Kaza mı? Sabotaj mı? İran'ın stratejik limanında ne oldu?

  • GİRİŞ27.04.2025 09:23
  • GÜNCELLEME27.04.2025 09:23

Bender Abbas, İran'ın Basra Körfezi'ndeki en önemli limanlarından biri. Ticaret, petrol ve askeri hareketliliğin kalbinde. Husilere, Haşdi Şabi'ye ve Hizbullah'a yönelik silah sevkiyatları buradan yapılıyordu.

İran-ABD nükleer müzakerelerinin üçüncü turuyla aynı gün limanda büyük bir patlama yaşandı. Salınan turuncu gazdan belli olacak ki orası bir yakıt deposuydu..

Normalde İran, sabotajdan şüphelendiğinde bunu açıkça dile getirir ya da ima ederdi. Bunu Natanz nükleer tesisi patlamasında açıkça yapmıştı.

Resmi açıklamalar bu konunun soruşturulduğu üzerine ve ilk bulgular "kimyasal depo yangını" diyor.  Ya gerçekten kaza oldu.. Ya bu izlenim oluşturulmak isteniyor ya da henüz istihbarat birimleri ellerinde kesin bir kanıt olmadığından temkinli.

Kesin olan bir şey var ki, patlama İran'ın ekonomisine ve güvenlik imajına doğrudan zarar verdi. "Ülke iç güvenliğini sağlayamıyor" algısını doğurdu.

İsrail'in hızlı bir şekilde "ilgimiz yok" açıklaması yapması dikkat çekici. Çünkü İsrail bu tip olaylarda (örneğin Hamas Siyasi Büro Şefi Haniye suikastinde) ilk etapta sessiz kalır, verilecek karşılığa göre pozisyon alır ve açıklamayı sonra yapar. Bir olayın hemen ardından gelen inkar, bazen ikrardan daha çok suçluluğun delili olabilir.

SABOTAJSA ARKASINDA KİM HANGİ ÜLKE VEYA YAPI VAR?

Sabotaj varsayımıyla ilerlersek, bu işe kalkışacak tarafın birkaç niteliği olmalı:

Yüksek istihbarat ve operasyonel kabiliyet.

Diplomatik ve askeri riskleri göze alabilecek cesaret.

Öncelikle  İsrail'in İran'la doğrudan savaş istemediği biliniyor ancak "nükleer anlaşmaları sabote etmek" için geçmişte adımlar atmıştı.

İsrail'in doğrudan üstlenmemesi ve "biz değiliz" demesi normal. Çünkü açık bir savaş çıkarırsa ABD'yi de zor durumda bırakır. Tel Aviv  bir taşla iki kuş vurmayı hedeflemiş olabilir:

İran'ın iç güvenlik zaaflarını dünyaya göstermek ve  müzakereleri baltalamak.
İran içinde rejime karşı olan gruplar var. Mesela Halkın Mücahitleri, Belucistan Kurtuluş Ordusu, Ceyşül Adl.

Bu grupların geçmişte sabotaj eylemleri olmuştu.  İran’ın ekonomik merkezlerine saldırarak rejimin zayıflığını göstermek istemiş olabilirler.

Ama Bu kadar büyük bir limanda, bu çapta patlama yaratacak operasyonu yapabilecek kabiliyetleri sınırlı. Üstelik liman işçileri ve memurlar arasında gizlice böyle bir operasyon düzenlemek zor olur. Yani olasılık düşük ama sıfır değil.

EMİR İÇERDEN GELMİŞ OLABİLİR Mİ?

İran içindeki karşıt görüşler, nükleer müzakereleri baltalamak ve sertlik yanlısı çizgiyi güçlendirmek için böyle bir "kaza" organize etmiş olabilir.  "Görüyorsunuz, Batı ile anlaşmaya çalışınca ülkemize saldırıyorlar" algısı yaratmak için... Bu teori çok sofistike tabi. Yani çok derin ve ileri bir hamle olurdu.

Ancak böyle bir iç operasyon için henüz yeterince emare yok. Belki günler sonra çıkan ipuçları destekler.

Peki ABD veya müttefik bir aktör olabilir mi? Düşünceme göre, ABD doğrudan İran limanında patlama yapmakla uğraşmaz. Çok daha farklı yöntemleri var.
Ama küçük bir müttefik grup (örneğin Körfez’de İran’a diş bileyen bazı Arap aktörler) lokal istihbaratla böyle bir sabotaj yapmış olabilir.

Yine de böyle bir saldırı, İran’ı doğrudan hedef almaya cesaret edemeyecek küçük aktörlerin başını derde sokar. Bu yüzden çok zayıf ihtimal.

İRAN NE YAPAR?

Tahran "Derin Sessizlik" stratejisi güdebilir. Hemen suçlama yapmaz. Olayı “kazaymış gibi” geçiştirir. Diplomatik müzakerelerde "Bakın, barışa açık olmamıza rağmen içeride saldırıya uğruyoruz" diyerek mağduriyet kartı oynar. İleride, kimse beklemezken, bu işin gerçek faillerine sessiz ve kesin bir saldırı düzenler. Bu durum hem içeride halkı kenetler. Hem dışarıda "İran savaş istiyor" imajı oluşturmaz.  Hem de zamanı ve zemini kendi seçer.

"Hemen Misilleme" kararı alabilir. Patlamadan İsrail’i veya başka bir aktörü sorumlu tutar. Hızlıca bir misilleme yapar: örneğin Lübnan veya Yemen üzerinden bir İsrail hedefine saldırabilir.

Böylece iç kamuoyuna "İran güçsüz değil" mesajı verir. Fakat bu taktik çok riskli. Çünkü ABD ve İsrail’in "meşru müdafaa" bahanesiyle çok daha büyük bir saldırı başlatmasına zemin hazırlar.

İran, şu anda ekonomik olarak böyle bir savaşı kaldıracak durumda değil.  Ayrıca nükleer müzakereleri tamamen baltalamış olur. Bu nedenle, hemen misilleme yanlış olur.

Tabi ki bütün bunlar "sabotaj" ihtimali üzerinden… Bazen de kaza sadece kazadır.

Bartu Eken / Haber7

 

Yorumlar17

  • Cocuk 3 saat önce Şikayet Et
    Bos ver batinileri
    Cevapla
  • adil 4 saat önce Şikayet Et
    hangi taşı kaldırsanız altından israil terör örgütü çıyanı ve abd akrebi çıkıyor.
    Cevapla
  • Amasyalı 6 saat önce Şikayet Et
    Lübnan Beyrut limanında patlama olunca, Lübnan hâlâ bu yarayı sarmadı. Bu işte kâfir parmağı var.
    Cevapla
  • Batu 6 saat önce Şikayet Et
    İran rejiminin canı taaa cehenneme!
    Cevapla
  • Alibey bay 7 saat önce Şikayet Et
    Benim kanaatim ABD istese bir günde İran'ı işgal eder İran'ın durumu
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat