Kıbrıs’ın önemi artarken ırkdaşlar oyuna mı geliyor?

  • GİRİŞ23.04.2025 09:18
  • GÜNCELLEME23.04.2025 09:18

Kıbrıs Adası Işın Demirkent Hoca’nın TDV İslam Ansiklopedisi’nde verdiği bilgilere göre, Büyük Roma İmparatorluğu’nun 395’te idarî bakımdan ikiye ayrılmasıyla imparatorluğun doğu yarısı sınırları içinde kalıyor.

648- 649 yıllarında Muâviye’nin Kıbrıs üzerine düzenlediği sefere Ashab-ı Kiram’dan birçok gönüllü ile birlikte Ubâde b. Sâmit ile hanımı Ümmü Harâm da katılmış.

Müslümanlar 1700 gemiden oluşan bir filo ile Kıbrıs’ın merkezi Konstantia önünde karaya çıkarak şehri kuşatıyorlar.

Bu sırada Peygamber Efendimizin (sav) süt halası Ümmü Harâm (r.anha) bindiği hayvandan düşüp vefat ediyor ve oraya defnediliyor.

Hala Sultan Tekkesi adıyla bilinen kabri bugün de ziyaret edilmektedir. Kuşatma sonunda Kıbrıs barış yoluyla ele geçirildi.

7200 altın vergi ödenmesi ve Müslümanlara saldırılmaması şartıyla anlaşma sağlandı.

747 yılına kadar Kıbrıs Müslümanların yönetiminde kalır.

Bu tarihten itibaren Roma’nın, daha sonra da Bizans’ın ve onlarca kez çeşitli kralların, sultanların arasında el değiştiriyor.

En dikkat çekici olanı Kıbrıs’ın Suriye, Mısır, Kudüs, Antalya, Lübnan, Girit ve çevredeki diğer merkezlerin alınmasında bir üs olarak kullanılması.

Kıbrıs bu tarafıyla tarihte son derece önemli bir rol üstlendiği gibi, 1571 yılında Osmanlı Sultanlarından II. Selim tarafından fethedilen adanın günümüzde de aynı işlevi, hatta daha fazlasını yapacağı görülmektedir.

KIBRIS ADASI ANADOLUNUN BİR PARÇASIDIR

Yaklaşık on bin kilometrekare yüzölçümü olan Kıbrıs Adası, adını, Latince bakır madeni anlamına gelen cyprum/cuprum kelimesinden almaktadır.

Doğu Akdeniz’in kuzeydoğu köşesinde bulunan ada, Türkiye kıyılarından 70 km kadar açıktadır.

Jeologların önemli bir kısmı Kıbrıs Adasının yeryüzü şekilleri bakımından Anadolu’nun güney kenarı boyunca uzanan Toros dağ sistemi içerisinde olduğunu söylerler.

Araştırmalar, Hatay ilindeki dağ ve ovaların 130 km güneybatıda Kıbrıs’ta deniz seviyesi üzerine çıkarak aynı şekilde devam ettiğini göstermiştir.

Bunu daha net olarak anlamamız için Kahramanmaraş’ın Sır Barajı Gölü’nden başlayarak Hatay ilimizin Samandağı kıyılarına doğru 170 km boyunca uzayan ve bir adı da Nur Dağı olan Amanoslar dağ silsilesinin Kıbrıs Girne’deki Beşparmak dağlarının; Mesarya ovasından Keldağı’na doğru 1952 metre yükselerek Karlıdağ’ı, yani Trodos’u meydana getirdiğini biliyoruz.

Ayrıca Abanos Dağ silsilesi deniz kıyısından itibaren dik bir şekilde yükselerek Dörtyol ilçesinin doğusundaki Bozdağ'ın, yani Mığır Tepe’nin zirvesine 2240 metre kadar yükselmektedir.

Bu durum, Kıbrıs’ın jeolojik açıdan Anadolu’nun bir parçası olduğu görüşünü kuvvetlendirmektedir.

Kıbrıs Adası elbette sadece Anadolu’nun bir parçası olduğu için önemli değil, tarihin her döneminde bu ada konjonktüre göre değer kazanmış.

Yani daha açık bir şekilde şöyle de diyebiliriz: Tarih boyunca Kıbrıs Adası, Doğu Akdeniz merkez olmak üzere Orta Asya, Hindistan, Çin ve Süveyş için stratejik değere konu olmuştur.

KIBRIS DÜN EMPERYALİST İNGİLTERE İÇİN ÖNEMLİYDİ

Amerika’dan önce dünyanın patronajını elinde bulunduran emperyalist İngiltere’nin emperyal siyasetine yön vermiş olan ve 1870-1880 yılları arasında başbakanlık yapan Muhafazakâr Parti’nin önde gelen liderlerinden Yahudi asıllı Benjamin Disraeli bakın Kıbrıs için neler demiş:

“Kıbrıs’ın elde edilmesi hem Akdeniz’in güvenliği hem de Hindistan’ın savunulması için gereklidir. Avam kamarası Kıbrıs’ı işgal etmemizi bu açıdan değerlendirmelidir. Bu bir savaş, eylem olmaktan ziyade, barışa ve uygarlık elçiliğine yönelen bir davranıştır.

Bu savaşın sonunda Rusya’nın kazancı Kars ve Ardahan’dır. Biz bu kazançlar karşısında Ruslara, ‘Durun, daha ileri gitmeyin, Asya bizim ikimizin de emellerini karşılayacak kadar geniştir’ dedik.” diyor.

Bu sebeple İngiltere, 1839’ da Aden körfezini denetimi altına almış, 1854’te Kıbrıs’ı tamamen işgal ederek Doğu Akdeniz’i kontrol etmiş, ayrıca bununla yetinmeyerek 1875’te Süveyş Kanalı hisselerini de satın alarak 19. yüzyılda imparatorluğunu pekiştirmiştir.

Benjamin Disraeli’nin ölümünden sonra Britanya İmparatorluğunun Başbakanı Lord Salisbury ise daha açık ve net olarak Kıbrıs’ın önemini şu cümleleriyle vurgulamıştır.

“…Kıbrıs’ın işgali, İngiliz hükümetlerinin uzun süredir izlemekte olduğu geleneksel politikaya uygundur. Avrupa’da çıkar çatışmalarının İspanya üzerinde yoğunlaştığı günlerde, İngiltere Cebelitarık’a el koymuştur.

Aynı şekilde, Avrupa’daki çekişmelerin İtalya çevresinde biriktiği günlerde, İngiltere Malta’yı işgal etmiştir. Bugün Avrupa'nın gözleri Yakındoğu’ya çevrilmiştir. Dolayısıyla İngiltere de bu bölgede Kıbrıs’ı işgal etmiştir.”

Yani, yukarıdaki cümleler bize, dünya hakimiyetinin yolunun bir bakıma nerelerden geçtiğine dair çok net bilgiler veriyor.

O DÖNEM İNGİLTERENİN ŞİMDİ DE ABD’NİN GÖZÜ KIBRIS’TA

Şimdi bana diyeceksiniz ki; “Efendim bu sizin verdiğiniz örnekler, bir zamanlar için doğru olabilir, fakat bugün için değeri tartışılır.”

Tam tersine, bakınız o günkü İngiltere’nin yerini almış olan Amerika Birleşik Devletleri de bugün Akdeniz’e; özellikle Doğu Akdeniz’e, Kıbrıs’a yerleşti.

Elbette bölgede trilyonlarca dolar olarak tahmin edilen enerji konusu da bu çerçevede çok büyük önem taşımaktadır ve bu konuyu detaylı olarak Haber 7’de 19 Nisan’da değerli kardeşimiz Hüseyin Akif Küçükal Bey yazdı. Dolayısıyla ABD’nin bu bölgeye giderek güç yığmasının ve AB’nin Güney Kıbrıs Rum tarafını tanımaları karşılığında, Orta Asya Türk Devletleri ile 12 milyar dolarlık anlaşma yapmaları önemli.

Yunan medyasının verdiği bilgiler günümüz emperyalist ABD’sinin de dünya hakimiyetini perçinlemesi, zengin enerji kaynaklarını elde etmesi ve İsrail’i koruması için bölgeye ve bilhassa Güney Kıbrıs’a silah yığması dikkatimizden kaçmamalı.

Amerika; Larnaka, Baf ve Limasol’da hava ve deniz limanlarına yerleştiği küçük Evangelis Florakis deniz üssüne de helikopter pisti yaptığı belirtiliyor.

Simerini Gazetesi, uydu görüntüleri yayımlayarak, “Tamamen artık ABD ve NATO üssü olduk' başlıklı haber ile bu konuyu detaylandırdı.

Görüntülere bakıldığında Larnaka havaalanında C-130 nakliye uçağı, CH-47 Chinook ve Bell UH-1 nakliye helikopterleri, Baf kentindeki Andreas Papandreu hava üssünde ise doğu Akdeniz’de bulunan uçak gemisinde faaliyet gösteren özel kuvvetlerin kullandığı dikey iniş-kalkış yapabilen U-22 nakliye uçakları olduğu görülüyor.

Sonuç olarak şunu söylemek isterim: Hangi emperyalist ülke, hangi karanlık emelleri için Kıbrıs’ta yeni tezgahlar kurarsa kursun, Türkiye’nin ve özellikle Başkan Erdoğan’ın büyük emekleri ile ayağa kaldırılmış ve bir siyasi güç olarak ortaya çıkarılmaya çalışılan Türk Devletler Teşkilatı’na (TDT) üye olan ve Türkiye’nin hilafına Kıbrıs Rum Kesimi’ni tanıyan hangi ırktaşımız olursa olsun, şu gerçeği bilmelidirler:

Kıbrıs toprağına bizim, miladi 600’lü yıllardan beri kanımız akmıştır ve Larnaka’da, Tuz Gölü yakınlarında Peygamber Efendimizin (sav) süt halası Hala Sultan Tekkesi, Lefkoşa’da Hala Sultan Camii, Girne bölgesinde Hz. Ömer Türbesi, Gazimağusa’da Sinan Paşa Camii ve yine Gazimağusa’da Lala Mustafa Paşa Camii gibi manevi-tarihi-kültürel değerlerimiz vardır.

Kazakistan başta olmak üzere TDT üyesi diğer ülkelerin de bu gerçeği bilmeleri ve unutmamaları lazım.


Ferman Karaçam / Haber7
YouTube     : youtube.com/c/Ferman Karaçam
Twitter        : twitter.com/fermankaracam  
Instagram   : instagram.com/fermankaracam
Facebook   : facebook.com/karacamferman
E-mail         : fermankaracam@gmail.com
Web Sitesi : fermankaracam.com

 

Yorumlar23

  • Evet 1 saat önce Şikayet Et
    Tek soydaş gördüğüm uygurlardır nokta gerisi ruslaşmıştır gerçek bu malesef
    Cevapla
  • Kıbrıs başlanacak 1 saat önce Şikayet Et
    Pkk liderlerinden biri kıvılcım kıbristan başlayacak demişti ve İsrail'e iliskilendirmişti israilin bizle sorun yaşadıkça aynı bizde algı ajanları olduğu gibi yunanistan rumdada aniden kiskirtma olayları başladı ne hikmetse bir anda başörtüsü tepkisi sürüsüne ve Atatürk maskesini bürünen kimlikte türk olan Kıbrıs'taki klikler harekete gecirildi turk devletleri bizi işgalci kabul etti ?
    Cevapla
  • Sakaryali 1 saat önce Şikayet Et
    Kibris türkiyenin bir ili olmasi gerekiyor.Hemde acilen yapilmali bu.
    Cevapla
  • BAŞARİ 2 saat önce Şikayet Et
    Türkiye'nin Orta asya acilimi karşılıksız bir yatirim, Rus gelir rusa uyarlar, çin gelir onlara, ABD , Avrupa'ya, biz gideriz vizede abi derler, ama kimseye yar olmazlar, Ya biz Türklüğü yanlış biliyoz ya orta asya!
    Cevapla
  • ATMATOV 2 saat önce Şikayet Et
    Atmatovun mankurt tarifi aslında bölgedeki nesilin anasını bile gözünü kırpmadan Yok edebilecegi metaforu taşir
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat