Mustafa Balbay'a sorulan şifreli cümleler
Ergenekon davasında Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay'ın çapraz sorgusuna devam edildi. Balbay'a notları arasındaki şifreli cümlelerin ne anlama geldiği ve Ahmet Nejdet Sezer'e 'abi' demesi soruldu.
Yücel Velioğlu'nun haberi
İkinci ''Ergenekon'' davasının tutuklu sanıklarından Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, eski Jandarma İstihbarat Dairesi Başkanı Levent Ersöz'le yaptığı görüşmelerle ilgili olarak, ''Bu görüşmelerde, fiiliyata geçen hiçbir şey olmamıştır'' dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, Balbay'ın çapraz sorgusuna devam edildi.
Mehmet Ali Pekgüzel, Balbay'a davanın tutuklu sanıklarından Mustafa Özbek ile yaptığı telefon görüşmesiyle ilgili ''Telefonda bahsettiğiniz 'kale' ve 'Onikiden vurmak' ne demek? Açıklar mısınız?'' sorusunu yöneltti. O dönem bir siyasi arayışın olduğunu, AK Parti'yle ilgili kapatma davası bulunduğunu, Kanaltürk'ü satması nedeniyle de Tuncay Özkan'a kızdığını belirten Balbay, ''Kızdım, eleştirdim. Kanaltürk, siyasetin kalesi, ulusalcıların kalesi gibiydi. 'Kale' kelimesini bunun için kullandım. Özbek, parti kurmak istediğini söyledi. Ben de tutmayacağını söyledim. Oy alamaz ise bugüne kadarki bütün birikimlerini kaybedeceğini, söyledim. Ankara'daki en büyük mezarlığın, siyasi parti mezarlığı olduğunu söyledim. Onikiden vurmak lazım dedim'' diye konuştu.
Mustafa Balbay, Mehmet Ali Pekgüzel'in, ''Tuttuğunuz notlarda, 'Hurşit Tolton'la 3,5 saatlik görüşme' diyorsunuz. Burada tuttuğunuz notları açıklar mısınız?'' sorusu üzerine Tolon'la makamında görüştüğünü ve aklında kalacak şekilde notlar tuttuğunu söyledi.
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın'ın, 23 Aralık 2003'te Levent Ersöz ve Hasan Atilla Uğur ile yaptığı görüşmeyi sorarak, ''Bu görüşmede, sayın Cumhurbaşkanı ile ilgili bilgileri Levent Ersöz ve Hasan Atilla Uğur'a anlatıyorsunuz. Siz, haber kaynaklarınızı açıklamakta titiz olduğunuzu söylüyorsunuz. Bunları Ersöz ve Uğur'a aktarmanızın sebebi nedir?'' şeklindeki sorusuna Balbay, görüşmedeki çekimin, bilgisinin dışında olduğu için kabul etmediğini ifade ederek, ''Cumhurbaşkanı bana güvenmeseydi selam bile vermezdi. Sezer bize bu çerçevede güvendi. Ben onu tanımaktan gurur duyuyorum. Sezer'in oğlu evlendi, medyadan 5 kişiyi çağırdı. Biri de bendim. Kendisine verdiğim bütün sözleri tuttum. Görüşmede, ülkenin genel gidişatıyla ilgili bilgi alma dışında hiçbir şey yok'' dedi.
-CUMHURİYET GAZETESİNİN ÜNİVERSİTELERDE İNDİRİMLİ SATILMASI-
Mustafa Balbay, Taşkın'ın ''Oyak Bank ile reklam görüşmesi için Ersöz ve Uğur'u neden aracı olarak kullandınız?'' sorusuna, ''Cumhuriyet kitap verir. Başka da bir şey vermez. Mürekkep kokan her şey bize yakışır demişizdir. Bu görüşmelerde, fiiliyata geçen hiçbir şey olmamıştır'' yanıtını verdi.
Taşkın'ın, Cumhuriyet gazetesinin bazı üniversitelerde yüzde 50 indirimli satılmasıyla ilgili Ersöz'ün özellikle Bursa Uludağ Üniversitesini sormasının sebebinin ne olduğu şeklindeki soruya, Balbay, Ersöz'ü ilk olarak Bursa'da tanıdığını ve belki bunun için sormuş olabileceğini söyleyerek, ''Bir üniversite kampüsünde gençler okusun diye gazeteyi yarı fiyatına satmak suç mu? Kışlada da satsak suç mudur? Konuştuk, ama fiiliyata geçmedi. Keşke geçseydi. Ben kışlada satılmasını isterdim'' şeklinde konuştu.
Taşkın'ın, ''Ersöz'le yaptınız görüşmede, 'Sendikalarda bir kıpırdanma var mı?' diye soruluyor. Siz de, 'Bazı sendikalarda var' diyorsunuz. Sendikaların faaliyetleri neden size soruluyor? Siz habercisiniz, haber almak için gitmişsiniz. Ama daha çok size soru soruluyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna da Balbay, ''Biz haber almak istiyoruz. Onlar da istiyor. Adı üstünde Jandarma İstihbarat Daire Başkanlığı. Bunlar düşman kuruluş mu? Başka ülkelerin kuruluşları mı? Ben bu ülke için görüşlerimi paylaştım. Gazetecilik yapmak için Ankara'da devlet kurumlarıyla ilişkilerin iyi olması gerekiyor. Bu çerçevede, demokrasi dışına çıkmış hiçbir arayışım olmamıştır'' karşılığını verdi.
Nihat Taşkın'ın, Ankara'da katıldığı bir toplantının içeriğini sorması üzerine, Balbay, ''Bu toplantıya gittim. Bu toplantıyı yazdım. Gazeteci olarak gittim. Kimler var diye not tuttum. Bütün Ankara temsilcileri oradaydı. Ben bu davanın tutuklu sanığıyım. Ben Hilmi Özkök'ten daha mı ileri noktadayım? Konum olarak Özkök nerede, ben neredeyim? Özden Örnek nerede, ben neredeyim?'' dedi.
Taşkın'ın, ''Toplantı öncesinde Ersöz ve Uğur ile görüştünüz ve toplantının ADD'nin ev sahipliğinde göründüğünü, toplantının niçin yapıldığını biliyorsunuz. Yansıttığınız haberler bu şekilde değil'' demesi üzerine Balbay, konudan bilgi sahibi olmadığını ve ayrıntıları bilmediğini ifade etti.
-''GENÇ SUBAYLAR RAHATSIZ'' HABERİ-
Nihat Taşkın'ın, ''Genç subaylar rahatsız haberini birinci sayfadan verilmesinin sizin tasarrufunuzda olmadığını söylediniz. Hilmi Özkök'ün, haberinizi doğruladığınızı savundunuz. Birkaç gün sonra Özkök, 'Bu dedikoduları üretenleri lanetliyorum' dedi. Sizin haberinizi yalanladı. Açıklar mısınız'' sorusu üzerine Balbay, şöyle konuştu:
''26 Mayısta Özkök, 12 gazeteciyi çağırdı. 'Bir rahatsızlık varsa bu hepimizdedir. Dedikoduları üretenleri lanetliyorum' dedi. Aynı toplantıda söylemiştir. Yazanı lanetliyorum demiyor, dedikoduyu üretenleri lanetliyorum diyor. GenelKurmay Başkanı Başbakan'a gitmiş, 'Rahatsızlık var' demiş. Ben bu görüşmenin içeriğini haber yaptım. Bize, 'Bu endişeler geldi, ben de ilettim' dedi. Ben de bu şekilde yazdım.''
Taşkın'ın, ''Genç subaylar, her dönemde hükümetin icraatını beğenmiyor olabilir. Sizin tuttuğunuz notlarda, beğenmeyenlerin üst rütbeliler olduğu görülüyor. Genç subayların manşete çıkarılmasının amacı nedir?'' sorusuna da Balbay, ''O zaman, bütün gazetelerin yazı işlerine bir de savcı atayalım. Bir gazeteci doğru mu, değil mi diye habere bakar'' dedi.
Taşkın'ın, ''Engin Aydın'ı gazetenin avukatı olması nedeniyle tanıdığınızı söylüyorsunuz. Bunun dışında irtibatım yoktur diyorsunuz. Bu doğru mu'' sorusuna Balbay, ''Hukukçudur. Adalet Bakanlığı baş danışmanlığı yapmıştır. Siyasete girmiştir'' yanıtını verdi.
Balbay, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in, ''Özden Örnek'in darbe günlüklerinin, Nokta dergisinde yayınlanmadan önce size geldiğini söylediniz. Siz neden yayınlamadınız?'' demesi üzerine Balbay, içeriğini tartıştıklarını ve doğrulatamayınca yazmamaya karar verdiklerini söyledi.
Pekgüzel'in, ''Darbe günlüklerini yayınlamak sizce önemli bir haber değil midir?'' sorusuna da Balbay, ''O zaman burada oturup gazeteciliği tartışalım. Doğrulatamadım. Doğrulatamıyorsanız, siz hedef olursunuz. Biz bu konuya girmek istemedik'' dedi.
Balbay, Pekgüzel'in, ''Ayışığı darbe planından ne zaman haberiniz oldu?'' şeklindeki soruya, medyadan haberdar olduğunu söyledi.
Pekgüzel'in, ''Bu darbe çalışmalarının içinde bizzat yer aldınız mı?'' sorusuna da Balbay, ''Ne böyle bir niyetim ne de böyle bir girişimi duymuşluğum vardır'' yanıtını verdi.
Bu sırada, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, Pekgüzel'e dönerek, ''Bu darbe girişimiyle ile ilgili bir tahkikat bildiğim kadarıyla yok. Var mı?'' dedi.
Pekgüzel de ''Davanın özü bu. İkinci davanın özü, Ayışığı, Yakamoz ve Eldiven'' diye cevap verdi.
Mustafa Balbay, notlarında Ahmet Nejdet Sezer'in ''Ahmet Abi'', Orgeneral İlker Başbuğ'un ''İlker Abi'', İlhan Selçuk'un ''İlhan'' diye geçtiğinin burada söylenmesinden dolayı utandığını ifade ederek, ''İyi ki eski defterlerim ele geçirilmedi. Onlarda da Mesut Yılmaz 'Efe', Tansu Çiller 'Teyze', Süleyman Demirel 'Baba' ve Erdal İnönü 'Hint horozu' olarak geçiyordu'' dedi.
Cumhuriyet savcılarının sorularını tamamlamasının ardından, Başkan Şengün, Balbay'ın çapraz sorgusuna ara vererek sanıkların beyanlarını almaya başladı.
-
osman 14 yıl önce Şikayet Et-CUMHURİYET GAZETESİNİN ÜNİVERSİTELERDE İNDİRİMLİ SATILMASI-. kısa bir zaman sonra bu gaete ya tarih olacak, ya da çıplak kadın resimleri yayınlayarak ayakta kalmayı sürdürecek. demedi demeyin.Beğen
-
osmanlı torunu 14 yıl önce Şikayet EtGAZETECİ KİMLİĞİYLEDE..... bir gün ALLAHın huzuruna çıkacaklar inşaALLAH.Beğen
-
Nimetullah 14 yıl önce Şikayet Etgazeteci kimliği. gazeteci kimliğimle girdim gazeteci kimliğimle cıkıyorum, gazeteci kimliğimle paşalarla istişare yapıyorum, gazeteci kimliğimle günlük tutuyorum, gazeteci kimliğimle ordudan geleni haber yapıyorum... ben gazeteciyim arkadaşBeğen