Nimet Baş'tan Baykal'a ağır mektup

Darbe Komisyonu'nu terkeden Deniz Baykal'a Komisyon Başkanı Nimet Baş tarafından mektup gönderildi. Baş, "yetkisizlik" bildirisi okuyarak salonu terk eden Baykal'a, soramadığı üç soruyu da mektuba ekledi.

Nimet Baş'tan Baykal'a ağır mektup
Nimet Baş'tan Baykal'a ağır mektup
GİRİŞ 01.11.2012 17:16 GÜNCELLEME 01.11.2012 18:04
Bu Habere 8 Yorum Yapılmış

Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'nda "yetkisizlik" bildirisi okuyarak salonu terk eden CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal'a, Komisyon Başkanı Nimet Baş ağır bir mektupla yanıt gönderdi. Baykal'ın "Resmiyetten uzak dostça bir ortamda konuşuruz" ifadesini "Çok ilginç, çok manidar" olarak niteleyen Baş, soramadığı üç soruyu da mektuba ekledi.

Nimet Baş'ın Baykal'a gönderdiği mektup özetle şöyle:

"Sayın Deniz Baykal,

Komisyon toplantısına davet edilmenizin gayri hukuki ve yetkisiz yapıldığı kanaatinde olduğunuzu belirttiğiniz halde toplantıya gelerek elinizdeki yazılı metni okunmanız toplantıya resmen ve fiilen katıldığınızı gösterir. Toplantıya davet edilmenizi hukuka aykırı bulduğunuza göre bizzat salona gelmeden elinizdeki metni komisyonumuza pekala ulaştırabilirdinz. Oysa siz bizzat katılarak, beklenmeyen bir kurguyla komisyonun sizi dinleme yetkisinin olmadığını ifade ettiniz ve kısa bir açıklamaya dahi tahammül etmeden toplantı salonunu terk ettiniz. Toplantıyı terk etmenizi esefle karşıladığımı hasseten belirtmek isterim.

BAYKAL KOMİSYONU BÖYLE TERK ETMİŞTİ

Komisyonumuzca gönderilen davetiyede resmi yazışmalarda kullanılan 'rica ederim' ifadesi yerine davetiyelerde üçüncü şahıslara hitaben komisyon karşısında eşit olduklarını ve bu davetlere icabet etmelerinin zorunlu olmadığnıı belirten 'arz/rica ederim' ifadesi kullanılmıştır.

ÇOK İLGİNÇ, ÇOK MANİDAR

Okuduğunuz metinde diyorsunuz ki, 'Sizlerle ve ilgi duyan herkesle, askeri darbe ve demokratikleşme sorunlarının tümünü, resmiyetten uzak dostça bir ortamda müzakere edebilmeyi gerçekten isterim.'

Çok ilginç, çok manidar...

Neden TBMM çatısı aLtında değil de resmiyetten uzak ve dostça bir ortamda darbeler konusundaki fikirlerinizi söylemeyi tercih ediyorsunuz. Kahvehanelerde, pastanelerde, lokantalarda söylenecek şeyler neden TBMM çatısı altında çok meşru bir zeminde konuşulmasın...

POLİTİK GÖSTERİ, PROVOKATİF

Size sağlanan bu imkanı politik bir gösteri zemini olarak kullanmanız ve özellikle komisyonumuzun çalışmalarını ilzam etmeniz kabul edilemez. Özellikle provokatif ifadelerle komisyonu yürürlükteki davalarla ilişkilendirmeniz asla kabul edilemez.

Altını çizerek ifade ediyorum ki komisyonumuzun muazzam bir kamuoyu desteği, siyasi desteği ve entellektüel destği vardır.

TARİHTEN KAÇTINIZ

Bize hukuk dersi vermek isterken tam bir karartma örneği sergilediğinizi belirtmek isterim. Demokrasi adına komisyonumuza katkı vermekten kaçındınız. O salonda hukuk adına bize mevzuat dersi vermeye çalışarak ve bir tek cümlemizi dahi dinleme tahammülü göstermeden salonu terk ederek bizden değil, tarihin ışığından kaçtınız. Demokrasi kültürüne katkıda bulunmak yerine tanıklıktan ve yüzleşmeden de kaçındınız. Bu katkıdan kaçınan kendi rolünü değil, belki kendisine verilen rolü oynamış olur.

KEŞKE BEKLESEYDİNİZ

Hazırlıklı geldiğiniz ve okuduğunuz metinde bizim sorularımızın cevabı yoktu ama keşke bekleseydiniz de komisyonumuz sizden önce 125 kişiye olduğu gibi size de sorularını sorabiyseldi. 12 Eylül darbesinde uğradığınız haksızlığı komisyonumuz, demokrasi ve hukuk adına şiddetle kınamaktadır. 12 Eylül tecrübenizi kayıtlara geçmek, 28 Şubat darbe sürecindeki tutumunuzu konuşmak, 27 Nisan muhtarısı karşısındaik tavrınızı sizden dinlemek kuşkusuz bir kazanım olurdu.

ÜÇ SORU

Mesela 28 Şubat sürecinde size Başbakan Yardımcılığı teklif edildi mi, edildiyse nerede, kimler tarafından yapıldı bu teklif?

Dönemin "kudretli paşaları"yla kamuoyundan gizli görüşmeleriniz oldu mu, mesela Antalya'da görüşmeler yaptınız mı?

27 Nisan muhtıra sürecinde TBMM kürsüsünden şu cümleyi sarf ettiniz: (cümle bir talimat ürünü müydü, yoksa siz mi kurdunuz o cümleyi) 'Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmasına Silahlı Kuvvetler kayıtsız kalmayacaktır' demiştiniz. Nereden biliyordunuz? Demokrat bir siyasetçinin böyle cümleler kurması normal midir?

BARAJ ALTI CHP'Yİ KONUŞSAYDIK

Ya da darbelere arka çıkmanın siyasi maliyeti konusunda, 28 Şubat sonrası baraj altında kalan CHP'yi, tecrübeniz üzerinden demokrasimizin dününü, bugününü ve yarınlarını konuşsaydık.

Bu soruları sormak ve cevaplarını almak mümkün olmadı... Sağlık olsun...

İyi dileklerimizle."

YORUMLAR 8
  • ahmet arslan 12 yıl önce Şikayet Et
    yaşlılara iyi davranmalıyız. nesrin ablamıza neden kadın dernekleri sahip çıkmadı ? şu an ne durumda,sn baykıl deye sorulması laazımdı
    Cevapla
  • Savaşşş 12 yıl önce Şikayet Et
    sayın nimet hanım,. adam gibi duruşunuzu, hanım nezaketinizi, bu sistem çürüklerine verdiğiniz haddini bildirir dersi kutluyor, bu dimdik duruşunuzun devamını diliyorum.
    Cevapla
  • Kriminal 12 yıl önce Şikayet Et
    nimet hanım ve komisyon üyeleri. baykalın son çevirdiği kısa metrajlı filmi oskara aday gösterilmedi.hadi o uluslararasıydı onu geçtik.memleketi antalyada altın portakala da aday gösterilmedi ya..iyice asabileşti...ne olur mazur görün....
    Cevapla
  • sabırlı oğlu 12 yıl önce Şikayet Et
    baykalın hiç kıymeti yoktu güzümde gene de olmayacak. ülke bu zihniyetteki adamlardan çekti ne çektiyse. menfaatçi ikiyüzlüler. darbe aşıkları bu chp ve baykal zihniyeti. lanet olsun defolup gitseler ve siyasetlerini kominist ülkelerde yapsalar.
    Cevapla
  • nizamettin yakışık 12 yıl önce Şikayet Et
    tarih en büyük şahittir...!. zaman içinde kendi menfaatları için milletin menfaatlarını gözardı edenler hep tarih tarafından yargılanmışlardır.zaman büyük müfessildir ve herkes görecektir ki sayın baykal gibi zatlar istesede istemesede halkımıza hesap vermekten kaçamayacaklardır. milletvekili dokunulmazlık zırhına bürünenler hesap vermekten uzaklaşamayacaklardır. hanii egemenlik kayıtsız şartsız milletin idi. herkes tbmm'ye saygılı olacaktı. herkesten daha çok vekiller tbmm'nin komisyonuna saygılı olacaktı.demokrasi hayranlığı lafla mümkünmüdür.dileğimiz herkesin yaptığı iyililk ve kötülüklerin gizli ve aşikar olan herşeyin hem dünyada hem de ahirette yüce ALLAH tarafından 'adil' isminin tecellisi olarak açığa çıkmasıdır.gizli olarak mahfillerde bir araya gelenler yüce ALLAH birer birer hiç farkına varılmadan açığa çıkartmıştır..çünkü adalet bunu gerektirir. tarihte bunun en açık şahididir. saygılarımla...
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Özel, görevden alınan Mustafa Sarıgül'ün terörist cenazesine gitmesini savundu
Teknik direktörün silahlı saldırıya uğradığı anlar kameralarda!