Narin Güran cinayetinde yeni gelişme: Suçluyu kayıranlara 5'er yıl hapis istemi

Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin hazırlanan 2 ayrı iddianamede 6'sı tutuklu 15 şüpheli hakkında "suçluyu kayırma" suçundan 6 aydan 5'er yıla kadar hapis cezası istendi.

GİRİŞ 17.02.2025 20:10 GÜNCELLEME 17.02.2025 22:00
Bu Habere 50 Yorum Yapılmış

Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos 2024'te kaybolan ve 8 Eylül 2024'te Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılan Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin 6'sı tutuklu 15 şüpheli hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma tamamlandı.

Başsavcılık tarafından hazırlanan, tutuklu şüpheliler Birsen, Fuat, Maşallah Güran, Salim Güran'ın işçisi Mehmet Selim Atasoy ile Mehmet Şevket Kaya ve Muhammed Kaya ile tutuksuz şüpheliler Şeyma Kaya, Hediye, İbrahim Halil, Barış, Kurtuluş ve Ömer Faruk Güran hakkında hazırlanan iddianame Diyarbakır 17. Asliye Ceza Mahkemesine, suça sürüklenen çocuklar R.A. (16), M.G. (16) ve İ.K. (17) hakkında hazırlanan iddianame ise 2. Çocuk Mahkemesine sunuldu.

Diyarbakır 17. Asliye Ceza Mahkemesine sunulan iddianamede, 21 Ağustos'ta Tavşantepe Mahallesi'nde ikamet eden Narin Güran'ın kaybolduğu yönünde ilk resmi ihbarın saat 20.43 sıralarında ağabeyi Baran Güran tarafından 112 Acil Çağrı Merkezi aranmak suretiyle yapıldığı belirtilerek, bunun üzerine "kayıp çocuk vakası" olarak Narin Güran'ın bulunması için uzman kolluk kuvvetlerince Tavşantepe Mahallesi ve civarında yoğun biçimde arama faaliyeti gerçekleştirildiği anımsatıldı.

Arama çalışmalarının devam ettiği 22 Ağustos'ta Narin Güran'ın kuzeni olan Muhammed Kaya'nın "Suriyelilerin kaldığı çadırların yakınında kırmızı renkli bir çocuk terliği bulduğunu ancak kolluk birimlerine haber vermeyi unuttuğu" şeklinde beyanda bulunduğu belirtilen iddianamede, şunlar kaydedildi:

"Kaya'nın aracına daha sonra binen Osman Güran tarafından terliğin aile bireylerine gösterildiği ve kolluk birimlerine de haber verildiği tespit edilmiştir. Aile bireylerince terliğin numara bilgisi dahi sorulmadan Narin Güran'a ait olduğu söylenerek soruşturma, yaşantısını günlük çalışmaya bağlı idame ettiren çadırda yaşayan kişiler ile Suriyeli kişilere yönlendirilmeye çalışılmıştır. Tavşantepe Mahallesi'nde rüzgarsız bir hava olmasına rağmen elektrik tellerinin birbirine temas etmesi neticesinde yangın meydana geldiği, yangın olayının meydana geldiği mahalde Güran ailesine mensup kişilerin olması, hava şartları düşünüldüğünde dış bir müdahale olmaksızın yangın meydana gelmesinin mümkün olmaması sebebiyle yangının arama çalışmalarını etkilemek ve Narin Güran'ın bulunmaması amacıyla organize edildiği değerlendirilmiştir. Kolluk birimlerinin saha çalışmaları esnasında tespitleri ve aile bireylerinin alınan ifadelerinde Narin Güran'ın kaybolduğu ve son görüldüğü saatlere ilişkin çok sayıda çelişkili beyanların bulunması, jandarma tarafından anlık olarak Cumhuriyet Başsavcılığımıza bildirilen gelişmeler dikkate alınarak olayın kayıp çocuk vakası olmayıp aile tarafından gerçekleştirilen bir cinayet olabileceği hususunda jandarmaya talimat verilmiş, çalışmalar bu yönde genişletilmiştir. Bu bağlamda belirlenen birçok adreste adli aramalar yapılmaya başlanmış, soruşturma işlemleri yoğunlaştırılmıştır."

İddianamede, Narin Güran cinayeti davasında Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda, tutuklu sanıklar anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran'ın "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Narin'in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi'ne sakladığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar'ın da "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan 4 yıl 6 ay hapisle cezalandırılmalarına ve tutukluluk hallerinin devamına karar verildiği hatırlatıldı.

İddianamede, şu ifadelere yer verildi:

"Dosya kapsamında alınan ifadelerle toplanılan deliller dikkate alındığında, Narin Güran'ı muhtemel ölüm saatinden sonra gördüğünü zaman belirtmek suretiyle beyan eden şüphelilerin birbirlerinden haberli olarak zaman belirtmişler, ifadeleri irdelendiğinde belirtilen zamanlar birbirlerinden farklı ve bir sıralama içerisinde olmuştur. Ancak gördüklerini iddia ettikleri zaman diliminde Narin'i görme ihtimallerinin bulunmadığı, bu haliyle şüphelilerin belli bir organizasyon içerisinde planlı hareket ettikleri ve önceden aldıkları kararla Narin'in bulunmasına yönelik arama tarama faaliyetlerini sekteye uğratmak, zora sokmak ve şüphelilerin ortaya çıkmasını engellemek amacıyla hareket ederek kronolojik sıralama içerisinde zaman belirttikleri anlaşılmıştır. Bu hareketleriyle arama tarama faaliyetlerinin vermiş oldukları zaman diliminden sonraki zamana odaklanmasını sağladıkları, bu da Narin'in cansız bedeninin geç bulunmasına ve dolayısıyla beden üzerinde elde edilebilecek delillerin çürümeye bağlı olarak yok olmasına sebebiyet vermiştir."

İddianamede, şüphelilerin verdikleri beyanların çelişkili ve tutarsız beyanlar olduğu, yargılamada netleşen maddi delillerle de uyuşmadığı aktarıldı.

İddianamenin değerlendirme ve sonuç kısmında, şunlar kaydedildi:

"Şüphelilerin ısrarla aynı şekilde beyanda bulunmaları hayatın olağan akışına aykırıdır. Jandarma personelinin sürekli takip edilip dinlenilerek çalışmalara engel olunmaya çalışıldığı, bir kısım kişilerin ellerinde bulunan çubuklarla yangın çıkmasına sebebiyet vererek, bir kısım kişilerin bulduğunu iddia ettiği terlik ile olayın seyrini değiştirmeye çalışarak, bir kısım kişilerin ise telefon kayıtlarını silerek organize bir biçimde olayın ve gerçek fail ya da faillerin tespitine engel olmaya çalıştıkları anlaşılmıştır. Kayıp şahıs olarak başlanan araştırma çalışmalarında bu tür beyanlar ile eylemler sebebiyle araştırmalar farklı mecralara yönlendirilmiş ve cinayet eylemi ile eylemi gerçekleştirenlere yönelik araştırma yapılması açıkça engellenmiştir. Şüphelilerin verdikleri gerçek dışı beyanlarıyla, tutanakta bulunduğu şekilde yangın çıkararak, jandarma personelini takip ederek ve dinleyerek, telefon kayıtlarını silerek suç işleyen kişilerin araştırmadan kurtulmalarına imkan sağlamak suretiyle ortak saikle hareket ederek üzerlerine atılı 'suçluyu kayırma' suçunu işledikleri ve bu hususta yeterli şüphenin elde edildiği anlaşılmıştır. Yeterli delil elde edilen şüphelilerin yargılamalarının mahkemenizce yapılarak eylemine uyan suçtan ayrı ayrı cezalandırılmaları, işlemiş oldukları suçun kasti suç olması nedeniyle haklarında hürriyeti bağlayıcı cezaya hükmolunması durumunda 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesi gereğince belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına karar verilmesi talep olunur."

2. Çocuk Mahkemesine sunulan iddianamenin sonuç kısmında ise şu değerlendirmede bulunuldu:

"Suça sürüklenen çocukların verdikleri beyanların kendi aralarında çelişkili ve tutarsız beyanlar olduğu, yargılamada netleşen maddi delillerle de çeliştiği, buna rağmen ısrarla aynı şekilde beyanda bulunmalarının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, kayıp şahıs olarak başlanan araştırma çalışmalarında bu tür beyanlar sebebiyle araştırmaların farklı mecralara yöneltildiği ve cinayet eylemi ile eylemi gerçekleştirenlere yönelik araştırma yapılmasının açıkça engellendiği, bu şekilde suça sürüklenen çocukların verdikleri gerçek dışı beyanlarıyla suç işleyen kişilerin araştırmadan kurtulmalarına imkan sağlamak suretiyle üzerlerine atılı 'Suçluyu kayırma' suçunu işledikleri ve bu hususta yeterli şüphenin elde edildiği anlaşılmıştır."

KAYNAK: AA
Ayşe Çolpan Tan Haber7.com - Editör
Haber 7 - Ayşe Çolpan Tan

Editör Hakkında

1990 yılında İstanbul’da doğdu. Meslek hayatına Aydın Doğan Anadolu İletişim Meslek Lisesi’nde Gazetecilik bölümü okuyarak başladı. İlk stajını Hürriyet Gazetesi’nde yaptı. Üniversiteyi ise İstanbul Üniversitesi Radyo Televizyon Yayımcılığı bölümünde tamamladı. 2009 yılında Milliyet Gazetesi’nde internet haberciliğine başladı. 15 senelik kariyerinde çok sayıda gazete, haber portalı ve televizyon bulunmaktadır. Meslek hayatına Haber7.com’da “Gündem Editörü” olarak devam etmektedir. Evli ve 2 çocuk annesidir.
YORUMLAR 50
  • Behlüldane 1 gün önce Şikayet Et
    Köyün hepsi suçlu Sucluyu ve suç aletini saklamak suça rîza göstermek
    Cevapla
  • Behlüldane 1 gün önce Şikayet Et
    Demekki neymiş cocuk katliamına göstermek alçaklık vicdansızlık suça ortak olmak
    Cevapla
  • Diyarbakır 2 gün önce Şikayet Et
    İdam
    Cevapla
  • yistif - Rize 2 gün önce Şikayet Et
    Kanunda böyle diyorsa yanlış diyor. En az 29 yıl olmalı ki indirimde yapılmamalı. Reis anayasa değiştirmek isteyeneceğine ceza kanununu değiştirmek istesin. Ülkede de kanun namına bir şey kalmadı. Başkalarının kanunları ile yaşamak istemiyoruz.
    Cevapla
  • cahit 2 gün önce Şikayet Et
    O köyün tamamı suçludur gördüklerini bildiklerini gizliyorlar birde o köyün tamamın da çocukların ebeveyn doğrulama DNA testleri yapılmalı çok baskı var her kes korkuyor tehdit altındalar
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Etimesgut Belediyesi’nin karlı yollardaki PR çalışması tepki çekti
Yine siyasi popülizm peşindeler! CHP'den şaşkına çeviren emekli ikramiyesi çıkışı