Ekonomi 2025'te nasıl olacak?

  • GİRİŞ27.12.2024 08:51
  • GÜNCELLEME27.12.2024 09:03

Ekonomide 2025 yılı asgari ücret rakamının açıklandığı, 8 ay boyunca %50 olarak kalan politika faizinin 250 baz puan düşürülerek %47,5 olarak belirlendiği, yani iki önemli kararın alındığı bir haftayı geride bıraktık. 

Normalde Perşembe ya da Cuma günü açıklanması beklenen asgari ücretin, ani bir kararla Salı akşamına alınması, muhtemelen Merkez Bankası’nın faiz indirim kararının takvimiyle ilişkiliydi. 

Bir başka deyişle Merkez Bankası faiz indirim kararını alabilmek için asgari ücret oranının ne olduğunu önceden görmek istedi, o nedenle böyle oldu yüksek ihtimal. 

20 Ekim’de Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’la yaptığımız Başkent Kulisi programında asgari ücret ne olacak? 2024 sonu enflasyonu mu, 2025 sonu enflasyon beklentisi mi baz alınacak şeklinde bir soru yöneltmiş, bakan beyden, “İkisinin ortası olacak” şeklinde bir cevap almıştım. 

Bu konuyla ilgili sorulara muhatap olduğumda da, bu ‘veriye’ atıfta bulunarak asgari ücretin %30 ila %35 arası bir oranda belirleneceğine dair cevaplar verdim. 
Sonuç itibarıyla Salı akşamı hemen hemen Bakan Kacır’ın iki ay on gün önce söylediği ile uyumlu bir rakam açıklanmış oldu. 

Hayat pahalılığının yıpratıcı etkisinin devam ettiği bir ortamda, bu oranın asgari ücret ya da ona yakın ücretlerle çalışanları memnun etmediği ortada. 

ENFLASYON PROGRAMI VE İSTİHDAMDAKİ BAŞARIYI KORUMA HEDEFİ

Salı akşamı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın asgari ücret rakamını açıklamasının hemen akabinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın X hesabından konuyla alakalı bir paylaşım yapıldı. 

O paylaşımın ilk paragrafı, hükümetin bu kararlara bakışının nasıl olduğuna dair net bir ipucu veriyordu. 

Şu mesajı veriyordu Erdoğan: 

“İstikrarı bozmadan, güven ortamını zedelemeden, para ve maliye politikalarını sarsmadan, muhalefetin bizi sürüklemek istediği popülizm tuzağına düşmeden, sırtımızda yumurta küfesi taşıdığımızın şuuruyla önümüzdeki süreci çok büyü bir titizlikle yöneteceğiz.”

Erdoğan aynı paylaşımın devamında da, “Bütün veriler, Türkiye ekonomisinin yatırım, üretim, istihdam, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme hedefine emin adımlarla ilerlediğini gösteriyor.” Şeklinde bir ifade kullandı. 

Asgari ücret oranı ile Merkez Bankası’nın faiz indirme kararı arasındaki paralellik sadece takvimle sınırlı değil kanaatimce. 

Merkez Bankası’nın faiz indirim döngüsüne girmek için kendi baktıkları pencereden ‘ideal bir asgari ücret oranı’ beklentisi içinde oldukları bilinmeyen bir şey değil. 

Faiz indirimine başlanacağı havasının piyasada alınmasından sonra dolar üzerinde bir baskı oluştuğunu da, Merkez Bankası rezervlerinin Aralık ayı içinde rekor kırdığı (163 milyar 481 milyon dolar) haftanın devamında bir hafta içinde 7 milyar 287 milyon dolar civarı gerilemesiyle ilişkilendirmek mümkün. 

Ama dün gördük ki, faiz indirimi kararı, döviz üzerinde bir etki oluşturmadı. 
Yani, faiz indirim döngüsüne başarılı bir geçiş yapıldı. 

YÜKSEK FAİZE RAĞMEN İŞSİZLİK ARTMADI, İSTİHDAM GÜÇLÜ KALDI

Mevcut ekonomi yönetiminin başarı hanesine yazılması gereken bir başka husus daha var.

Türkiye uzun süredir yüksek faiz ortamında olmasına rağmen bu durum işsizliği patlatmadı. 

Patlatmadığı gibi, işsizlik oranları orta vadeli programdaki hedeflerin bile altında kaldı. 
Öbür taraftan istihdamda güçlü performans korundu. 

Son bir yıl yıl içinde 1 milyon kişi istihdama katıldı. 

