atatürk’ü okuyun ve o ne yaptıysa aynısını yapın.”
Evet, Gazi’nin siyasi döneminde “ne yaptıysa aynısını” yapmak..
CHP Sözcüsü, Suriye’nin yeni hükümetine, CHP’nin tek partili iktidarının uygulamalarını tavsiye etti yani..
Suriye’de yeni hükümet, “geçiş ve kuruluş” döneminde CHP’nin tek partili iktidarında ne yapıldıysa aynısını yaparsa neler olur?
Somut örneklerle birkaçı sıralanırsa, tam olarak şunlar olur:
- (Suriye’yi) 26 yıl boyunca tek partiyle yönetirler. Hiç seçim yapmazlar.
- (Suriye’de) halka sormadan Anayasa yaparlar. Sonra o Anayasa’yı yine millete sormadan değiştirirler.
- (Suriye’yi) yöneten devlet başkanının partisinden başka hiçbir partiye faaliyet izni vermezler.
- (Suriye) Cumhurbaşkanı’nın kararıyla kurulacak kontrollü muhalefet partisinin bile 6-7 ayda kapısına kilit vururlar.
- (Suriye’nin) silahlı kurtuluş mücadelesinde öncü rol oynayan bir komutanın kurduğu partiyi kapatıp, o komutanı idam cezasıyla yargılarlar.
- (Suriye’de) ülkenin aydınlarını mahkemelerde süründürler. Kimisi yurt dışına kaçar (Nazım gibi), kimisi sürgüne yollanır (Sertel gibi), kimisi öldüğünde bile hakkında mahkumiyet kararı vardır (Fazıl gibi).
(Suriye’de) İstiklal Mahkemeleri kurarak, hukukçu olmayanları hakim yapıp, birçok kişinin idamına karar verip, “sanığın idamına, tanığın sonra dinlenmesine” gibi garabet kararlar verdirirler..
- (Suriye’de) Huzurun Sağlanması (Takriri Sükun) Kanunu ve Basın (Matbuat) Kanunu çıkarır, bütün gazete ve dergileri (televizyon, radyo, haber sitelerini) kapatır veya ağır sansüre tâbi tutarlar. Sadece kendilerinin bültenliğini yapan tek-tük yayın organına müsaade ederler.
- (Suriye’nin) silahlı devrim sürecinde en kritik yayınları yapan medya kuruluşunu, yeni hükümeti kurduktan sonra kapatmak gibi (İkdam örneği) acayip işlere bile imza atarlar.
Ve daha niceleri…
Suriye’de bunlar mı olsun yani şimdi?
CHP susmasa olmuyor.. Fakat;
Sussalar kendileri için daha iyi olur sanki.
Faruk Arslan / Haber 7
Yorumlar3