“Üçüncü göz (Gözlem Heyeti) olmadı size ‘komisyon’ verelim” diyen kim acaba?

MHP lideri Devlet Bahçeli’yi ziyaretten sonra söylenemeyen söz, neden Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nu ziyaretten sonra söylenir?

Sırrı Süreyya Önder, neden bir anda “Kapsamlı açıklamayı Selahattin Bey’i de ziyaret ettikten sonra yapacağız” deme ihtiyacı hissetti?

Bakın bir çok soru peş peşe geliyor. Çünkü, birkaç gündür hem Suriye’de hem Türkiye’de, malum mesele ile ilgili “ilginç”, “dikkat çekici”, zaman zaman da dikkat kesilmemiz gereken türden açıklama ve tutumlar görüyoruz!

***

Baştan söyleyelim, “Çözüm Süreci”ni desteklediğimiz gibi şu an ki “Umut Kapısı”nı da sonuna kadar destekliyoruz.

Ne ki, sureti haktan görünüp, arkadan dolaşanları da fark etmiyor değiliz..!

***

Sayın Bahçeli’nin açtığı, “Umut Kapısı”ndan geçmek için atılan adımlarda DEM heyetinin İmralı’yı ziyareti ile bir eşik aşıldı.

Aşıldı aşılmasına da, “sosyolojinin hazırlanması” için başlayan “parti ziyaretleri”nde ilginç şeyler oluyor.

NEDEN DEMİRTAŞ’IN İSMİ DAVUTOĞLU’NUN YANİ BAŞINDA ZİKREDİLİR?

Sırrı Süreyya Önder ile Pervin Buldan’ın yanına eklemlenen Ahmet Türk, ziyaretlerini sürdürürken iki ayrıntı dikkatimizi çekti.

Bunlardan ilki, Ahmet Davutoğlu’nu ziyaretten sonra kameraların karşısına çıkan Sırrı Süreyya Önder, “konu konuyu açtı” dercesine birden, “Kapsamlı açıklamayı Selahattin Bey ile de görüştükten sonra yapacağız” deyivermesi.

Ne oldu da o ana kadar Demirtaş’ın ismi anılmazken, Gelecek Partisi ziyaretinden sonra kapıda bu açıklama yapıldı. Aynı açıklama, Ali Babacan ile birlikte de yapıldı, ilginç!

İkinci ayrıntı ise, CHP lideri Özgür Özel’in, DEM’in ziyaretinden sonra “Geniş kapsamlı Meclis Komisyonu önerdik” cümlesidir.

GÖZLEMCİ HEYETİNİ KANDİL İSTEDİ, “AMERİKALILARIN OLMASINI KABUL EDERİZ” DEDİ, UNUTTUK MU?

Şimdi feedback yapalım!

Biraz geriye gidelim. Hatırlayalım.

2013-2015 sürecinde, masanın devrilmesine az kala neler olmuştu?

Hani şu, YPG/PKK’nın Fırat’ın batısına sallarla geçmeye çalıştığı… Selahattin Demirtaş’ın Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu, “YPG, Fırat’ın batısına geçecek sen de burdan mal mal bakacaksın” dediği…

Çözüm Süreci’nde “Üçüncü göz” tartışmalarının başladığı günlerden söz ediyorum.

O günlerden… Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Davutoğlu hükümet’nin arasındaki gergin günlerden söz ediyorum.

“Kusura bakmayın mutabakat sözcüğünü cımbızlıyorum. Hem Dolmabahçe’deki o görüntüye hem gözlemci heyetine karşıyım” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a laf yetiştirme aceleciliğinde bulunan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, “Hissiyatlarıyla konuşmuş. Muhatap hükümettir” dediği günlerden bahsediyorum.

CEMİL BAYIK, “GÖZLEMCİLERE İHTİYAÇ VAR”

Kasım 2014’te Kandil’deki PKK baronlarından Cemil Bayık, “Çözüm Süreci”ne ilişkin olarak üçüncü bir gücün gözlemci olmasını istediklerini ilk kez söyledi. Bayık doğrudan adres de verdi, “Bu ABD olabilir. Uluslararası bir heyet de olabilir. Aracılara, gözlemcilere ihtiyaç var. Bizler Amerikalıları da kabul edebiliriz ve gördüğümüz kadarıyla o yöne doğru bir gidiş var” dedi.

Süreç ilerlerken sonradan çok tartışılan 28 Şubat 2015’teki o meşhur Dolmabahçe buluşması yaşandı.

ERDOĞAN’DAN GÖZLEMCİ HEYETİNE, “BU TEHLİKELİ BİR ADIMDIR”

Hükümet ile HDP’lilerin Dolmabahçe’deki buluşmasını uygun bulmadığını daha önce açıklayan Erdoğan, “Gözlemci Heyeti” dayatmasına da Ukrayna ziyareti dönüşü uçakta şu sözlerle karşı çıktı;

“Akil insanları kuran benim. Ama Ada'ya (İmralı) bir de böyle bir ekibin (Gözlemci Heyeti) gönderilmesini yanlış buluyorum. Bir ara şu çıktı: 15 kişi gitsin, 10 kişi gitsin. Bu ayrı bir felakettir. Dolayısıyla bu tehlikeli bir adımdır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a laf yetiştirme çabası içine giren Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç kameralara şu açıklamayı yaptı;

“Bundan hoşlanmadım, hoşuma gitmedi, soğuk veya sıcak karşıladım' beyanları kendi hissi beyanlarıdır. Sorumluluk hükümetin üstündedir, bunları kendi özgün düşünceleri olarak kabul edebiliriz."

