Başbakan Yıldırım İstanbul'da konuştu
Başbakan Binali Yıldırım, İstanbul'daki Öğretmenler Günü etkinliğinde konuşma yaptı.
Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye'de terörü sona erdirmenin yolunun, milli ve manevi değerlere sahip nesillerin yetişmesi olduğunu belirterek, "Bizim hassas olduğumuz 3 tane kırmızı çizgimiz var. Birincisi bölgesel milliyetçiliğe karşı olmak, ikincisi mezhepsel, dini milliyetçiliğe karşı olmak ve üçüncüsü de etnik milliyetçiliğe karşı olmak. Farklı farklı olabiliriz, kimimiz Kürt, kimimiz Türk, kimimiz Arap, Türkmen, ne olursak olalım, bizi birleştiren ay yıldızlı bayrağımızdır, 780 bin kilometrekare vatan toprağımızdır, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'mizdir, 81 milyon vatan evladı, milletimizdir. Bunlar bizim birliğimizi, beraberliğimizi ve kardeşliğimizi sağlayan en önemli, olmazsa olmaz özelliğimizdir." dedi.
Başbakan Binali Yıldırım ve eşi Semiha Yıldırım'ın ev sahipliğinde Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla akşam yemeği düzenlendi. Yıldırım, yemekte yaptığı konuşmada, Türkiye'nin aydınlık yarınlarını ve geleceğini inşa edecek gençleri yetiştiren öğretmenlerle bir arada olmaktan eşi Semiha Yıldırım ile mutluluk duyduklarını dile getirdi.
24 Kasım Öğretmenler Günü'nü tebrik eden Yıldırım, bugünün, Millet Mekteplerinin açıldığı, Cumhuriyet'in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de başöğretmenliği kabul ettiği günün yıl dönümü olduğuna işaret etti. O günlerden bugünlere gelirken, nice nesillerin geçtiğini belirten Yıldırım, "Hepsinde de siz öğretmenlerimizin emeği var, alın teri var, akıl teri var. Her dönemde çocuklarımız, gençlerimiz sizleri kendilerine örnek aldılar. Sizler, bilginin sürekli geliştiği günümüzde, kendinizi yenileyerek değişime ve gelişmeye öncülük ettiniz, öncülük etmeye devam ediyorsunuz. Hiçbir meslek yok ki hayatımızda öğretmenlik kadar yer etmiş, iz bırakmış olmasın. Her şeyi, herkesi unutsak bile öğretmenlerimizi asla unutmuyoruz." şeklinde konuştu.
Bugün hangi makamda olurlarsa olsunlar daima öğretmenleri sevgi, saygı ve güzel hatıralarla andıklarını vurgulayan Yıldırım, kendisinin de üzerinde emeği bulunan bütün öğretmenlerine bugün vesilesiyle şükranlarını sunarak ellerinden öptüğünü ifade etti.
Böyle ulvi bir görevi azim, gayret ve büyük fedakarlıklarla yürüttükleri için tüm öğretmenlere şükranlarını sunan Başbakan Yıldırım, bugün Ankara'da da 81 ilden gelen öğretmenlerle bir araya geldiklerini hatırlattı.
"TÜRKİYE, YERYÜZÜNÜN UMUDUDUR"
Edebiyatçı yazar Nuri Pakdil'in, Türkiye'nin bir adının da umut olduğunu ifade ettiğini aktaran Yıldırım, şunları söyledi:
"Türkiye, yeryüzünün umududur. Türkiye, bölgedeki mazlum ve masum insanların umududur. Haksızlık karşısında herkes sussa da Türkiye susmuyor, susmayacak. Öğretmenlerimizden bu ülkenin çocuklarına, Türkiye'nin yeryüzündeki mazlumlar ve bütün insanlık için ne anlama geldiğini özellikle anlatmanızı istiyorum. Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk ve aziz Türk milleti, sadece bizim istiklalimizin öncüsü değil, aynı zamanda mazlum milletlerin de ilham kaynağıdır. Ülkemizin gidişatı için kimsenin en ufak bir endişesi olmasın. Türkiye emin ellerdedir, doğru istikamettedir."
21. yüzyılın dünyasında gelişmenin, kalkınmanın, küresel rekabette başarılı olmanın yegane yolunun, eğitim ve bilgiden geçtiğinin altını çizen Yıldırım, bugün bilgiye sahip olan, bilgiyi kullanan ve bilgiyi katma değere dönüştüren ülkelerin yol aldığını, bundan mahrum olan ülkelerin ise yarış dışı kaldığını vurguladı.
