İstanbul

Dev pıhtı bloku hastanın karnından çıktı: "Öğrencilerime sorsam bu vakaya inanmazlar"

15:44 08 Şubat 2025 1 Yorum Var
Dev pıhtı bloku hastanın karnından çıktı: "Öğrencilerime sorsam bu vakaya inanmazlar"

İstanbul'da yaşayan Nurhan Tunalı (77) aort anevrizmasının yırtılmasıyla ölümle burun buruna geldi. Cerrahi alet kullanmadan yapılan ameliyatta, Tunalı'nın karnından ağırlığı 2,5 kiloya ulaşan pıhtı bloku çıkarıldı.

Eşini 6 yıl önce aort anevrizması ameliyatı sonrası pıhtı atması nedeniyle kaybettiği için yıllarca ameliyat olmaktan kaçan iki çocuk annesi Nurhan Tunalı'nın durumu her geçen gün kötüye gitmeye başladı. 

Tunalı'nın karın boşluğundan geçen aort çapı (abdominal aort) henüz 4-5 santimdi. Eşini kaybettikten 1 yıl sonra, normalde 3 santim olması gereken abdominal aort çapı 6 santimetreye ulaşmış, artık ameliyattan başka çözüm yolu olmadığı anlaşıldı. 

10 SANTİME ULAŞTI 

İki ay önce şiddetli karın ağrısıyla fenalaşıp acile kaldırıldı. Artık aort damarının çapı, olması gerekenin üç katına çıkmış, 10 santime ulaşmıştı ve acilen ameliyata alınması gerekiyordu. Ama o, ameliyatı yine reddetti. 

Tunalı, oğlunun ısrarıyla muayene diye gittiği hastanede acilen ameliyata alındı. 

Cerrah Prof. Dr. Cengiz Köksal vakaya, büyük bir yırtığa yol açmamak için hayatında ilk kez cerrahi alet kullanmadan, parmaklarıyla müdahale etti.

30 YILLIK DOKTOR BİLE ŞOKE OLDU

Tunalı, 2-3 saat içinde acilen ameliyata alındı ve yıllarca korktuğu ameliyattan sağ salim çıkmayı başardı. Tunalı'nın ameliyatı, yaklaşık 30 yıllık kalp damar cerrahisi uzmanı Prof. Dr. Köksal'ı bile şaşırttı.

KAVUN BÜYÜKLÜĞÜNDE  PIHTI KÜTLESİ ÇIKTI 

Çünkü Köksal, hastasının karnını açtığında, 10 santim çapına ulaşan aort damarında, uzunluğu 15 santimi bulan, kanama sonucu pıhtılaşmayla sertleşmiş, kavun büyüklüğünde bir kitleyle karşılaştı.

Bu kadar gerilim altındaki damarda yeni bir yırtığa yol açmamak için cerrahi aletleri değil, parmaklarını kullanarak ameliyatını gerçekleştirilen Prof. Dr. Köksal, Tunalı'nın böbreklerine de zarar vermeden ameliyatı tamamlayabildikleri için çok mutlu olduklarını söyledi.

"2,5 KİLOLUK BALONCUK, KARNININ ÜÇTE BİRİNİ KAPLIYORDU"

Prof. Dr. Köksal, defalarca ameliyatı reddedip sonunda "muayeneye" diye geldiği hastanede ameliyat olmaya razı olan hastasının hikayesini şu cümlelerle özetledi:

"Eşinin vefatından bir yıl sonra damar çapı 6 santimi geçiyor ve müdahale edilmesi lazım diyorlar. Ama ameliyat olmuyor. Korktuğu için, 4 yıl daha ameliyattan kaçıyor. Ara sıra gittiği doktorların hepsi anevrizmanın böbrek damarlarına çok yakın olduğunu, ameliyat sonrası diyaliz hastası olabileceğini söylüyor. Bunu duyunca daha da çok ürküyor. Bir gün şiddetli karın ağrısıyla ambulansla hastaneye götürülüyor. 'Acil ameliyata almamız lazım' diyorlar ama Nurhan Hanım yine kabul etmiyor ve evine dönüyor. O sırada Dubai'deki oğlu, benim oradaki bir arkadaşımı arıyor ve durumu anlatıyor. Arkasından beni aradılar, acilen hastaneye çağırdım. Birkaç saat içinde de ameliyata almıştık. Açtığımızda karındaki baloncuk neredeyse karnının üçte birini kaplar vaziyetteydi ve içinde, ağırlığı 2,5 kiloyu bulan, 15 santime 10 santim büyüklüğünde bir pıhtı vardı. Ön tarafta pıhtının olmadığı yerde ise patlamış bir baloncuktu. Üstelik böbrek damarına dayanmış durumdaydı. Yüzde 50 ölüm, yüzde 50 hayatta kalma şansı vardı."

Cerrah Prof. Dr. Cengiz Köksal  ve Nurhan Tunalı

PARMAKLARINA GÜVENDİ, HAYATINI KURTARDI

Yeni bir yırtığa neden olmadan aort damarının o kısmını çıkarıp yerine yapay damar takabilmek için 3 saat süren ameliyatın yaklaşık 1,5 saatini saatli bomba gibi duran pıhtı kütlesi damarın etrafını kontrol ederek geçirdiğini anlatan Prof. Dr. Köksal, bu noktada "parmaklarının hassasiyetine" güvenmekten başka şansı olmadığını vurguladı. Prof. Dr. Köksal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ameliyattaki senaryo şuydu: Göğüs kafesini komple açarak üst taraftan gidip damarı kontrol etmek. Karnı açmıştık zaten, bu yaştaki bir hasta için bir de boydan boya göğüs duvarını açmak ameliyatı daha komplike ve tehlikeli hale getirecekti. Düşünün, hastanızın karnında bir el bombası var, dokunamıyorsunuz, etrafından dolaşmak zorundasınız. Ama o el bombası, diğer bir el bombası ile dip dibe. Bir ara ameliyatı bıraktık ve şöyle düşündük: Şimdi ne yapacağız? Gerçekten orada siz, Allah ve başka kimse yok. Yapacağınız en ufak bir hata, 10 saniye içinde vücuttaki bütün kanın boşalmasına sebep olurdu. Ben bu işi parmaklarımla yapıp kontrol edebilirim dedim ve 3 saatlik ameliyatın 1,5 saati baloncuğun üst kısmını parmaklarımla kontrol etmekle geçti. Böyle bir ameliyatı ilk defa parmaklarımla kontrol ederek yaptım"

YORUMLAR

1 Yorum Var
  • Misafir 1 saat önce Şikayet Et
    Allah razı olsun sizden hocam
    Cevapla
ETİKETLER
Haber7.com Yerel Haberler bölümünde yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haber kaynağı olan ajanslardır.