Erbakan'ın 30 yıllık çalışanı "Hoca"yı anlattı
ABDULLAH DOĞAN - Eski Başbakanlardan merhum Necmettin Erbakan'ın yakın hizmetinde bulunan Osman Akgün, 27 Şubat 2011'de hayata gözlerini yuman Erbakan'ın vefatının 5. yılında bilinmeyenleri anlattı.
Hatıralarını anlatırken zaman zaman duygulanan Akgün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Erbakan'ın nezaketi, hoşgörüsü ve mizah anlayışıyla hafızasında yer ettiğini söyledi.
- "Erbakan'ı Konya'ya sokmam" diyen valiye cevabı
Hocasının yanında 30 yılı aşkın süre şoförlüğü başta olmak üzere yakın hizmetinde bulunduğunu belirten Akgün, şöyle devam etti:
"Görevim sırasında asla unutmayacağım, birçok ders çıkardığım olaylar yaşadım. Konya'nın 12 Eylül döneminde bir valisi vardı. 'Ben Konya'da olduğum sürece Erbakan buraya giremez' diyordu. Niye böyle söylediğini bilmiyorum. Bu vali öldüğünde bendeniz de ölüm haberini, sevineceğini düşünerek Erbakan Hocama götürdüm. Cahillik tabii. Hocam da merhum valinin arkasından çok hayır duaları etti. 'Allah gani gani rahmet etsin' dedi. Ben de şaşırdım. Burada bir kaide var, ölünün arkasından hayırla konuluşulur. Bize böyle ders verdi."
- Çalışanı bile takım elbisesiyle karşılardı
Polis okulundan mezun olduktan sonra bir süre çeşitli illerde görev yaptığını anlatan Akgün, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ankara Konukevinde, Hocamızın 1977'de ağır sanayi konusunda bir programı vardı. Tayinimi Ankara'ya aldırmak istiyordum. Bir arkadaştan yardımcı olmasını istedim ve bu toplantıya geldik. Orada Ankara Valisi Vecdi Gönül de bulunuyordu. Vali Bey ile tayinimi Ankara'nın bir ilçesine yapılması için bu programda arkadaşım görüşme yapacaktı. Bu sırada Hocam konuşmasında, 'Bizim bir polisi bir yerden başka bir yere tayin etmeyle kaybedecek zamanımız yok' dedi. Ağır sanayi toplantısında bu konu nasıl gündeme geldi diye düşündüm. Çok şaşırdım ve tayin talebimden hiç söz etmedim."
Akgün, bir süre sonra Erbakan'ın yakın koruma ekibinde yer aldığını, 12 Eylül darbesinin ardından koruma görevinin kaldırılması üzerine istifa ederek Erbakan'ın yanında çalışmaya başladığını söyledi.
Erbakan'ın şoförlüğü ve diğer hizmetleriyle ilgilendiğini ifade eden Akgün, "Kendisiyle Türkiye'yi on defa dolaşmışızdır. Hocamız bizi yanına kabul buyurdu. Ona hizmet ettik diyemem. Evinin kapısını çaldığımızda, bizi bile ceketini giyer kravatını takar da karşılardı. Kendi çalışanına bile böylesine nezaket gösterirdi" diye konuştu.
- "Giyimine özen gösterirdi"
Akgün, merhum Başbakan'ın kıyafet konusuna çok dikkat ettiğinin altını çizerek şunları kaydetti:
"Giyimine özen gösterirdi. Bir gün İzmir'den konfeksiyon firmasının sahipleri geldi, 'Hocamıza elbise dikmek istiyoruz' dediler. Bendeniz de 'Hocamızı giydirmek zor iştir, sizi de yorar' dedim. Ancak onlar da 'Biz binlercesini dikiyoruz, Hocamıza mı dikemeyeceğiz' dedi. Bunların terzisi geldi, ölçülerini aldı ve gitti. Açık mavi bir elbiseyi üç gün sonra getirdiler. Fakat pantolon dar, ceket hocamızın istediği gibi değil. Dedim ki 'Siz pantolon ve ceketi bana uyarlayacaksınız, Hocama da yenisini dikeceksiniz'. Sonra istediğimiz ölçüde elbiseyi getirdiler. Bir gün Hocamla aynı elbiseleri giymişiz. Gittiğimiz yerde bazı kişilerin, bu durum karşısında, 'adil düzen bu olsa gerek' dediğini duydum."
- Çocukların "okunmuş şeker" korkusu
Yaz aylarında Erbakan'ın Balıkesir'in Altınoluk'taki yazlığında çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Akgün, buradaki komşularının ve özellikle çocukların kendisine yoğun ilgi gösterdiğini söyledi.
Akgün, Erbakan'ın kendisinden ziyarete gelen çocuklara şeker ikram etmesini istediğine değinerek "Çocuklar her gün gelirlerdi. Sonra bunlar şekerleri almamaya başladı. Çocuklara, 'Neden şeker almıyorsunuz' diye sordum. Onlar da 'Anne babamız şeker almayın, Hoca size okunmuş şeker veriyor olabilir dedi' cevabını verdiler. Hocamızı bu şekilde tanıyanlar da vardı" ifadesini kullandı.
- 28 Şubat MGK'sına besmeleyle başlamış
Erbakan'ın hayatında yaşadığı zorluklar karşısında ümitsizliğe kapılmadığını vurgulayan Akgün, 28 Şubat gecesi yaşananlara ilişkin ise şu bilgileri verdi:
"O dönemde Tuncer Kılınç'ın (eski MGK Genel Sekreteri) ikna için Hoca'ya sürekli geldiğini biliyorum. Hocamızdan şunu duydum: 'MGK toplandığında 5 paşa ayrı ayrı konuşmak yerine Güven Erkaya'yı konuşması için görevlendirmiş. O da 4-5 saat konuştu. Konuşması bittikten sonra içimizden besmele çekmek suretiyle Anayasa kitabını aldık. Anayasa ne emrediyorsa onu yapalım. Sizin söylemiş olduğunuz şeyleri sadece her bakanlığa göndermek için imzalarım. Her bakanlık bunların Anayasa'ya uygunluğunu kendisi tespit etsin. Tuncer Kılınç gelip gittikçe, bunlar ülkemize faydalı olmayan şeyler. Ben bunu imzalamam. Git neyi istiyorsan onu yap' diyerek tavrımı koydum.' 28 Şubat bir dönüm noktası oldu. O dönemin paşaları yok olup gitti. Hiç birisinin adı sanı anılmaz."
Akgün, Erbakan ile en son, vefatından iki gün önce görüştüğünü ve kendisiyle helalleştiğini sözlerine ekledi.
YORUMLAR