Tez ödevi 20 kadına istihdam sağladı
Kastamonu’da üniversite döneminde hazırladığı tez ödevinden ilham alan 26 yaşındaki Ercan Yıldırım’ın arabasını satarak kurduğu atölyede ormanlardan toplanan kozalak ve kuru dallar, kadınların elinde birer sanat eserine dönüşüyor. Tezinden yola çıkarak dekoratif süs bitkisi üretimine başlayan Yıldırım, aynı zamanda 20 kadına da istihdam sağladı.
Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi’nden mezun olan 26 yaşındaki Orman Mühendisi Ercan Yıldırım, okulun son döneminde ‘Ahşabın İnsan Hayatındaki Etkisi’ adı altında tez yazdı. Yazdığı tezden çok etkilenen Ercan Yıldırım, ormanlarda bulunan başta kozalak ve kuru dalların yörede çoğunlukla yakacak olarak kullanıldığını gördü. ‘Ormanda hayat var’ düşüncesinden yola çıkan Yıldırım, birikimlerinden elde ederek aldığı arabasını satarak, kozalak ile kuru dallardan farklı konseptlerde süs eşyaları yapmaya karar verdi. Daday ilçesinde bir atölye kiralayan Yıldırım, ormanlardan tohum üretimi için toplanan kozalakların arta kalan kısımlarının değerlendirilmesi için Daday Orman İşletme Şefliği ile irtibata geçti.
Üniversite tezi işletme sahibi yapıp, 20 kadına istihdam oldu
Daday Orman İşletme Şefliğinden kozalakları satın alan Yıldırım, 1 ay içerisinde Daday ilçesinde çoğunluğu ev hanımlarından olan 20 kadınla işe başladı. Ercan Yıldırım, daha önce süs eşyası yapımında bilgi sahibi olmayan kadınlara neyi nasıl yapmaları konusunda eğitim verdi. Birkaç günlük eğitimden sonra işi öğrenen kadınlar, kozalakları ve kuru dalları çeşitli aşamalardan geçirerek birer sanat eserine dönüştürmeye başladı. Dadaylı kadınlar, hem meslek öğreniyor hem de aile bütçelerine katkıda bulunuyor. Kurduğu işletmede dekoratif süs bitkisi üretimine başlayan Yıldırım, 20 kadınla ürettiği ürünlerini 81 ile gönderiyor. Yıldırım, gelen talepler doğrultusunda ürünlerini yurt dışına göndermek için çalışmalarını da sürdürüyor.
“Tez ödevimden etkilendim, sonra bu iş yerini kurdum, şimdi 20 kadını istihdam ediyorum”
Üniversite okuduğu dönemlerde doğal ürünlerin insan üzerindeki etkisini gördüğünü anlatan Orman Mühendisi Ercan Yıldırım, “Bu işe üniversite yıllarımda bir tez ödeviyle başladım. Tez ödevim çok hoşuma gitmişti. Bunu ben inceledim. Okul bittikten sonra açtığım özel büroda ormanlarda iş yaparken tabiatın insan üzerindeki rahatlatıcı etkisini gördüm. Hoşuma gitmişti. İlerleyen zamanda üniversite bittikten sonra büro açtım. Orman bürosu açtıktan sonra ormanda bu tarz ürünlerin daha çok yakmaya ya da sağda solda çürüdüğünü gördüm. Bu tarz ürünlerden süsler yapabilir miyiz diye düşündüm. Ardından bu tarz bir atölye kurduk. Atölyemizde şu anda 20 kişi çalışıyor. İlerleyen günlerde bu sayıyı inşallah 45-50 kişiye çıkartmayı hedefliyoruz. Şu anda 81İl’e hazırladığımız ürünleri gönderiyoruz. İlerleyen zamanlarda yurt dışına da yaptığımız ürünleri göndereceğiz. Bu şekilde tabiatın güzelliklerini inşallah herkese ulaştırmaya gayret edeceğiz” dedi.
“Sobada yaktığımız kozalakların süs eşyası olarak kullanıldığını burada gördüm”
Annesinin vesilesiyle iş yerinde çalışmaya başladığını belirten 22 yaşındaki Damla Demircioğlu ise, “Ben şu an okuyorum. Önce annem geldi buraya, sonra ben ara sıra buraya bakmaya geliyordum. Daha sonra bende buraya gelip çalışmak istedim. İlk zamanları ben tasarım işinde değildim. Bu biraz beni endişelendirdi. Çünkü sorumluluk oluyor, belki beğenmezler diye aklıma geldi. Ben şu anda paketlemede görev alıyorum. Biz, kozalakları daha öncesinden soba yakmakta kullanıyorduk. Kozalakları tasarım olarak ilk defa burada kullandıklarını gördüm. Burada kapı süsü, masaüstü süsü, mumluk yapabiliyoruz, duvarlara süslü aynalar, saat yapabiliyoruz. Buraya gelmeden önce kozalakları ben tek tip olarak düşünmüştüm. Ama buraya işe başladıktan sonra kozalakların çeşitli modellerinin de olduğunu öğrendim. Bunu bilmemek biraz garibime geldi. Bazıları açılmamış oluyor, bazıları daha küçük oluyor, bazıları çiçeğe benziyor. Bunların bazıları kapı süslerinde çok daha güzel duruyor. Burada çalışan teyzelerimin çoğunu ben küçüklüğünden beri tanıyorum. Hepimiz aynı mahalleden sayılırız. Bu yüzden çalışma ortamı olarak rahat bir ortam. Özellikle patronumuz olan Ercan Bey'de patron işçi ilişkisi bulunmuyor. Burada çok samimi bir ortam var. Hepimiz farklı modeller yaptığımız için çok özgün modeller ortaya çıkıyor. Tek tip model üzerinden gitmiyoruz. Herkes farklı modeller üzerinde çalışıyor. Bu da bana göre hoş bir şey” diye konuştu.
“Tohumunu aldığımız kozalakları sobada yakıyorduk”
Kozalaktan süs eşyası yaptıklarını belirten Hikmet Dülger adlı işçi de, “Ben, Daday Orman İşletme Fidanlığında çalıyordum. Orada bu kozalakların sadece tohumlarını alıyorduk. Ondan sonra bunları yakmak için kullanıyorduk. Ercan Bey, bizlere iş sahası açtı bizler içinde çok iyi oldu. Bunları süs eşyası haline getirip talep edilen yerlere gönderiyoruz. İnşallah devamı gelir” şeklinde konuştu.
“Ormanda toplanan kozalakları süs eşyasına çevirip satıyoruz”
Daday’da açılan bu iş yerinde çalışmaya başladığını anlatan Orhan Gökhüseyin, “Kapı süsleri yapıyoruz. Amacımız bu yaptığımız ürünleri yurtdışına göndermek. Yurtiçine şu anda bu ürünleri veriyoruz. Yurtdışından da talepler geliyor. Ben, Orman İşletme Müdürlüğünden emekliyiz. Bizler araziye çıktığımızda bu kozalakları görüyorduk. Bakıyorduk arazide çürüyor. Bizler, bunları birde toplayıp köylerde sobalarda yakıyorduk. Ercan beyin girişimleriyle bunları bizler toplayıp süs eşyası yapıyoruz. Bu kozalakların fidanlıkta tohumları alındıktan sonra buraya getirip işlemeye başlıyoruz. Kapı süsleri gibi farklı ürünlerde aralarında kullanarak çeşitli süs eşyaları yapıyoruz. Bu sayede Dadaylı kadınlarımızı da istihdam etmiş oluyoruz. Yapılar süsleri da daha önceden talep edilen yerlere gönderiyoruz” ifadelerini kullandı.
YORUMLAR