Saatler Kudüs’e ayarlandı
- GİRİŞ24.12.2024 08:38
- GÜNCELLEME26.12.2024 08:42
“Ben Kudüs’ü kol saati gibi taşıyorum
Ayarlanmadan Kudüs’e
Vakti boşa geçirirsin”
Kudüs Şairi Nuri Pakdil (Anneler ve Kudüsler şiirinden…)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şara, Kasyun Dağı'nda çay içerek Şam'ı izleyince aklıma bu dizeler geldi…
Kasyun Dağı’ndan Şam’ı izlerken, aynı istikamette neresi var diye sorarsanız hemen söyleyeyim; Kudüs…
Kasyun Dağı’nın yüzü Şam’a dönüktür ancak gözleri Kudüs’e bakmaktadır.
Yıllardır o gözler ya Kudüs’e şaşı bakmış ya da âma olmuş Şam’ın ardını hiç görmemiştir.
Şimdi o gözler her şeyi açık ve net görüyor.
Lafı çok uzatmadan hemen söyleyeyim.
Suriye’deki devrim bir son değil bence bu coğrafya için bir başlangıçtır.
Bu satıları da her ne kadar romantik bulunsa da heyecanla değil, haritayı ve sosyolojiyi iyi gözlemleyen biri olarak yazıyorum.
Devrimin dönüştürücü gücü, baskı ve zulüm altındaki tüm halklara ilham olacaktır.
Ekonomi, altyapı ve güvenlik sorunları azaldığında baskıdan kurtulmanın ne denli önemli olduğu hissedilir hale gelecek ve Suriye’nin dışında benzer durumdaki coğrafyalarda da dönüştürücü gücünü hissettirecektir.
Hep birlikte göreceğiz.
Bu dönüştürücü güç Lübnan’a, Ürdün’e ve benzer ülkelere de dalga dalga yayılacaktır.
İbrahim Kalın, Emevi Camii’nde namazı kıldığında dünyaya verilen mesaj çok manidardı.
Özgürleşen Kasyun’daki çay keyfi görüntüsü de ve Şam’dan yapılan açıklamalar da üstüne kreması oldu…
Muhtemelen önümüzdeki günlerde kremanın üzerine çilek de konacaktır.
Artık saatler Kudüs’e ayarlandı…
BUGÜNLERİN ŞİFRESİ ‘SABIR’
Türkiye, Suriye coğrafyasında kimi zaman yumuşak güç ile kimi zaman sert güç ile 13 yılı geçirdi.
Bunu tek bir isim ile ifade etmek gerekirse ‘akıllı güç’ kullandı diyebiliriz.
Akıllı gücün yanında bugünlerin şifrelerinden biri de ‘sabır’ idi…
Çok bedeller ödendi…
Dişler sıkıldı…
İdlib’deki muhalif güçlerin etkisiz hale getirilmesi baskısı yapıldığında rıza gösterilmedi ve şehitler de verildi.
Şehitlerimizin ruhu şâd olsun…
Suriye ile tarihi kadim bağlarımıza 13 yılda ‘minnet bağı’ da eklendi.
Türkiye’de yaşayan Suriyeliler, Suriye’de yaşayan ve bugün zulümden kurtulanlar yanlarında Türkiye’nin varlığını hissetmekle kalmadı bizatihi yaşadılar…
Bu bağlar iki ülkeyi birbirine sımsıkı bağladı.
Bu bağlar şimdi aradaki ayrık otları yok edecek.
Bugünden YPG-PYD yani PKK’nın artık Suriye’deki varlığı sona erdi desek hata etmiş olmayız.
Bu iş artık bitti.
“Men sabera zafera”, “Sabredenler zafere ulaşır” hadis-i şerifi Suriye topraklarında da bir kez daha anlam buldu.
Sabredildi, azmedildi, tedbir alındı ve kazanıldı…
Yorumlar33