Bardakoğlu: Başörtüsü özgürlük sorunu

Başbakan Erdoğan'ın başörtüsünün çözümü konusunda fetva makamı olarak gösterdiği Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu konuştu. Bardakoğlu, konuyu bireysel özgürlüklerle şöyle açıkladı.

Bardakoğlu: Başörtüsü özgürlük sorunu
Bardakoğlu: Başörtüsü özgürlük sorunu
GİRİŞ 15.10.2010 09:59 GÜNCELLEME 15.10.2010 09:59
Bu Habere 25 Yorum Yapılmış

SERPİL ÇEVİKCAN'ın haberi

Bardakoğlu, “Başlarını örtüp örtmemesi konusunda insanları kategorize etmeyelim. Türkiye özgürlükler ülkesi olmalı” dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) kendisini, YÖK’ün, türbanlı öğrencilere üniversite dersliklerinin kapısını açan yazısının ardından başlayan tartışmanın ortasında buluverdi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “‘Ben inancım sebebiyle başımı örtüyorum’ diyen insanlarla ilgili olarak cumhuriyetin en önemli kurumu Diyanet İşleri Başkanlığı’dır” diyerek referans göstermesi bu sonucu doğurdu.

Erdoğan, muhalefete işbirliği çağrısında bulunurken Başkanlığın bir çalışma yapabileceğini duyurdu. Başkan Prof. Ali Bardakoğlu’yla dün bu konuyu konuşma olanağı buldum. Sorularıma verdiği yanıtlar kafasının net olduğunu gösteriyor. Başbakan sorarsa DİB’in vereceği yanıtı da kendisinden dinledim. Başkan, sorunun çözüm zeminine daha çok yaklaştığını düşünüyor, “tersine mahalle baskısı” konusunda da oldukça iyimser.

Mesajları özetle şöyle:

DİYANET PAPALIK DEĞİL: Başörtüsü konusu kilitlendi. Çünkü hep iğneyi karanlıkta odada kaybettik ışık yok diye başka yerde arıyoruz. Diyanet’in bu konuda yapabilecekleri sınırlı. Çünkü Diyanet Papalık kurumu değil. Bizim ibadeti artırma, azaltma, modernleştirme gibi bir yetkimiz hiç olmadı, olamaz da. ‘Niye başörtüsü konusunda hocalarımız, Diyanet işi biraz esnetmiyor’ denilebilir ama Kuran’ı Kerim’de istenmiş. 14 asırdır Müslüman kadınlar başörtmeyi dini bir vecibe olarak algılayagelmişler. Dini vecibeleri başörtüsüyle sınırlandırmak da, başörtüsünü Müslümanlığın giriş şartı olarak görmek de doğru değil.

TARTIŞMA YUKARIDA: Modernleşme hareketinde çok önemli adımlar atmışız. Ama modernleşmenin öncüleri demişler ki ‘kadının başını açması da modernleşmenin gereğidir.’ ‘Orada dur’ demişiz. Dinin temel prensipleriyle çatışan sosyal hayata ilişkin hiçbir proje başarılı olamaz. Başörtüsünü Türk modernleşmesinin bir unsuru olarak görmeye başlarsak artık bu başörtüsünü tartışmalı bir alana ittik demektir. Aynı şey laiklik için de geçerli. Laiklik artık oturdu. Tartışma yukarıda var, aşağıda yok. Biz tutar da başörtüsünü laikliğin ihlali, başı açıklığı laikliğin gereği olarak sunmaya başlarsak, burada başörtü kavramı da laiklik de aşınma zeminine girer.

BAŞÖRTÜSÜ ÖZGÜRLÜK KONUSUDUR: Başörtüsü konusunun bir özgürlük sorunu olarak ele alınması ve tartışmanın bu zeminde başlamış olması fevkalade olumlu bir adımdır. Artık doğru kapıdan girdiğimize göre bundan sonra tartışmanın hangi yönde ilerleyeceği önemli değildir.

