CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Erzurum’da yaptığı bir konuşmada, “Bu milletin Suriye’ye sevinecek hali yok. Bu millete Fetih sureleri ile karın doymadığını söylemek, anlatmak boynumuzun borcu…” ifadelerini kullandı.

Sayın Özgür Özel, belki siz ve sizinle aynı çizgide olanlar görmek istemese de Suriye’de bir devrim gerçekleşti. , ortaya çıkan tabloyu etkisiz kılmaya ve karatma uygulamaya çalışsanız Türkiye ve bölge adına umut veren geleceğe ışık tutan iyi şeyler, büyük değişimler yaşanıyor Bu gerçekler ne kadar göz ardı edilmek istense de ortada saklanamayacak kadar önemli bir tablo var.

Çok ümitli değilim ama yine de gelişen olayları biraz görmenize yardımcı olabilirim diye Suriye’de Türkiye’nin hayrına olan ve olabilecek gelişmelere kısaca bir bakalım;

YENİ BİR SURİYE, YENİ BİR UFUK

Türkiye’nin 910 kilometrelik sınır komşumuzda, her etnik, dini ve mezhebi kesimi içine alan kapsayıcı, katılımcı bir yönetim anlayışı doğuyor

Artık terör örgütlerinin sığınabileceği bir ortam değil, barışın hüküm sürdüğü bir düzen şekilleniyor.

Devlet dışında kimsenin silah taşıyamayacağı bir Suriye inşa ediliyor. Daha da önemlisi, geçmişin aksine, Türkiye dostu kadrolar Şam’da etkin bir rol üstleniyor. Türkiye’nin hassasiyetlerini anlayan ve ortak bir gelecek inşa etmek isteyen bir yönetim anlayışı hâkim oluyor.

Terör örgütlerinin yer bulamayacağı, korunup kollanamayacağı bir anlayış Şam’a hâkim oluyor.

Devlet hariç elinde silah olan hiçbir gruba müsaade edilmeyeceği bir yapı ortaya çıkıyor.

Esadlar döneminin tam tersi Türkiye ve Türk dostu olanların etkili olduğu bir yönetim kadrosu ortaya acıkıyor.

Her alanda Türkiye ile çalışmaya hazır, Türkiye’nin hassasiyetlerine dikkat eden ve dostluğunu çok önemli gören bir kadro Şam’da iş başına geliyor.

Suriye’deki iç savaş ortamını kullanarak ve bölgeden ve bölge dışı güçlerden aldığı destekle terör kuşağı/garnizon devlet peşinde olanlar “yine satıldık/yalnız bırakıldık” duygusuyla her kapıdan yardım dilenmeye başladılar.

TERÖR ZİNCİRLERİNİ KIRIYORUZ

Kırk yıldır Türkiye’nin ayağında pranga olan terör sorunu artık çözüm yoluna girerek, ekonomi, iç ve dış politikayı doğrudan etkileyen terör sorununun kökten bitişi gündeme oturuyor.

Terör örgütü PKK için Suriye’de oluşturulmaya çalışılan “dış gebelik” sonlandırılıyor.

Suriye’nin kuzeyinde, Türkiye’nin güneyinde oluşturulmaya çalışılan “kantonlaşma” süreci bitiriliyor.

1071 Malazgirt’te mayalanan Türk-Kürt kardeşliği tekrar mayalanmaya çalışılıyor.

Türk-Kürt kardeşliği  yeniden filizlenirken artık terör baronlarının korkuyla geri çekildiği, örgütlerin etkisini kaybettiği bir süreç yaşıyoruz. Bu, sadece Türkiye’nin değil, bölgenin de zaferidir.

Şam başta olmak üzere Türkiye’nin yakın çevresinde etkisi giderek artıyor. Buna bağlı olarak, bölgeyi takip eden diğer ülkelerin temsilcileri Ankara’yı yol ediyor.

İran örneğinde olduğu gibi bölgede yapıcı değil yıkıcı olan, devlet dışı aktörlerle çalışmayı gelenek haline getirmiş aktörler Suriye’den uzaklaşmak zorunda kalıyor.

En uzun sınır paylaştığımız komşumuz Suriye’de 13 yıldır devam eden iç savaş ortam sona eriyor, Suriye merkezli bölgede normalleşme sürecinin işaretleri doğuyor.

Şam’da ve bölgede etkisi artan Türkiye, dünyada daha da önemli bir aktör olarak ortaya çıkıyor.

Suriye’deki normalleşmeyle birlikte “Terörsüz Türkiye” süreci başlıyor.

GÖÇ SORUNUNDA ÇÖZÜM KAPIDA

Yıllardır şikâyet edilen ve her seçim dönemimde fütursuzca kullanılan göç/göçmen konusu hal yoluna giriyor. Yeni Suriyeliler gelmezken, önce gelenler evlerine ve yurtlarına dönüyorlar. İç savaşın sona ermesiyle birlikte milyonlarca Suriyeli sığınmacının ülkelerine dönmesi mümkün hale geliyor. Yıllardır siyasi istismar konusu yapılan göçmen sorunu nihayet çözülerek, yeni göç dalgalarını durdururken, Suriye’den gelenler güvenle vatanlarına kavuşuyor. Bu, Türkiye’nin ekonomik ve toplumsal yükünün hafiflemesi anlamına geliyor. 

BÖLGESEL GÜCÜN YÜKSELİŞİ

Türkiye, yalnızca Suriye’de değil, tüm bölgede oyun kurucu bir aktör olarak yükseliyor. Şam’da artan etkinliğiyle Ankara, bölgenin geleceğini belirleyen bir merkez haline geliyor. İran gibi yıkıcı politikalar izleyen aktörler geriye çekilmek zorunda kalırken, Türkiye’nin barışçıl ve yapıcı gücü daha belirgin hale geliyor.

YENİ BİR BAŞLANGIÇ

Artık Suriye’de her gün vatandaşlarını katleden bir diktatör değil, barışı ve huzuru tesis eden bir yönetim var. Suriye’de barışın ve huzurun yeşermesi, Türkiye’nin bölgedeki stratejik önemini artırırken, dünyada da saygınlığını pekiştiriyor.

Ortadoğu için en kötü örnek olun “Lübnanlaşma”nın Suriye’de önü kesiliyor.

Bölgeden uzak tutulmaya, sınırlarına hapsedilmeye çalışılan Türkiye, bölgenin en önemli aktörü haline geliyor.

Suriye’de teröre destek azalıyor, terör baronlarını korku sarıyor, teröristler ve destekçileri güç kaybediyor.

Yanı başımızda her ihtiyacını Türkiye’den karşılayacak bir büyük alan doğuyor.

En önemlisi, her gün kendi vatandaşını öldüren, katleden, işkence uygulaya bir diktatör ve yönetim yok artık Suriye’de.

Artık Aylan bebeklerin ölümüne değil, ülkesindeki devrimden mutlu olan çocukların yüzlerine şahit oluyoruz.

SAYIN ÖZEL, ANLATABİLİYOR MUYUM?

Bakın bir çırpıda saydım Suriye’de hepimizin sevineceği çok şeylerin olduğunu.

Bunları göremeyen bir ana muhalefet partisi lideri olabilir mi?

Erdoğan, Ak Parti ve Cumhur İttifakı karşıtlığı gözünüzü kör etmesin, kalbinizi mühürlemesin.

Çünkü Suriye’deki halk zaferi aynı zamanda Türkiye’nin zaferidir.

Mutlu olun ve anlatın, inanın iyi gelecek…

Prof. Dr. Mehmet Şahin
Haber7