Kestiğiniz şey “ilan” değil, “halkın sesi!”

  • GİRİŞ20.03.2025 08:23
  • GÜNCELLEME20.03.2025 08:23

Gazetecilik esasında çok ulvi ve kamusal işlevi olan bir görevdir.

Medya mensupları, devlet ve patrondan önce halka ve gerçeğe karşı sorumludur.

Bu nedenle gazeteciler; “halkın gören gözü, işiten kulağı, konuşan dili” olarak kabul edilir.

Özgürlükleri anayasal güvence altında olduğu için de doğrudan kontrol altına alınamazlar.

Tabii basının özgür olmasının ve demokrasi için mücadele edebilmesinin yolu da her alanda bağımsızlıktan geçer.

Bir medya kuruluşu ekonomik olarak ne kadar bağımsızsa, editoryal olarak da o kadar bağımsızdır.

Bilgi ve haberlerin serbest akışı, gazetelerin özgürce dolaşımı için de medyanın, asıl gelir kaynağı olan reklâm ve ilanlardan beslenmesi gerekir.

Tamam!..

Medyanın bağımsızlığını sadece gelirlerine bağlamak doğru değil ama en önemli gelirlerinden birisi olan reklâm ve ilan gelirleri, gazetelerin bağımsızlıklarını koruyabilmeleri için hayati önem arz ediyor.

Dolayısıyla gazeteciliğin doğru, dürüst, kendi meslek kuralları içerisinde yapılabilmesi için herhangi bir keyfi reklâm kısıtlamasına maruz bırakılmaması ve yan destek arayışına girmemesi elzemdir.

Zira son dönemde çökme noktasına gelen gazete tirajları ve ekonomide yaşanan sorunlarla paralel şekilde artan maliyetlerin üzerine bir de kurumaya yüz tutan reklâm gelirleri sorununu eklediğinizde, gazetecilik faaliyetinin sürdürülebilir olmasına imkân kalmıyor.

Daha da açık konuşmak gerekirse…

Siz de takdir edersiniz ki “bağımsızlık” iddiasındaki bir medya kuruluşu eğer ilan ve reklâm alamazsa, “batar!”

Geçmişte bunu deneyenler oldu.

Mesela, rahmetli Osman Yüksel Serdengeçti, bütün maddi imkânsızlıklara rağmen yaklaşık 10 yıllık süre zarfı içerisinde sadece 33 sayı çıkarabildiği “Serdengeçti” dergisine hiç ilan almazdı.

Hatta…

İlan uğruna gazete ve dergi çıkaranları; “İlana ilanı aşk edenler” diye eleştirirdi ama kendisi de dergisinin her sayısında, içerisine düştüğü ekonomik darboğazdan şikâyet edip, “abonelik” ücretini ödemeyen okuyucularının veya bayilerin isimlerini liste halinde yayınlayarak onları rezil eder ve borçlarını ödemeye zorlardı.

Karşı mahalleden Haldun Simavi de benzer bir taktiği denemişti.

Simavi, Günaydın gazetesine hiç reklâm almamakla övünürdü ama gazeteyi de iktidardan ucuz kağıt alıp, öyle basardı.

Özetle…

Bir medya kuruluşu günümüzde ilan almıyorsa ayakta duramaz…

Duruyorsa, arkasında muhakkak başka bir güçler vardır.

O da “güçlü medya” değil “güçlülerin medyası” olur.

*

Bu uzun girizgâhın ardından artık sadede geleyim istiyorum…

Son dönemde çetin bir cendereden geçen ve özellikle vesayetin izlerinin silinmesinde, temel hak ve özgürlüklerin sağlanmasında, 15 Temmuz FETÖ hain kalkışmasında ve pandemide destansı bir mücadele veren…

11 ilimizin yerle bir olduğu 6 Şubat depremlerindeki algı operasyonlarına, kirli ittifaklarla el değiştiren belediyelerde yaşanan talanlara ve son olarak sahte diplomalarla Türk siyasetinin dizayn edilmesi girişimlerine karşı dik duran ve ülkemize yönelik kirli planların bertaraf edilmesinde önemli bir rol üstlenen Türk matbuatı,  şimdilerde resmi ilanların kesilmesi tehdidiyle karşı karşıya kalmış durumda…

Gazetelere ve haber sitelerine can suyu olan “genel kurul duyurularını” kendi resmi web sitesinden yayınlama kararı alan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin (TMMOB) ardından, Türkiye'de basının ilan gelirlerine darbe vuracak bir adım da Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB)’den geldi.

TÜRMOB yönetimi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunduğu teklif ile tıpkı TMMOB gibi genel kurul duyurularının gazeteler yerine dijital ortamda yapılmasını istiyor.

Meclis’te bekleyen "Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" başlıklı düzenlemenin geçmesi halinde, genel kurul ilanlarının tirajı 100 binin üzerindeki gazetelerde yayımlaması zorunluluğu kalkacak ve TÜRMOB duyurularını resmi internet sitesi üzerinden ilan edebilecek.

Bu düzenlemenin yasalaşması halinde diğer oda, birlik ve kooperatiflerin de benzer uygulamaya gideceği ve Türk basınının ciddi gelir kayıpları yaşayacağı gün gibi ortada.

Böylece zaten zor durumda olan gazeteler ve haber siteleri, ekonomik olarak daha büyük sorunlarla karşılaşacak.

Teklife ilişkin açıklama yapan Türkiye Basın Federasyonu (TÜBAF),

“Kendi milli değerleriyle zor şartlar altında yaşam mücadelesi veren Türk Basınının can damarlarından biri maalesef TÜRMOB tarafından kesilmeye çalışılmaktadır” dedi ve bu acımasızca tutumdan vazgeçilmesi için Meclis'te grubu bulunan siyasi partilere çağrıda bulundu.

Ben de bu çağrıya katılıyorum!

Basının güçlü olması ve bu gücü sayesinde editoryal bağımsızlığını koruyabilmesi için ciddi tehditler içeren bu teklifin derhal geri çekilmesi büyük önem arz ediyor.

Aksi hale “güçlü medya” yerini, güçlülerin fonladığı “besleme medya”ya bırakacak.

Onlar da doğruyu değil, patronlarının ve onları semirten küresel efendilerinin duymak istediği şeyi yazacaklar!

Dolayısıyla sözde tasarruf tedbirleri bahane edilerek atılan bu adımlarla, kamusal işlevi olan ve halk ile devlet arasında köprü işlevi gören bağımsız medyayı susturmayınız!

Zira bu keyfi uygulamanın tek kaybedeni sadece milli medya olmaz!

Bir gün vatandaşa seslenmek ihtiyacı hâsıl olduğunda…                    

O zaman anlarsınız nasıl büyük bir hata yaptığınızı!.

Yorumlar18

  • Makın 11 saat önce Şikayet Et
    Türkiye de basın ideolojik yalanların savunucusu Habercilik yapmak yerinectetikçilik yapıyorlar Bütün ilanların dijital bir kamu ilan platformunda yayınlanması sağlanarak tetikçi beslemeye son verilmelidir
    Cevapla
  • Basın yük 11 saat önce Şikayet Et
    Basın yük olmadan kendi kendini finanse etmeli hiç bir kurum ya da oda dernek vb kuruluşlara yük olmamalı, zaten ilan üzerine kurulu basın da bir zaman sonra başka sıkıntılar getirir
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • AKBaba 12 saat önce Şikayet Et
    Bütün hepsini içeri tıkalı
    Cevapla
  • gerekse 13 saat önce Şikayet Et
    Gerek iktidar yakın medya gerek muhalif kanallar hepsinden anlamsızca Ali Koç ve fenerbahçe tarafgirliği var ne para imiş medya dediğiniz güçe para ya bakar
    Cevapla
  • Recep 14 saat önce Şikayet Et
    Milli medya yok bizde partilerin medyası var
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat