CHP’den gençlere “romantik” kumpas!
- GİRİŞ28.03.2025 09:29
- GÜNCELLEME29.03.2025 09:01
ABD’nin 31. Başkanı Herbert Hoover, “Yaşlı adamlar savaş ilan eder ama savaşıp ölmesi gerekenler hep gençler olur” der.
Adolf Hitler ise “Kavgam” kitabında;
“Gençlerin, olgun yaştaki insanların değerlendireceği malzeme ve planlar hazırladığına” dikkat çeker.
Gerçekten de geçmişe dönüp baktığımızda yaşlı adamların, kendi siyasi planlarını her zaman gençler üzerinden kurguladıklarına şahit oluruz.
Mesela, “darbelerin anası” olarak bilinen ve Türkiye’nin ilk silahlı kalkışması olan 27 Mayıs 1960 darbesine giden yolun taşları gençlerle döşendi.
Mecliste büyük çoğunlukla kabul edilen “Tahkikat Komisyonu”nu protesto etmek için 28 Nisan 1960'da İstanbul’da, ertesi gün ise Ankara'da düzenlenen ve tarihe “28-29 Nisan Olayları” olarak geçen gösterilerde, en ön safta ordu destekli üniversite öğrencileri yer alıyordu.
Sadece bir hafta sonra, 5 Mayıs günü, Ankara'da Kızılay Meydanı'nda gerçekleşen ve parolası “555K” (5'inci ayın 5'inci günü saat 5'te Kızılay Meydanı'nda) olan eylemler de karşıt görüşlü öğrenci kitlelerinin katılımıyla gerçekleşti.
Takvimler 21 Mayıs'ı gösterdiğinde ise bu kez Ankara'daki Harp Okulu öğrencileri, iktidarı protesto için bir yürüyüş düzenlemişti.
Bu eylemlere katılan öğrencilerin “kıyma makinelerinden geçirildiği” dedikodularını fırsat bilen CHP ise sokağa saldığı gençler için araştırma komisyonu kurmuştu.
Komisyon “yoktur” raporu verdiğinde ise CHP’nin Milli Şef’i İsmet İnönü, CHP Genel Sekreteri Kamil Kırıkoğlu’na;
“Olmaz! ‘Yoktur’ demeyeceksiniz. ‘Vardır’ imajı çizeceksiniz” talimatını vermişti.
Aynı İnönü,
Elinde Amerikan bayrağı ile karşıladığı ABD Başkanı Lyndon B. Johnson’u protesto etmek için Pembe Köşk’ün önünde toplanan emperyalizm karşıtı gençleri ise köşkün balkonundan;
“Hadi oradan haytalar” şeklinde azarlayıp, onları kovmuştu.
1960 ihtilalinden önce CHP’nin gazlamasıyla sokağa dökülen gençler, 12 Eylül 1980 darbesinden önce de “sağ-sol” bahanesiyle meydanlardaydı.
O yıllarda aynı silahla sabahleyin bir solcu vuruluyordu, öğlen aynı silahla ülkücü öldürülüyor, akşam da yine aynı silahtan çıkan kurşun bir İslamcı’yı hedef alıyordu.
Anlayacağınız, olan yine sadece gençlere oluyordu.
Malum mihraklar, Gezi Olayları’nda da gençleri sahaya sürdü.
Sözde “ağaç” bahanesiyle başlayan eylemler, kısa süre içerisinde “24 saat daha direnirseniz hükümet düşecek” kıvamına evrildi.
Zinde güçleri arkasına alan Gezi organizatörleri bu defa silah yerine, Amerikalı siyaset bilimci Gene Sharp’ın kaleme aldığı ve şiddet içermeyen 198 adet protesto yöntemini tek tek uyguladı.
Mesela Gezi’nin sembollerinden “Duran Adam” eylemi, Sharp’ın listesinin163’üncü sırasında yer alıyordu.
Yine, İstiklal Caddesi’nde soyunup TOMA’nın üstüne çıkan eylemci de Sharp’ın 22. maddesini, yani “Protesto maksatlı soyunma eylemi”ni tatbik ediyordu.
Tabii bu “orantısız zeka” içeren ve karanlık odaklar tarafından fonlanan eylemlerin farkında olan Başkan Tayyip Erdoğanda, “Yüzde 50’yi evinde zor tutuyorum” açıklamasıyla, bu kirli senaryoyu çöpe attı.
Gezi’de istediğini alamayan fakat buna rağmen gösterilerde ölen gençler üzerinden istismar siyaseti yürüten CHP, 1960 yılından beri defalarca kez tekrar ettiği aynı tahrik metodunu bir kez daha sahnelemeye çalışıyor.
Ele geçirdikleri belediyeleri adeta yağmalayan ve son olarak kurdukları “İmamoğlu Suç Örgütü (İSÖ)” ile İBB’nin 560 milyar lirasını buhar eden CHP yönetimi, yaşanan hırsızlığa cevap veremediği için yine gençleri sokağa dökme yoluna gitti.
İBB eski Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yolsuzluktan tutuklanmasını perdelemek için Saraçhane’de ihanet nöbetleri başlatan ve “polisle çatışmaya var mısınız?” diyerek maskeli militanlarını örgütleyen CHP’li Özgür Özel, umudunu şiddet eylemlerine bağlarken…
“Üst akıl” durumundaki ihanet şebekeleri ise tıpkı Gezi Olayları’nda olduğu gibi yine şiddeti şirin gösterme yolunu tercih etti.
Şili’den aldıkları “Zıpla zıpla zıplamayan Pinochet” sloganını “Zıpla, zıplamayan Tayyipçi”ye çeviren…
“Gaz Maskeli Semazen”, “Barikat önünde namaz”, “Elinde çiçekle polisin gözlerine bakan maskeli kız” gibi ustaca tasarlanmış ve buram buram profesyonellik kokan propaganda yöntemlerini kullanan malum odaklar…
Milletin 560 milyar lirasını aşıran Ekrem İmamoğlu ile suç örgütü üyelerini ve cami duvarına işeyen provokatörleri unutturmak için dün akşam da “Pikachu” kostümü ile bir piyes sahnelendi.
Vandallığı gençlere sevimli göstermeye yönelik bir eylem olan ve uluslararası medyada geniş yer bulan Pikachu da elbette “doğaçlama” olmaktan ziyade, Gene Sharp’ın listesinde 36. sırada yer alan ve “Gâvur aklı”yla tezgahlanan performans sanatlarını andırıyor.
Tabi bir de…
“Cumhuriyet’in emanet edildiği” gençlerin başlattığı “Öğrenci Grevi”nin unutulmaması lazım…
İBB’de yaşanan hırsızlığı perdelemek amacıyla devreye alınan bu eylem, Sharp’ın listesinde 62. sırada yer alıyor ve CHP’liler bunu 1960’tan beri mütemadiyen kullanıyor.
Dolayısıyla…
Anadolu’dan bin bir emekle üniversite okumak için gelen öğrencilerin, CHP’de dönen rezaletleri örtmeye yönelik bu tür ajans işi senaryolardan uzak durmaları gerekiyor.
Çünkü finalde dokunulmazlık zırhına bürünen CHP’nin yaşlıları ve onların biber gazına alerjisi olan çocukları lüks hayatlarına kaldıkları yerden devam ederken…
Bu romantik yalanlara aldanarak eyleme katılan öğrenciler, maazallah telafisi olmayan bir bedel ödemekle karşı karşıya kalabilir.
Zaten daha şimdiden çok sayıda gözü yaşlı anne, “Siz dışarıdasınız, evlatlarımız içeride” diyerek, eğitim hayatı tehlikeye giren çocukları için CHP’li siyasetçilerden hesap sormaya başladı.
O yüzden gençlere, kurulan bu tuzağa düşmemeleri gerektiğini bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
Malum ateş düştüğü yeri yakıyor!
Zekeriya Say - Haber7
Yorumlar20