Ebru yapana neden ebruzen denilmez?
Ebru tekniğini kullanarak resim yapan Emine Solak, Ebru işi ile uğraşan sanatçılara Ebruzen denilemeyeceğini belirterek, ebrucuların bu nitelemeye neden karşı olduğunu açıkladı:

İsmail Doğu'nun röportajı
Emine Solak, 1978 İstanbul doğumlu. A.Ü. İlahiyat Fakültesi önlisans programını bitirdi. Sanat çalışmalarına 2002 senesinde hat dersleriyle başladı. 3 yıldır ebru ile uğraşıyor.
Bunun yanında tezhip sanatı ile de uğraşan Solak, Kültür Bakanlığı 14. Türk Süsleme Sanatları Yarışması'nda ise bir eserle başarı, diğer bir eserimle de sergileme ödülü ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği "Mevlana" konulu El Sanatları Yarışma'sında mansiyon ödülü aldı.
Birçok karma sergiye katıldı ve yakında kişisel sergisini açacak. Bir özel televizyon kanalında ebru programını yaptı. Halen bu uğurda bir çok öğrenci yetiştiriyor. www.eminesolak.com adlı kendisini ve çalışmalarını tanıttığı bir sitesi de mevcut.
Kaç yıldır ebrû yapıyorsunuz?
Bunu söylediğimde genellikle insanları inandıramıyorum ama tahmin edildiği kadar çok zaman değil, 3 sene oldu ebru yapmaya başlayalı..
Kimlerden ders aldınız?
Ebrû derslerine Caferağa Medresesi'nde Ayla Makas'la başladım, oradaki programı tamamladıktan sonra Ayla hocanın da hocası olan Fuat Başar'la çalışmaya başladım ve 2007 senesinde Fuat Hocadan ebrû icazetimi aldım.
Ebrû’nun yanında İslam sanatından başka ilgilendiğiniz sanat dalları var mı?
Aslına bakarsanız beni İslam Sanatlarıyla tanıştıran sanat dalı Hüsn-i Hat'dır. 2002 senesinde Hüseyin Türkmen'le başladığım hat dersleri, beni öncelikle hat ve hat dolayısıyla diğer sanatlara âşina kıldı. Önce ebruya sonra da tezhibe gönül verdim Nilüfer Kurfeyz ve Selim Sağlam'dan Yıldız Sarayı Şale Köşkü'nde tezhib eğitimine başladım. Halen Emel Türkmen'le tezhib derslerine devam ediyorum. Artık bu sanatların her biri, benim hayatımın bir parçası haline geldi.
Ebru ile uğraştığınız diğer sanat dallarını birleştiriyor musunuz?
Geleneksel sanatların anası hat sanatıdır, diğerleri onu destekleyici olarak ortaya çıkmıştır. Biz de, ebru sanatını hat levhalarının kenar pervazlarında ya da yazının altında fon kağıdı olarak kullanıyoruz. Bazen de ebruların üzerinde tezhib ya da minyatür sanatını kullanarak minik farklılıklar yapıyoruz. Bu tamamen sanatçının hayal gücüne kalmış birşey, bizim sanat dallarımızın her biri bir derya misali birine bulaştığınız zaman kendinizi bir daha o deryadan çekip alamıyorsunuz.
T.C. Kültür Bakanlığı 14. Türk Süsleme Sanatları Yarışması'nda başarı ödülü aldınız. Neler hissettiniz ve bundan başka aldığınız ödüller var mı?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği "Mevlana" konulu El Sanatları Yarışma'sında mansiyon ödülü aldım. Kültür Bakanlığı 14. Türk Süsleme Sanatları Yarışması'nda ise bir eserle başarı, diğer bir eserimle de sergileme ödülü aldım. Kültür Bakanlığı gibi bir kurumun Türkiye çapında düzenlediği bir yarışmada böyle bir başarıya sahip olmak benim için büyük bir mutluluk ve heyecana sebep oldu. Bu başarının gerçek müsebbibi olarak bu istidadı bana bahşeden Rabbime ve bilgilerini paylaşarak bizi yetiştiren kıymetli hocalarım Ayla Makas ve Fuat Başar'a minnettarım.
Hiç sergi açtınız mı?
Pek çok karma sergiye katıldım. Yakında kişisel bir sergi de düzenlemek istiyorum.
Ebru yapan kimselere ebruzen denir gibi yanlış bir kanaat vardır. Ebru yapanlar nasıl isimlendiriliyor?
Zen Farsça vuran anlamına geliyor ve ebru sanatıyla bir araya geldiğinde bir mana ifade etmiyor. Bizim hocalarımızdan duyduğumuz ebru geleneğinde böyle bir ifadenin olmadığı. Necmeddin Okyay, Mustafa Düzgünman gibi üstadların kendilerini ebrucu, ebru ustası ya da ebru sanatçısı olarak nitelediklerini biliyoruz. O sebeple biz de kendimizi ve bu sanatla uğraşan diğer kişileri bu şekilde isimlendiriyoruz.
Hilal Tv’de de ebru sanatı üzerine 20 bölümlük bir program yapmıştınız. Ne tür tepkiler oldu, anlatır mısınız?
Tahmin ettiğimden daha fazla ilgi ve çok güzel tepkilerle karşılaştım. Sanatın televizyon kanalları tarafından desteklenmesini çok yararlı buluyorum çünkü malumunuz günümüzde iletişim araçları büyük bir güce sahip. Bu program sayesinde ebru sanatını çok fazla sayıda insana ulaştırdık. Japonya'dan Kanada'ya, Yemen'den İspanya'ya kadar dünyanın 33 ülkesinden internet sitem ziyaret edilmiş, bu benim ve emek verdiğim ebru sanatı için çok güzel gelişme diye düşünüyorum. Ebruyu hiç tanımayan pek çok insan programı izledikten sonra ebruyu tanıdı, sevdi ve hatta pek çoğu ebruya başlamaya karar verdi ve bir kısmı da başladı. Ekranın sahip olduğu bu gücün bizim özümüz ve kültürümüzün yansıması olan sanatlarımızın tanıtımı için de kullanılması örneklerinin çoğalmasını arzu ediyorum.
Öğrenci yetiştiriyor musunuz?
Evet, şu anda zamanımı çalışmaktan ziyade öğrenci yetiştirmekle geçiriyorum. Çünkü bence bize verilen emaneti ne kadar çok kişiyle paylaşırsak o kadar hakkını vermiş oluruz. Bu sanatın doğru bir şekilde daha fazla kişiye ulaşmasını sağlamanın bizlere verilmiş önemli bir vafize olduğunu düşünüyorum. Bildiğim her şeyi isteyen herkese vermek düşüncesiyle öğrencilerimizle keyifli bir eğitim süreci geçiriyoruz. Onların başarıları, bizim başarımız demektir. Bu sebeple, gerçekten bu işi yapmaya kararlı olanlara elimden gelen desteği vermeye çalışıyorum. İlkbahar döneminde öğrencileri desteklemek ve yüreklendirmek amacıyla kendi eserlerinden oluşan bir sergiye hazırlıyoruz.
Ebru yapma işi meşk olarak tanımlanır. Ney üflerken de kullanılan tabir aynıdır. Aşk bunun neresinde?
İşini sadece elleriyle yapan işçi, elleri ve beyniyle yapan zenaatkâr; elleri, beyni ve gönlüyle yapan ise sanatkârdır. Aşk bu işin özünde aslında. Sadece içinde aşk olan işler için kullanılan bir tabirdir bu. "Aşk olmadan meşk olmaz". Meşk, Arapça çalışma anlamına gelmektedir. Aşk olmadan meşk olmaz derken, bu işi ancak aşkla bağlanarak sevenler sabır gösterip çalışmaya devam edebilir denmek istenmiştir. Ancak karşılık beklemeden yürekten severseniz sabır gösterirsiniz. Sabır göstermeden asla sonuca ulaşamazsınız. Yürekte aşk varsa meşk hasıl olur, meşk ettikçe de bir gün tohumu aşk olan emeğin zayi olmadığını görürsünüz.
Suya yazı yazılmaz derler. Ama ebru ile su üstüne yazı yazıyor ve renkleri orada dans ettiriyorsunuz. Su ile renklerin bu bileşkesi hakkında neler söylemek istersiniz?
"Hayatı olan herşeyi sudan yarattık" ayeti, suyun kainatta nasıl bir değere sahib olduğunu anlatmaya kafidir. Sudan başta insan olmak üzere bunca şeyin hayat bulması insanları hayrete düşürmüyor da, biz su üzerinde bir çiçek yaptığımızda neden bu kadar hayrete düşüyorlar anlayamıyorum. Bazı şeylerin hayatımızda kanıksanmış olması, onların mucize olma özelliğini yitirmesine neden olmaz. Su hayatımız için ne kadar önemliyse, ebru için de o kadar önemli. Suyun içinde topraksız açan çiçekler, benim gönül bahçemi süslüyor. Suyla hemhal olan herşeyin temizlendiği gibi, ebruyla uğraşan yüreklerin de temizlendiği ya da temizlenmesi gerektiği düşüncesindeyim.
Biraz belki modern bir tarzı yansıtacak ama ebru yaparken kendinizi terapi yapar gibi hissediyor musunuz? Neler hissediyorsunuz ebru yaparken?
Evet güzel bir terapi aracı olabilir ebru ama göründüğü kadar kolay bir iş değil, o keyfi hissedebilmek için öncelikle meşakkatli bir süreç olan boyaların ve suyun ayarının yapılması gerekmektedir. İnsanlar genelde ayarı yapılmış teknelerde yapılan ebruları gördüğünden sanki sıkıntısı olan tekne başına oturup derdini unutuyor gibi düşünebiliyor, oysa tekne başına oturup dert sahibi olan insanlar da tanıyorum. Tabi işin inceliklerini öğrenince tam bir sığınak oluyor tekne başında geçirdiğiniz zamanlar. Sanki siz suya gönlünüzü açtıkça oradan size bir cevap gibi açıyor teknenizden çiçekler. Bu sebeple bu sevgiyledir ki hayatımın sonuna kadar ebru yapmak istiyorum.
(Haber 7)
-
mehmet 15 yıl önce Şikayet EtSanatın değeririni sanat sevenlerde saklıdır.. Emine hanım Aksaraydan sizlere selamlar.Ebru sanatını anlatmak kelimelere sığmaz.Teknenin başına her geçildiğinde duyulan o heyecanlı anları yaşamak ... ney eşliğinde teknenin derinliklerinde aşkı aramak ve aşkını desenlerle sülemek adeta suya imza atmak gibi büyüleyici bu sanatı yapmış olmanız ve mesleğinizde yolunuzun açık olmasını dilerim...Beğen
-
ERDEM ESİN 17 yıl önce Şikayet EtEBRULAR (AKEL, GÜNDEŞ) İTİRAZ EDER:). Ebru yapana neden Ebruzen denmez:) Anlaşıldı, tamam:)Beğen