Hayat pahalılığı ve geçim meselesi nasıl büyük bir mesele olarak önümüzde duruyorsa, yüksek faiz ortamında işsizliği tutmanın da hakkı teslim edilmesi gereken bir başarı hikayesi olduğunun altını çizmek gerekiyor. 

Hatta, ekonomi ile daha yakından ilgilenenlerin, yüksek faiz ortamında istihdamın nasıl korunabildiğine dair oluşan bu hikayeye daha yakından mercek tutmalarında fayda olabilir. 

CARİ AÇIK ÇOK HIZLI GERİLEDİ, RİSK PRİMİ DÜŞTÜ. PEKİ BUNLAR SOKAKTAKİ VATANDAŞI İLGİLENDİRİYOR MU? 

Ekonominin geleceğine, hatta yakın geleceğine, hatta ve hatta 2025 yılına umutla bakma anlamında, başka önemli veriler de var. 

2023 seçimlerinin hemen sonrasında 55 milyar doların üzerine çıkan cari açık, Ekim ayında 7,7 milyar dolara kadar geriledi. 

Bu mevcut ekonomi yönetiminin bile beklemediği pozitif bir performans anlamına geliyor. 
Orta Vadeli Programda cari açığın milli gelire oranı hedef olarak %2’nin altı olarak belirlenirken, bu oran %1’in bile altına geriledi. 

Yatırım çekme anlamında en önemli verilerden biri olan 5 yıllık ülke risk puanı da 250’nin altına geriledi. 

Peki bunlar sokaktaki insanı, geçim derdi olanları niçin ilgilendirsin?

Soruyu sorduk, cevabını da verelim. 

Yukarıda mevzu ettiğim cari açık oranı da, risk primi de enflasyonla doğrudan ilişkilidir. 
Türkiye tecrübesinden örnek vereyim: 

Cari açık yüksek olunca bu dolar üzerinde baskıyı artıyor. 

Dolar üzerinde baskının artması, Türk Lirası’nın döviz karşısında değer kaybetmesi, sert kur artışlarına ve Mehmet Şimşek’in ifadesiyle ‘dolarizasyon belasına’ yol açıyor. 
Sert kurt atakları da, enflasyonu doğrudan tetikliyor. 
Buyurun size Türkiye tecrübesi…

Dolayısıyla bir süredir olduğu gibi cari açık rakamlarının düşmesinin, risk priminin gerilemesinin dolar üstündeki baskıyı azalttığı, bunun da enflasyonla mücadele programına olumlu şekilde yansıdığı görülebiliyor. 

Buna, 2025’te FED dahil pek çok ülkenin faiz indirim sürecine devam edecek olmaları haberini ve bu durumun da Türkiye ekonomisine dış yatırım anlamında pozitif yansıyacağını ekleyelim.

Bütün bu veriler, enflasyonun 2025 yılında gerilemeye devam edeceği, ekonominin geride bırakmak üzere olduğumuz yıldan daha iyi bir seyre gireceğine işaret ediyor. 

Ama şu rezervi de not etmek isterim: 

Yeni savaşlar, jeopolitik kırılmalar, enerji fiyatlarında sürpriz ataklar olursa, bu türden gelişmeler, pozitif beklentileri olumsuz yönde etkileyebilir. (2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgali yüzünden bu olmuş, yıllık ortalama 50 milyar dolar enerji maliyeti oluşurken, o yıl bu rakam 96 milyar dolara yükselmişti) 

Mehmet Acet / Haber7

Yorumlar9

  • Aydın Akbıyık 2 hafta önce Şikayet Et
    Keyfi fiyat artışı yapan üç harfli marketlere para cezasıyla birlikte kapatma cezası verilmediği sürece gıda enflasyonunu indirme şansı sıfır.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Gerçekler 2 hafta önce Şikayet Et
    Fırsatçılara çökülürse ekonomi düzelecek gerisi hikaye
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Misafir 2 hafta önce Şikayet Et
    Yıllık enflasyon daki düşüş baz etkisi kaynaklı. Aylık enflasyona bakın, her ay düzenli olarak yükseliyor. Yıllık enflasyon düşünce fiyatlar geri gelmiyor. Vatandaş buna bakar.
    Cevapla Toplam 8 beğeni
  • sabah 2 hafta önce Şikayet Et
    Tek haneli enflasyon geliyor mu?
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Zamlar 2 hafta önce Şikayet Et
    Bilet bulamamış, yoksa gelecekti
  • Salih 2 hafta önce Şikayet Et
    Güzel bir genel analiz olmuş.. Halkımız zorda , gelişmemiz lazım. Allah ülkemizin yardımcısı olsun. Amin
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat