İsrail hükümetinin kurduğu Nagel Komisyonu Türkiye ile savaşa hazırlıklı olma uyarısı yaptı. Böyle bir çatışmanın yaşanması, son yılların en büyük çarpışması olacaktır kuşkusuz. Peki İsrail'in Türkiye'yle savaşacak askeri gücü mevcut mu?

TÜRKİYE KARADA ÜSTÜN

İsrail ordusuyla Türk Silahlı Kuvvetleri'ni karşılaştıralım. Böylesi bir savaşta, kara, deniz, hava, balistik füzeler ve istihbarat birimleri önde olacaktır şüphesiz. Kara kuvvetlerini ele aldığımızda bariz bir Türk üstünlüğü mevcut. 24 Ağustos 2016'da başlayan, Fırat Kalkanı Harekatı'nda; Yüksek eğitime sahip DEAŞ militanları etkisiz hale getirilirken, haftalarca süren yoğun topçu atışlarını gözlemledik.

Cephenin yumuşatılmasının ardından, kara operasyonları gerçekleştirildi. Bir yandan da gelişmiş radar ve izleme sistemleriyle militanların saha takibi yapıldı. Irak Ordusu ve Baas rejimine ciddi problemler oluşturan örgüt üyeleri etkisiz hale getirildi. 29 Mart 2017 itibariyle, DEAŞ Halep'in kuzeyinden çıkartıldı. Türkiye, örgütle kara savaşına giren ilk NATO ülkesi olarak tarihe geçti.

Türk topçusunun niceliği de İsrail'e göre daha fazla. Yaklaşık 2 bin obüs ve topçu sistemine karşılık, İsrail topçu sayısı bini geçmiyor.

Fırat Kalkanı Harekatı'nın üzerinden bir yıl geçti. Bu kez hedefte ABD'nin silah ve eğitim desteği verdiği YPG/PKK terör örgütü hedefteydi. 20 Ocak 2018'de başlayan Zeytin Dalı Harekatı 2 aylık bir sürede tamamlandı. Dağlık bir coğrafyaya sahip, gerilla savaşına elverişli Afrin bölgesi terörden temizlendi. Bu durum Türk ordusunun sahada, dağlık bölgeler de dahil olmak üzere, savaşa hazır olduğunu bir kez daha gösterdi.

Ardından 9 Ekim 2019'da başlayan Barış Pınarı Harekatı'nda da benzer bir tablo görmek mümkün. Yalnızca 9 gün süren operasyonlarda, 600 yerleşim birimi PKK/YPG'li teröristlerden kolaylıkla temizlendi. Bu operasyonlarda SİHA'ların kullanımı oldukça dikkat çekiciydi.

Öte yandan İsrail'in meskun mahal savaşında Gazze'de yaşadığı problemler ortada.. Gerçekleştirdikleri toplu yıkıma rağmen meskun mahal operasyonlarında Kassam Tugayları ciddi bir şekilde direnişini sürdürüyor. İsrail'in tank sayısı bin 370'ken, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde bu sayı 2 bin 231.

Yine iki katlık bir fark var. İsrail'in Merkava tanklarına karşı Türkiye'nin Leopard 2 tankları işlevsel.

Zıhrlı araçlarda Türkiye'nin 55 bine 43 binlik üstünlüğü var. Envanterler ve modernizasyonlar ele alındığında burada bir eşitlikten bahsedilebilir. Mobil fırlatıcılarda da yakınlık mevcut. Hava savunma sistemlerindeyse, İsrail, ABD'nin desteğiyle avantajlı konumda.. Türkiye'nin bu konuda çalışmalarıysa devam ediyor.

TÜRK DONANMASI İSRAİL'İ KORKUTUYOR

Olası bir kara savaşında gerek personel sayısı gerek operasyonel kabiliyet Türkiye'yi üstün konumda tutuyor. Tel Aviv'i endişelendiren en büyük noktaysa Türk donanmasının gücü.  Çok maksatlı amfibi hücum gemisi TCG Anadolu, fırkateyn, korvet, mayın gemileri ve denizaltı sayılarında Türkiye'nin üstünlüğü mevcut. İsrail'in uçak gemisi, helikopter gemisi, fırkateyni ve mayın gemisi bulunmuyor.-

Dolayısıyla Akdeniz'de olası bir savaşta Türkiye'nin Tel Aviv'e ulaşma ihtimali; İsrail'in Türk sahillerine yaklaşmasından çok daha yakın bir ihtimal.

HAVA KUVVETLERİNİN ÖNEMİ ARTIYOR

İki ordunun hava kuvvetleri karşılaştırıldığında, Türkiye'nin İHA ve SİHA yatırımları daha da anlaşılabilir oluyor. F-35'ler de dahil olmak üzere savaş uçaklarında 241'e 205 olarak İsrail'in üstünlüğü var. Kargo uçaklarında Türkiye İsrail'den 8 kat daha fazla uçağa sahip. Savaş helikopterlerinde de Türk Hava Kuvvetleri 111'e karşı 48'le İsrail'in önünde.

İsrail'in Lübnan ve Gazze'de gerçekleştirdiği saldırılarda herhangi bir hava savunma sistemiyle karşı karşıya gelmemesi; Savaş uçakları ve SİHA'larının kabiliyeti konusunda ciddi bir yorum yapmayı engelliyor. Türkiye'nin Karabağ'ın özgürleştirilmesi sırasında Azerbaycan'a verdiği Bayraktar SİHA'larınsa Rus hava savunma sistemlerini defalarca aştığını gördük. Bu noktada ciddi gelişmeler de yaşandığı söylenebilir.

Sonuç olarak, İsrail'in Türkiye'ye karşı bire bir savaşta şansı oldukça düşük. Nagel Komisyonu'nun raporunda da Ankara'yla topyekün bir savaşa girmenin riskli olacağından bahsediliyor bu sebeple. Tel Aviv yönetimine bu tip bir girişime yaklaşılmaması uyarıları yapılıyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun da böyle bir savaşı göze alacağını düşünmek doğru olmayacaktır.