JİTEM'in Kürt Tetikçileri kimlerdi?

Başlangıçta uyuşturucu ile mücadele ve istihbarat toplama amacıyla kurulan JİTEM, operasyonel faaliyetlere yoğunlaşırken 'rutin dışı' suikastçileri de bünyesinde barındırmıştı. İşte o 'rutin dışı' suikastçilerden bazıları:

JİTEM'in Kürt Tetikçileri kimlerdi?
JİTEM'in Kürt Tetikçileri kimlerdi?
GİRİŞ 05.05.2010 07:25 GÜNCELLEME 05.05.2010 07:25
Bu Habere 8 Yorum Yapılmış

Gazeteci Melik Duvaklı, itirafçılık gerçeğini, Güneydoğu’da ‘rutin dışı’ yaşananlar perspektifinden değerlendirerek “JİTEM’in Kürt Tetikçileri” adıyla kitaplaştırdı.

Türkiye, 1980’lerin ortasından itibaren PKK terör örgütüne karşı yoğun bir mücadele veriyor. Oldukça kanlı geçen bu süreçte doğu bölgelerinde hukuki ve kurumsal mevzuat açısından farklı uygulamalar da devreye sokuldu. Olağanüstü Hâl gibi çeşitli yasal düzenlemelerle kanuni hareket alanları esnetildi. 1990 yılından itibaren PKK’nın cephe savaşını başlatması ve şehirlerde oluşturduğu milis güçleri ile ayaklanma provaları yapması olabildiğince esnetilen kanuni sınırları da “yetersiz” hâle getirdi. Devlet zamanla “rutin dışı”na çıktı. Başlangıçta uyuşturucu ile mücadele ve istihbarat toplama amacıyla kurulan JİTEM gibi organizasyonlar, operasyonel faaliyetlere yoğunlaştı. Ve bu süreçte suçla mücadele ne yazık ki devlet imkânları ile suç işleme hâlini aldı. PKK ile mücadele adı altında yapılan faaliyetlerin içine rant mücadelesi, uyuşturucu ticareti, fidye gibi farklı işler karıştı.

Güneydoğu’da yaşanan bu sürecin sivil mağdurları elbette ağırlıklı olarak Kürtlerden oluşuyor. Tezat olan şu ki bu sürecin aktörleri de yine Kürt kökenli. Türkiye onların adını “PKK itirafçısı” kavramı ile tanıdı. Türkiye’nin yakın siyasi tarihine geçen önemli olayların çoğunda başrolde yer aldılar. Bu faaliyetlerini de JİTEM bünyesinde yürüttüler. Peki, kimdir bu itirafçılar? Devletle bağları nedir? Adları sayısız cinayete, uyuşturucu ticaretine, karanlık provokasyonlara karışmasına rağmen neden yargılanmıyorlar? Yıllarca PKK içerisinde devlete karşı savaşmış olmalarına rağmen teslim olduklarında neden çok az cezayla kurtuluyorlar?

Bu sorulardan yola çıkan gazeteci Melik Duvaklı, itirafçılık gerçeğini, itirafçıların önemli olaylardaki rollerini, PKK ile mücadeledeki fonksiyonlarını, Güneydoğu’da yaşananlar perspektifinden değerlendirerek “JİTEM’in Kürt Tetikçileri” adıyla kitaplaştırdı. Önümüzdeki hafta piyasaya çıkacak kitapta yakın tarihte yaşanan kritik süreçlere ait derin analizler ve önemli olaylara ait çarpıcı ayrıntılar bulunuyor. JİTEM içinde yaşanan derin hesaplaşmanın anlatıldığı kitapta ünlü itirafçılara ait kişisel portreler de yer alıyor.

KAYIP İTİRAFÇI

24 Ocak 2001’de suikast sonucu öldürülen Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan, JİTEM faaliyetlerinden rahatsızlık duyuyordu. Okkan, bu amaçla JİTEM bünyesinde çalışan bazı PKK itirafçılarını gözaltına alarak sorguladı. Okkan’ın sorguladığı isimler arasında Kekeç, Pepe, Metin kod isimlerini kullanan Muhsin Gül de vardı. Gül, 1994’te Diyarbakır Cinayet Büro Amirliği’nde verdiği ifadelerde önemli açıklamalarda bulundu. Muhsin Gül’ün verdiği toplam 9 sayfalık ifadenin 6 sayfalık kısmı MİT’in Mahmut Yıldırım ile ilgili Başbakanlık Teftiş Kurulu eski Başkanı Kutlu Savaş’a verdiği raporda yer aldı. Susurluk Raporunda yer alan bu ifadeler emniyet arşivinde ise kayıp gözüküyor. Muhsin Gül bu ifadeleri verdikten sonra kayboldu. PKK itirafçısı Abdulkadir Aygan, Gül’ün bu ifadeyi verdikten sonra öldürüldüğünü söylüyor. 

HEM ÖLÜ HEM SAĞ

Ağrı nüfusuna kayıtlı Mustafa Deniz, 1984 yılında PKK’ya katıldı. Ferhat kod adını alan Deniz, 1989 yılında örgütten kaçarak itirafçı oldu. JİTEM Grup Komutanı Binbaşı Ahmet Cem Ersever’in sağ kolu olarak bilinen Deniz’in Güneydoğu’da işlenen onlarca cinayette tetikçilik yaptığı ileri sürüldü. Mustafa Deniz’in Ersever ile birlikte 1993 yılında öldürüldüğü biliniyordu. 2010 yılının başında bulunan bir belge yeni bilgileri ortaya çıkardı. Jandarma Genel Komutanlığı’nın ‘gizli’ ibareli resmî belgesine göre, Mustafa Deniz yaşıyor. Yakın zamana kadar Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı’nın Ankara birimi emrinde çalıştı, 18 Mart 2009’da da istifa etti. 

ŞIRNAK EKİBİNİN SORGU UZMANI

Jitem1973 yılında Diyarbakır’ın Eğil ilçesinde doğan Murat İpek, 1991’de teslim oldu. 1992 yılında itirafçı olarak serbest kaldı. Silopi İlçe Emniyet Müdürlüğü ve Şırnak Emniyet Müdürlüğü emrinde “sorgu elemanı” olarak çalıştı. İpek, Alaattin Kanat emrinde, JİTEM’in Şırnak ekibinde yer alıyordu. Burada görev yaptığı süre boyunca pek çok olaya adı karıştı. 1992’de Nevruz kutlamalarına işlediği iddia edilen bir cinayetle damgasını vurdu. Bu cinayetten sonra çıkan olaylarda çok sayıda kişi öldü. 1996’daki 1 Mayıs olaylarında yine başrollerdeydi. Murat İpek hâlen JİTEM bünyesinde aktif olan itirafçılar arasında biliniyor. 

JÖN TÜRK İTİRAFÇI

Murat Demir ise PKK ile Van’da lise öğrencisiyken tanıştı. 1989 yılında örgütün saflarına katıldı. Aynı yıl Türk Silahlı Kuvvetleri ile girdikleri bir çatışmada sağ ele geçirildi. Diyarbakır DGM’de yargılanan Demir, Diyarbakır Hapishanesinde kalırken sorgu elemanı olarak faaliyet gösterdi. Murat Demir o günleri anlatırken kendisi ve arkadaşlarını şöyle tanımlıyor: “Bize Jön Türkler derlerdi. Koğuşa yeni gelen itirafçıları sorguya çeker, polisin alamadıklarını öğrenirdik.” Demir tahliye olduktan sonra da JİTEM’de çalışmaya devam etti. 1993 yılında Van’da Yeşil’in yanında bazı iş adamlarından PKK adına ERNK makbuzuyla para toplarken görüldü. 96’daki kanlı 1 Mayıs’ta o da vardı. Murat Demir’in adı Alaattin Kanat’la birlikte Batmanlı iş adamı Senar Er’den fidye alma olayına ve Uğur Mumcu suikastına karıştı.

GENERAL ZINNAR

General Zınnar kod ismini kullanan Alaattin Kanat 1964 Mardin Kızıltepe’ye bağlı Köprübaşı doğumlu. 1986 yılında PKK saflarına katıldı. Örgüt içinde Mardin- Batman bölge sorumluluğuna yükseldi. 1987 yılında gerçekleştirilen kanlı köy baskınlarının uygulayıcılarındandı. Adı, Diyarbakır Cezaevi’ndeki işkenceleri ile ünlenen Binbaşı Esat Oktay Yıldıran cinayetine de karıştı. Örgüt içinde ajanlıkla suçlanınca 1991 yılında PKK’dan kaçıp devlete sığındı. Ardından tutuklanarak Diyarbakır Cezaevi’ne konuldu. İtirafçı olmayı kabul eden Kanat, 1991–1993 arasında tam 11 kez güvenlik güçlerine yardımcı olmak gerekçesi ile Diyarbakır Cezaevi’nden çıkarıldı. 1993’te DEP Milletvekili Mehmet Sincar cinayetine adı karıştı. Kendisinden fidye istenen iş adamı Senar Er’in şikâyeti üzerine 22 Eylül 1994 tarihinde Silivri’de gözaltına alındığında resmiyette asker gözüküyordu! 2002 yılında tahliye edilen Alaattin Kanat hâlen Ankara’da yaşıyor. 

YEŞİL PASAPORTLU İTİRAFÇI

1964 yılı Siirt Eruh doğumlu Adil Timurtaş, 1984 yılında PKK saflarına katıldı. 1986’da teslim olan Timurtaş itirafçı oldu. 1989’da tahliye olunca BOTAŞ tesislerinde işe yerleştirildi. Bu dönemde JİTEM komutanları Arif Doğan, Binbaşı Cem Ersever, Astsubay Şaban Bayram ve Mete kod adlı Hacı Hasan (İbrahim Babat)’la birlikte çalıştı. 1990’da askerliğini itirafçıların toplandığı Silvan Jandarma Er Eğitim Alayı’nda ilk itirafçı kadrosu Ali Ozansoy, Recep Tiril, Abdülkadir Aygan, Hayrettin Toka, Fethi Çetin ve Hüseyin Tilki ile birlikte yaptı. Askerlikten sonra Diyarbakır Jandarma Komutanlığı’nda sivil memur olarak işe başladı. 2000 yılında İstanbul polisinin Mercan’da bir şebekeye düzenlediği baskında gözaltına alınanlardan biri de Adil Timurtaş’tı. DEHAP Bağcılar İlçe Başkanı Lezgin Bingöl’den tehdit yoluyla para almak isterken polisin 3 Mayıs 2005’te düzenlediği operasyonda İstanbul Aksaray’da 7 kişi ile birlikte yakalandı. 2 günlük gözaltından sonra serbest bırakıldı. 

ÖLÜ SİLAHŞOR

Mete kod adlı İbrahim Babat Suriye kökenli. Asıl adı Hacı Hasan olan Babat, 1984–1988 yılları arasında PKK içerisinde devlete karşı savaştıktan sonra örgütten ayrıldı. İtirafçı oldu. Suriye uyruklu Hacı Hasan’a 1989 yılı sonunda Uludere İlçe nüfus Müdürlüğünde İbrahim Babat ismiyle yeni bir kimlik hazırlandı. Babat da BOTAŞ’ta memur sıfatıyla işe başlayıp Jandarma Tim Komutanlığı bünyesinde çalışmaya başladı. 1997’de İstanbul Kadıköy’de silahlı çatışmaya katılan İbrahim Babat, ortağı Süleyman Ülger’i öldürmeye teşebbüsten tutuklanıp hapse atıldı. 1997 yılında Başbakanlık Teftiş Kuruluna gönderdiği dilekçede JİTEM faaliyetleri ile ilgili çok önemli bilgiler verdi.

PKK’LI HAVAR: YÜZBAŞI CENGİZ

Havar kod adlı Kahraman Bilgiç, 1994 yılında teslim olup itirafçı yapıldı. Daha sonra Diyarbakır DGM Başsavcılığı’nca hazırlanan belgede “çatışmada öldü” diye gösterildi. Ardından kendisi adına çeşitli kimlikler düzenlendi. Onlardan biri de Yüzbaşı Cengiz adıyla düzenlenen askerî kimlikti. Bilgiç, 1996 yılında Jandarma İstihbarat Astsubayı Hüseyin Oğuz’a verdiği bilgilerle üniformalı çete olarak bilinen Yüksekova Çetesi’nin deşifre olmasını sağladı.

JİTEM’İN ŞEHİT TETİKÇİSİ

PKK itirafçıları arasında en çok tanınan isim Abdulkadir Aygan. Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde 10 yıl boyunca sivil memur olarak görev yaptı. Yılarca JİTEM içerisinde kanlı eylemlerin altına imza atan Aygan, örgütten ayrıldıktan sonra itiraflarda bulundu. İtirafları, Güneydoğu’da meydana gelen pek çok karanlık olayın aydınlatılmasını sağladı. Gösterdiği adreslerde kayıpların mezarları ortaya çıktı. Urfa’nın Suruç ilçesinin Uzunhıdır köyünde doğan Aygan, Abdullah Öcalan’ın da akrabası. JİTEM içerisinde Şerif Aslan kod ismini kullanan Aygan’a Malatya doğumlu Aziz Turan ismiyle yeni kimlik verilirken kayıtlara da “şehit” olarak geçirildi. 12 Eylül 2001 tarihinde istifa etti. Sığındığı İsveç’te yaşamını sürdürüyor.

(Aksiyon)

Kitapla ilgili teknik bilgiler ve internet üzerinden sipariş şartlarını görmek için bu binki kullanabilirsiniz

YORUMLAR 8
  • darbeleredurde 14 yıl önce Şikayet Et
    17 bin kişinin. hepsinin jitem tarafından infaz edildiğini iddia etmek abesle iştigaldir.kan davası,çıkar kavgası,yandaş tutumlar,pkk terör örgütünün infazları,hizbullahın infazları,korucuların hasımlık ve maddi menfaatle ilgili infazları vs.jitemi savunduğum düşünülmesin ama durum böyle.jitem pkk ile içli dışlı olduğu kadar hizbul-velioğlu ilede içli dışlıydı..
    Cevapla
  • darbeleredurde 14 yıl önce Şikayet Et
    pkk terör örgütünü. derin devlet dış güçlerle birlikte kurdurmuşlardır.niyet amaç kürt sol fraksiyonları bir çatı altında toplayıp imha etmekti.sonraki gelişmeler neticesinde imhadan vazgeçildi..ergenekon operasyonlarını incelediğinizde her biri sonrası sokak olayları ve çatışmaların arttığını gözlemleyeceksiniz.şimdi de anayasa değişikliğiyle ilgili çalışmalara bağlı olarak olaylar tırmandırılmıştır.normal şartlarda bdp nin parti kapatmayı düzenleyen maddeye destek vermesi gerekirken vermemişlerdir.ağa babaları öyle istemişti
    Cevapla
  • veysi topal 14 yıl önce Şikayet Et
    Terorist kim. Derin devlet ve jitemin iğrençliğini kürtler olarak çok iyi biliyoruz. Bu devlet sadece sizin olmadığı için devletle bir problemimiz yok, bu devlet ve topraklar kürtlerinde toprağı, ama kürtler kendilerine yapılan bu faili meçhulleri pislikleri ırkçılığı nazi zihniyetini hiç unutmayacak,
    Cevapla
  • darbeleredurde 14 yıl önce Şikayet Et
    ara sırada olsa. terörist infazı yaptıklarıda olmuştur infazların tamamı teröristlerle ilgili olmuş olsa hadi neyse diyeceğim.terörle ilgisi olmayanlarında infaz edildiğini biliyoruz.mesela murat ipek ve demir emniyet yol verdikten sonra örgüt makbuzuyla örgüt adına haraç toplarken suçüstü yapılmışlardır.halen jitem adına çalıştıklarını çalışmıyorlarsa gizli tanık olduklarını düşünüyorum.çok şey bilmelerine rağmen kesinlikle güvenilir değiller menfaat uğruna satamıyacakları hiç bir değer yoktur..
    Cevapla
  • aslan demirbilek 14 yıl önce Şikayet Et
    ne demesin hukuk dışına çıkmak ha. yahu şü insanları anlayamiyorum hukuk neyi temsil ediyor... peki hukudışı olan rejime ne denir...
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
1 ve 19 Mayıs'ta toplu ulaşım ücretsiz
Eyüpsultan'da İngiliz boksör, taksi şoförünü hastanelik etti