Suriye’yi yeniden yekpare bir şekilde ayağa kaldırmanın zorluğunu bilerek…

  • GİRİŞ18.12.2024 08:27
  • GÜNCELLEME18.12.2024 09:15

8 Aralık’ta Şam yeniden ayağa kalktı. Esad kaçtı. Baas çöktü. Geçici hükümet kuruldu. Suriye’nin geleceği konusunda şimdi baş döndüren bir diplomasi trafiği yaşanıyor. Trafiğin başkenti Ankara. Ana aktörü Cumhurbaşkanı Erdoğan.

Trump, Erdoğan’ı övüyor. Katar Emir’i, Avrupa Birliği (AB) temsilcisi Ankara’da. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiltere’den, Mısır’a, Rusya’dan, Avusturya’ya bütün ülkelerin başkentlerinde muhataplarıyla telefon diplomasisinde.

Erdoğan’ın ekibi hem sahada, hem diplomasi merkezlerinde baskın, ana aktör olarak önde. Türkiye’nin tezleri, iddiası, ısrarı belirleyici rolde.

Suriye’de belirleyici en güçlü aktör Türkiye..!

***

Ne var ki işler öyle kolay olmuyor. Olmayacak. Şam’da geçici hükümet kuruldu. Ama Suriye’nin Merkez Bankası’nın kasası tam takır. 200 milyon dolar ve 10 tonun üstünde bir altın rezervi var o kadar.

Ülkenin ayağa kalkması için 400 milyar dolar gerekli.

Bu paranın nasıl geleceği, neler yapılacağı elbette büyük mesele.

Milyonlarca insan evinden yurdundan edildi. Milyonlarcasının yıllar içinde Suriye’ye geri dönmesinden söz ediliyor. Ama o kadar kolay değil.

Siz bakmayın şu anda Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan giden üç beş garibana.

Suriyelilerin birçoğunun ne evi, ne ocağı, ne ekmek teknesi var memleketlerinde. Sabırlı olmak gerek. Sabırla beklemek gerek. Suriyeli geçici koruma altındaki misafirlerin öyle hızlıca memleketlerine dönmeyeceğini içselleştirmek gerek. Önemli bir kısmının gitmeyeceğini bilmek gerek. (Gitmeleri de gerekmiyor zaten)
Bütün bunlara rağmen, umutlu olmak gerek.

***

Umutla beraber daha büyük meselelerin çözülmesi gerektiğini serin kanlıca tartışmak gerek. Baas rejiminin yıkılması ve Esad’ın kaçmasından sonra kurulacak yeni Suriye’nin hangi “temeller” üzerinde yükseleceği ana konudur.

Her kesime eşit. Adil. Bütün kesimlerin temsil edildiği. Etnik ve dini ayrımın yapılmadığı, tüm etnisitelerin tanındığı bir Suriye’den söz ediyoruz.

Şam’daki yeni hükümetin en tepesindeki Ahmet El Şara’nın (Colani) uluslararası topluma yönelik mesajları net. İçerideki farklı etnisite ve dini yapılara verdiği mesaj net.

Bu mesajlar üzerinden yeni Suriye’nin inşası mümkün mü?

Zor ama imkansız değil.

Peki, yeni Suriye’nin temellerinin atılma sürecinde kim ne kadar etkili olacak?

TÜRKİYE SURİYE’DE GARANTÖR ÜLKE

Neredeyse bütün kesimlerin ortak kanaati Türkiye’nin garantörlüğü. Ancak uzun yıllara dayanan Fransa ve İngiltere’nin etkisini unutmuyoruz. Yine, Amerika’nın Suriye’deki YPG/PKK’ya hala ve ısrarla hamilik yapmasını da bir kenarda tutalım.

Dahası, “Güvenlik bahanesi” ile 8 Aralık’tan sonra Golan’ın kuzey doğusunda düze inerek işgale başlayan İsrail’in, Şeyh Dağı’nı da işgal etmesi bir yönüyle Suriye’nin toprak bütünlüğüne engel.

Şeyh Dağı’ndan Şam’ı kuşbakışı takip eden İsrail, Dürzi azınlığın yaşadığı Suriye’nin güney batısını da şu an itibariyle işgal etmiş durumda.

Buna bir de Amerika’nın Türkiye’ye hala ısrarla YPG/PKK meselesi üzerinden baskı kurmaya çalışması, sorunun ciddiyetine işaret.

***

Bütün bu olup bitenlere Türkiye’nin net cevapları var. Net tavrı var.

Suriye’deki yeni yönetimin askeri alanda bir talebi olursa Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in ifadesiyle, “Destek oluruz!

Yine, askeri eğitim konusunda da Suriye’nin yeni ordusunun eğitiminde rol alırız. Tavrımız net!

YPG/PKK konusunda, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ifadesiyle, “Suriyeli olmayanlar Suriye’yi terk edecekler. Ya onlar kendilerini fesh edecek ya da yok edilecekler.

Tavrımız net!

Yeter mi?

Hayır!

Suriyeli olsalar bile YPG/PKK’nın üst düzey yönetimi ülkeyi terk edecek. Geri kalan alt kesim silah bırakıp sade vatandaş olarak yaşayacak.”

Tavrımız Net!

Yeni yönetim ile Türkiye’nin ilişkilerine dönük tartışmalara, MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın Emevi Camii’nden çıktığında siyah Mercedes’in ön sağ koltuğuna oturduğunda “hal dili” ile söylediği, “Biz onlarlayız, onlar da bizimle” mesajı.

Tavrımız net!

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN GÜCÜNÜ DE SINIRLARINI DA BİLİYOR

Peki kritik soru şu:

Bizim arzu ve isteklerimizin tamamı Suriye’de gerçekleşir mi?

Bu elbette mümkün deği. Ama, yıllardır takip etiğimiz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı biraz tanıyorsak şu cümleyi kurabiliriz. “Gücünü de sınırlarını da bilen ender liderlerden!

Gücünü sonuna kadara kullanıyor Erdoğan, ama bir yerde sınırını da bildiği için Türkiye’nin kırmızı çizgilerini ilan ediyor.

Suriye’nin bölünmesine müsaade etmeyiz!”

Bir kırmızı çizgi de elbette, YPG/PKK’nın Suriye’de etkin olarak kalması ve Türkiye’yi tehdit etmesine müsaade edilmeyecek olması.

Bundan sonrasını, oturup konuşuruz.

Konuşuyoruz da.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve kadrosu, şu anda sadece Suriye’nin geleceğinde değil, Kızıldeniz’in Okyanus bağlantısındaki Afrika Boynuzu’nda da, Balkanlarda da, Orta Asya’da da etkin.

Bu etkinlik vakarlı duruş ve adil bir çözüm odaklı olunmasından kaynaklanıyor.

O halde son söz niyetine şunu söylemeliyiz:

Türkiye, artık uzak-yakın bölgesinde kurucu bir iradedir. Bu irade, adalet peşindedir!

“Daha adil bir dünya mümkün” diyen Erdoğan’ın, bu sözünün fiiliyata geçtiği günler yaşıyoruz.

Yanılıyor muyum?

Hasan Öztürk / Haber7

Yorumlar22

  • yüksel oduncu 38 dakika önce Şikayet Et
    Güzel bir yazı. Suriye ile ilgili yapılacak çok şey var. Derhal geçici Suriye hükümetiyle savunma ve güvenlik işbirliği anlaşması yapılmalı. Golan'a ve diğer bölgelere üslerimizi kurmalıyız. Hava savunma sistemi ile Suriye hava sahasına giren uçaklara gereken karşılığı vermeliyiz.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Misakı milli 41 dakika önce Şikayet Et
    Elbette dünkü koca devletimizin bakiyesi dünkü Osmanlı vatandaşlarının çocuklarının gerçekten de gitmeleri gerekmiyor.Bizş yüz yıl önce kopardılar ama şimdi tekrar buluştuk.Bizim kaderimiz dahi ortak bu kardeşlerimizle.Niz şimdi kucaklaşmışken daha da yakınlaşacağız.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • mihedülaliosman 46 dakika önce Şikayet Et
    Suriyeyide Siyonizmin eli yabancı sermayeye satmayın lütfen fabrikaları müslüman türk sermayesi ile kurun petrol işletmeleri devlet işletmesi olsun olmuyorsagerçekten Müslüm olup ABD nefretedenleriseçin çünkü bölgeyiisrail'e satarlar. İsrail ABD ilesuriyedi birleşmeyi tamamladığı içinİsrail şuan sınırımıza kadargelmiş henruçakgemisi dostum diyenTrump getirdi. Acil jetuçakalın abdsizABsiz
    Cevapla
  • Türkbirliğiböyle 59 dakika önce Şikayet Et
    Kendi ülkemizde tekstil pamuktan ve fabrikalardan yapılıyor ancak fabrilar yabancı sermaye yabancı sermaye düşmanı değilim yabancısermaye herşeyi hergün zamlandırıp hükümet düşürme amacıile düşmanlığını yapıyoryada genellikle üretim sonrası paralar yabancıülke bankalarına uçuyor. Yada borsada çakıyorlar. Hertürlü zararvede devlet temelgıda fabrikaları şart. Suriye'de kim kuracak satış.
    Cevapla
  • Çelik 1 saat önce Şikayet Et
    Rusya gibi direk savaş a girmek yerine Ukrayna da zarar ediyor biz bize yakın guruplar a gizli veya açık destek verip Suriye yi PYD ve İsrail ve ABD belasından temizlemek gerekir büyüklerim daha iyi bilir elinize iyi fırsatlar geçti degerlendirem
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat