CHP’lilerin şikayetiyle başlayan yolsuzluk, rüşvet, terör suçlamalarından yargılanarak tutuklanan ve görevden uzaklaştırılan eski İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu için başlatılan protesto gösterileri zıvanadan çıktı.

Sırbistan’da, Romanya’da, Çekya’da, Slovakya’da muhalifler “yolsuzluğun önlenmesi” için sokaklara taşarken, bizdeki muhalifler “yolsuzluğun ortaya çıkmaması” için eylemler düzenliyor.

Manidar.

CHP, bir kanala faturasız olarak usulsüz şekilde milyon milyon para aktarılması nedeniyle 2008 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından “dolandırıcılık” vasfıyla cezalandırılmış tarihteki tek partidir.

Kılıçdaroğlu döneminde de benzer birçok şaibede savunma yapamayıp sadece ve sadece sokağa dökülme, şehir şehir yürüme gibi absürt eylemlere başvuruluyordu.

Yine aynısını yapıyorlar.

Fakat şimdi durum başka yöne evriliyor.

KULLANIŞLI APARATLAR SAHADA

CHP lideri Özgür Özel bir yandan, diğer CHP kurmayları bir yandan, İmamoğlu öte yandan halkı kışkırtıp sokakları hareketlendirmeye çalışsa da bu çağrı toplumda karşılık bulmadı. Taşıma kalabalıklar gereken tesiri göstermedi.

Anında devreye marjinal gruplar sokuldu.

“Öğrenci” kılıfı verilen vandallar, şehrin sükuneti için vazife yapan polislere asit, balta gibi korkunç saldırmaya başladı.

Yine de çevik kuvvet ekipleri bu taşkınlıklara karşı hazırlıklı ve tedbirli.

Gösterilerin Gezi benzeri bir kalkışmaya evrilmesini önlediler. Vandallara da sabırla ve nokta atışlı müdahalelerle karşılık vererek taşkınlıkları kontrol altına aldılar.

Derken...

19 Mart’ta başlayan eylemlere 22 Mart’ta bir el dokundu..

O GELDİ VANDALLIK BİÇİM DEĞİŞTİRDİ

Siyonist kimliğiyle bilinen, İsrail ajanı olarak nitelendirilen gazeteci Michael Ganoe, Saraçhane’de belirdi.

İBB binası önündeki eylemcilerin arasına karışan Ganoe, İmamoğlu için takipçilerinden destek istedi.

Tam bu günden sonra olaylar ilginç bir hal aldı.

Vandallar, İBB binası karşısında yer alan ve Mimar Sinan’ın bizlere ‘çıraklık eseri’ olarak emanet ettiği Şehzadebaşı Camii’ne yöneldi.

İlk olarak cami haziresinde metfun tarihi şahsiyetlerin mezar taşlarını kırdılar.

Daha sonra cami avlusunda içki içerek boş şişeleri etrafa savurdular.

Ardından cami avlusunda polislere sinkaflı küfürler edip video kaydına alıp sosyal medyaya yüklediler.

Ve son olarak, malum canlılar gibi yan yana sıraya dizilip caminin dış duvarlarına idrarlarını yaptılar..

Savundukları fiil gibi çirkin olan bu vaziyetler hep, İsrailci provokatör Michael Ganoe’nun Saraçhane’ye sızmasının ardından gerçekleşti.

GAYE ZIT KUTUPLARI ÇATIŞTIRMAK MI

Daha önceki saldırganlıklar doğrudan emniyet güçlerine yönelikti ve polislerin bu saldırıları bertaraf etmeye hem hazır hem de nazır olduğu biliniyordu. Öyle de oldu.

Fakat Şehzadebaşı Camii odaklı taşkınlıklar doğrudan halkı kışkırtmaya yönelik adımlar olarak değerlendiriliyor..

Bu defa polisin değil, vatandaşın kendi kutsalını savunmak için refleks gösterebileceği bir alan..

Ve bu noktayı kaşıdıkça kaşıyorlar..

Hemen her gün dozajı artırıyorlar..

Olaylar, zıt kutupları sahaya çekip çatıştırma ihtimali olan bu tehlikeli alana doğru sürüklenmek isteniyor..

İsrailci ‘ajan’ bozuntusu Ganoe’nun o bölgeye sızması muhakkak bu yönüyle irdelenir ve yolsuzluğu savunan vandalların Şehzadebaşı Camii’ni ısrarla hedef almalarındaki saikler ortaya çıkarılır mı bilinmez.

Fakat, yolsuzluğu savundukça tuhaf duran sokak vandallarının..

Bu amacın dışına taşıp, mübarek Ramazan ayında camiyi, kutsalını, ezanını savunmak için harekete geçebilecek..

Veya en azından camide nöbet tutabilecek kitlelerle karşı karşıya gelmeyi isteyebileceği ve bu gayeye ulaşabileceği ihtimali her sonuç itibariyle kötü bir vaziyete sebep olacaktır.

Yargı mekanizması Saraçhane’de dönen dolapları gördü, güvenlik mekanizması da Şehzadebaşı’nda gerçekleştirilmek istenen provokasyonu görüp ivedi tedbirler geliştirmelidir..

Faruk Arslan / Haber7