NABZA GÖRE ŞERBET VERMEYİZ: Türkiye’de bir konunun dini açıdan değerlendirilmesi, dini hükmü sorulacaksa elbette Diyanet’e sorulmalıdır. Başörtüsü islam dininde ne kadar vardır, doğru mudur, bu kadınlar acaba her birine birisi elli dolar veriyor da onun hatrına mı örtünüyor, baba baskısıyla mı örtünüyor konusunda sağlıklı bilgi almak istiyorsak bunun adresi Diyanet İşleri Başkanlığı’dır. Bize sorulduğu vakit cevap veririz. Konunun dini yönünü ilahiyatçılar, din bilginleri tartışmalı. Hiçbir çevre Diyanet İşleri Başkanı’nı kendi nabzına göre şerbet verecek konumda görmemeli. O bize saygısızlıktır.

TÜRKİYE ÖZGÜRLÜKLER ÜLKESİ OLMALI: Başlarını örtüp örtmemesi konusunda insanları kategorize etmeyelim. Ne başını örttüğü için bir insan hak mahrumiyetine uğrasın, ne de başını açtığı için bir insan incitilsin. Türkiye özgürlükler ülkesi olmalıdır. Hiçbir mahalle baskısını tasvip edemeyiz. Hangi yönde olursa olsun. Bundan sonrasında siyasetçiler tartışacak ve bir yerde çözecekler.

MAHKEMELERE MESAJ: Hiç kimse, ‘Baştan sona bu konunun tamamını Diyanet çözsün’ demedi, demiyor. Ama hiç kimse de ‘Diyanet de kim oluyor, bu konu tamamen bizim konumuz dememeli.’ Çünkü başörtüsü konusunun dinle ilişkisini birisinin görmemesi için gözünün kör, kulağının sağır olması lazım. Din tartışmasını yargı yaparsa yanlış yapar. Oturur da bir uluslararası mahkeme ayetlere yorum yapmaya başlarsa yanlış olur. Yargıç hukuk normlarına göre hareket eder, dinin gereği miydi değil miydi tartışmasına girmez.

ÜÇ CÜMLEYLE YANIT: (Başbakan, ‘üniversite kapısında ben inancım gereği başımı örtüyorum’ diyen insanlarla ilgili karara verecek olan kurum Diyanet’tir’ diyor sorusu üzerine): Biz diyeceğimizi deriz, insanlar alır. Ondan sonra üniversitede nasıl olur, kamuda nasıl olur... Bir kimse ‘İnancım gereği başımı örtüyorum’ diyorsa -nerede olursa olsun üniversite kapısında da olur- sizin de ‘Hayır efendim inancının böyle olduğunu ben nereden bileyim’ gibi bir tereddütünüz varsa elbette bunu bize soracak. Buna üç cümle cevabımız şudur: Birincisi; kadınların başlarını örtmesi, hem dinin ana kaynaklarının (Kuran ve sünnet) bir gereği hem de Müslümanların 14 asırdır ortak algılarının bir sonucu olarak dini bir vecibe olarak görülegelmiştir. İkincisi, ancak bir kadının başını örtüp örtmemesi onun Müslümanlığa giriş şartı olarak hiçbir zaman algılanmamış sadece kendi dindarlığının bir tercihi olarak görülmüştür. Üçüncüsü, hiç kimse başını örttüğü için bir hak mahrumiyetine ya da başını açtığı için bir incinmeye maruz kalmamalı. Karşılıklı hoşgörü içinde, bir özgürlük sorunu olarak ele alınabilinirse herhalde çözüme doğru noktadan başlanmış olur.

MAHALLE BASKISI EVHAM: Ve Türkiye yıllardır başı açık, kapalı bir arada yaşıyor. Sanki yüzyıllardır bu insanlar bir arada yaşamıyorlar. Ben mahalle baskısı olmayacağı konusunda fevkalade iyimserim. Türkiye’yi adım adım dolaşıyorum. Dindarların reflekslerini biliyorum. Biz insanlara zorla namaz kıldırdık mı, oruç tutturduk mu, yapmadık. Elde hiçbir veri yokken, ‘böyle olur’ diye bir kurgu ile konuyu ele almak bana çok sağlıklı gelmiyor. Evham üretiyorsun, evhamı gerçek sayıyorsun.

KAMUDA TÜRBANI ÖNCE ONLAR TARTIŞSIN: Kamuda türban meselesini önce siyasetçiler tartışsın. İlk tartışan niye ben olayım? Söyleyeceğimiz şey tartışmaya göre değişmeyecek. Biz dini bilgimizi söyleriz ama sakalımız yok. Önem verseler de olur vermeseler de. Toplumun huzurunu sağlayacak olan onlardır.

