YKS ve LGS gibi sınavlar dünyanın sonu mu yoksa yepyeni bir başlangıç mı?

  • GİRİŞ17.04.2025 08:26
  • GÜNCELLEME17.04.2025 08:28

Ülkemizde milyonlarca öğrencinin girmiş olduğu sınavların doğru tanımını yapmak belki de sınava girecek olan öğrencilere ve ailelerine yapılacak en büyük iyilik olacak.

Öyle ya… Sınavların birisi bitiyor, diğeri başlıyor… Hayatımızın kendisi olmuş bir sınav.

O halde doğru soruyu sormak gerekiyor.

Bu yıl da 3 milyonu aşkın öğrencinin YKS’ye, 1 milyonu aşkın öğrencinin de LGS’ye gireceğini düşünürsek yaklaşık 4 milyon öğrencinin hayatlarındaki en önemli şey olan YKS ya da LGS gibi sınavlar dünyanın sonu mu yoksa yepyeni bir başlangıç mı?

İşte bu soruya verilecek cevap öğrencilerin kendilerine ve sınavlara bakış açılarını belirleyecek.

***

Ülkemizin sınavlar ayı Hazirana girmeye henüz vakit varken, istedik ki en son zaman dilimine sıkıştırmadan gerçek sınav tarihlerine iki ay kala öğrencilere ve ailelere olabildiğince faydalı olmak adına Munzur Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Görevlisi klinik Psikolog Yılmaz Kaplan hocamla birlikte istedik ki sevgili öğrencilere ve kıymetli ailelerine doğru zamanda katkı verelim…

Değerli Yılmaz Hocam öncelikle ülkemizin evlatları ve kıymetli Haber7.com okurları adına çok teşekkür ediyor ve hemen söyleşimize başlıyorum.

***

Öğrencilerin sınavlara hazırlık sürecinin son dönemine ilişkin gözlemleriniz nelerdir?

Öğrencilerin sınavlara hazırlık süreçlerinde genel olarak fiziksel ve duygusal açıdan zorluklar yaşadıklarını gözlemlemekteyim.

Özellikle YKS’ye hazırlanan 12. Sınıf, mezun (bir önceki yıl yerleşemeyen 12. sınıf öğrencileri) ve LGS hazırlık sürecindeki 8. Sınıf öğrencilerimizde ciddi bir tükenmişlik hali oluşabilmektedir. Bu süreç sadece öğrencileri değil, ailelerimizi de doğrudan etkilemektedir. Ailelerin de sanki kendileri sınava giriyormuş gibi çocuklarıyla birlikte aynı tempoda yorulduklarını ve devamında kaygı ve stres yaşadıklarını gözlemleyebilmekteyiz.

Öğrenciler hem okul derslerinin yoğunluğu, dönem içindeki sınavlar ve deneme sınavlarını da üst üste koyduğumuzda zaten bu dönemin yoğun çalışma sürecini içinde barındırması haliyle onlar üzerinde bir panik havası oluşturabilmektedir.

Sınav sürecindeki öğrencilerle ebeveynleri arasındaki ilişkide herhangi bir değişim ya da farklılıklar gözlemlenmekte midir?

Sınav süreci yaklaştıkça sınavın getirdiği stres ve kaygı hem öğrencilerde hem de ebeveynlerde artış göstermekte, bu durum devamında ilişki dinamiklerini de doğrudan etkilemektedir.

Bazı ebeveynler çocuklarının bu hazırlık sürecini kendi görev ve sorumlulukları gibi algılayarak, kontrolcü ya da otoriter tutumlar sergileyebilmektedir. Bu tür bir yaklaşım da öğrencide duygusal yükü artırmaktadır. Bu durum haliyle geri kalan zamanda sınavlara hazırlanan öğrencilerde motivasyon ve özgüven kaybına neden olabilmektedir. Ebeveynlerimizin bunu yaparken özellikle sarf ettiği cümlelerin başında “Senin iyiliğin için" ifadesi, çocuk üzerinde baskı ve yeterli olmama (yetersizlik) duygusu oluşturabilmektedir.

Bazı aileler de süreç içinde aşırı destek ve müdahale davranışlarıyla, bireysel anlamda çocuklarının (öğrencilerin) sorumluluk almasını engelleyebilmektedir. Bu yaklaşım şekli öğrencinin bağımlı ilişki geliştirmesine neden olabilmektedir. Bu yaklaşım tarzı, öğrencinin sınav sürecinde yaşanabilecek olumsuzluklarla baş etme becerilerini zayıflatabilir ve devamında öğrenci maalesef dışsal motivasyona fazlaca ihtiyaç duyabilir.

Sağlıklı yaklaşım örüntüsünde ebeveynlerin destekleyici ve empatik yaklaşımı öğrencilerin sınav sürecine stres, başarısızlık gibi olumsuz durumlarla karşılaştığında yıkılmayan, duygusal olarak çökmeden başa çıkabilen ve hatta bu süreçlerden öğrenerek güçlenen güvenli, bir kişi haline dönüştürebilir. Özetle, sınav süreci ebeveyn-çocuk ilişkisinde çatışmaları artırabildiği gibi, doğru yaklaşımlarla ilişkinin güçlenmesine de fırsat tanıyabilir. Bu noktada duygusal farkındalık, empati ve açık iletişim büyük önem taşımaktadır.

Öğrencilerin arkadaş çevresi ve arkadaş ilişkilerinde gözlemlediğiniz olumlu ya da olumsuz davranış değişiklikleri ile ilgili neler söyleyebilirsiniz?

Sınav süreci, öğrencilerin sosyal ilişkilerini doğrudan etkileyen stresli dönemdir.  Bu sürece Olumsuz değişiklikler açısından bakıldığında; sınava odaklanma kaygısıyla sosyal ilişkilerini geri plana atabilmekteler. Bu durum da arkadaşlık ilişkilerinde kopukluk ve mesafeye neden olabilmektedir. Rekabet duygusunun artması, özellikle aynı sınava hazırlanan öğrenciler arasında kıyaslama, gizli rekabet ve güven problemlerine yol açabilmektedir. Bazı öğrenciler de başarı baskısı nedeniyle içe kapanma, duyguları paylaşmaktan kaçma ve sosyal izolasyon yaşayabilmektedir. Bu durum da yalnızlık duygusunu artırarak psikolojik dayanıklılığı zayıflatabilir. Olumlu değişiklikler ise sınav sürecini birlikte geçiren öğrenciler arasında gelişen empati, destekleyici arkadaşlıklar, ortak hedefe ulaşma duygusu ortaya çıkmaktadır. Öğrencilerden bazıları, süreçte birbirlerine duygusal destek sağlayabilir. Birlikte çalışma, motivasyon paylaşımı ve karşılıklı anlayış, öğrencilerin hem akademik hem de psikolojik olarak süreci daha sağlıklı yönetmelerine yardımcı olabilir. Öğrencilerin sınav sürecindeki arkadaş ilişkileri, bireysel başa çıkma becerileri, kişilik özellikleri ve çevresel destek sistemleriyle doğrudan ilişkilidir. Bu nedenle hem öğrencilerin hem de ailelerin ve eğitimcilerin, sosyal ilişkilerin önemini fark etmesi ve bu ilişkilerin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesine destek olması oldukça kıymetlidir.

Motivasyonun başarı üzerindeki etkileri nelerdir?

Bilinçli öğrenci hazırlık sürecinde başarı için nelerin gerekli olduğunu çok iyi bilmektedir. Motivasyonu sağlamak başarının ilk anahtarıdır. Bu motivasyonun yanında onu destekleyecek etkili bir ders çalışma alışkanlığının olması ve ders anlama kabiliyetini artırıcı yüksek dikkate sahip olmak da ders çalışma açısından oldukça etkilidir.

Sınavlara hazırlık sürecindeki öğrenciler, kendilerini ruhsal olarak yorgun hissetmekten yakınmaktadırlar. Bu yorgunluğu ortadan kaldırmak için; başarıyı olumsuz anlamda etkilemeyecek ama öğrencinin bir an önce harekete geçmesini sağlayacak ve onu ders çalışmaya itecek olan yeterli miktardaki kaygıdır. Bu küçük çaplı kaygı sayesinde öğrenciler ders çalışma adına azim göstererek, çalışma konusundaki kararsızlıklarını bertaraf edecek ve kaybettikleri motivasyonlarını tekrardan kazanacaklardır.

Öğrenciler kendilerine en uygun çalışma programlarını uzmanlar aracılığıyla oluşturdukları takdirde önlerini daha rahat görebilme imkanına sahip olacaklardır. Düzenli ve disiplinli bir program sayesinde öğrenciler daha da motive bir şekilde çalışmaya başlayacaklardır. Çünkü bu disiplinli programlarla beraber öğrencilerdeki belirsizlikler azalmış olacak ve azalan belirsizlik durumu da motivasyonu arttıracaktır

Ders çalışma noktasında bıkkınlık gösteren çocukları tekrar güdülemek ve motivasyonlarını artırmak için hangi yaklaşımlarda bulunulmalı?

Bıkkınlık, uzun süreli stres, ebeveynlerin yüksek beklenti ve başarı baskısının doğal bir sonucu olarak öğrencilerde sıkça gözlemlenen bir tepkidir. Görülebilecek riskleri azaltmak ve öğrencinin tekrardan motivasyonunu arttırmak amacıyla:

“Neden çalışıyorsun?”,

“Bu sana nasıl katkı sağlar?” benzeri sorular çocuğun içsel nedenlerini fark etmesine yardımcı olmak amacıyla öğrencilere sorulabilir.

Bıkkınlık yaşayan öğrenci için büyük hedefler korkutucu olabilir. Günlük, haftalık küçük hedefler, başarı hissini artırır ve motivasyonu güçlendirir.

Öğrencinin çabasını görmek ve takdir etmek, motivasyonunu canlı tutar.  “Bugün çok iyi odaklandın”, “Zorlandın ama bırakmadın” gibi ifadeler sürdürülebilir motivasyon sağlar.

Tekdüze, dikkat dağıtıcı veya sıkıcı bir ortam bıkkınlığı artırabilir.

Çalışma ortamını sade, konforlu ve kişiselleştirilmiş hale getirmek öğrenci isteğini artırabilir.

Aralıksız çalışmak bıkkınlığa yol açar. Düzenli molalar verilmesi, zihinsel yorgunluğu azaltır.

“Yapamayacağım!”, “Zaten anlamıyorum” gibi olumsuz düşüncelerin fark edilip yeniden yapılandırılması için çocuğa destek olunmalıdır.

Ebeveyn ya da öğretmen olarak birlikte ders çalışma, plan yapma gibi eşlik edici destekler öğrencinin kendisini yalnız hissetmesini engeller.

Sınav kaygısını azaltmaya yönelik veli olarak neler önerirsiniz?

Çocuğunuzun kaygılı olması başarısız olacağı anlamına gelmez. Onun duygularını küçümsemek veya “Abartma”, “Bunda ne var?” gibi ifadeler kullanmak yerine, empatik bir yaklaşımla dinlemek önemlidir.  Çocuğun kapasitesinin üzerinde beklentiler, kaygıyı artırır. “Komşunun çocuğu çok çalışıyor”, “Senin arkadaşın daha yüksek net yapıyor” gibi kıyaslamalar çocukta yetersizlik hissini artırır. Sınav Hayatın Sonu değil “Sadece bu sınavı kazanırsan mutlu olursun” gibi mesajlar sınavın yükünü ağırlaştırır. Başarısızlığı felaketleştirmeyin “Bu sınavda kazanamazsan her şey biter” gibi ifadeler çocukta panik hissi yaratır. 

Sınavlara Hazırlık Sürecinde Ailelerin Psikolojik Desteği Nasıl Olmalıdır?

Sınav hazırlık süreci az ya da çok zorlayıcı olmaktadır.  Uzun sınav yolculuğunda öğrenciler sık sık karamsarlığa düşmektedirler. Aileler sürece dahil olarak çocuklarının yanında olduklarını hissettirmelidirler. Ailelerin, özellikle öğrencilerin başarmalıyım, başarılı olmam lazım gibi kendilerine kurmuş oldukları baskıları hissetmeleri gerekmektedir. Bu durum sadece anne baba için geçerli olmamakta ailede bulunan her bir birey için dikkatli olunması gereklidir.

Çalışma saatlerinin anne ve babasına yeterli gelmediğini düşünen çoğu öğrenciler hobilerine ya da sevdiği aktivitelere zaman ayıramamaktadır. Zaman bulsa bile zihninin hep bir köşesinde ders çalışmam lazım fikrinin varlığı ile hareket etmek zorunda kalan öğrenci için bu süreç ciddi anlamda zorlayıcı olmaktadır. Sınavlara hazırlanan öğrenci ailelerinin ılımlı olması onları rahatlatacaktır.

Aile ve öğrenciler için son sözünüz nedir?

Sınav bir süreçtir, hayatın tamamı değil. Sağlıklı bir ruh hali ve destekleyici bir çevre, başarıyı da beraberinde getirir.

Değerli fikirleriniz ve katkılarınız için şahsım ve haber7.com okuyucuları adına çok teşekkür ediyorum kıymetli Hocam.

Günün sözü ile kıymetli okuyucularıma veda etmek isterim:

“Başarı, istediğini elde etmek. Mutluluk ise elde ettiğini sevmektir.” (La Fontaine)

Tüm öğrencilere ve ailelere sınav yolculuklarında başarılı ve mutluluk dolu bir yolculuk diliyorum.

 

İsmail Yolcu /  Haber7

Ankara Bilim Üniversitesi

Eğitim ve Kariyer Uzmanı

Eğitimci, İletişimci ve Yazar

ismail.yolcu@ankarabilim.edu.tr

 

 

 

Yorumlar4

  • Misafir Adanalı 2 saat önce Şikayet Et
    Vallahi de billahi de çocuğumm ödevi olduğunda yapmamak için direniyor. Ve ne yapacağımı bilmiyorum. Yardım edin. Ne yapmalıyım?
    Cevapla
  • Bir öğretmen 2 gün önce Şikayet Et
    Harika tespitler. Ancak anne babalar sistemi bozmamak için sosyal medyadan uzak durmalıdır. Öğretmenlere haksız saldırıda bulunuyorlar.
    Cevapla
  • YALNİZ K.S 2 gün önce Şikayet Et
    300 den fazla üniversite var, Üniversite okumak menem bişey gibi herkes üniversite okudu, 5 tane reklamlı üniversiteden mezun değilseniz, Ali okulunu bitirmek daha iyi, Hiç okula gitmeyen,4 yilde meslegin triklerini kapan çırak, doktora, yabancı dil, her türlü sevilmeye uygun, 190 boyunda 4 dil bilen Yardımcı personel aramaya başladı, sevgili gençler, üniversitede kendinizi kahretmeyin,
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • BAYBURT LU HASANAĞA 2 gün önce Şikayet Et
    Eyyy kötü tutkularını atmış RUHUNU faziletlerle donatmış en YÜCE ve en GÜZEL İNSAN ALLAH CC.senden sende ALLAH CC.DAN hoşnut ve RAZI olarak ALLAH CC.dön,HOŞNUT ve RAZI olduğu HAS kulları arasına katılıp FİRDEVİS CENNETİNE(CENNETİN EN ÜST VE ORTA YERİNE)giriniz,KUTSAL DEĞERLERİNİ HER ŞEYİN ÜZERİNDE SEVEN DEĞERLİ VATAN ve MİLLETİNİN HAS evladı ağabeyim.SELAM VE DUALARIMLA ALLAH A EMANET OLUNUZ
    Cevapla Toplam 5 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat