Güney Afrika'dan hacca giden ilk Müslüman bir Osmanlı torunu
Güney Afrika'nın en çok okunan gazetelerinden Cape Argus, Cape Town Üniversitesi Afrika çalışmaları bölümünden Dr Halim Gençoğlu ve öğrencisi Daiyaan Peterson'la birlikte 3 aydır üzerinde çalışarak ortaya çıkardıkları bir tarihi şahsiyetin hayatını haber yaptı. Yerel dilde Carel Pilgrim olarak tanınan Hacı Hasanüddin'in kökenleri aslında, Osmanlı'ya uzanıyor.
Osmanlı tebaasından iken babası köle tacirlerinin eline düştüğü için kendisi de Cape Town'da köle olarak doğan, fakat 1834 yılında köleliğin kaldırılmasıyla Güney Afrika'dan Mekke'ye hacca giden ilk Müslüman lider, Hacı Hasanüddin esasında bir Osmanlı münevverinin oğluydu.
Gençoğlu ve Peterson'un Cape Town Milli arşiv belgeleri ışığında ortaya koyduğu bu araştırmaya göre, film gibi bir hayat hikayesi olan Hacı Hasanüddin'in babası Mekkeli Abdullah adɪnda zengin bir tüccardɪ. Abdullah Efendi, 1772 yılında Beyrut limanından mallarını gemiye koyup Kızıldeniz'den aşağı Zanzibar istikametinde Mozambik'e varmıştɪ. Maputo'da gemileri saldırıya uğrayınca tüm mallarɪ yağmalanmış ve nihayetinde Ümit Burnu'na köle olarak getirilip satılmıştı. Hint okyanusunda köle tacirlerinin eline düşen Mekkeli tüccar Abdullah Efendi aslında Osmanlı tebaasındandı fakat hayatının geri kalan kısmını Ümit Burnu'nda köle olarak yaşayarak geçirdi ve bir köle olarak Cape Town'da hayata gözlerini yumdu.
Peki Cape Town şehrindeki kalede sergi salonunda bir tablosu olan Abdullah oğlu Hacı Hasanüddin neden önemli? Hacɪ Hasanüddin yerlilere göre kölelikten sonra ilk defa yurt dɪşɪna çɪkan ve özgürlüğe yelken açan tarihi bir karakterdi. Yerli Müslümanlara göre ise Hacɪ Hasanüddin aslɪnda köle bir aileden gelmediği halde hayatɪnɪn yarɪsɪnɪ bir köle olarak yaşamɪş fakat kölelikten kurtulur kurtulmaz 1836 yɪlɪnda baba toprağɪ Mekke’ye gidip Osmanlɪ idaresiyle ilişkiler kurmuştu.
HACI HASANÜDDİN TÜRKİYE İÇİN NEDEN ÖNEMLİ?
Hacı Hasanüddin Türkiye ve Güney Afrika için fevkelade önemli ve ilginç bir tarihi karakterdir. Uzun yɪllar Ümit Burnu'nda köle olarak yaşayıp sonra kölelikten kurtulduktan sonra Mekke'ye hacca giden ve 1836 yılında Güney Afrika gazetelerinde haber olan Hacı Hasanüddin’in hayatı tam bir dram filmi gibi hazin ve tarihi şahsiyeti o derece önemlidir. Güney Afrika'dan Mekke'ye hacca giden ilk Müslüman olduğu için halk arasında Carel Pilgrim olarak bilinmektedir.
Hacı Hasanüddin’in mezar taşɪnda “La ilahe illallah Muhammeden resulullah Selallahu aleyhi (ve’ssellem) inna lillahi ve inna ileyhi raciun. Ve sahib haza el-turbet el-merhum İmam Hacɪ Hasanüdin ibn Abdul vefat dunya ila dar’ul ahiret hicri el nebi selallahu aleyhi ve sallim Tamat ‘vellahu a’lem” yazɪlɪdɪr.
Dr. Gençoğlu arşivde onun hayatıyla ilgili bu çalışmayı sürdürürken Cape Town'da yaşayan torunlarıyla görüşmesinden sonra Hacı Hasanüddin'in kayıp mezar taşını bulduğunu ifade etti. Bu çalışma, Osmanlı Devleti tarafından Güney Afrika'ya gönderilen Ebubekir Efendi ile aynı mezarlıkta yatan bir başka Osmanlı aliminin daha olduğunu ortaya koymuş oldu. Yine Osmanlı Devleti'nin neden Hacı Hasanüddin'in oğlu Mahmud Fakih Efendi'yi Ebubekir Efendi'den sonra Güney Afrika'da görevlendirdiği de ortaya çıkmış oldu.
Gençoğlu ve Peterson'a göre, bu unutulan şahsiyetin sırrı aslında bir Osmanlı arşiv belgesi ile Cape Town arşivinde bulunan eski Flemenkçe köle kayıtlarının karşılaştırılması ile çözülmüştü. Tana Baru Kabristanɪ’nda kɪrɪk mezarɪnɪn bulunmasɪ ise bu çalɪşmayɪ daha da önemli kɪlɪyor. Dr. Gençoğlu bu çalɪşma sɪrasɪnda bulduğu merhum Hacı Hasanüddin'in zaman içerisinde tarumar olmuş mezarɪnɪ da onaracaklarɪnɪ sözlerine ekledi.