Çocuk yaşta evlendirilen kadından annelik dersi
EFSUN YILMAZ - 16 yaşındayken kendisinden 15 yaş büyük biriyle evlendirilen Zana Turan, boşandıktan sonra her şeye rağmen engelli kızı Nisa ile yeni bir hayata başladı.
Ağrı'dan 1996'da İzmir'e göç eden ailenin 6 çocuğundan biri olan 23 yaşındaki Zana Turan, ilkokul 3. sınıfta okuldan alındı. Babasıyla sokaklarda hurda toplayan Turan, 14 yaşında yine ailesinin zoruyla kendisinden 15 yaş büyük olan akrabasıyla nişanlandı.
Ailesinden gördüğü şiddetten kurtulmak için 16 yaşında evlenmek zorunda kalan Turan, 18 yaşındayken de hamile olduğunu öğrendi.
Gebeliğinin ilerleyen aylarında bebekte bir sorun olduğunu öğrenen, buna rağmen doğumdan vazgeçmeyen Zana Turan, 12 Nisan 2011'de Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesinde dünyaya gelen spastik kızına Nisa adını verdi.
Evliliği boyunca eşinden iki kez şiddet gören ve şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açan Turan, ayrıldığı eşinin bakımı zor olduğu gerekçesiyle Nisa'yı devlet bakımına verme önerisini reddetti.
Kızından ayrılmak istemeyen Turan, döndüğü babaocağında da kızı Nisa ile barınamadı. Engelli kızı Nisa ile yeni bir hayat kurma kararı alan Turan, maddi ve manevi tüm zorluklara rağmen Buca ilçesinde tek odalı bir kapıcı dairesine taşındı.
Kızının nöbetlerini sona erdirmek, kasılmalarını dindirmek için hastanelere koşan, fizik tedavisini sürdüren Turan, bir taraftan zorluklarla boğuşurken bir taraftan da Nisa'ya daha iyi bakabilmenin yollarını arıyor.
- "Ameliyat masasında kalır dediler"
Zana Turan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kızı Nisa'nın yüzde 98 engelli olduğunu, günde yaklaşık 25 nöbet geçirdiğini, kemik erimesi ve kalça çıkıklığı da bulunduğunu söyledi.
Şiddetli ağrılar nedeniyle kızının uyuyamadığını ve küçük bedeninde büyük acılar çektiğini ifade eden Turan, şöyle konuştu:
"Nisa ağır engelli. Gücüm yettiğince tedavisi için Ankara'ya, İstanbul'a götürüyorum. Bir bebek gibi, çok fazla kasılıyor. Masaj yapmadan uyuyamıyor. Aslında ameliyat olsa bacaklarındaki ağrıdan kurtulabilir. Kalça ameliyatı yapılırsa tabii ama nöbetleri var, önce o nöbetlerin durması gerekiyor, yoksa 'Ameliyat masasında kalır' dediler."
Turan, en büyük endişesinin ölmek olduğunu çünkü bunun "Nisa'yı yalnız bırakmak" anlamına geleceğini belirtti.
Hayattan çok büyük beklentileri olmadığını dile getiren Turan, "Nisa'nın benden, benim ondan başka kimsemiz yok. Yürüsün istiyorum, en büyük hayalim bu. Diğer çocuklar gibi onun da yürüdüğünü görmeyi hayal ediyorum." dedi.
- Ketojenik diyetten umudu var
Turan, nöbetlerin tedavisi için kullanılan özel bir yüksek yağ diyeti olan, krema ve bitkisel yağların vücut için gerekli yağı sağlamak için kullanılması anlamına gelen "ketojenik diyet"in Nisa için bir umut olabileceğini anlattı.
Ketojenik diyetle nöbetlerin tedavi edilebileceğine, sonra da fiziksel iyileşme için gerekli cerrahi müdahalenin yapılabileceğine inandığını aktaran Turan, şunları söyledi:
"Devlet Nisa'nın mamasını, bezini veriyor. Çok şükür borçlarımı da ödedim. Bu eve taşınırken yardımcı da oldular birkaç eşyam oldu. Evde bakım parası ile 300 lira da nafaka alıyorum ama yetmiyor tabii. Kira var, Nisa'nın başka ihtiyaçları var. Henüz ketojenik diyete başlayamadık. Şimdilik çalışamıyorum, nöbetleri olduğu için kimse kızıma bakmak istemiyor. Çok ağlıyor kızım, özellikle nöbetlerden sonra her şeyi unutuyor. Beni bile unutuyor."
Nisa'nın mutluluğunun her şeyden önemli olduğuna değinen Turan, kızının bakımını aksatmadan çalışabileceği bir iş aradığını kaydetti.
YORUMLAR