İlerleme Raporu her zamankinden adil oldu

AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Jean-Maurice Ripert, AB'nin Türkiye ile ilgili hazırladığı 2013 İlerleme Raporu'nun her zamankinden daha adil ve dengeli olduğunu belirterek, "Mümkün olduğunca peşin hükümsüz bir metin oluşturmaya çalıştık" dedi.

Görev süresinin dolması nedeniyle Türkiye'den ayrılmaya hazırlanan Ripert, Diplomasi Muhabirleri Derneği (DMD) üyeleriyle bir araya geldi. Gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Ripert, Türkiye'nin AB sürecine ilişkin, "Buraya Türkiye'nin AB'ye katılması gerektiğine inanan bir kişi olarak gelmiştim, Ankara'dan aynı düşüncelerle ayrılacağım" ifadesini kullandı.

Üyeliğin hem Türkiye hem de AB açısından stratejik bir seçim olduğunu belirten Ripert, müzakerelerde kimi zaman teknik zorluklar yaşansa da birlikte yaşama konusundaki ortak iradenin önemli olduğunu vurguladı. Türkiye'nin, daha fazla çaba göstermesi gereken taraf olduğuna işaret eden Ripert, "Şunu unutmamalıyız ki aday ülkelerden talep edilen her şey, üye ülkelerin de yerine getirmesi istenen hususlar" değerlendirmesini yaptı.

"Müzakere sürecinde adil olmayan hiçbir unsur yok" diye konuşan Ripert, geçen hafta yayımlanan İlerleme Raporu'na da değinerek, "Bu rapor, her zamankinden biraz daha adil ve dengeli oldu" değerlendirmesini yaptı. Raporun açıklandığı tarihin bayramın ikinci gününe denk gelmesini talihsizlik olarak nitelendiren Büyükelçi, "Tarih bir ay kadar önce Komisyon ile Avrupa Parlamentosunun iç gündemine bağlı olarak belirlenmişti. Durumun Türkiye ile bir ilgisi yoktu" diye konuştu.

Ripert, "Bu yıl çaba gösterdik, çünkü biliyoruz ki kullanılan kelimeler önem taşıyor. Bu nedenle mümkün olduğunca peşin hükümsüz bir metin oluşturmaya çalıştık" dedi.

"AB içinde hala Türkiye'nin birlik için hem katılım hem de küresel ilişkiler açısından stratejik bir ortak olduğuna inanıyoruz" diyen Ripert, NATO üyesi Türkiye'nin bölgesel bir oyuncu olduğunu, farklı ülkelerle önemli bağlara sahip olduğunu, Suriye'deki gelişmeler bağlamında da ön plana çıktığını kaydetti.

AB ile müzakere sürecinde gelecek haftalarda 22. faslın açılmasının beklendiğini ifade eden Ripert, Kıbrıs sorunu nedeniyle engellenen 23 ve 24. fasılların da bir an önce açılması gerektiğine vurgu yaptı. Geri kabul anlaşması konusunda da ilerleme kaydetmeyi umduklarını dile getiren Ripert, gelecek haftalarda bu konuda da gelişmeler yaşanmasını ümit ettiklerini söyledi.

"İnsanların çoğunluğunun siyasi ya da dini bir gündemi yoktu"

Ripert, reform sürecinin devam etmesini umduklarını belirterek, Gezi parkı olaylarına da değindi. Büyükelçi, şöyle konuştu:

"Gösteriler iki şeyi gösterdi: Birincisi, bu ülkede reformlar hayata geçirildi ve sokaktaki insanlar 'Bize bu haklar verildi, o zaman kullanalım' dediler. İkinci olarak da her demokratik ülkede olduğu gibi burada da sivil toplum mevcut ve bu toplum, söylediklerinin dinlenmesini ve saygı görmeyi talep ediyor."

Özgürlükler konusunda yerine getirilmesi gereken hususlar olduğuna işaret eden Ripert, hükümet yetkililerinin bu konudaki eleştirilerin kabul edilebilir olduğunu söylemelerinin memnuniyetle karşılandığını belirtti.  AB ülkelerinde de benzer gösteriler yaşandığını ve her şeyin mükemmel işlemediğini anlatan Ripert, gösteri hakkının önemini vurgulayarak, güvenlik güçlerinin kamu düzenini koruma görevinin, gösterileri engellemek anlamına gelmediğini ifade etti.

AB'nin, Türkiye'deki barışçıl gösteriler sırasında şiddete başvuran insanlar da olduğunu kabul ettiğini belirten Ripert, "Ancak akşam saat 8'de Kuğulu Park'ta gösteri yapanlarla, gece saat 1'de Kızılay'da gösteri yapanlar aynı insanlar değildi. Bunu herkes biliyor" dedi. Ripert, "Sokaklardaki insanların çoğunluğunun siyasi ya da dini bir gündemi yoktu, yalnızca hükümetin seslerini duymasını istediler" diye konuştu.

ODTÜ arazisindeki yol güzergahı çalışmalarına ilişkin soru üzerine ise Ripert, "Bazılarının ders almadıklarını görmek talihsizlik" yanıtını verdi.

"Pazarlık yoktu"

22. faslın açılmasının İlerleme Raporu sonrasına bırakılmasının bir pazarlık gibi algılandığına ilişkin soruya Ripert, "Adil bir süreçti, herhangi bir pazarlık yoktu" diye yanıt verdi.

Demokratikleşme paketine ilişkin değerlendirmesi de sorulan Ripert,  şunları kaydetti:

"Demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları sadece sözlerden değil, uygulamadan ibarettir. Dolayısıyla önemli olan, istekli olduğunuzu söylemekten ziyade uygulama. Açıklanan her şeyin, eylemlerle devam edeceğini umuyorum. Daha önce, olanlardan ziyade olmayanlara odaklandığımız için eleştirildik. O nedenle, açıklananlara odaklanarak, daha dengeli davranmaya çalıştık."

Amaçlarının Türk halkına ulaşmak olduğunu dile getiren Ripert, "Türk halkını, üyelik konusundan vazgeçmediğimize ikna etmek istiyoruz. Biz de Türk halkının üyelikten vazgeçmediğini ümit ediyoruz" diye konuştu.

"Hiçbir teknik neden yok"

Almanya'nın, müzakarelerde yeni başlık açılmasına ilişkin tutumunu değiştirmesini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Büyükelçi Ripert, "Almanya'nın fasıl açılmasını engellemediği, üyeler tarafından ortak bir karar alındığı ancak tarih üzerinde tartışma yaşandığı" yanıtını verdi.

AB Genel İşler Konseyinin yarın konuyu ele alacağını ifade eden Ripert, "Umuyoruz, çok yakın bir zamanda, muhtemelen kasım ayının ilk yarısında gerçekleşecek. Almanya da dahil hepimiz mümkün olduğunca çabuk ilerlemek istiyoruz. Müzakerelere başlamamak için de hiçbir teknik neden yok" görüşünü paylaştı.

"Kıbrıs konusunda ilerlemenin katkısı olur"

"23 ve 24. fasılların açılmasının Kıbrıs sorununun çözümü konusunda sağlanacak ilerlemeye bağlı olup olmadığı" sorusunu Ripert, "Eğer kapsamlı bir çözüm için yeni tur görüşmeler olumlu bir hava içinde gelecek haftalarda başlarsa kesinlikle sürece katkısı olacaktır" diye yanıtladı.

AB ülkelerinin, Kıbrıs Rum Yönetimi'ni fasılların üzerindeki blokajı kaldırması konusunda iknaya çalıştığını bildiren Ripert, "Geçmişe göre daha umutluyuz" ifadesini kullandı.

Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği konusunda tarih öngörüsü de sorulan Ripert, "Ne kadar çabuk olursa o kadar iyi olur" görüşünü aktardı.