'Terörsüz Türkiye' hedefinin anahtarı yeni Suriye'de mi?
- GİRİŞ01.01.2025 09:23
- GÜNCELLEME02.01.2025 09:29
Dün, 2024’ün son gününde, liderlerin 2025 yılına dair beklenti ve temennilerini yansıtan mesajları kamuoyuna yansıdı.
Yeni yıla girerken ana gündem konusu ‘Terörsüz Türkiye’ projesine dair gelişmeler olduğu için, en çok bu konuda verilen mesajlar dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Önümüzdeki dönemde terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştürmek için kararlı adımlar atacağız” dedi.
28 Aralık’ta İmralı’da gerçekleşen DEM Parti/İmralı temasına dair ne diyeceği merak edilen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bu gelişmeyi “Hayırlı bir başlangıcın ivmesi” olarak nitelendirip ekledi:
“Sırayı sözden eylem safhasına geçiş almalı, nihayetinde müspet ve müşahhas sonuçların kademe kademe sahnelenmesi gecikmeksizin ifa ve ilan edilmelidir”
ÇÖZÜM SÜRECİ SURİYE’DEKİ GELİŞMELER NEDENİYLE BOZULMUŞTU
2013 yılında ‘Analar Ağlamasın’ sloganı eşliğinde başlayan Çözüm Süreci, belli bir mesafe kat ettikten sonra, nihai amacına ulaşamadan ‘buzdolabına’ kaldırılmıştı.
O dönemde süreci zehirleyen en önemli faktör, Suriye’deki gelişmeler olmuştu.
İlerleyen yıllarda, bu satırların yazarının kulakları, Ankara’da bu işler için mesai harcayan çevrelerden, “PKK belli bir yere kadar silah bırakma fikrini benimsemeye başlamıştı. Ta ki, Amerika, PKK’ya Suriye’deki gelişmelerden faydalanarak onlara daha fazlasını taahhüt edene kadar” şeklinde cümleler işitti.
Olup bitenler bu yorumu haklı çıkarıyor zaten.
Suriye’de ‘Rojava Projesi’ adı altında kendisine fiili bir yönetim alanı oluşturulan PKK, orada hayat bulacağını düşündüğü ayrılıkçı yöntemlerin, Türkiye’ye de taşınabileceğini umarak, Çözüm Süreci’nin sunduğu ‘ortak gelecek’ perspektifinden uzaklaştı.
PKK ile birlikte, o dönem adı BDP olan (DEM Parti’nin HDP’den önceki versiyonu) siyasi uzantılı partinin yönetimi de, hızlıca ‘Rojava Projesi’ne’ angaje oldu/edildi.
Çözüm Sürecinin PKK tarafından bitirildiği, Rojava Projesinin Türkiye’ye taşınması için başlatılan hendek terörünün harekete geçirildiği dönemde, dönemin BDP milletvekilleri Diyarbakır Sur’da “Buraya, tıpkı Suriye’deki gibi Kantonal/Sosyalist bir model getireceğiz” diye dolaşıyorlardı.
Selahattin Demirtaş, görüştüğü hükümet yetkililerine Kuzey Suriye’deki yeni durumu kast ederek “Artık şartlar değişti” diyor, Kürt sorunun çözülmesi için atılan demokratik adımlara dönük olarak “Siz bu işin bu şekilde mi çözüleceğini düşünüyorsunuz” şeklinde burun kıvıran tarzda cümleler kuruyordu.
SURİYE’DE YENİ DÖNEM… TÜRKİYE’DE DEVLET AKLI… OYUN KURUCU AKTÖRLER…
15 Temmuz 2016’daki fiili darbe girişiminin savuşturulması, ülkenin üzerinde toplanan kara bulutların dağıtılması anlamında Türkiye’nin önüne yepyeni pencereler açtı.
Gerçi PKK terörüne karşı kazanımlar, Çözüm Süreciyle alakalı kalan umutların da tükenmesiyle, 24 Temmuz 2015’te başlatılan hava harekatıyla elde edilmeye başlamıştı ama asıl kalıcı sonuçlar darbenin savuşturulmasıyla başlayan süreçte elde edildi.
PKK, Türkiye sınırları içinde net bir şekilde yenilgiye uğratıldı, on yıllar boyu terörize edilen Güneydoğu’daki şehirler, terör örgütünün baskısından kurtarıldı.
Sınırın öbür tarafında da gerek Suriye’de, gerekse Irak’ın kuzeyinde, etkili ve kalıcı sonuçlar üreten operasyonlar yapıldı.
Ancak ABD desteği devam ettiği için, Suriye’de de PKK/YPG’nin ‘Dar alanda kısa paslaşmalar’ yaptığı BAAS rejiminin varlığı sürdüğü için, 2013’te oluşan denklem bozulamadı.
Ta ki Esat karşıtı muhaliflerin 27 Kasım’da başlayıp, 8 Aralık’ta tarihi bir finalle sonuçlanan harekatı başlayana kadar.
Filmi geriye sarıp Ekim ayında, Kasım ayında devletin tepelerinden yapılan kimi açıklamalara baktığımızda şu fikre sahip olabiliyoruz:
Ankara, Suriye’de böyle bir şey olacağını önceden haber almıştı.
Ve buna göre bir oyun planı hazırlamıştı.
‘Terörsüz Türkiye’ hedefine ulaşacak bir yol haritası da hazırlanmıştı.
ŞAM’DA YENİ YÖNETİM…YPG’YE GEÇİT YOK DİYOR…
8 Aralık’ta Suriye’de başlayan yeni dönem ile birlikte PKK/YPG terör örgütü yaslandığı koltuk değneklerinden birini kaybetti.
Irak’ta örgüte katılımın olmadığı bilgileri geliyor.
Bağdat yönetimi de Ankara ile yakınlaşma içine girerken PKK’yı yasaklı örgüt listesine almıştı.
Suriye’deki PKK/YPG oluşumuna karşı Şam’daki yeni yönetimin yaklaşımının Ankara ile müzahir bir çizgide olması, oyun değiştirici bir faktör olarak ortaya çıkmış durumda.
Yeni Suriye yönetiminin yeni lideri Ahmet Şara’nın son yaptığı açıklamalar bakalım:
-Suriye’nin, komşu ülkelere saldırılar için PKK’nın bir hareket merkezi olmasına izin vermeyeceğiz.
-Suriye’nin herhangi bir şekilde bölünmesine ya da federalizme dönüşmesine hayır diyoruz.
-Suriye Savunma Bakanlığı, Kürt güçlerini kendi saflarına dahil edecektir.
Bu sözleri, Şam’daki yeni durumun ve yeni atmosferin kimlerin lehine, kimlerin aleyhine nasıl değiştiğini göstermesi bakımından önem taşıyor.
2013’te Suriye bağlamında PKK’nın arkasından esen rüzgar, şimdi terör örgütünün tam karşısından kendine doğru esiyor.
Tasfiye olma ile tasfiye edilme arasındaki tercihe mecbur kalmış olma anlamında.
Acaba 12 yıl önce Suriye üzerinden dağılan umutlar, 12 yıl sonra Yeni Suriye üzerinden yeniden yeşeriyor olabilir mi?
Çok gecikmeden bu sorunun cevabını alabilecek gibiyiz.
Mehmet Acet / Haber7
Yorumlar21