Tarhan darbe dedi Ergün isyan etti

CHP Grup Başkan Vekili Emine Ülker Tarhan, 12 Eylül referandumu için darbe ifadesi kullanmasına Adalet Bakanı Sadullah Ergün adeta isyan etti.

Tarhan darbe dedi Ergün isyan etti
Tarhan darbe dedi Ergün isyan etti
GİRİŞ 18.10.2011 18:30 GÜNCELLEME 18.10.2011 18:30
Bu Habere 4 Yorum Yapılmış

CHP Grup Başkan Vekili Emine Ülker Tarhan, yargının ciddi bir baskı altına alındığını iddia ederek, halkın 1,5 milyon oy vererek seçtiği iradesinin cezaevinde olduğunu söyledi. Tarhan, “12 Eylül 1980 darbesinin simgesi Mamak ve Diyarbakır Cezaevleriydi. 12 Eylül 2010 darbesinin simgesi ise Silivri Cezaevi’dir. Tarih bunu yazacaktır” dedi.

CHP Grup Başkan Vekili Emine Ülker Tarhan, TBMM Genel Kurulu’nda Gündem Dışı söz alarak bir konuşma yaptı. Yaptığı konuşmada 25 yıl daha çalışabileceği halde bir hakimin istifa ettiğini hatırlatan Tarhan, istifa dilekçesinde “Türk yargısının adalet ülküsü ve adalet dağıtma görevinden uzaklaştığını” belirttiğini ifade etti. Bir diğerinin 18 yıl daha çalışabilecek iken dün istifa ettiğini söyleyen Tarhan, “Bu hakimde 'bugüne kadar ulusun yargıcı olan ben, birilerinin yargıcı olamamak için istifa ediyorum' dedi dilekçesinde. Tutuklamalara muhalefet şerhi koyan hakimlerin sürgün yada emekliliğe zorlanıyor” diyerek şöyle devam etti:

“Bir tedbir olan tutuklama, şüpheliyle bir hesaplaşmaya döndü yargıda. Yargılanan herkese terörist muamelesi yapan, 'sen şunu yapabilirsin, yat içerde' diyen, demokratik itiraz hakkını kullanan zihniyete tepkiydi bunlar. İstanbul Üniversitesi kampüsü sanki yasadışı bir örgütü yuvasıymış gibi 1 yıldır arama kararlarına tabii tutuluyor. 503 öğrencinin tutuklu olmasına tepkiydi bunlar.

Silivri’ye giden var mı aranızda sayın vekiller. Yoktur çünkü ilgi alanınıza girmiyor. Biz biliyoruz ki 12 Eylül 1980 darbesinin simgesi Mamak ve Diyarbakır Cezaevleri’dir. 12 Eylül 2010 darbesinin ise Silivri Cezaevi’dir. Tarih bunu yazacak arkadaşlar. Post modern darbe dönemlerinin işkence metodları uygulanmaktadır orada. Bir yargıç olarak deneyimim bu yargılamayı açıklamaya yetmiyor. Halkın iradesine rağmen çapraz sorgular yapılıyor orada. Duruşma salonu adı verilen bir yere, biriyle ilgili olmayan pek çok kişi tutulmuş, aynı örgütü hizmet etmekle suçlanıyorlar. Bununla da yetinilmemiş, yeni gözdağı verircesine yeni cezaevleri inşa ettiğinizde anlaşılıyor.”

-“BUNA KARŞI ÇIKMASI GEREKENLER SİZLERSİNİZ”-

Halkın iradesinin tutsak tutulduğunu belirten Tarhan, “Halkın kürsüsünden sesleniyorum, halkın seçtiği 1,5 milyon kişinin oy verdiği 8 milletvekili bugün tutuklu. Bugün tutsak. Hiçbirşey yapamaz hale getirilmişler” diyerek şöyle devam etti:

“Tek bir suç işlediklerini kimse söyleyemez. Yargılanmalarına kimsenin bir şey dediği yok ama bugün demokraside 1,5 milyon kişinin iradesi hapistedir. Buna ilk karşı çıkması gerekenler, halkın temsilcileridir. Topyekün bu meclistir, sayın milletvekilleri. Milletvekillerini görev yapamaz hale getiren bu sahte davaları kimin, kimlerin yönetip yönlendirdiği artık bir sır değil. Hepimiz biliyoruz. Adalet ve demokrasi kılıfına da girse, diktatörlük diktatörlüktür sayın milletvekilleri. Liste skandalı ile ortaya çıkan kimin yargısıdır. İktidara dokunan deniz feneri soruşturmasında görevini yapan savcıları yıldıran, saldıran kimin yargısıdır. O dosyada suç vasfını değiştirmeye çalışıyorlar ve yüzyılın utancını üstünü örtmeye çalışan kimin yargısıdır? Düşünenler için tutukluluk süresini bir dünya rekoruna 10 yıla çıkaran, canice cinayet işleyenleri sokaklara salan kimin yargısıdır.”

TARHAN'IN SÖZLERİNE ERGİN'NDEN SERT CEVAP

CHP Grup Başkan Vekili Emine Ülker Tarhan’ın “yargı bağımsızlığı ve yeni HSYK yapılanmasına” ilişkin konuşmasına cevap veren Adalet Bakanı Ergin, Deniz Feneri eleştirilerine de net yanıt verdi.

CHP Grup Başkan Vekili Emine Ülker Tarhan’ın “yargı bağımsızlığı ve yeni HSYK yapılanmasına” ilişkin konuşmasına cevap veren Adalet Bakanı Sadullah Ergin, görevinden istifa eden iki hakimin YARSAV üyesi olduğunu hatırlatarak, “Yargı bitmiştir” söylemine “Bu ülkede biten şey; millet iradesine geçit vermeyen vesayet sistemidir, seçkinleri kollayıp kimsesizleri mağdur eden, üstünlerin hukuku anlayışıdır” dedi.

Tarhan'ın gündem dışı konuşmasına hükümet adına cevap veren Ergin, 2 yılda yapılan faaliyetlerle eylem planının yüzde 67'sinin gerçekleştirildiğini ifade etti. AB'nin 2011 Yılı İlerleme Raporunda yeni HSYK ile ilgili güzel tespitleri bulunduğunu söyleyen Ergin, “Yargı alanında ilerleme kaydedilmiştir, HSYK ile Anayasa Mahkemesine ilişkin düzenlemeyle yargı bağımsızlığı, tarafsızlığında ilerleme kaydedilmiştir. Yargının etkililiği geliştirilmesi ve mahkemelerin artan iş yükü üstesinden gelinmesi için yeni adımlar atılmıştır" yazdığını ifade etti:

Ergin, “Sayın Tarhan, iki hakimin istifa ettiğini söylüyor. İstifa eden iki hakim de YARSAV'a üye ve daha önce etkinliklerinde görev almış hakimler" diyerek şöyle devam etti:

“Ben Genel Kurulu ve kamuoyunu bilgilendirmeye çalışıyorum. YARSAV'a üyeliği bir eksiklik, nakısa olarak söylemiyorum. Siz kürsüden konuşurken biz dikkatlice dinledik. Lütfen konuştuklarınızın cevabını dinlemeye tahammül gösterin. Bu kürsüde sadece iddia, itham edeceksiniz ama cevabını dinlemeyeceksiniz. Bu kürsüden söylediğiniz diktatörlüklerden kalan bir alışkanlıktır”

-“BİTEN VESAYET SİSTEMİDİR”

Ergin, bir hakimin "yargı bitti" diye istifa ettiğini belirterek, şöyle devam etti:

“Bakın bu ülkede biten bir şey var, bitenin ne olduğunu sizinle paylaşmak istiyorum. Bu ülkede biten bir şey var. Bu ülkede biten şey; millet iradesine geçit vermeyen vesayet sistemidir. Bu ülkede biten şey; seçkinleri kollayıp kimsesizleri mağdur eden, üstünlerin hukuku anlayışıdır. Bu ülkede biten şey; yargı kalemiz diyenlerin ideolojik hegemonyasıdır. Bu ülkede biten şey; 'onama mı, bozma mı istersin' anlayışıyla yürütülen çirkin ve çarpık ilişkilerdir. Bu ülkede biten şey; yüksek yargıda ideolojik bildiriler ve açıklamalardan işini yapmaya zaman bulamayan anlayıştır, başka bir şey değildir. Ve bu ülkede biten şey; darbe hazırlığı içinde olanlardan icazet alan, darbe sonrası darbecileri ayakta alkışlayan anlayıştır. Bu ülkede biten şey; adalet değil, adalet adına yıllardır milletin ensesinde boza pişirme, darbecileri desteklemedir.”

Ergin, Avrupa son 50 yılda 4-5 parti kapandığı halde “Türkiye'de son 50 yılda 25'in üzerinde siyasi partinin kapatıldığını” söyledi. Ergin, şunları söyledi:

“Bu ülkede biten şey; bakkal dükkanı kapatır gibi parti kapatma anlayışıdır. Eski Adalet bakanlarının incilerini buraya dökmek mümkün; 'Bu kadroları örgütüme vermeyip milliyetçilere mi verecektim?' diyen örnekler ortada.

Bir ağır ceza mahkemesi başkanı (Vallahi eğer böyle giderse, yine tehditvari şey yapacaksa ben çekip gidip Bakanlığa her şeyi söyleyeceğim. 2-3 kilo uyuşturucu yakalanmış bilmem ne baronunu tahliye edeceğim. Nerede görülmüş şey bu) diyerek bir avukata, bir başka avukatı şikayet ediyor. Bu avukatlar da eski bir adalet bakanı kanalıyla mahkemeye baskı yaptığı iddia edilen avukatlar... Bu ülkede biten adalet değil, bu şekilde kuşatılmışlık duygusudur, bu şekildeki baskılardır.”

Geçmişte de İstanbul Cumhuriyet Başsavcısının bir tasarrufta bulunarak, Balyoz soruşturmasını yürüten iki savcının yetkilerini aldığını hatırlatan Ergin, “Bu ülkede soruşturma savcılarının değiştirilmesi, dosyaların ellerinden alınması bir tek Deniz Feneri savcıları için uygulanmış değil. Kaldı ki Balyoz savcıları görevden alınırken, haklarında en küçük bir iddia, tahkikat, soruşturma, inceleme yoktu. Bugün bu eleştiriyi yapanlardan hiç ses çıkmadı. Neden acaba? onlar savcı değil miydi, onlar soruşturma yapmıyor muydu? Yoksa onlar alınmasını istediğiniz kişiler miydi, onun için mi sustunuz, konuşmadınız?” diye konuştu.

Deniz Feneri savcıları hakkında şikayet üzerine HSYK'nın inceleme ve gerek görülürse soruşturmaya geçme kararı bulunduğunun altını çizen Ergin, 812 inceleme ve gerekli görülmesi halinde soruşturmaya geçilmesi kararı vermiştir. 812 karar Adalet Bakanı oluruna sunulmuş. Bakan hepsine olur vermiş, iddia varsa araştırılsın, incelensin, gerçekler ortaya çıksın, kimse gerçeklerden kaçmasın diye” diyerek şöyle konuştu:

“811'ine olur verip, 812'ncisi görüşülürken; bunlar Deniz Feneri iddiasını soruşturanlardır, bunlar önemli iddiaları inceliyorlar. Bu iddialar incelenirken bir kısım siyasi partilerin temsilcileri de adliyede mekik dokuyor, savcılarla sık sık görüşmeler yapıyor. Bu soruşturma inceleme iznini vermemesi gerekiyor öyle mi? 811'inde nasıl davrandıysak, 812'ncisi için de aynısını verdik. Bu olayda Adalet Bakanlığının dahli, Kurulun verdiği karara karşı olur vermekten ibarettir. Bunun dışındakilerin tamamı, gazete haberlerine dayalı, gerçeği yansıtmayan bilgilerdir."

Ergin, konuşmasının sonunda TBMM Başkanvekili Mumcu’yu eleştirirek, “Sayın Başkana şunu hatırlatmak istiyorum; sadaka veren ve alanlara ilişkin yakışık almayan sözler söyledi, yargıya yönelik telkinlerde bulundu, Hükümeti eleştiren değerlendirmeler yaptı. Bu eleştirilerin hepsi yapılabilir. Ama kusura bakmayın sayın Başkan, o kürsüden yapılamaz bunlar. Buradan yaparsınız. Orada oturan Başkan, Genel Kurulu tarafsız yönetmek zorundadır" dedi.

Mumcu, Bakan Ergin'e “Benim yaptığım değerlendirmeler bir hukuk devletinde olması gereken unsurlardır. TBMM'nin koruması gereken onuru hakkındadır” diye cevap verdi.

ANKA

YORUMLAR 4
  • nurullah yürek 13 yıl önce Şikayet Et
    emine ülker tarhana çorbası. şuan bulunduğun partiye yakışır bi kişiliğe sahipsin senin ve senin gibilerin ne olduğu belli ya seçmene hakarat ederek yada yada ittidardaki partiye dil uzatarar bulunduğun konuma gelebilirdin bak oktay ekşi ye bak aynaya ne göreceksin zamanında çarklar size doğru dönünce herşey güllük gülistanlıktı şimdi çark tersine dönünce sesiniz çıkmaya başladı siz böyle siyaset yapmaya devam edin bu yaptıklarınız anca sizi parti içinde kurtarık halkın gözünde aynı b.k sunuz senden anca tarhana çorbası olur başka bişey olmaz emine hanım ne demişler it ürür kervan yürür
    Cevapla
  • Samil Bayram 13 yıl önce Şikayet Et
    Doğru söze ne denir;. Evet bu bir darbe idi, ülkeyi kendi diledikleri gibi yöneten bir avuç gruba karşı halkın yaptığı bir darbe.
    Cevapla
  • musamusavi 13 yıl önce Şikayet Et
    empati. evet gerçekten bu ülkede biten şey kuvayi milliye chp hegemonyasıdır zaten istifa eden hakimler ergenekoncular gibi chpnin yolunu tutuyorlar ve tabiki istifa gerekçesi olarak devlet vesayetçnçn son bulması olarak açıklamayacak ve hükümeti töhmet altında bırakmaya çalışacaklardır bu tiplerde meslek namusu ve sorumluluğuda yoktur istifa etmeleri memleketin hayrınadır.
    Cevapla
  • realrebel 13 yıl önce Şikayet Et
    tarhan kim ya. eskiden aşırı komünist, devrimci, solcu kimliklerini güya gizleyerek yargıyı ele geçirmişlerdi, sonra baktılar yargı ellerinden çıkmaya başladı hemen renklerini belli edip cehape gibi tüm solcu, devrimcvi artıklarının partisine kapak attılari bunlar statükonun has çocuklarıdır. Ne dediklerinin ne önemi var, bırakın bunlar konuşurken kulağınıza kulaklık takıp oyun oynayın, bunları kaale almaya gerek yok, meclisteki en lüzumsuz kesim cehape kesimidir.
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Ne gol ama... Yunus Akgün'den Tottenham ağlarına füze
Ziraat'ten yeni dijital banka: Ziraat Dinamik faaliyet iznini aldı