“Gözlemci Heyeti” tartışması Erdoğan ve hükümet arasında değildi sadece, aynı zamanda o günün DEM’i, HDP içinde de farklılıklar vardı. HDP eş Başkanı Demirtaş işte o zaman Cemil Bayık’ın “Amerikalıları da kabul edebiliriz” dediği noktadaydı!

Sonunda “Çözüm Süreci”, Amerikalıların “üçüncü göz” olarak sürece dahil olmak istemeleri üzerine sendeledi.

Sonrası malum..!

ÜÇÜNCÜ GÖZ İÇİN SAMAN ALTINDAN SU YÜRÜTÜLMEK İSTENİYOR OLAMAZ MI?

Bu kısa hatırlatmayı yaptıktan sonra bugün neler oluyora geri dönelim.

Bir el, Selahattin Demirtaş’ı önce CHP üzerinden sürece dahil etmek istedi. Bunun için Özgür Özel ve CHP sözcüleri sıklıkla İmralı’ya atıf yaparak, “Bir tek kişiyle görüşülerek süreç tamamlanamaz, Tüm taraflarla görüşülmeli” diye başlayan… Araya “Edirne” ve “Selahattin Demirtaş” cümleleri sıkıştırılan bir dönem geçirdik.

Nihayetinde, İmralı’ya giden DEM heyetinin döndükten sonraki Meclis trafiğinde ilk önce Demirtaş’ın ismi hiç anılmazken bir anda Gelecek Partisi kapısında Sırrı Süreyya Önder, “Kapsamlı açıklamayı Selahattin Bey’i de ziyaret ettikten sonra yapacağız” deyiverdi.

MHP lideri Bahçeli’nin “dış müdahale”nin olma ihtimali üzerine baştan koyduğu tavırı hatırlayalım.

İmralı’dan DEM’e demişti. “Ne Edirne, ne Kandil” diyerek de o kapıyı kapatmıştı.

Ama bugün DEM’li Önder, “Selahattin Bey” diyerek sürece onu da eklemlendirdi.

Aynı minvalde, CHP ise çok daha ileri bir adım attı.

CHP, “MECLİS’TE KOMİSYON KURULSUN” DERKEN NEYİ MURAT ETMİŞ OLABİLİR?

CHP lider Özgür Özel DEM’lilerin ziyareti sonrası,

“Bundan sonraki süreçte atılacak tüm adımlar için Meclis’te tüm siyasi partilerin içinde olduğu güçlü bir komisyon çalışmasına ihtiyaç olduğunu açık yüreklilikle ifade ettik” dedi.

Dikkat buyurun..!

 “Üçüncü göz” olmadı, “Komisyon” olsun isteniyor.

Peki soru şu; Tek taraflı silah bırakma ve örgütü lav etme ilanının yapılması için sosyolojinin hazırlandığı bir dönemde CHP neden “Komisyon” öneriyor?

İmralı’daki PKK ele başı Öcalan’ın silah bırakma ve örgütü lav etme hazırlığında olduğunu biliyoruz.

Bu çağrının nasıl karşılık bulacağını ise kestirmeye çalışıyoruz.

Tam da böyle bir dönemde, CHP, İmralı’nın açıklamasını “Komisyon önerisi” ile ötelemek istiyor.

Farkında mısınız?

Elbette, silah bırakma ve örgütün lav edilme açıklaması yapıldıktan sonra Meclis’te yapılacak çok şey olabilir.

Ama, o açıklama öncesinde Meclis’te bir komisyon kurulup uzun uzun tartışmalar yaşanırsa…

Süreç sakız gibi çiğnenip sündürülerek çürütülür ve akamete uğrar.

Hem, DEM’in Meclis’te milletvekili olan partilerle yaptığı görüşmeye HÜDAPAR’ı eklememesi…

Dahası Meclis’te olmasa da SES Partisi gibi Kürtlerin haklarını savunmak üzere kurulan partilerden randevu almaması;

CHP’nin kurmak istediği “Meclis’teki her partinin içinde olacağı komisyonu” baştan kadük bırakamıyor mu?

Yoksa hepsi biliniyor da “Umut Kapısı”nı günlük siyasi bir hesap üzerine… Yani Özgür Bey’in ifadesiyle “bir kişinin siyasi geleceği”ne indirgeyip, akamete mi uğratılmak isteniyor.

PKK için yolun sonu gelmiştir. Ya kendini lav edecek ya yok olacak. Bu Suriye PKK’sı için de aynı. Zaten sürecin şu anki en önemli muhatabı onlar…

Dün akşam CNN Türk’te konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ne dedi, “Biz ültimatom verdik. YPG gereğini yapmazsa, gereği yapılır. Gereği askeri harekattır!”

Takipteyiz.