"Gelecek Senin Sahip Çık" toplantısı

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Nail Olpak, "Mevcut sistem arızalı ve değişmeli. Bunu cumhurbaşkanının halk tarafından seçileceği gündeme geldiğinde adayların isimleri ortada olmadığı günden bu yana söylüyoruz. Biz, bu sistemde kuvvetler ayrılığından bahsedildi ama tecrübe ettik, aslında bir kuvvetler karmaşası var." dedi.

Olpak, MÜSİAD İzmir Şubesi tarafından Kaya İzmir Termal Oteli Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Gelecek Senin, Sahip Çık" toplantısında yaptığı konuşmada, iş dünyasının belirsizliği sevmediğini, ölçümlenebilir ve önünü gören bir ekonomi istediğini söyledi.

Olpak, hükümete, iş dünyasına "Cazibe Merkezleri Programı" ve istihdam seferberliği kapsamında sağladığı olanaklar için teşekkür ederek, her iki desteği de önemli gördüklerini, bu desteklerin sosyal ve ekonomik boyutuyla ülke ekonomisine hareket getirdiğini aktardı.

İş dünyasının, ülkenin geleceğiyle ilgili önemli bir dönüm noktasında olduğunu kaydeden Olpak, "Başarılı gidişatı sürekli hale getirme çerçevesindeyiz. Bir çiçekle bahar olmaz, bir başarı yeterli olmaz, o başarıyı sürdürülebilir kılmak lazım. Genç nesil sürdürülebilir bir başarı istiyor. Sürdürülebilir olmadığınız zaman bırakın yeni hedeflere yürümeyi, kendi elimizdeki, avucumuzdakini bile koruyamıyoruz. Tarihimizde bununla ilgili birçok üzücü örnek var." diye konuştu.

Olpak, mevcut anayasının iş dünyasının gelişmesine engel olduğunu savunarak, şunları kaydetti:

"Anayasa bizi de etkiliyor, işlerimizi etkiliyor, neden etkilediğini anlatayım, Mevcut sistem arızalı ve değişmeli. Bunu cumhurbaşkanının halk tarafından seçileceği gündeme geldiğinde adayların isimleri ortada olmadığı günden bu yana söylüyoruz. Biz, bu sistemde kuvvetler ayrılığından bahsedildi ama tecrübe ettik, aslında bir kuvvetler karmaşası var. 'Bu sistem çözülmelidir' diyoruz. Anayasa bireylerin hak ve özgürlüklerini devlete karşı koruyan, maalesef tersi uygulanıyor, devletin de nasıl hükümet edeceğini gösteren bir metin ama aynı anayasa meşru iktidarları nasıl köşeye sıkıştırırım derdinde bir anayasa var. İnsanları nasıl iş yapmaz hale getiririm çerçevesi içinde bir anayasa altyapısı var. Siyasetin ve iş dünyasının içinden birileri sistemin prangaların kurtulup kendine yol bulmaya çalıştığında da oraya yazılmış gizli maddeler var. O maddeler gündeme geliyor. ‘Hop bir dakika, malın sahibi benim, vesayetimi ortaya koyuyorum. Sen şöyle kenara çekil’ dedikleri bir sistemle karşı karşıyayız. Bu yüzden 16 Nisan'da önümüze sunulan anayasa değişikliği bir tercih değil, ihtiyaçtır."