Kadınlara aşk şiirleri...
Yazar Mehmet Altan, Kadınların özgür ve eşit olduğu, bu eşitliğin de kendi unutulmaz şiirlerini yarattığı günlere ulaşmak dileğiyle erkeklerin ve kadınların 'Kadınlar Gününü' kutlarım.' dedi ve Kadınlara aşk şiirleri yazdı.
GİRİŞ 06.03.2006 08:35
GÜNCELLEME 06.03.2006 08:35
Yarın değil öbür gün 'Kadınlar Günü' ...
'Kadınların yalnızca erkekleri hoşnut etmek için yaratıldığı düşüncesine' karşı çıkan, kadının eğitimde, iş dünyasında ve siyasette erkekle aynı muameleyi görmesini, aynı ahlak ölçüleriyle yargılanmasını isteyen ilk talep İngiltere'de Mary Wollstonecraft'dan gelmiş...Kadın hakları mücadelesi o zamandan bu yana anlamsız direnişlerle karşılaşarak sürüyor. Ama şairlerin özellikle de Turgut Uyar'ın kadınları sadece 'kadın haklarından' ibaret görmesine imkan var mı?
'Ne söylenmişse sevmek üstüne sanki sizedir
Bütün güzel şiirlere uygun her yeriniz
Çekip götüren saçlarınızdır o saatleri bir bir
Dünyaya sizinle baktığımızı bilmelisiniz.'
Her yeri bütün güzel şiirlere uygun kadınlar, Aydınlanma Çağı'ndan beri 'eşitlik' için mücadele ediyor.
Oy verme hakkı...
Eşit işe eşit ücret hakkı...
Özgürlük hakkı...
Haklar çoğaldıkça şiir arttı mı yoksa azaldı mı? Özgürlükler, şairlerin fikirlerini keskinleştirip duygularını ve özlemlerini biraz zedeledi mi? Yüzlerinde A harfinden bir çarşı güneşi kadınlar, şimdi ne kadar Cahit Sıtkı Tarancı'nın ilk aşkı ya da Tarancı'nın ilk aşkı ne kadar şimdiki kadınlar?
'Ah o yaz gecesi, o mehtap, o havuz...
Balkonundan gül atan cömert sevgili
Aşkınla deli divane olduğumuz,
Sarmaşığa tırmandığımızdan belli.'
'Aynada başka güzelsin,
Yatakta başka,
Aldırma söz olur diye;
Tak takıştır,
Sür sürüştür;
İnadına gel,
Piyasa vakti,
Muhallebiciye.'
Orhan Veli sevgilisini muhallebicide bekler, Ziya Osman Saba ise 'eve misafir' gitme arzusundadır:
'Beni hatırladıkça
Arasıra gönlümü al
Sokakta görünce, gülümse
Yanıma yaklaş,
Az elin elimde kal.
Evine misafir geleyim,
Kahvemi sen pişir.
Taze doldurulmuş sürahiden
Bir bardak su ver Yetişir.'
Erkekler eşitleştikçe, kadın hakları bayraklarını direklere diktikçe şiirlere yansıyan tutkulu özlemler biraz azalıyor mu?
'Bir şey var aramızda
Senin bakışından belli
Benim yanan yüzümden.
Dalıveriyoruz arada bir
İkimiz de aynı şeyi düşünüyoruz belki,
Gülüşerek başlıyoruz söze.
Bir şey var aramızda
Onu buldukça kaybediyoruz isteyerek.'
Dilden dile dolaşan aşk şiirlerinin yerini birbirine 'kolay erişmenin' ve 'deymeden geçmenin' hijyenik araçları mı aldı?
'Kırmızı bir kuştur soluğum
Kumral göklerinde saçlarının
Seni kucağıma alıyorum
Tarifsiz uzuyor bacakların
Kırmızı bir at oluyor soluğum
Yüzümün yanmasından anlıyorum
Yoksuluz gecelerimiz çok kısa
Dört nala sevişmek lazım.'
8 Martlarda bir yandan eşitlikleri ve eşitsizlikleri konuşup, öte yandan 'duyguların' ibresini Edip Cansever'in şiirine mi tutturacağız?
'Hey gidi duyumuna yandığımın dünyası
Alıp vereceğin olacak ille
Aşk maşk buz gibi yaşayacaksın.'
'Kadınların yalnızca erkekleri hoşnut etmek için yaratıldığı düşüncesine' karşı çıkan, kadının eğitimde, iş dünyasında ve siyasette erkekle aynı muameleyi görmesini, aynı ahlak ölçüleriyle yargılanmasını isteyen ilk talep İngiltere'de Mary Wollstonecraft'dan gelmiş...Kadın hakları mücadelesi o zamandan bu yana anlamsız direnişlerle karşılaşarak sürüyor. Ama şairlerin özellikle de Turgut Uyar'ın kadınları sadece 'kadın haklarından' ibaret görmesine imkan var mı?
'Ne söylenmişse sevmek üstüne sanki sizedir
Bütün güzel şiirlere uygun her yeriniz
Çekip götüren saçlarınızdır o saatleri bir bir
Dünyaya sizinle baktığımızı bilmelisiniz.'
Her yeri bütün güzel şiirlere uygun kadınlar, Aydınlanma Çağı'ndan beri 'eşitlik' için mücadele ediyor.
Oy verme hakkı...
Eşit işe eşit ücret hakkı...
Özgürlük hakkı...
Haklar çoğaldıkça şiir arttı mı yoksa azaldı mı? Özgürlükler, şairlerin fikirlerini keskinleştirip duygularını ve özlemlerini biraz zedeledi mi? Yüzlerinde A harfinden bir çarşı güneşi kadınlar, şimdi ne kadar Cahit Sıtkı Tarancı'nın ilk aşkı ya da Tarancı'nın ilk aşkı ne kadar şimdiki kadınlar?
'Ah o yaz gecesi, o mehtap, o havuz...
Balkonundan gül atan cömert sevgili
Aşkınla deli divane olduğumuz,
Sarmaşığa tırmandığımızdan belli.'
'Aynada başka güzelsin,
Yatakta başka,
Aldırma söz olur diye;
Tak takıştır,
Sür sürüştür;
İnadına gel,
Piyasa vakti,
Muhallebiciye.'
Orhan Veli sevgilisini muhallebicide bekler, Ziya Osman Saba ise 'eve misafir' gitme arzusundadır:
'Beni hatırladıkça
Arasıra gönlümü al
Sokakta görünce, gülümse
Yanıma yaklaş,
Az elin elimde kal.
Evine misafir geleyim,
Kahvemi sen pişir.
Taze doldurulmuş sürahiden
Bir bardak su ver Yetişir.'
Erkekler eşitleştikçe, kadın hakları bayraklarını direklere diktikçe şiirlere yansıyan tutkulu özlemler biraz azalıyor mu?
'Bir şey var aramızda
Senin bakışından belli
Benim yanan yüzümden.
Dalıveriyoruz arada bir
İkimiz de aynı şeyi düşünüyoruz belki,
Gülüşerek başlıyoruz söze.
Bir şey var aramızda
Onu buldukça kaybediyoruz isteyerek.'
Dilden dile dolaşan aşk şiirlerinin yerini birbirine 'kolay erişmenin' ve 'deymeden geçmenin' hijyenik araçları mı aldı?
'Kırmızı bir kuştur soluğum
Kumral göklerinde saçlarının
Seni kucağıma alıyorum
Tarifsiz uzuyor bacakların
Kırmızı bir at oluyor soluğum
Yüzümün yanmasından anlıyorum
Yoksuluz gecelerimiz çok kısa
Dört nala sevişmek lazım.'
8 Martlarda bir yandan eşitlikleri ve eşitsizlikleri konuşup, öte yandan 'duyguların' ibresini Edip Cansever'in şiirine mi tutturacağız?
'Hey gidi duyumuna yandığımın dünyası
Alıp vereceğin olacak ille
Aşk maşk buz gibi yaşayacaksın.'
Yarın değil öbür gün Kadınlar Günü.
Kadınların özgür ve eşit olduğu, bu eşitliğin de kendi unutulmaz şiirlerini yarattığı günlere ulaşmak dileğiyle erkeklerin ve kadınların 'Kadınlar Gününü' kutlarım.
Mehmet Altan / 06.03.2006 / Sabah
YORUMLAR 17
-
Eyüp Selahattin DOĞAN 17 yıl önce Şikayet EtO senin İNanmak istediğin . Yok ya bu dayatmacılar yıllardır aynı oyunu oynayıp hükümetlerin elini ayağını prangalıyorlar sonra iktidarlar başarısız seçim değiştir iktidarı yıllardır aynı oyun memleketin önündeki bu yobazlar önce temizlenecek TÜRKİYE miz şaha kalkacak son çırpınışlarınızı izliyoruz göreceğiz mutlu sonunuzu.Beğen
-
kutay tekin 17 yıl önce Şikayet EtAklı Selim Derin Devlet ironisi!... Yazar, Türkiye\'de ki Derin devletten şikayetçi olup ve aklı selim bir derin devlet isteyerek çok komik bir duruma düşüyor!.. Yani Derin Devlet hiç olmasın diyemiyor. bugün çok aklı başında bir hükümet var. Bu durumda yazarın özlem duyduğu aklı selim Derin Devlet ne iş yapacak?Beğen
-
oku yorum 17 yıl önce Şikayet Etbizim herşeyimiz bize özgüdür. dolayısıyla bizdeki derin devlette zamanında vatan millet edebiyatlarıyla bizzat devlet tarafından kullanılan ve sonrada kendilerini devlet sanan üç beş eski ülkücü yeni neoliberal faşist ulusalcı çek senet tahsilçileri konu bu kadar basit dolayısıylada derin devletin kaliteside bunun ötesine geçemiyor haliylen...Beğen
-
husnuari 17 yıl önce Şikayet EtSayın Serdar Turgut. Yazdıklarınıza aynen katılıyorum.Tesbitiniz çok yerinde tebrik ederim siziBeğen
-
M. H. Aksam 17 yıl önce Şikayet EtAdam haklı. Bazı arkadaşlar anlamasa, bazıları da beğenmese de adam haklı ve doğru söylüyor. Bizdeki derin devlet denilen güruh hep faili meçhul cinayetler işleyip kaçakçılıkla meşgul olduğundan bizde bir nefret var. Ama aslında her devletin gerçekten bir bilge kadrosu olmalı. Bu olmazsa olmaz bir şeydir. Osmanlı 600 yıl bu şekilde ayakta kalabilmiştir. Şeyh Edebali ve ekibi, Akşemseddin ve ekibi hep siyasi iktidarı yönlendirmiş yanlış kararları tashih etmişlerdir. Bizdekiler hakikaten çapulcu.Beğen
DİĞER HABERLER
