Futbolda “bahisçi hakemler” operasyonu büyük ses getirdi.

Meğer maçların kaderini elinde tutan adamlar, aynı zamanda o maçların sonuçları üzerine bahis oynuyormuş!

İşin içinde teknoloji var, yalancılık var, düzenbazlık var, yemine ihanet var, nüfuz istismarı var… Ne için? Tabii ki para için. Helal haram fark etmeden tıkınılacak “nimetler” için!

Tam da bu çağa uygun bir ahlaksızlık… Tam da bu çağa uygun bir çürüme…

Ancak kafamda deli bir soru dönmeye devam ediyor: Acaba futboldaki kirlilik sadece hakemler ile mi sınırlı?

Öyle ya, futbol demek para demek… Bakmayın, spor, sağlık, beden terbiyesi edebiyatına; profesyonel futbol esas itibarı ile milyarların döndüğü devasa bir sektör. Sporcuların alım satım işleri, bilet ve yayın hasılatları, devletin verdiği teşvikler, muafiyetler, affedilen vergiler, kredi borçları…. Hepsi büyük para.

Ama en önemlisi, işin bir tarafının bahislere dayanması. Yasal olanı 500 milyar lirayı bulan bahis pazarının yasadışı kısmı ise 3 trilyon liradan büyük. 

Bu kirli çağın başat ahlak ölçütü para olduğuna göre…

Para ile her tür kirlilik yıkanabildiğine, para sayesinde muhabbet tellalları bile beyefendi muamelesi görebildiğine göre…. Bunca paranın olduğu yerde kirlenmenin çok farklı türleri de ortaya çıkacaktır.

“Hakemlerden daha vahim ne olabilir” diye sormayın…

Acaba futbolun patronları, aynı anda birkaç kulüp sahibi olduğu bilinen “türedi” adamlar bu işin bir yerinde yok mudur?

Hakemlere yapılan müdahale bir temizliğin başlangıcı mı yoksa gösteri yanı ağır basan lokal bir müdahale mi bekleyip hep beraber göreceğiz.

BALIKLAR MİLLİ SERVET DEĞİL Mİ?

İstanbul Boğazında gırgır ile avlanma iddiaları gündeme geldiğinde Tarım Orman Bakanlığının sadece 2025’te 15 bin denetim yaptığı, 20 tekneye el koyduğu duyurulmuştu.

Bu güzel bir haber. Ancak belli ki denizlerimize kast edenleri engellemeye yetmiyor

 Çünkü İstanbul’da lokantalarda hala “defne yaprağı” (lüferin yavrusu) ve çinekop servis ediliyor.. Tezgahlarda bile açık açık çinekop ve küçük sarıkanat satıldığı görülüyor. Bunların avlanmasının tek yolu dip taraması veya trol. Vatandaşlar, özellikle Tarabya - Sarıyer arasında sık sık trol tekneleri gördüklerini söylüyor.

Sahil Güvenlik’in burnunun dibinde bu nasıl bir cesaret akıl alır gibi değil! Kimseler görmüyor mu acaba? Bakanlık denetimleri de yeterli gelmiyor olmalı ki bu tekneler hala gözümüzün önündeler… Demek ki denetim usullerinin de biraz biçim değiştirmesi gerekiyor…

Birincisi, özellikle Ekim-Şubat sürecinde denetim sıklığı artırılmalı. İkincisi denetimde mutlaka kameralı dronlar kullanılmalı. Üçüncüsü Ticaret Bakanlığı ve İBB de denetime destek vermeli. Tezgahta 12 cm balık satan cani, bunun hesabını vermeden kaçmak için herhangi bir bürokratik boşluk bulamamalı.

TÜRKİYE DOĞASI, AV SAHASI MI?

Benzer bir konu av cinayetleri. Türkiye’nin her yerinden keklik ve tavşan katliamı haberleri geliyor.

Denizli’nin Çivril, Giresun’un Şebinkarahisar, Karaman’ın Ayrancı ilçeleri, Erdek’in Paşalimanı adası ve daha pek çok yer...  Hepsinde kaçak avcılık ve aşırı avcılık şikayetleri var. Haince öldürülmüş zavallı hayvancıklar karşısında halk isyan ediyor.

Ayrancı halkı “Küçücük tavşanları sürü ile öldüren bu katiller kim” diye soruyor.
Şebinkarahisarlılar “Jipler dolusu gelip hem hayvanları öldürüyorlar hem de huzurumuzu kaçırıyorlar” diye avcılardan şikayet ediyor.

Paşalimanı sakinleri “küçücük bir adaya bir günde 125 avcı geliyor, böyle şey olur mu” diye isyan ediyor, avcılara karşı “Ada’da katil istemiyoruz” diye eylem yapıyor.

Herkesin baktığı yer ise Tarım Orman Bakanlığı.

Bakan Bey ve ekibi, orman yangınları sırasında insan üstü bir çaba göstermişti. Yeşil vatanı kurtarmak için gecelerini gündüzlerine kattılar, şehitler verdiler. Büyük fedakarlıkları ve mücadeleleri ile kalplere kazındılar.

İnsanlar şimdi benzer bir kararlılığı yasa dışı ve aşırı avlanmanın hedefi olan balıklar, tavşanlar, keklikler ve tüm doğa varlıklarımız için bekliyor. Bakanlık yetkilileri bu konuda ellerini korkak alıştırmasınlar, gerekeni yapsınlar. Doğa için attıkları her adımda halktan büyük destek bulacaklarına emin olsunlar.

Gaffar Yakınca / Haber7