Terörsüz Türkiye/Terörsüz Bölge hedefiyle başlatılan inisiyatif, inişli çıkışlı bir şekilde de olsa gündemdeki yerini koruyor.

Ocak ayında DEM heyetinin ilk ziyareti sonrası İmralı’dan beklenen silah bırakma ve terör örgütünü lağvetme çağrısı için takvim olarak Şubat ortası zikrediliyordu.

Bu köşede bir arka plan bilgisi olarak yer vermiştik.

DEM’liler, siyasi partileri ziyaretleri sırasında kendilerine sorulan sorular üzerine, Şubat ortasında bu çağrının gelebileceğini söylemişlerdi.

Öcalan’ın çağrısı henüz gelmedi ancak uzun olmayan bir vakit içerisinde bunun gerçekleşmesi bekleniyor.

ÇAĞRI GELMEDEN MEKTUPLAR GİTTİ

Bu arada bir başka kritik gelişme karşımıza çıktı.

Öcalan’ın Kandil, Suriye ve Avrupa’daki PKK’lılara mektup gönderdiği bilgisi.

Geçen hafta örgütün Kandil’deki elebaşlarından Cemil Bayık, Öcalan’ın mektubunun kendilerine ulaştığını açıkladı.

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan’da “Öcalan’ın mektubu hem Kandil’e, hem Avrupa’ya, hem de Kuzey ve Doğu Suriye’deki ilgililere ulaştırılmış. Biz de teyit etmiş olalım” açıklamasında bulundu.

SURİYE’DEN GELEN DİKKAT ÇEKİCİ HABERLER…

Mektup dışında Suriye’den somut ve dikkat çekici haberler gelmeye başladı.

Önceki gün terör örgütü SDG ile siyasi kolu Suriye Demokratik konseyi bir toplantı gerçekleştirdi ve bu toplantıdan şu türden kararlar çıktı:

-Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve silahlı unsurların Suriye ordusunun yapısına dahil edilmesi konusunda anlaşmaya varıldı.

-Suriye'nin kuzey ve doğusundaki devlet sivil ve hizmet kurumlarının faaliyetleri yeniden başlayacak. 

-Yabancı (Suriyeli olmayan) savaşçılar SDG ve Kuzey-Doğu Suriye bölgesinden çekilecek. 

-Suriye hükümetiyle koordinasyonun güçlendirilmesi ve ulusal konularda işbirliğinin güçlendirilmesi amacıyla toplantılar yoğunlaştırılacak.

-Suriye'nin birliğini teyit etmek ve mültecilerin ve yerinden edilmiş kişilerin şehirlerine ve köylerine geri dönmeleri kolaylaştırılacak, onlara yaşam için gerekli koşullar sağlanacak.

-Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara'ya tebrik ve Suriye'nin kuzeydoğu bölgelerini ziyaret etme daveti yapıldı. 

-Anlaşmanın etkin bir şekilde uygulanması için plan ve mekanizmaların geliştirilmesi amacıyla ortak komitelerin kurulması konusunda mutabakata varıldı.

Bu maddelere bakıldığında Şam’daki yeni yönetim ile PYD/YPG’nin ana omurgasını temsil eden SDG arasında bir anlaşmanın sağlandığı düşünülebilir.

Geçiş dönemi Devlet Başkanı Ahmed Şara, 29 Ocak'ta yaptığı konuşmada Suriye'deki tüm silahlı grupların feshedileceğini ve yeni kurulacak devlet kurumlarına entegre edileceklerini söylemişti.

HTŞ'nin liderliğindeki Askeri Operasyonlar Komutanlığı da aynı gün "tüm silahlı askeri grupların ve siyasi ve sivil devrimci oluşumların" feshedileceğini duyurdu.

Süreç içerisinde Şam’daki yeni yönetim ile PYD/YPG arasında bir takım görüşmelerin yapıldığı da biliniyor.

Tabi cevabı henüz netleşmemiş bir takım soru işaretleri de var.

Birincisi, YPG’nin Suriye ordusuna entegrasyonu nasıl olacak sorusu.

Şam yönetimi, YPG’nin ‘Ordu içinde ordu’ niteliğinde bir misyon üstlenmesini istemiyor.

Haklı olarak daha homojen bir Suriye ordusu kurmak istiyorlar.

Yabancı savaşçıların ülkeyi terk etmesinin kararlaştırılmış olması, (Kandil’den, Türkiye’den, Avrupa’dan, Irak’tan gelen PKK’lılar özellikle) Ankara’nın da desteklediği ve şart koştuğu önemli bir gelişme.

Bu gelişmelerin, Öcalan’ın mektubunun içeriğiyle örtüştüğü tahmin edilebilir.

Belli ki, İmralı’dan gelecek çağrının takvimlendirmesi de, bu oyun planı doğrultusunda yapılıyor.

Terörsüz Türkiye/Terörsüz Bölge inisiyatifinin başarıya ulaşması adına önemli gelişmeler bunlar.

Suriye’den sonra Irak’tan da bu perspektifle uyumlu benzer haberler gelebilir önümüzdeki süreçte.