Ozan Güven’in şiddet davasında son durum! Adli Tıp Kurumu darp raporu çıktı!

Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu'nca düzenlenen darp raporunda, Deniz Bulutsuz'un maruz kaldığını iddia ettiği olaydan dolayı psikiyatrik bir hastalık olan 'anksiyete bozukluğu' başladığı belirtildi. Kadına şiddetin sık sık gündeme geldiği bu zamanlarda gözler, Adli Tıp Kurumundan gelecek rapora çevrilmişti.  İşte, Ozan Güven davasında son durum!

Bakanlık devreye girdi! Müge Anlı programında kan dondurucu olay!

YARALANMALAR HAFİF DEĞİL!

Deniz Bulutsuz’un maruz kaldığı yaralanmanın, yaşamı tehlikeye düşürebilecek bir durumda olmadığı ancak kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile tedavi edilebilecek ölçüde de hafif nitelikte olmadığı belirtildi.

Gerekirse simit yenecek demişti! Hülya Avşar'dan dudak uçuklatan reklam geliri!

2020 yılının Temmuz ayında Ozan Güven'in kendisine şiddet uyguladığını iddia ederek savcılığa suç duyurusunda bulunan Deniz Bulutsuz’un darp edildiğine dair görüntüler de sosyal medyaya sızdırılmıştı.

Oyuncu Ozan Güven’e İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Ozan Güven hakkında "Hakaret", "Cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" ve "Kasten yaralama" suçlarından 3 yıl 9 aydan 13 yıl 6 aya kadar hapis istemiyle dava açılmıştı.

Açılan dava sonrası Ozan Güven'in de karşı tarafa şikayet dilekçesi vermişti. Bunun üzerine Deniz Bulutsuz hakkında "Basit yaralama" suçundan 4 aydan 1 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan davaya Adli Tıp Kurumu raporu eklendi.

BULUTSUZ'UN VÜCUDUNDA KEMİK KIRIĞI TANIMLANMADI!

İstanbul 58.Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderilen Adli Tıp Kurumu raporuna göre Deniz Bulutsuz'da, 13 Haziran 2020'de maruz kalındığı iddia edilen olayın ardından psikiyatrik bir hastalık olan ‘anksiyete bozukluğunun’ ortaya çıktığı ve yaralanmasının kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı belirtildi.

Adli Tıp Kurumunun raporunda ek olarak, Bulutsuz'un vücudunda kemik kırığı tanımlanmadığı, yaralanmasının kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olmadığı, yüz sınırları içerisinde tespit edilen yara izinin belirli bir mesafeden fark edilmediği ve yüzde sabit iz niteliğinde olmadığı açıklandı.