"GELECEĞİMİZİ GENÇLERE EMANET EDECEĞİZ"
Çocukları hızla değişen dünyaya uyumlu hale getirecek bilgi, donanım ve açık fikirli bireyler olarak yetiştirmenin öğretmenlerin elinde olduğunu belirten Yıldırım, "Bu, hayati derecede önemli bir meseledir çünkü biz geleceğimizi gençlere emanet edeceğiz. Gençlerimiz geleceğimizdir. Bugün onların nüfusu ülkemizin nüfusunun yüzde 100'ünü oluşturmuyor ama gelecekte yüzde 100'ü onlardan oluşacak. İşte 2002'den bugüne bu şuurla hareket ettik, yeni nesillerimizi, yavrularımızı geleceğe en iyi şekilde hazırlamak için büyük çabalar sarf ettik." ifadelerini kullandı.
Hükümet olarak bütçede en büyük payı 2002'den beri hep eğitime ayırdıklarını vurgulayan Yıldırım, "2002'de 11 milyar lira olan Milli Eğitim bütçesi, geçtiğimiz yıl, yani bu içinde bulunduğumuz yıl, 122 milyar, önümüzdeki yıl 134 milyar seviyesine çıktı. Neredeyse 12 kat artıştan bahsediyoruz." dedi.
Zorunlu eğitimin 12 yıla çıktığını, yeni bir müfredatın oluştuğunu, farklı dil ve lehçelerde eğitimin önünü açan düzenlemelerin hayata geçirildiğini anlatan Yıldırım, okullarda Kur'an ve siyer derslerinin de verilmeye başlandığını ifade ederek, şöyle konuştu:
"Türkiye'de terörü sona erdirmenin yolu, milli ve manevi değerlere sahip nesillerin yetişmesidir. Bizim hassas olduğumuz 3 tane kırmızı çizgimiz var. Birincisi bölgesel milliyetçiliğe karşı olmak, ikincisi mezhepsel, dini milliyetçiliğe karşı olmak ve üçüncüsü de etnik milliyetçiliğe karşı olmak. Farklı farklı olabiliriz, kimimiz Kürt, kimimiz Türk, kimimiz Arap, Türkmen, ne olursak olalım, bizi birleştiren ay yıldızlı bayrağımızdır, 780 bin kilometrekare vatan toprağımızdır, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'mizdir, 81 milyon vatan evladı, milletimizdir. Bunlar bizim birliğimizi, beraberliğimizi ve kardeşliğimizi sağlayan en önemli, olmazsa olmaz özelliğimizdir."
"EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİNİ HER ZAMAN ÖNEMSEDİK"
Başbakan Yıldırım, geçen 15 yılda eğitimin fiziki altyapısını güçlendirmek adına önemli çalışmalar gerçekleştirdiklerini, 300 bine yakın yeni dersliği eğitim camiasına kazandırdıklarını, derslik başına düşen öğrenci sayısında iyiye gittiklerini vurguladı.
2019 yılı sonunda büyük bir engel olmazsa tekli öğretime geçilmiş olacağını belirten Yıldırım, şunları kaydetti:
"Üniversiteye girişteki okul katkı puanlarını bildiğiniz gibi kaldırdık. Meslek liselerinde uygulanan farklı katsayı adaletsizliğine son verdik. Eğitimde fırsat eşitliğini her zaman önemsedik. Bugüne kadar 3 milyar civarında ders kitabını öğrencilerimize ders yılı başında ücretsiz dağıttık. Bunları bizim öğrencilik yıllarımızda hayal bile edemezdik. Ortaokula başladığımız 67 senesinde ihtiyacımız olan kitapların tamamını temin edinceye kadar sene biterdi. Hiçbir zaman bütün kitapları aynı anda temin etmemiz mümkün değildi. Bugün çok şükür öğrencilerimiz kitaplarını masalarının üzerinde buluyor ve ilk günden eğitime hazır olarak okullarına başlıyorlar. Eğitimde teknolojiyi de ıskalamadık. Bilişim sınıfları, etkileşimli tahta, tablet bilgisayarlar, geniş bant internet bağlantıları, Fatih Projesi modern eğitim araçlarının önde gelen hizmetleridir ve bunları öğrencilerimizle siz değerli öğretmenlerimizle buluşturduk. Sizleri perişan eden o tebeşirli kara tahtadan şimdi akıllı tahtaya geçiş yaptık. Artık okullarımızda internete bağlanan, dijital dev ekranlara sahip tahtalarımız var."