AK Parti Psikolojik Üstünlüğü Geri Alıyor
- GİRİŞ17.12.2024 08:26
- GÜNCELLEME17.12.2024 08:59
Suriye’de yaşanan gelişmeler her zaman Türkiye’yi yakından ilgilendirir.
Oradaki kaos veya huzur bir biçimde bize yansır.
Suriye’nin yeniden inşası Türkiye’nin olmadığı bir masada olamaz.
Olsa da dikiş tutmaz.
Geçen hafta perşembe günü MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın Emevi Camii’nde kıldığı namaz iç kamuoyuna yönelik bir mesaj gibi vurgulanmaya çalışılsa da esasen emperyalist güçlere verilen bir mesajdı.
13 yıldır Türk dış politikasıyla ilgili her gündem sonrasında muhalefetin sürekli olarak “Hani Emevi Camii’nde namaz kılacaktınız?” sorusunu sorması da iç kamuoyunda bu kadar konuşulmasına neden oldu.
Türkiye, emperyalizme, siyonizme ve sömürge düzencilerine ‘bayrak’ gösterdi.
“Ben buradayım” dedi.
İçeridekiler hala üzerinde tepinmeye devam etse de mesajı alması gerekenler aldı.
Muhalefetin elinde 13 yıldır oynadığı ‘Emevi Camii’nde namaz kılamadınız oyuncağı’ da elinden alınmış oldu.
15 gündür, yıllardır vurguladıkları ‘BOP’ argümanını tekrar tedavüle soktular.
Geçen cuma ‘Özgüvensiz Süt Tozu Çocukları’ başlıklı yazımda bunun nedenlerini sorgulamıştım.
Türkiye’nin kendi projeksiyonunu hayata geçiremeyeceğine inananların başka ülkeler adına çalışan birileri değilse; nedeninin Amerika tarafından ülkedeki tarım, sanayi ve ekonomideki gelişmeleri durdurmak için Türkiye’ye verdiği Marshall yardımları ile aşılanan özgüven eksikliği olduğunu anlatmıştım.
Şimdi ellerindeki Büyük Ortadoğu Projesi olarak bilinen ‘BOP’ argümanı da patladı.
Cuma akşamı katıldığım televizyon programında “Türkiye BOP’u uyguluyor. Başkanı belki de Recep Tayyip Erdoğan’dır” dedim.
Ancak bir farkla…
Türkiye’nin uyguladığı BOP, Büyük Osmanlı Projesi’dir…
Kadim Türk tarihininin izlerinin olduğu ve Osmanlı’nın hüküm sürdüğü topraklardaki bugün var olan ülkeler ile ‘sınırlarına katmak şeklinde değil’; kültürel, sosyal ve ekonomik iş birlikleri kurma hedefinin olabileceğini düşünüyorum.
Afrika, Libya, Balkanlar, Azerbaycan ve bugün Suriye’de Türkiye küresel koalisyonun oyunlarını bozmuştur.
Onlara kaybettirmiş ve Türkiye’yi kazandırmıştır.
Dünya küreselleşiyor.
Sınırlar artık eski katılığında değil.
Türkiye’de konjonktürel olarak bu yolu tercih edebilir.
Etmesi de doğaldır.
Bunu sadece biz de söylemiyoruz.
Televizyondaki bu çıkışım sosyal medya ve medyada ses getirince birçok takipçimiz İtalya’da yayınlanan strateji dergisi Limes’in haberini paylaştı.
İtalyan strateji dergisi Limes, Suriye’de yaşananları Türkiye açısından değerlendirmiş.
Haberin içerisinde "Türkiye'nin Suriye zaferinin bilinmeyenleri" başlıklı haberde "Ankara sonunda Suriye savaşını kazandı. Şam'ın düşüşü "Türkiye Yüzyılı"nın başlangıcına işaret ediyor. Gizli servisler ve Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından eğitilen ve beyni yıkanan milisler Emevi başkentine doğru ilerlerken, cumhuriyetçi liderlerin eşi benzeri görülmemiş düşük profiliyle desteklenen zafer duygusu" ifadelerine yer verilmiş.
Aklın yolu bir ama bizim içerideki muhalefetin aklının Türkiye’yle olmadığı ortada…
ERZURUM’DA ‘SURİYE FATİHİ’ GİBİ KARŞILANDI
Suriye’de yaşanan son gelişmeler ve Türkiye’nin hamleleri; iç kamuoyunda sahaya da çok olumlu yansımış.
Hafta sonu gazeteci arkadaşlarım Gaffar Yakınca ve Hacı Yakışıklı ile beraber Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı AK Parti 8. Olağan İl Kongresi’ni takip etmek için Teşkilat Başkanlığı’nın davetiyle Erzurum’daydım.
Sahada yerel seçimler sonrasındaki psikolojik üstünlüğü CHP’ye kaptıran AK Parti’nin yeniden ipleri ele aldığını söyleyebiliriz.
Vatandaşlarla Erzurum’un çarşısında, lokantalarında karşılaştığımızda da bunu net bir biçimde gördük, kongrenin gerçekleştirildiği salondaki coşkuda da bunu hissettik.
Erzurumlular Recep Tayyip Erdoğan’ı adeta ‘Suriye Fatihi’ ve muzaffer bir komutan gibi karşıladı ve salondaki coşku bir an bile düşmedi.
Tıklım tıklım dolu olan salonun üstünde 16 Türk devletinin bayraklarının odak noktasına yerleştirilen Türk Bayrağı ve “17 devlet, tek millet seninle” diyerek Erdoğan’a verilen destek de anlamlıydı.
Salonda Recep Tayyip Erdoğan’ı beklerken ayaküstü sohbet ettiğimiz AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Teşkilat Başkanı Erkan Kandemir, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Tanıtım Medya Başkanı Hamza Dağ ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Genel Sekreter Fatih Şahin de bu tespitlerimizi doğruladı.
AK Parti, hayat pahalılığını engelleyici hamleler ile birlikte emeklileri ve asgari ücretlileri mutlu edecek maaş zamlarını da hayata geçirebilirse; karşısında siyaset üretemeyen bir muhalefet olması nedeniyle 2025 yılındaki toparlanması çok daha hızlı seyredebilir.
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU, BORÇLU BELEDİYELERİ SİLKELEMEYE BAŞLADI
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kabine toplantısı sonrası Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’na dönerek SGK borçları dolayısıyla “borçlu belediyeleri biraz daha silkeleyin” ifadesi üzerine Sosyal Güvenlik Kurumu harekete geçti.
İlk etapta en borçlu 6 belediyeye gecikmiş borçlardan dolayı 11,7 Milyar TL’lik haciz işlemi başlatıldı.
Belediyelerin ve şirketlerinin mevduat hesaplarına bloke kondu.
Ayrıca bazı gayrimenkullerine ve araçlarına da haciz konması gündemde…
Söz konusu belediyelerin Adana, Ankara, İstanbul, İzmir, Mersin Büyükşehir Belediyeleri ve Şişli Belediyesi olduğunu öğrendim.
Bu sürecin bir başlangıç olduğu ve borçlu belediyelere yönelik işlemlerin artarak devam edeceğine dair bilgiler aldım.
SGK, borç yapılandırmasına gitmeyen veya ödemelerini ihlal eden tüm belediyeleri mercek altına alacak.
Zaten Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde gerçekleştirilen bütçe görüşmelerinde konuyla ilgili "Belediyelerin SGK’ya olan toplam borcu 96 milyar TL’den 160 milyar TL’ye çıktı. Bu artış, sürdürülemez bir yük haline gelmiştir. Borçlarını ödemeyen belediyelere haciz dahil gerekli tüm işlemleri uygulamaktan çekinmeyeceğiz” diyerek bu günlerin sinyalini vermişti.
Ferhat Murat / Haber7
Yorumlar22