ÇÖZÜM ZEMİNİ VAR: Ben konunun modernlik ve laiklik bağlamında ele alınmamasını sağlıklı bir yaklaşım olarak görüyorum. Konunun özgürlük sorunu olarak ele alınması, bu işte çözülebilecek olumlu kapıdan girdiğimizi gösteriyor. Artık o alana girdikten sonra, o zeminde yapılacak tartışmalar hep sağlıklı sonuçlar verir. Bu zemini nispeten olumlu buluyorum.

MİLLİYET

YORUMLAR 25
  • Ercan Ertural 14 yıl önce Şikayet Et
    Hasan Şahin her duygu ve düşünce sahibini bağlar. ve bu söylediklerinden hesaba çekilir.dilediğin gibi yaşayabilirsin dilediğin gibide amel edebilirsin sistem buna müsait zaten.laik ve demokratik düzende baştakiler size göre dincide olsa solcuda olsa işleyeceği tema laiklik ve demokrasidir bunlardan taviz verilmez elinizde mevcut bi akideniz bile yok fıkıh kitabınız bile yok neye iman ettiğinizi kendiniz bile bilmiyorsunuz hatta ve hatta konuşurken bile çelişiyorsunuz lütfen ama lütfen din adına birşey yada bir iddianız var ise bunu lütfen delillendirin!!!
    Cevapla
  • Ercan Ertural 14 yıl önce Şikayet Et
    Hasan şahin ilim ile rabbani konuşmayı denemelisin. Aleviler sunniler kardeş değildir senin ibadet edeceğin yer em evi olacağı hangi kaynakla sabit?MUHAMMED sav kimsenin babasının oğlu değildir ona düzgün hitap etmeyi bi öğren.senin verdiğin vergiler ile imama vergi veriliyorsa benim verdiğim vergilerlede sizede destek yapılıyor düzen islam düzeni değil ki neyi tartışıyoruz.Kuranın neresinde kul hakkı ile gelmeyin yazıyor hangi ayet hangi süre?siz kurana iman edermiydiniz şaşırdım doğrusu!müctehidmisin de kul hakkı ile namaz kabul değildir diyorsun delil ne
    Cevapla
  • Mustafa YILMAZ 14 yıl önce Şikayet Et
    Evet örtünmek bir özgürlük sorunu.... Başkan niye böyle demiş,düşünün.örtünmeyi bilinçli yapanın örtünme şekli ile örf adet ve moda veya alışılagelmiş bir uygulama olarak görenlerin nasıl örtündükleri malümdur.yani her örtünen ilaa islam emrettiği için örtünmüyor olabilir!Ayrıca bakan böyle diyerek bazı EŞEKLERİN kulağına karsyu kaçırıp uyandırmak istememiştir!Akıllı olmak lazım vesselam.
    Cevapla
  • hasan şahin 14 yıl önce Şikayet Et
    cafer uca kardeşim. bu kardeşlik ayaklarınıda bırakın,eğer alevileri kardeş olarak görsyediniz allaha ibadetimizi engellemek için çaba harcamaz allaha ibadetimizi bir hak olarak görürdünüz.sizin yaptığınız pagan inançlı roma imparatorluğunun isaya inananlara yaptıkları ve muhammede inanlara putperstlerin yaptıklarından bir farkı yok.
    Cevapla
  • hasan şahin 14 yıl önce Şikayet Et
    cafer uca kardeşim. benim neye inanacağım yada nerde ibadet edeceğim seni ilgilendirmez.biz alevilerin ibadet yeri cami değil cem evidir. üstelik hz.ali camide öldürüldü diye aleviler camiye gitmiyorlar saçmalığınıda bırakın.buda sünnilerin aleviler hakındaki uydurmalarından biridir.alevilerin vergileri ile maaşının bir kısmını ödediğimiz imama hakkımızı helal etmiyoruz,kul hakkı ile cemaate namaz kıldıran diyanet imamlarının kıldırdığı namazda geçersizdir.kuranda allahın buyurduğu gibi kul hakkı ile bana gelmeyin
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Son dakika F-35 gelişmesi! Rapor ortaya çıktı, Türkiye önerisi dikkat çekti
Ramazan'a sayılı gün kala fiyatlara yüzde 50 zam! Anadolu'da 300 TL'den başlıyor