20 Ocak’ta Beyaz Saray mesaisine başlayan yeni Başkan Donald Trump ve adamları, her gün birilerinin, yahut bir yerlerin “içinden geçerek” buldozer gibi ilerliyor. 

Bu ‘yerler’ arasında Avrupa’da var. 

Dün ‘Yok artık’ dedirtecek türden şöyle bir haber yansıdı: 

Avrupa Parlamentosu Üyesi Mika Aaltola’nın yaptığı bir açıklama: 

“ABD, Ukrayna’nın teslim olması için şartlar üzerinde anlaşmamız için bize üç hafta süre verdi. Eğer anlaşmazsak, Amerika Birleşik Devletleri Avrupa’dan çekilecek.”

Başka haberler de çıkıyor. 

Alman Bild gazetesi, ABD’nin, Rusya Devlet Başkanı Putin’in 1990’dan sonra NATO’ya giren eski Varşova Paktı ülkelerinden askerlerini çekmesi yönünde yapacağı bir teklifi kabul edebileceğini, bunun anlamının da Doğu Avrupa’nın yeniden Rusya yörüngesine girmesi anlamına geleceğini yazdı. 

Kurala dayalı uluslararası kurulu düzenin çok sert bir şekilde sarsıldığı bir dönemlerden geçiyoruz. 

Hatırlar mısınız?

Türkiye’de 2023 seçimlerine gidilirken önce Amerikan Washington Post Gazetesi, arkasından İngiliz The Economist Gazetesi “Dünya’da 2023’ün en önemli seçimi Türkiye’de yapılacak” diye manşet atmışlardı. 

Bu haberlerin mantığı şuydu: 

Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı seçimlerini muhalefetin kazanması halinde Türkiye, Erdoğan dönemine damgasını vuran, dış politikada iddialı adımlar atmaktan vazgeçecek, uyumlu ve uysal bir çizgide Batı’nın dediklerini yapmakla yetinen bir ülke haline dönüşecekti. 

BU YILIN EN ÖNEMLİ SEÇİMİ PAZAR GÜNÜ ALMANYA’DA YAPILIYOR

Şimdi geldik 2025’e…

Ve iki yıl öncesinden atılan başlıklardan mülhem, “Acaba Dünya’da bu yılın en önemli seçimi nerede yapılacak” sorusunu soruyoruz. 

Sorunun hazır bir cevabı var: 

Almanya seçimleri…

4 Kasım’da ABD’de yapılan başkanlık seçimlerinin en sert etkisi Almanya’da karşımıza çıkmış, o seçimleri Trump’ın kazanması, Almanya’da hükümetin dağılmasına ve erken seçim kararının alınmasına neden olmuştu. 

Yarın bu ilan edilen erken seçimde yaklaşık 60 milyon Alman vatandaşı sandık başına gidip oy kullanacak. 

Almanya seçimlerinin muhtemel sonuçları, Almanya kadar Avrupa’nın ve Avrupa Birliği’nin geleceğine dönük tayin edici rolüyle, 2025 yılında Dünya’nın en önemli seçimi olmaya hak kazanmış durumda. 

Birkaç bakımdan bu böyle. 

Birincisi ekonomisi iki senedir eksi yazan bir ülke durumunda Almanya. 
2023’te eksi 0,4, 2024’te eksi 0,1 küçülme oldu. 

Oransal olarak çok önemli görünmese de, fabrikaların kapanma ihtimali, işsizliğini artma trendi ile bunu birlikte düşündüğünüzde durum farklılaşıyor. 

Ucuz Rus gazının kesilmesi ve Çin’le rekabetin kızışması nedeniyle Alman sanayisi S.O.S veriyor. 

2021 yılında Çin’e 121 milyar dolarlık ihracat yapan bir Almanya’dan, otomobil başta pek çok pazarda, kat ettiği mesafe ile Almanya’nın pazarlarında rekabet gücünü gösteren bir Çin gerçeği var artık. 

ALMANLARIN ZORLU İKİLEMİ…

Almanya açısından yeni sarsıcı durum, yeni ABD yönetiminin yaklaşımından kaynaklanıyor. 

Geçen hafta Trump’ın Yardımcısı Vance, Münih Güvenlik Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, Avrupa ile meselelerinin konjektürel değil, temelden ve ideolojik ayrışmalara dayalı olduğunu gösteren bir konuşma yaptı. 

Trump yönetiminin desteklediği ve yarın yapılacak seçimlerde %20’den fazla oy alması beklenen aşırı sağcı AFD’yi ve bu partinin diğer Avrupa ülkelerindeki ‘ruh ikizi’ durumundaki partilere, Avrupa’nın ana akım siyasetinin yaklaşımını kast ederek “Kendi vatandaşlarınızın verdiği oylardan korkuyorsunuz” dedi. 

Vance, "değerlerinden geri adım attığını" söylediği Avrupa’nın karşı karşıya olduğu en büyük riskin, Rusya veya Çin’den değil, "içeriden" kaynaklandığını dile getirdi. 

ABD’de yeni yönetim Almanya’da ve Avrupa’nın diğer bölgelerinde aşırı sağ partileri açıkça destekliyor. 

Yetmedi, Rusya’da Avrupa aşırı sağının yükselişine destek veriyor. 
O da yetmedi, Avrupa aşırı sağı da Rusya ile ilişkilerin düzelmesi gerektiğini düşünüyor. 

Sonuçlar her ne olursa olsun şöyle bir açmazla karşı karşıya kalacak Almanya: 

Oylarının artmasına kesin gözüyle bakılan AFD, hükümetin de bir ortağı haline gelirse, mevcut kurulu düzenin kiremitleri daha fazla çatırdayacak. 

Yok eğer, diğer partiler AFD’yi dışlayıp kendi aralarında yeni bir koalisyon kurmaya karar verirlerse, ABD’nin Almanya ve Avrupa’ya dönük sert kararlar alması ve bunları hayata geçirmesi gibi bir senaryo muhtemel hale gelecek. 

İki ucu pis bir değnek durumu…

Mehmet Acet / Haber7