Osmanlı'nın gözde dokuması, yaşam mücadelesi veriyor
HALİL ŞAHİN - Osmanlı'da gücün, zenginliğin, ayrıcalıklı olmanın simgesi olarak saraylarda kullanılan beledi dokuma, doğduğu İzmir'in Tire ilçesinde, son ustasının tezgahında yaşam mücadelesi veriyor.
Beledi dokumanın son ustası 41 yaşındaki Ethem Tıpırdık, Tire Belediyesi'nin kent müzesindeki tezgahında beledi dokuyarak geleneksel sanatı tanıtmaya ve yaşatmaya çalışıyor.
Müzeyi gezenlere dokumanın tarihi, kullanıldığı yerler ve yapılışı hakkında bilgiler de veren Tıpırdık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bin 500'lü yıllarda ortaya çıkan beledi dokumanın bir benzerinin Tire dışında dünyanın hiçbir yerinde bulunmadığını söyledi.
Tire'deki pamuk ve ipekçiliğin bu dokumanın ortaya çıkmasında rol oynamış olabileceğini aktaran Tıpırdık, yapımının zorluğu nedeniyle tezgahın ilçe dışında bir yerde görülmediğini belirtti.
Nadir bulunan ve diğer dokumalardan farklı olarak desenli yapılan beledi dokumanın Osmanlı İmparatorluğu zamanında gücün, zenginliğin, ayrıcalıklı olmanın simgesi olduğuna dikkati çeken Tıpırdık, Osmanlı saraylarındaki mefruşatların beledi dokuması ile yapıldığını, ayrıca kaftanlarda da bu dokumanın görüldüğünü anlattı.
Teknolojinin gelişmesiyle geleneksel tezgahların yerini makinelere bıraktığını ifade eden Tıpırdık, beledi tezgahının diğer dokuma tezgahlarından farklı olarak 13 ayak ve 24 çerçeveye sahip olmasının sayısını bilemediği kadar desen oluşturma imkanı tanıdığını anlattı.
Tıpırdık, desenlendirme imkanının geniş olduğu jakarlı dokumanın atasının beledi olduğuna işaret ederek "Beledi tezgahında başka hiç bir yerde olmayan desenler, ortaya çıkıyor. Diğer dokuma tezgahlarının aksine bu sistem makineleştirilememiş. Jakarlı dokumanın atası bu ama o bile tam olarak bu desenleri aktaramıyor" dedi.
- "1 günde 1 metrelik dokuma yapabiliyor"
Beledi dokumanın sabır istediğini vurgulayan Tıpırdık, gün boyu çalışmanın karşılığında 1 metrelik dokuma yapılabildiğini, ekonomik değeri zahmetini karşılamadığı için de yeni nesil tarafından ilgi görmediğini dile getirdi.
Tire Belediyesinin desteği sayesinde bu işi öğrendiğini ve sürdürdüğünü hatırlatan Tıpırdık, mesleği başlamasını şöyle anlattı:
"2004'te Tire Belediye Başkanımız Tayfur Çiçek, benim ustama gitmiş. Ustam 60 yıl baba mesleği olarak yapmış bu işi. 'Senden başka bu işi yapan yok, sen ölürsen ne olacak' diyor. Ustam da 'Benimle beraber ölecek' diyor. Başkanımız 'Sanatı kurtaralım, sana bir çırak verelim' deyince ustam da bu işten geçim kazanılmayacağını, bu yüzden kimsenin çalışmak istemeyeceğini söylüyor. Bunun üzerine de Belediye Başkanımız 'Biz, onu belediye kadromuza alırız, ekonomik kaygısı olmaz' diyor. Eğer bir maaşım olmasaydı ben de bu işi yapmazdım çünkü bir ailem, eşim ve iki çocuğum var, onlara bakmak zorundayım."
- "Seruma bağlı yaşıyor"
Tıpırdık, fabrikasyon üretimi olmayan beledinin yaşatılması için kişiye özel ürünlere yöneldiklerini, ayakkabı, çanta, kravat gibi kişisel ürünlerle bu dokumayı buluşturarak insanların dikkatini çekmeye çalıştıklarını aktardı. Bu ürünlerin ekonomik olarak kıymet görmesi halinde yeni ustaların yetişebileceğine inandıklarını ifade eden Tıpırdık, "Tire Belediyesinin mesleğe sahip çıkması, bir hastanın seruma bağlı yaşaması. Bundan sonra hastanın tedaviye cevap vermesi lazım. Bu, nasıl olur? Bu işten para kazanılmasıyla olur" diye konuştu.
Kültür ve Turizm Bakanlığında "somut olmayan kültürel miras taşıyıcısı" olarak kayıt edildiğini, bakanlığın sanatçı kimlik kartına sahip olduğunu söyleyen Tıpırdık, eşini de dokuma konusunda geliştirdiğini, iki oğlundan en az birinin dokumayı öğrenmesi için de çabalayacağını sözlerine ekledi.
-Yeni nesiller kurslarla öğrenecek
Tire Kent Müzesi Müdürü Edip Adanalı da beledi dokumanın dünyadaki tek ustasının Tıpırdık'ın sanatını belediye bünyesinde icra ettiğine işaret ederek beledinin korunması gereken bir değer olduğunu bildirdi.
Tire'ye özgü bu geleneğin yaşatılması için çabaladıklarını anlatan Adanalı, dokumanın yeni nesillere aktarılması için halk eğitim kursları açılacağını kaydetti.
YORUMLAR