Geçen hafta bugün, Filistin’deki medya ofisi tarafından Gazze Şeridi’nde İsrail tarafından yürütülen soykırımın 460’ıncı günü bilançosu yayınlandı. 
Genelde topluca aktarılan rakamlara bazı detaylar üzerinden bakınca, oradaki vahşet ve barbarlığın nasıl bir noktaya vardığı daha iyi anlaşılacaktır. 

Ailelerin topluca hedef alındığı, topluca katledildiğine dönük çok haber geldi Gazze’den. 

Bunun rakamlara dökülmüş hali ne mi?

Şöyle: 

-Gazze’de 7 bin 182 aile, İsrail saldırılarının topluca hedefi olmuş. 

-1.600 ailenin tüm fertleri bu saldırılarda hayatını kaybetmiş. 

-3 bin 471 ailede ise, aile fertlerinden sadece bir kişi hayatta kalabilmiş. (bu insanların yaşadığı acıyı tahayyül edebiliyor musunuz) 

-17 bin 841 çocuk katledilmiş, 12 bin 298 kadın. 

-858 rakamı, öldürülen bir yaş altı çocukların sayısı. 

-Katledilen gazeteci  sayısı 202’ye yükselmiş. 

Rakamlar bu şekilde devam edip gidiyor. 
Öldürülen yahut kayıp durumdaki Gazzelilerin sayısı ise toplam 57 bin 136 olarak açıklanmış. 

Önceki akşam açıklanan ateşkes anlaşması bütün bu acıların üstüne Gazze’de ve müslümanların yaşadığı başka başka ülkelerde sevinçle karşılandı. 
 
İsrail cephesinde ise, bu katliamların devem etmesini isteyen memnuniyetsizlerin sesi daha çok duyuldu. 

Siyonist hedeflerin ne olduğuna dair daha önce çeşitli açıklamaları basına yansımış olan İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in “Ateşkes anlaşması berbat. Kötü bir anlaşma oldu. Kabineden ayrılmamamızın tek nedeni tekrar savaşa dönecek olmamızdır” şeklindeki açıklaması gündeme düştü. 

İsrail kabinesinde olup da Netahyahu’nun ensesinde boza pişiren bir başka radikal isim, İsrail Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ise, ateşkes anlaşmasını eleştirerek, 'Bu Hamas'a teslim olmaktır' dedi ve Netanyahu'yu uyardı: 'Anlaşmayı onaylarsan hükümetten çekiliriz.'

Devamında İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Gazze’de savaşın yeniden başlayacağı yönünde Kabineye söz verdiği yönünde bir iddia gündeme geldi. 

Nitekim, ateşkes anlaşması duyurulmasına rağmen, 19 Ocak’ta yürürlüğe gireceği gerekçesiyle, İsrail’in saldırılarının devam ettiği yönünde haberler gelmeye başladı. 
Dün Filistin Sağlık Bakanlığı’nın açıklaması maalesef ateşkesten sonra da bu vahşetin devam ettiğini teyit etti: 

24 saat içerisinde 88 kişinin hayatını kaybettiği, 188 kişinin yaralandığı yönünde bir duyuruydu bu. 

Önceki akşam yardım tırlarının konvoylar halinde Gazze’de ilerleyişini gösteren görüntüler umutları artırırken, gelen yeni katliam haberleri nedeniyle, sevinç ve coşku, yerini yeniden endişeli bir bekleyişe bıraktı. 

TRUMP NETANYAHU’YA SÖZ GEÇİREBİLECEK Mİ?

Esasen burada gerçek anlamda bir ateşkes umudu doğmuşsa, bunun en önemli gerekçesi, ABD’de 20 Ocak itibarıyla yeni bir dönemin başlayacak olması. 
Zaten ilan edilen ateşkesin takviminin de bu tarihle örtüştüğü net bir şekilde ortada. 

Dün, İsrail basınında Netanyahu’nun Trump’tan korktuğu için ateşkesi kabul ettiği yönünde haberler çıktı. 

Geçen hafta enteresan bir şey olmuştu. 

ABD'nin seçilmiş Başkanı Donald Trump İsrail Başbakanı Netanyahu’ya dönük küfürlü bir paylaşım yapmış, bu paylaşım, iki isim arasında yaşanan gerilimi gün yüzüne çıkarmıştı. 

Bunun üzerine yine İsrail basınında Netanyahu'nun Washington'daki yemin törenine katılmayacağı yönünde haberler çıktı. 

TRUMP BİDEN’DAN DAHA FAZLA İSRAİLCİ AMA SAVAŞLARI BİTİRME GİBİ BİR TAAHHÜDÜ DE VAR. 

Başkanlık yaptığı ilk dönemde Trump, yer yer İsrail’den daha fazla İsrailci dedirtecek adımlar atmıştı. 

Örneğin, İsrail’in başkenti olarak Kudüs’ü tanıması gibi. 

Seçim döneminde yer yer Filistinliler aleyhine ırkçı nitelikte açıklamalarla tepki çeken bir tutum da sergilemişti. 

O nedenle, Trump gelirse Gazze’deki durum daha da kötü olur şeklinde yorumlar yapıldı. 

Gerçi, Biden’ın yaptıkları/yapamadıkları göz önüne alındığında “Trump geldiğinde Gazze’de daha fazla ne olabilir” sorusu da soruldu. 

Trump’ın İsrail yanlısı tutumu ortada ancak, kendisinin bir başka taahhüdü daha var: 

Kendisi, “Savaşları bitireceğim” taahhüdüyle işbaşına geldi. 

Nitekim önceki gün Gazze’de ateşkes ilan edilmesiyle, bu durumda kendine haklı bir paye çıkaran isim yine Trump oldu. 

Geçen hafta Netanyahu için yaptığı “O.. Çocuğu” şeklindeki paylaşım, dünya genelinde yüz milyonlarca insanın yüreğini soğutmakla kalmadı, Trump’ın ateşkes için Netahyahu’yu gerçekten de sıkıştırdığı yönünde bir intiba bıraktı. 

Ümit edelim, öyle olsun. 

Mehmet Acet / Haber7