'Huzuru bekleyen şehir: Kudüs'
'Huzuru bekleyen şehir: Kudüs' kitabı İlim Yayma Vakfı Yayınları arasından çıktı.
Yeni Şafak Gazetesi yazarı Ömer Lekesiz, bugünkü köşe yazısında Kudüs'le ilgili çıkan yeni kitabı anlattı. Lekesiz'in köşe yazısı şöyle:
Kudüs hakkında yeni bir kitaba daha kavuştuk.
“Kavuştuk” diyorum çünkü inanç, hatıra ve siyaset bakımından Müslüman zihinlerde her zaman önemli bir yer sahip bulunan Kudüs’ün, İslam tarihlerindeki genel bahisleri aşarak, özel tarihiyle, toplumsal yaşayışıyla, siyaset ve medya gündemindeki hareketliliğiyle, Müslüman sanatları açısından değeriyle daha özel çalışmalara konu olması son on yıla mahsus bir durumdur.
Bu bağlamda yapılan her yeni çalışmada, Kudüs’ün zihinlerimizde zaten var olan siyah-beyaz fotoğrafının, onun mahallelerine, sokaklarına, çarşılarına, mescitlerine, çeşmelerine, gündelik hayatına... yönelmek suretiyle varlığının ve değerinin detaylı bir şekilde renklendirilmesini sağlanmaktadır.
Bu sayede Kudüs, tarihi ve mevcut işgal şartlarında maruz kaldığı zulüm itibariyle bilinmeye, ziyaret arzusuna ve merakına daha da açık hale geldiği içindir ki, seyahat etme anlamında ona yönelen ilginin ve telif ya da çeviri olarak hakkındaki yeni kitapların artışında karşılıklı bir etkileşme hasıl olmuştur.
Buna tabi olarak yayım bilgisini zikrettiğimiz yeni kitabın adı: Huzur Bekleyen Şehir: Kudüs’tür.
İlim Yayma Vakfı Yayınları arasından çıkan kitabın, editörlüğünü Osman Aydınlı yapmış. İlmi(?) redaktesi Alim Kahraman tarafından gerçekleştiren kitaptaki harita ve krokiler Ahmet Masri’ye; fotoğraflar ise IRCICA, Almanya İstanbul Konsolosluğu, İlim Yayma Vakfı, Mehmet Top ve Fettah Aykaç arşivlerine ait.
Aydınlı, editör sunuşunda kitabın maksadını ve mahiyetini şu cümlelerle çerçevelemiş: “ Tüm ilahi dinler açısından sahip olduğu önem ve stratejik konumu sebebiyle tarih boyunca farklı milletlerin hakimiyeti altına giren Kudüs, adeta dünya siyasetinin yansıdığı minyatür bir aynadır. Din, dil, ırk gibi pek çok çeşitliliği içinde barındırması, onun farklı bakış açılarıyla defalarca anlatılmasına sebep olmuştur. Tarih boyunca Kudüs hakkında yazılan binlerce kitap vardır. Bizim kitabımız da bu alandaki literatürü zenginleştirmek, bu kutsal şehre bir nebze katkıda bulunmak ve onunla ilgili objektif bilgiler sunmak amacıyla, halktan her kesimin mümkün mertebe anlayacağı sade bir dil ile, alanındaki mütehassıs akademisyenler tarafından kaleme alınmış, ilmi ve kültürel bir çalışmadır.”
“Kudüs Hakkında Genel Bilgiler ve İslam Fethine Kadar Kudüs” başlıklı bir çalışmayla açılan kitapta Kudüs’ün fethi, Emeviler, Haçlılar, Eyyübiler, Memlukler, Osmanlılar, İngilizler, Yahudiler ve işgal devri müstakil çalışmalarla verildikten sonra, Yahudi, Hristiyan ve İslam kültür ve geleneğindeki durumları; sanat, edebiyat ve seyahatnamelerdeki karşılıkları; ilmi ve tasavvufi hayatı; vakıfları, önemli mimari eserler; sosyo-ekonomik yapısı ayrı ayrı ele alınmış.
Eldar Hasanoğlu, Osman Aydınlı, Nuh Arslantaş, Ziya Polat, Cengiz Tomar, Abdullah Çakmak, Can Deveci, Muhammed Hüseyin Mercan, İsmail Taşpınar, Mehmet Top, Alim Kahraman, Selim Tezcan, Harun Yılmaz – Muhammet Enes Midilli, Mustafa Öksüz, Veysel Akkaya, Fettah Aykaç ve Mustafa Güler’in imzalarını taşıyan bu çalışmalar-
da, editör Aydınlı’nın zikrettiği “objektif bilgiler” yerli akademik teamüle uygun olarak işlenmiş.
Yerli akademik teamülün, yenilikten çok muhtelif mevcut bilgilerin uyumlu birlikteliğini sağlamaya yönelik olduğu ise malumdur. Buna göre mezkur imzaların ilgili makalelerindeki bilgiler çok geniş bir kaynakçanın taranmasıyla elde edildiklerinden, bunların bir bütünü olarak kitabın kendisi de iyi bir akademik derleme olarak vücut bulmuş. Öyle ki, “Yahudiliğin, Hristiyanlığın ve İslamlığın ortak kutsal şehri olan Kudüs” şeklindeki akademik klişe bile, sanki derlemedeki ifade ve üslup bütünlüğünü korumak adına, nerdeyse yazıların tamamında yer tutmuş.
Elbette, kitapla murat edilen akademik objektifliğe itirazın bir hükmü yoktur. Ancak, her yazar tarafından sürekli tekrarlanan bir kelime olarak kutsal başta gelmek üzere, önemli kavramların, deyimlerin, isimlerin üç din esasında farklarını belirten, yazıların tamamında ortaklaşa kulanılan bir lügatçe oluşturulabilseydi.
Bu sayede Musevi ve İsevi sacre ile holynin, İslam’ın mukaddesiyle aynı anlamı taşımadığı, bundan emsal olarak mucize, kıble, peygamber, mescit.. vb. birçok terimin de anlam farklarına tabi oldukları anlaşılmış ve ilgili ifadeler, görüşler, yaklaşımlar, hükümler doğru temellendirilmiş olurdu.
Bunlara rağmen Huzuru Bekleyen Şehir: Kudüs kitabına emek veren herkes teşekkürü
hak etmektedir.
Çünkü Kudüs, doğru siyaset sevdamızın adı, Müslümanca gayretlerimizin nirengi noktasıdır.