“Terörsüz Türkiye” nedir, ne değildir?

  • GİRİŞ14.01.2025 08:29
  • GÜNCELLEME14.01.2025 09:28

1 Ekim 2024 tarihinde TBMM açılış konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşması ve akabinde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin DEM’lilerle el sıkışmasıyla başlayan süreç yeni ve beklenmedik açıklamalar ve ziyaretlerle hızla ilerliyor.

Bu süreç içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Sayın Bahçeli’nin sıkça dile getirdiği “Terörsüz Türkiye” söylemi Türkiye’nin güvenlik politikalarına dair vurguları ile şekilleniyor. Bu söylem, özellikle terörle mücadele ve Türkiye’nin ulusal güvenliğine yönelik tehditlerin ortadan kaldırılmasını hedefleyen bir vizyonu içeriyor. Ancak bu vizyonun geniş çerçevesi ilgili ilgisiz birçok aktör tarafından farklı anlamlarla değerlendiriliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Sayın Bahçeli başta olmak üzere sürecin ana aktörlerinin açıklamalarından ve süreçle ilgili gelişmelerden anladığım kadarıyla “Terörsüz Türkiye”den kastedilen ve edilmeyen şeyleri yazmak istiyorum.

“Terörsüz Türkiye” nedir?

Terör örgütü PKK ve bileşenlerinin silah bırakmasıdır

Terör örgütünün kendisini lağvetmesidir.

Türkiye’de terör örgütünün kökünün kazınmasıdır.

Suriye başta olmak üzere yakınımızdaki ülkelerde terör örgütü uzantılarının yer bulamamasıdır.

Suriye’nin kuzeyinde uzun yıllardır büyük desteklerle oluşturulmaya çalışılan garnizon devletin/terör kuşağının sonlandırılmasıdır.

Suriye’de kantonlaşma sürecinin noktalanmasıdır.

Kürt çocuklarının emperyalist ve Siyonist projelerin kurşun askeri olmasına dur denilmesidir.

İsrail’in Suriye’nin kuzeyine uzanmasının engellenmesidir.

Bin yıllık kardeşliğin tekrar yoğurulmasındır.

Malazgirt’te mayalanan Türk-Kürt kardeşliğinin tekrar mayalanmasıdır.

İmam-Azam, Selahattin Eyyubi ve Yavuz Sultan Selim ruhunun neşvü nema bulmasıdır.

Bölge çocuklarının bölgede kirli emeller için yürütülen vekalet savaşlarında kullanılmasına son verilmesidir.

Başkaları için harcanan insan ve maddi kaynakların kurtarılması ve ülke yararına kullanılmasıdır.

Toplumsal çimentomuzu ve birlikteliğimizi zehirleyen oluşuma dur denilmesidir.

Komşu ülkeler arasındaki ilişkilerin zehirlenmesinin durdurulmasıdır.

Türkiye’nin Orta Doğu’yla ilişkilerinde büyük bir engelin ortadan kaldırılmasıdır.

Siyaset üzerindeki terör vesayetinin bitirilmesidir.

Bölgede silahsız siyaset sürecinin zemin bulmasıdır.

Kaynakların ekonomik ve toplumsal kalkınma için kullanılmasıdır.

Yaklaşık yarım asırdır Türkiye’nin ayağına bağlanan pranganın sökülüp atılmasıdır.

Annelerin ağlamaması ve çocukların dağa kaçırılmamasıdır.

Bölge ülkeleri arasında ilişkilerin normalleşmesi, terör ve sorun yerine iş birliğinin, ticaretin gelişmesidir.

Küresel ve bölgesel belirsizliklerin arttığı ve siyasi türbülansın devam ettiği bir süreçte elbirliğiyle umutlu yarınlara ulaşmaktır.

Emperyalist ve yıkıcı ellerin Türkiye ve yakınındaki coğrafyaya uzanmasına fırsat verilmemesidir.

Bölgede olağanüstü hal (OHAL) durumlarının sonlandırılmasıdır.

Bölgeyi etnik, dini, mezhebi ve ideolojik azınlıkların terör ve OHAL durumlarını kullanarak yönetmesinin araçlarının ortadan kaldırılmasıdır.

“Terörsüz Türkiye” ne değildir?

Müzakere değildir.

Pazarlık değildir.

Türkiye’nin iradesinden ödün verilmesi söz konusu değildir.

Terör örgütünün lağvedilmesi ve silahların bırakılmasının “Kürt Sorunu”na dönüştürülmesi değildir.

Konuyla ilgili geçmişte yazmış-çizmiş ve konuşmuşların kendini gösterme, kariyer ve itibar araçları değildir.

Siyasi amaçlar için değerlendirilecek bir konu değildir.

Terörle mücadele kararlılığını zayıflatma, esneklik ya da geri adım değildir.

Terör örgütü ve uzantılarının/bileşenlerinin ön şart ileri süreceği bir durum değildir.

Dışarıdan aktörlerin dahil olacağı ve sulandıracağı bir konu değildir.

Seçilmiş siyasetçilerin/belediye başkanlarının terör örgütleriyle ilişkilerinin sürdürülmesine müsaade edilmesi değildir.

Bugüne kadar içeride ve dışarıda kararlı bir şekilde sürdürülen terörle mücadelenin bırakılması veya savsaklanması değildir.

Uzun ve maliyetli bir süreç sonunda terörle mücadele konusunda kazanılmış deneyimin ve araçların bir kenara bırakılması değildir.

Uzun vadeli hedeflerin unutulması değildir.

Toplumu yoran, belirsizleştiren ve dezenformasyon ekosistemi yaratan bir gündem değildir.                        

Toplumsal birlikteliği bozmak değildir.

Türkiye’nin bölgesel gücünü azaltmak değildir.

Uzun uzun tartışılacak ve sündürülecek bir konu değildir.

Prof. Dr. Mehmet Şahin / Haber7
 

Yorumlar31

  • Emperyal 4 saat önce Şikayet Et
    Her yeri kuşatmış PKK biter Yunan başlar zaten CHP başını çektiği muhalefet kronik sorun!entrika yalan iftira reklam algı zulum kabus maalesef emperyallerin yanında yer alıyor onlara özeniyor
    Cevapla
  • Vatandaş 4 saat önce Şikayet Et
    Gündeme ışık tutan net açıklama
    Cevapla
  • enver 5 saat önce Şikayet Et
    bu yazının açıklamaların toplumumuz için çok yararlı olacağını düşünüyorum; gecikmeden yazılmış bir makale olmuş. teşekkür ederim.
    Cevapla
  • Akif 5 saat önce Şikayet Et
    PKK laftan anlamaz, kuvvetten anlar .
    Cevapla
  • Vatandaş 6 saat önce Şikayet Et
    Peki yerel yönetim özerklik veya herhangibir taviz veriliyormu vaat ediliyormu?
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat