Berk ve Cihaner'e yönelik suçlamalar

Erzurum'daki Ergenekon iddianamesi, Dursun Çiçek imzalı planın Erzincan'da hayata geçirildiğini ortaya koydu. İddianamedeki delil ve tanık ifadeleri, tüyler ürperten operasyonları gözler önüne seriyor.

Berk ve Cihaner'e yönelik suçlamalar
Berk ve Cihaner'e yönelik suçlamalar
GİRİŞ 03.03.2010 13:45 GÜNCELLEME 03.03.2010 13:45
Bu Habere 9 Yorum Yapılmış

Erzurum'daki Ergenekon iddianamesi, Genelkurmay'ın da kabul ettiği Albay Dursun Çiçek imzalı 'millete komplo' planının Erzincan'da hayata geçirildiğini ortaya koydu.

İddianamedeki delil ve tanık ifadeleri, masum insanları suçlu göstermek için tüyler ürperten sahte operasyonlar yapıldığını gözler önüne seriyor.

Ergenekon terör örgütünün Erzincan yapılanmasının yöneticisi olmakla suçlanan 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk ise bu amaç doğrultusunda farklı kamu kurumlarında görev yapan örgüt mensubu sanıkları organize eden kişi olarak gösteriliyor. Mütedeyyin insanların evlerine haber elemanları vasıtasıyla silah, mühimmat ve uyuşturucu konulması için örgütün planlar yaptığı tanık ifadeleriyle anlatılıyor.

Özellikle jandarma bölgesinde tutulacak birkaç eve dinî kitap ve kasetler konularak 'cemaat evi' gibi gösterilmesinin ardından, askerî savcıya baskın yaptırılmasının planlandığı tanık subaylar tarafından deşifre ediliyor. 14 sanıklı 61 sayfalık iddianamede, "2011 seçimlerinden önce anketlerde AK Parti'nin önde olması durumunda, askerî müdahale yapma kararının alındığı" gizli tanıkların ağzından aktarılıyor.

Kamuoyunda 'kirli tezgah' olarak bilinen Dursun Çiçek imzalı 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı', eğer yaşananlar savcıların tahkikatı ve gizli tanıkların ifadeleriyle deşifre olmasaydı Erzincan'da adım adım hayata geçirilecekti. 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner ve Eskişehir Jandarma Alay Komutanı Recep Gençoğlu'nun da aralarında bulunduğu 14 sanıklı dava, komployu ortaya çıkardı. Bu çerçevede gizli tanık Munzur'un ifadeleri iddianamede önemli bir yer tutuyor. Buna göre, Albay Recep Gençoğlu, emrinde çalışan Şenol Başçavuş'a şu talimatı veriyor: "Erzincan'da senden çok büyük operasyon istiyorum. Benden esrar mı istiyorsun, silah mı istiyorsun. Ne istiyorsan yerine gelecek. Yeter ki cemaat evlerini tespit et. Bu cemaate yönelik 4 ay içerisinde bir operasyon yapacağız. Gerekirse cemaat mensuplarına yönelik yaptığımız teknik takip dikkate alınarak bol bol ikna ettiğiniz öğrencilerle cemaatteki insanların telefonla görüşmelerini sağlayın. Bol bol suç unsuru konuşulsun."

Bunun üzerine Şenol Başçavuş emrinde çalıştırdığı gizli Tanık Munzur'a elinden geldiğince öğrencilerle samimiyeti ilerletmesini ve onlara giderleri kendisi tarafından karşılanacak evler tutmasını istiyor. Ardından planı anlatıyor: "Eve aldığımız çocukları ikna edelim, cemaate gidip gelsinler. İrtibatları sıkı olsun. Ben sana silah uyuşturucu vs. vereceğim. Sen bunları kiralayacağımız evde oturan çocuklara verirsin. Onların da gidip geldiklerinde cemaat evlerine bu silahları vs. koymalarını sağlarsın."

Bu talimatın ardından Şenol Başçavuş emrinde çalıştırdığı gizli Tanık Munzur'a elinden geldiğince öğrencilerle samimiyeti ilerletmesini ve onlara giderleri kendisi tarafından karşılanacak evler tutmasını istiyor. Şenol Başçavuş, kiralanacak evde kalan öğrencilerle cemaat mensuplarının, özellikle suç telkin eder şekilde telefonda konuşturulmasını da talep ediyor. Gizli tanık Munzur, Şenol Başçavuş'un, '4 ay içerisinde yapılacağını, çok ses getireceğini ve Erzincan'ı sarsacağını' söylediği operasyonun uygulanması kapsamında öğrencilerle temasa geçtiğini, ihtiyaç sahiplerine para da aktardığını ancak Şenol Başçavuş'un tayininin çıkmasıyla kredi kartından çekip öğrencilere verdiği 4 bin lirayı alamadığını söylüyor.

'Sırrımızı biliyorsun, bizden kurtulamazsın'

Munzur, bütün bunları gördükten sonra artık süreçte yer almayacağını belirtiyor. Ancak Şenol Başçavuş'tan şu tehdidi alıyor: "Çok sırrımızı biliyorsun, buradan kurtulmaya çalışıyorsan kurtulamazsın. Seni bitiririz." Şenol Başçavuş, daha sonra Çatalarmut Gölü çevresinde ava çıktıklarında Munzur'a, "Burada bizim malzemelerimiz var. Burada milyarlar yatıyor. Sen yeter ki bizim istediklerimizi yap. Ne istiyorsan ben buradan çıkarıp sana veririm." diyor.

Mütedeyyin insanları ayakkabı numaralarına kadar fişlemişler

Erzincan'daki Ergenekon soruşturması kapsamında hazırlanan iddianamede, tutuklu sanıklardan Başsavcı İlhan Cihaner'le ilgili çarpıcı iddialar yer alıyor.

Albay Dursun Çiçek imzalı, millete komplo planının Erzincan'da uygulamaya konulması iddianamede ayrıntılı bir şekilde anlatılıyor. Başsavcı Cihaner'in talimatıyla yapılan fişlemenin boyutunu gizli tanığın şu ifadeleri gözler önüne seriyor: "Gelen talimatlarda tarikat ve cemaat mensuplarını ayakkabı numaralarına kadar rapor etmemiz isteniyordu."

Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'nca Erzincan'daki "Ergenekon soruşturması" kapsamında hazırlanan iddianamede sanıkların eylemleri ayrıntılı bir şekilde anlatılıyor. Suçlardan birini de fişlemeler oluşturuyor. Ele geçen bir CD içerisinde yer alan belgelerde öğrenciden öğretmene, devlet memurlarından esnafa neredeyse herkes fişlenmiş.

Jandarma istihbarat görevlisi gizli tanık 1, ifadesinde "Gelen talimatlarda tarikat ve cemaat mensuplarının ayakkabı numaralarına kadar tanıyıp bilgi sahibi olup bunlar ile ilgili başkanlığa rapor yazmamız isteniyordu." diyor.

Daha önce Ergenekon tutuklusu emekli Binbaşı Levent Bektaş'ın ofisinde bulunan bir film CD'sinin içine data stash programıyla gizlenmiş şifreli dosyada da Kafes Eylem Planı bulunmuştu.

Erzurum Askerî Cezaevi'nde tutuklu bulunun Jandarma Kıdemli Başçavuş Orhan Esirger'in evinde yapılan aramada ele geçirilen 183 numaralı CD içerisinde yer alan DirectX10 isimli programın kurulum dosyaları içerisine uzantıları değiştirilerek gizlenmiş dosyalar bulundu. Kurulum amacıyla yüklendiği görünen ancak gizleme amacıyla uzantısı değiştirilen dosyaların bu şekilde kullanılamaz olduğu tespit edildi. Normal kullanıcılar tarafından sistem dosyası olarak algılanan bu uzantıların gerçekte sıkıştırılmış arşiv dosyası formatında olduğu yapılan çalışmalarla ortaya çıktı.

Dosyalar üzerinde yapılan teknik çalışmalar sonucunda ortaya çıkan dosyalarda, okul, dershane, öğrenci, esnaf, memur ve askerî hastanede tedavi gören başörtülü kadınlar ve yakınlarıyla ilgili özel bilgiler yer alıyor. Belgelerde mütedeyyin vatandaşların ad soyad, baba adı, doğum tarihi, doğum yeri, adresi ve telefon numaralarının yer aldığı tablolar bulunuyor.

Jandarma istihbarat görevlisi gizli tanık 1'in verdiği bilgiyi göre fişlemelerle ilgili talimatını davanın tutuklu sanıklarından Başsavcı İlhan Cihaner vermiş. Erzincan başsavcısının istihbarat şube müdürü Binbaşı N.E.'yi görevlendirdiğini kaydeden gizli tanık, Başsavcı İlhan Cihaner ile Binbaşı'nın başsavcılık makamında sık sık görüştüğünü kaydediyor. Binbaşı N.E.'nin başsavcının talimatıyla cemaatlere operasyon düzenlediğine işaret eden gizli tanık, Erzincan'a bağlı Çağlayan Karakolu'nda görevli Uzman Çavuş S.'nin de cemaatlere yönelik teknik dinlemelere ve operasyonlara katıldığını savunuyor. Gizli tanık 1, Başçavuş T.'nin kendisine "Cemaatlere yönelik çalışmayı biz başlattık ancak sonra bizden çıktı, bizzat başsavcı talimat veriyordu, biz de yapıyorduk." dediğini aktarıyor.

Komplo için ev kiralayıp silah koyacaklardı

Gizli tanık Hazar da, mütedeyyin insanlara yönelik komployu şöyle anlatıyor: "3. Ordu Komutanlığı tarafından Erzincan'da özellikle jandarma bölgesinde birkaç ev kiralanacaktı. Bu evlerin içerisine rütbeli askerler yerleştirilecek, cemaat evi görüntüsü vermek amacı ile Risale-i Nur, dinî kitap ve dinî kasetler konulacaktı. Arkasından da silah ve mühimmat bırakarak askerî suç kapsamında askerî savcı tarafından bu evlere operasyon yapılacaktı."

Gizli tanık Hazar, Erzincan MİT'e çalışan bir arkadaşının kendisine "Sizin yaptığınız pislikleri biz temizliyoruz, yakında Erzincan karışacak. TEM şubeye operasyon yapılacakmış, ben bunu duydum." dediğini de belirtiyor.

Okula silah koymayınca Başsavcı Cihaner devreye girdi

Ergenekon sanıkları, komplo planını Erzin-can'da uygulamaya koymak için her yola başvurmuş.

Bu çerçevede sanık MİT görevlileri, Erzincan isimli gizli tanığın ev, okul ve diğer kurumlara suç unsuru taşıyan ruhsatsız silah ve uyuşturucu koymasını istiyor. Ancak vicdan azabı duyan gizli tanık Erzincan, bunu yapmak istemiyor. Bunu fark eden MİT görevlileri, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner ile gizli tanık Erzincan'ı bir araçla şehir dışında buluşturuyor. Cihaner, gizli tanık Erzincan'a MİT görevlilerini kastederek "Ağabeylerin senden ne istiyorlarsa onu yap, yapmayıp şikayet edersen belki biz zarar görürüz ama seni ve aileni de bitiririz, babanı öldürürüz, kardeşlerinin çalıştığı memuriyetleri de sonlandırırız." tehdidinde bulunuyor. İddianameye göre Cihaner'in tehdidinin Erzincan'ın yanı sıra Kalem ve Taha'nın ifadelerinde de yer aldığı vurgulanıyor.

'Mezhep çatışmasıyla darbeye zemin hazırlamaya çalıştı' iddiası

3. Ordu Komutanı Org. Saldıray Berk, iddianamede 1 numaralı sanık olarak yer alıyor. İddianamede Berk'in iş ve eylemleriyle Ergenekon terör örgütüyle uyumlu çalıştığı belirtiliyor.

Komutanın Alevi köylerine yönelik yardımlarla Jandarma İstihbarat raporuna girecek kadar mezhep ayrımcılığı yaptığı ifade ediliyor. Bu ilginin amacı ise mezhep çatışmasıyla darbe zemini oluşturmak. Bu noktada şu tespit yapılıyor: "Ergenekon silahlı terör örgütünün ülkemizde yaşayan kişiler arasında çatışma çıkararak toplumsal barışın bozulması, buna bağlı olarak yürütme organının zafiyete düşürülerek ülkede kaos ortamı yaratılması ve sonucunda askerî darbeye zemin hazırlanması amacıyla örtüşmektedir. Şüpheli Saldıray Berk'in bu tavrıyla üzerine atılı Ergenekon terör örgütünün gerçekleştirmeye teşebbüs ettiği, TC hükümetini ortadan kaldırmaya çalışması ile ortaya çıkan amaç ile uyumlu çalıştığı ortaya çıkmıştır."

Lehte ifade ver, yüzünü ameliyatla değiştiririz

Erzincan'da bir işletmesi olan ve 3 yıldır Jandarma İstihbarat ile çalıştığını belirten gizli tanık Hazar, özellikle PKK'lı teröristler konusunda bilgi akışını sağladığını belirtiyor.

28 Ekim 2009 tarihinde evine kendisini Osman diye tanıtan birinin geldiğini ve dışarıda buluştuklarını anlatan gizli tanık X, bu kişinin daha sonra Erzincan Jandarma İstihbarat'ta görevli olan Ersin Üsteğmen olduğunu anlamış. Üsteğmen, gizli tanık X'e ifadesini değiştirmesi karşılığında "Senin yüzünü değiştiririz, estetik ameliyat yaptırırız, iş buluruz, 10 bin lira para veririz." teklifini yapıyor.

'Ülkücüleri sokağa dök, ortam hareketlensin'

Milliyetçi hassasiyetiyle bilinen bölgede, Erzincan'a bağlı Yaylabaşı bölgesinde yaşayan gizli tanık Ethem'e Yaylabaşı TOKİ inşaatında çalıştığı sırada ilginç bir teklif getiriliyor.

Şehit cenazeleri ve demokratik açılım nedeniyle bölgede artan gerilimi tetikleyecek teklif tutuklu sanık Murat Yıldırım'dan geliyor. 2009 yılı Ekim ayında yanına gelen Murat Astsubay, gizli tanık Ethem'e, "Sen ülkücüsün, Erzincan'da ülkücüler niye sokakta değil, sokaklar neden boş, şu ülkücüleri sokağa dökerek sokakları biraz hareketlendirelim." diyor. Gizli tanığın önceki bir olayı hatırlatması üzerine de astsubay, şu ifadeleri kullanıyor: "Önceki olay kişisel bir olay, ama bu yapmanı istediğim olay toplumsal bir olay, şu anda böyle bir olaya ihtiyacımız var. Ergenekon'dan tutuklulara ülkücülerin yardım etmesi lazım, ülkücülerin yardımı da bu şekilde olacak. Ülkücüleri sen yeter ki sokağa çıkar. Biz bu insanların yemesini içmesini karşılarız, maddi manevi sana destek oluruz. Yeter ki sokaklar biraz hareketlensin."

[Fuhuş tuzağı yine devrede] İliç savcısını tuzağa düşürüp şantaj için görüntülerini çekmek istediler

Amirallere suikast ve Kafes Eylem Planı'nda sıkça kullanılan fuhuş tuzağı, İliç Savcısı Bayram Bozkurt için de devreye sokulmuş. Savcıyı kontrol altında tutmak ve istekleri doğrultusunda kullanmak için kalem kamerayla özel görüntüler çekmeyi planlayan örgüt üyeleri, Savcı Bozkurt'un dikkati sayesinde amaçlarına ulaşamamış.

Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen Ergenekon soruşturmasına ilişkin hazırlanan iddianamede ilginç ayrıntılar yer alıyor. İliç'te de Ergenekon, amirallere suikast ve Kafes Eylem Planı'nda olduğu gibi şantaj yapmak için savcının özel görüntüleri çekilmek istenmiş. İliç Savcısı Bayram Bozkurt'u kontrol altında tutmak ve istekleri doğrultusunda kullanmak için tuzağa düşürmeye çalışan örgüt üyeleri, savcının dikkati sayesinde amaçlarına ulaşamamış. Örgüt üyeleri, kalem kamerayla savcının görüntülerini çekmeyi planlamış. Daha önce de Ergenekon sanığı Şener Eruygur'dan çıkan belgede üst düzey bürokratların 'kadın düşkünü, kullanılabilir' şeklinde fişlendiği ortaya çıkmıştı. Kafes Eylem Planı ve amirallere suikast iddialarında ise Deniz Kuvveleri'ndeki birçok subay ve amiralin kadınlar aracılığıyla kullanıldığı belirlenmişti.

Erzincan iddianamesinde yer alan gizli tanık Munzur, savcıya verdiği ifadede İliç Savcısı Bayram Bozkurt'a komplo kurduklarını itiraf etti. Erzincan'da görevli Başçavuş Şenol Bozkurt'la tanıştığını ve belli bir süre sonra samimi olduğunu anlatan gizli tanık, savcıya kurdukları planın ayrıntılarını şu şekilde aktardı: "Şenol komutan bana 'Bizi savcı beyle tanıştırır mısın? Bunun için bize ortam hazırlar mısın?' dedi. Ben de bir gün ayarladım. Beraber oturup okey oynadılar. Bu şekilde tanışmış oldular. Aradan bir süre geçtikten sonra Şenol komutan benden bir masa donatarak İliç savcısını mutlaka çağırmamı istedi. Telefonla arayıp davet ettim. Savcı bey girdiğinde Şenol komutanın yanında bayanlarla beraber oturduğunu görünce bana 'Kim bunlar?' diye sordu. Ben de 'Savcım, bu bayanları Şenol komutan getirdi. Sizinle tanıştıracakmış.' dedim. Durumdan rahatsız olan İliç savcısı geri dönüp işyerinden ayrıldı."

İliç savcısına yeni bir operasyon hazırlığı da gizli tanık Munzur'un Ankara'daki arkadaşı İ. ile birlikte yapılıyor. Gizli tanık Munzur'un sahibi olduğu kafede, Şenol Başçavuş, H. Başçavuş, Ersin Üsteğmen, Erzincan Avcılar Kulübü Başkanı Yaşar Baş, M., B., A. ve T. Alay komutanları ile 3. Ordu Komutanlığı'ndan 4 albay buluşuyorlar. Sofradaki en yüksek rütbeli komutan arkadaşı İ. ve gizli tanık Munzur'a dönerek, "Size bir iş veriliyorsa adam gibi yapın. Malzeme sorun değil, bomba mı istiyorsunuz, uyuşturucu mu istiyorsunuz, silah mı istiyorsunuz. Her şey hazır. Yeter ki siz dediğimizi yapın, bu savcıyı ortadan kaldırın." sözlerini kullanarak azarlıyor. Arkasından ise bunun nasıl yapılacağını aktaran komutan şu ifadeleri kullanıyor: "Size mühimmat verelim. Bu mühimmatı av yapacağınız yere gidip önceden gömün. Sonra savcıyla beraber o mahalde avlanırken biz baskın yapalım. Bu mühimmatlarla birlikte savcıyı alalım. Siz de ifadenizde bu mühimmatları savcının gömdüğünü söylersiniz. Yeter ki bu savcıyı düşürün, bütün büyükler bu masada. Bunların hepsi paralı adamlar. Bütün istekleriniz yerine gelecek."

Örgüt üyesi astsubay intikam yemini etti

Erzincan'daki "Ergenekon soruşturması" kapsamında hazırlanan iddianamede yer alan gizli tanık ifadelerinde ilginç bilgiler yer alıyor. Yaylabaşı Karakol Komutanı Astsubay Murat Yıldırım, yaşanan olaylarla ilgili intikam yemini etmiş. Bir gün yaşananların hesabını soracaklarını söyleyen Astsubay Murat, haklarında konuşanları çekip vuracaklarını itiraf ediyor.

Erzurum iddianamesinde yer alan gizli tanık Can'ın itirafları arasında ilginç detaylar dikkat çekiyor. Gizli tanık Can'ın ifadelerine göre Astsubay Murat, "Eninde sonunda bizim elimize bir fırsat geçecek, polis ve savcılık mutlaka bir açık verecek, yarın öbür gün Binbaşı Nedim ve Üsteğmen Ersin de çıkacak kendileri hakkında konuşan kimler varsa onları çekip vuracaklar, bunların hesabını soracağız. İyi kötü kendileri hakkında kimlerin bilgi verdiklerini biliyorlar, çıktıktan sonra çok şey yapacaklar." diyor. Astsubay Murat, Alay Komutanlığı'ndan arayan bir uzman çavuşa ise "Darbe olunca seni de belediye başkanı yapacağız." diyerek gülüyor. 2009 yılı Ocak ayında Yaylabaşı Karakol Komutanı Astsubay Murat, Alay Komutanlığı'nda Ergenekon terör örgütü ile ilgili olarak sayım yapmış. Ellerinde çok sayıda mühimmat olduğunu tespit eden astsubay, bunları imha etmek için ise korucuları kullanmış.

İddianamede kim kimdir?

Erzurum'daki Ergenekon iddianamesi, Genelkurmay'ın da kabul ettiği Albay Dursun Çiçek imzalı 'millete komplo' planının Erzincan'da hayata geçirildiğini ortaya koydu. İddianamedeki delil ve tanık ifadeleri, masum insanları suçlu göstermek için tüyler ürperten sahte operasyonlar yapıldığını gözler önüne seriyor. Peki iddianamede kim kimdir?

1. 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk: Erzincan'da yürütülen Ergenekon soruşturması iddianamesinde 1 numaralı sanık olan Saldıray Berk, Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal tarafından şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrıldı. Bunun üzerine Berk 9-14 Şubat tarihleri arasında mazeret dilekçesini hukuk danışmanı eliyle savcılığa ileterek ifadeye gelemeyeceğini belirtti. Daha sonra Savcı Şanal, 15 Şubat tarihinde ikinci kez şüpheli sıfatıyla Orgeneral Berk'i ifadeye çağırdı. Savcı Şanal, ifade vermesi için Org. Berk'e 'günü açık' olmak üzere 22 Şubat'a kadar süre tanıdı. Berk, "Ergenekon terör örgütü"ne üye olmaktan yargılanıyor.

2. Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner: 29 Aralık 2009'da Adalet Bakanlığı'nın yürüttüğü soruşturma sonucunda Cihaner'in dava dosyası Tunceli Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Mahkeme, yargılanmasına karar verdi. 16 Şubat'ta Savcı Osman Şanal yürüttüğü soruşturma kapsamında Cihaner'in makamında ve evinde arama başlattı. Aramaların ardından Cihaner gözaltına alındı. 17 Şubat'ta Erzurum'da çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Erzurum iddianamesinde 2 numaralı sanık olan İlhan Cihaner, "silahlı terör örgütüne üye olma, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, birden fazla kişi ile tehdit"le suçlanıyor.

3. Erzincan İl Jandarma Komutanı Albay Ali Tapan: 10 Aralık'ta Savcı Osman Şanal'a, Ergenekon soruşturması kapsamında Erzurum'da ifade verdi. Serbest bırakılan Albay Tapan'a yurtdışı yasağı kondu. İddianamede 3. sanık olan Tapan, "silahlı terör örgütüne üye olma" suçlamasıyla yargılanıyor.

4. Eskişehir İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Recep Gençoğlu: İddianamede 4 numaralı sanık olarak yer alıyor. 27 Ocak tarihinde gözaltına alındı. 28 Ocak'ta askeri uçakla Erzurum'a götürüldü. 30 Ocak'ta Erzurum Adliyesi'nde savcı Osman Şanal'a ifade verdi. 31 Ocak'ta çıkarıldığı mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Savcı Şanal bu karara itiraz etti. 3 Şubat'ta hakkında tutuklama kararı çıkarıldı. 5 Şubat'ta Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklandı. "Silahlı terör örgütüne üye" olmaktan suçlanıyor.

5. Binbaşı Nedim Ersan: Erzincan İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürü.

6. Jandarma Üsteğmen Ersin Ergut: Erzincan İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı.

7. Astsubay Orhan Esirger: Erzincan İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görevli.

8. Astsubay Şenol Bozkurt: Kahramanmaraş İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görevli.

9. Astsubay Murat Yıldız: Yaylabaşı Jandarma Karakol Komutanı.

10. Şinasi Demir: Erzincan MİT Şube Müdürü.

11. Kıvılcım Üstel: Erzincan MİT Bölge Müdür Yardımcısı.

12. Sadri Barkın İnce: Erzincan MİT Bölge Müdürlüğü personeli.

13. Astsubay Ahmet Saraçlar: 3'ncü Ordu Karargâhındaki İstihbarat Şubede görevli.

14. Yaşar Baş: Erzincan merkezde Av Bayiliği yapıyor.

Jandarma, mahkemeyi 'Hizbullah'ı dinleyeceğiz' diyerek kandırmış

Hukuk dışı dinlemelerin Sakaltutan TRT vericilerinde memur olarak çalışan İ.K.'den para karşılığı satın alındığı ortaya çıktı.

Ergenekon soruşturması kapsamında hazırlanan ve Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede jandarmanın çeşitli gruplara yönelik dinleme yapmak için mahkemeyi nasıl yanılttığı ortaya çıktı.

Jandarma, İsmailağa ve Gülen cemaatine yönelik yürütülen soruşturmada 'Dinleme kararları mahkemeden çabuk çıksın' diye, 'Hizbullah ve İBDA-C'yi dinleyeceğiz' demiş.

İddianame'nin 11'inci sayfasında savcı 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın Erzincan'da uygulanma nedenlerini sıralarken ilginç detaylara yer veriyor. Jandarma tarafından Erzincan'da yapılan İsmailağa ve Gülen grubuna yönelik soruşturmalar öncesi bu gruplarla ilgili mahkemeden önleme dinlemesi talep edilmiş. Fakat jandarma bu talebi yaparken mahkemeyi yanıltma yoluna gitmiş. Savcıya göre, eski Erzincan İl Jandarma Komutanı Recep Gençoğlu ve halen aynı görevi sürdüren Albay Ali Tapan'ın, ellerindeki gücü Ergenekon'un amaçları doğrultusunda kullanmaktan çekinmedikleri ifade ediliyor. Savcı bunu iddianamede şu ifadelerle anlatıyor: "Bu grup mensubu olduğu iddia olunan kişiler hakkında suç olarak silahlı terör örgütleri arasında olduğu bu şüphelilerce bilinen 'Hizbullah' ve 'İBDA-C' terör örgütlerinin isimlerinin belirtilmesi, böylece bu silahlı terör örgütlerinin isimlerinin kullanılması halinde telefon dinleme kararlarının rahatlıkla alınabileceğini sahip oldukları meslekî birikim sayesinde gayet iyi bilen şüpheliler..."

Hukuksuz yapılan dinlemelerin kayıtları, parayla satın alınmış

Mahkemeyi, 'Hizbullah'ı ve İBDA-C'yi dinleyeceğiz' diyerek yanıltan örgüt üyeleri dinlemeyi TRT vericileriyle yapmış.

Ergenekon iddianamesinde gizli tanık Efe, hukuk dışı dinlemelerin TRT vericilerinde memur olarak çalışan İ.K.'den para karşılığı satın alındığını belirtiyor. Efe, İ.K.'nin bu hizmet karşılığında Ergenekon'un üst düzey yöneticileri tarafından TRT'ye tayininin yapıldığına dikkat çekiyor.

Başsavcının odasındayken Erzincan Asayiş İstihbarat Kısım Komutanı Şenol Bozkurt tarafından kalınca bir dosya ve CD'lerin başsavcıya verildiğini kaydeden Efe, Bozkurt'un, bunları Nedim Yüzbaşı adındaki şahsın gönderdiği bilgisini verdiğini ifade ediyor. Şenol Bozkurt ile daha önceden tanışıklığının olduğunu belirten Efe, Bozkurt'un kendisine dosyalarda tarikat ve cemaatlerle ilgili bilgilerin, CD'lerde ise bakan, milletvekillerinin ses kaydının bulunduğunu söylediğini vurguluyor.

Bozkurt'un, dinlemeleri Başsavcı Cihaner'in talimatıyla yaptıkları bilgisini kendisine verdiğini dile getiren Efe'nin, Bozkurt'un Gülen cemaatine yönelik yapılan gayri resmi dinlemeyle cemaatin önde gelen isimlerinden en az 22 kişiyi içeri alacakları ifadesi yer alıyor. Bozkurt'un başsavcının her şeyi ayarladığını ve tutuklama yapacak hâkimin dahi belli olduğunu kendisine söylediğini belirten Efe, başsavcının nöbetçi hâkim B.'nin tutuklama yapamayacağı gerekçesiyle hâkim H.'yi görevlendirdiğini dile getiriyor.

KAYNAK: ZAMAN
YORUMLAR 9
  • emre 14 yıl önce Şikayet Et
    bittiniz siz eyy darbeciler bittiniz. o silahları yerleştirmeyen gizli tanığada helal olsun türkiyeyi bir felaketten kurtardı.
    Cevapla
  • saim çakır 14 yıl önce Şikayet Et
    YARGI VE ORDUYU KENDİ İDEOLOJİLERİNE ALET EDENLER. yargı ve ordu içinde öyle yapılanma olmuşki ordu içinde ve yargı içinde kendi görüşlerini kendi siyasi görüşlerini kendi ideolojilerini milletin üzerinde yargının ve ordunun emri gibi yürüymüşler bu kurumların dokunulmazlık zırhlarına bürünüp halka zülüm ve eziyet halkın seçtiği ihtidarlara darbe muhtıralar vermişler
    Cevapla
  • Mustafa Uyar 14 yıl önce Şikayet Et
    Enerji. Bütün bu enerjiyi Türkiyenin faydasına harcamayı akıl edebilselerdi, herbiri vali Yazıcıoğlu gibi efsane olurdu. Ülkenin enerjisini içerde harcamasına sebep olarak, kimlerin çıkarına hizmet ettiklerini dahi bildiklerini sanmıyorum. Allah ıslah etsin. Ülkeyi bir Iraka bir Pakistana çevirmeye ne kadar meraklılar. "İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden, bizi helâk eder misin, Allah&8217ım?" (A&8217râf Suresi 155. Ayetin bir kısmı)
    Cevapla
  • serdar03 14 yıl önce Şikayet Et
    lütfen herkes yazıyı dikkatlice okusun..!. Yazıyı baştan aşagıya dikkatle okudum ve herkesede dikkatle okumalarını tavsiye ediyorum ... ben şahsen gercekten yapılanlar kurulan tuzaklar karşısında dehşete düştüm ve son aylarda cıkan haberler ve darbe planları karşısında yüce yaradanım bu milleti bunların hain emellerinden koruduğuna pis emellerini gercekleştimediklerine şükür ettim ayrıca buradanda bu cıkan belge ve bilğileri sulandıran ,küçümseyen ,çarpıtanlarıdakınıyorum ALLAH,a şükür bu milletin içinde helal süt emmiş savcılarda varkı... çıkıyor
    Cevapla
  • Ahmet Batuhan 14 yıl önce Şikayet Et
    . Boğazlarına kadar pisliğe batmışlar...
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
AK Parti İstanbul İl Başkanlığında bayrak değişimi
Son Dakika: Bakan Fidan Şam'da: Yeni yönetimin lideri ile görüştü