Ayşe Barım’ın tutuklanması ile Gezi Provokasyonu yeniden gündemimize girerken
- GİRİŞ28.01.2025 09:06
- GÜNCELLEME29.01.2025 09:27
Menejer Ayşe Barım, dün gece tutuklandı. Tutuklanma gerekçesi, “Hükümeti devirmeye teşebbüse yardım etmek!”
Ayşe Barım, ilk önce “tekelleşme” ardından Gezi Provokasyonu’nu organize edenlere yardım etmek nedeniyle gözaltına alındı. Dün savcılık sorgusunun ardından gece geç saatlerde tutuklandı.
***
Gezi olaylarını bir kesim nedense “hiçbir gayri hukuki yönü olmadığı” şeklinde değerlendiriyor. Protesto hakkı ve ifade hürriyeti bağlamında görüyor.
Bir de Gezi olayları için “romantizm” ötesi övgüler düzüldüğüne şahit ediyoruz.
Oysa Gezi olayları bir grup gencin çevreci protestosu olarak başlayıp daha sonra büyük bir kalkışmaya dönüştüğünü her daim hatırlamakta yarar var.
İlk günlerin aksine, FETÖ’cü polislerin talimatıyla gençlerin çadırlarının yakılmasının ardından karşılıklı şiddetin dozu artmıştı.
Çift manivela çalıştı. FETÖ’cü polislerle, militanlar yüzünden insanlar öldü, Taksim yangın yerine döndü. Türkiye büyük bir badire atlattı.
Terör örgütü militanlarının Gezi’de öne çıktığı anlarda artık iş çığırından çıkmış, Taksim savaş alanına dönüşmüş, Atatürk Kültür Merkezi işgal edilmişti.
Başbakanlık Dolmabahçe Ofisi, işgal edilmek istenmiş, hükümeti devirmek için “devrimci şiddet” devreye sokulmuştu.
İşte o günlerde şu anda firari olan Mehmet Ali Alabora, “Mesele ağaç değil sen hala anlamadın mı” diyen paylaşım yapmıştı.
Gezi’yi kışkırtan bazı sembol isimlerin daha sonra PKK saflarında Suriye’de öldürüldüğünü de hatırlayalım…
***
İşte bu Gezi Provokasyonu’nu organize ettiği gerekçesiyle tutuklanan, yargılanan ve hüküm giyenlerle dün gece tutuklanan Ayşe Barım arasındaki ilişki yargılama sürecinin seyrini belirleyecek.
Şimdiden hüküm koyacak değiliz. Yargılamayı takip edeceğiz.
Lakin şunu hatırlamakta fayda var.
Osman Kavala, kendi halinde bir iş insanı olarak tanıtıldı. PKK ele başı Öcalan’a selam gönderip, Türkiye’nin siyasal sistemine dönük akıl vermesini hatırlayınca… Ya da Selahattin Demirtaş ile geliştirdiği ilişki biçimini görünce farklı bir “misyon” taşıdığını öğreniyoruz.
İşte o isimle Ayşe Barım arasında nasıl bir ilişki biçimi var mahkeme sürecinde öğrenme şansımız olabilir.
Yine, söz konusu menejerin etrafındaki sanatçıların çoğunun Gezi Provokokasyonu’nda aktif rol aldığını biliyoruz. Bu rolün, organize bir şey mi kendiliğinden gelişen bir şey mi olduğunu da yargılama sürecinde göreceğiz.
Fakat, 2013’teki Gezi Provokasyonu’nun nihayet gelip dayandığı husus, “Hükümeti devirmeye dönük eylem” olduğu konusudur. Ve bu konuda Yargıtay’ın da onadığı cezalar var.
Mahkemeye göre Gezi bir kalkışmadır. Gezi’yi planlayanlar “Hükümeti cebir ve şiddet ile devirmeye teşebbüs”ten hüküm giymişlerdir.
Ayşe Barım hüküm giyer mi giymez mi bilemiyoruz.
Ancak, Gezi’nin organizatörleriyle ilişkisi olduğu gerekçesiyle tutuklanmıştır.
Takipteyiz..!
Yapanın yanı kar kalmasın isteriz.
Kimsenin haksızlığa uğramamasını isteriz.
Bizim gibi düşünmüyor diye, ön yargılı bir şekilde suçlamadan, sonucun tecelli etmesini beklemekteyiz!
Bilmem anlatabiliyor muyuz?
Yorumlar15