Orosz’un algılarla oynayan eserleri İstanbul’da
István Orosz, göz yanılsamalarını kullanarak sanatseverleri bir oyunun içerisinde dâhil etmesiyle tanınan Macar sanatçı, eserlerini bu defa İstanbul’a taşıdı.
Bugünlerde İstanbul Macar Kültür Merkezinde görülebilen “Paradoxonometry” adlı sergide, Orosz uzun uzun bakılacak eserleri teşhir ediliyor. Biz de aynı zamanda yazar ve yönetmen de olan Orosz’la sanat üzerine söyleştik…
ÇİZEBİLİRSEM PROBLEMİ ÇOK DAHA İYİ ANLAYABİLİRİM
Sanatınızda anamorfoz tekniğinin, farklı boyutları kullanmanın yeri büyük... Boyutları bu kadar çok kullanmanızın altında ne yatıyor? Çocukken geometriyi çok mu seviyordunuz?
Evet, geometrik alıştırmaları okulda da çok seviyordum. Hâlâ geometride, cebirden daha başarılıyım ve bir şeyi çizebilirsem problemi çok daha iyi anlayabilirim. Elimde bir kalem varken hayal gücüm çok daha iyi çalışır. Hatta arada “Bazen düşünemediğim şeyleri bile çizmeye çalışıyorum!” diye şaka yapıyorum.
Eserlerinizde farklı boyutları, göz yanılsamalarını kullanarak algılarımızla oynuyorsunuz. Bizi bir oyuna mı davet ediyorsunuz?
Oyun kelimesine karşı çıkmam. Çünkü bana göre izleyicinin ilgisini oyunla daha kolay çekebiliriz. Aynı zamanda “oyunlu”, göz yanılsamalı, izleyicinin kafasını karıştıran eserlerimin arkasındaki dünyada da bunun gibi yanılsamalar, aldatmacalar ve yalanlarla karşılaşabiliyoruz. Resimlerimle buna dikkat çekmek, sergi salonu dışında neler olup bittiğini göstermek isterim. İzleyiciyi parmağında oynatmak isteyen, fakat aslında bu arzunun fark edilmesine çok sevinen bir sanatçının eserleridir bunlar...
Devlet Tiyatroları açık havada perdelerini açtı
“BİR RESİM, BİN KELİMEYE BEDELDİR”
Aslında çalışmalarınız görünen şeylerin farklı olabileceğini de haykırıyor. Sizce bilgiye kolay ulaşan modern insan, gerçekten doğruyu görebiliyor mu?
Her gün gittikçe büyüyen, çok ciddi bir resim dalgası atılıyor üzerimize. Resimlerle çok kolay şekilde bilgi edinilir, “Bir resim, bin kelimeye bedeldir” diye bir tabir var zaten. İşte bu söz, resimlere dikkatsizce bakmamamız için bir sebep olabilir. Zira çoğu zaman klişe olarak bakıp, bir anlık genellemeyle yetiniriz.
Abdurrahim Karakoç, kabri başında anıldı
ÇİZİMDEN ZİYADE YAZMAKLA İLGİLENDİM
Pandeminin sanatınıza nasıl yön verdiğini de merak ediyorum. Bu büyük durum eserlerinize nasıl yansıyor?
En üzüldüğüm şey, İstanbul’daki de dâhil olmak üzere yurt dışındaki sergilerimin çoğuna gidememek. Ancak günlük çalışmalarımı pandemi neredeyse hiç etkilemedi; hatta çalışmak için daha fazla vaktim oldu. Ama çizimden ziyade yazmakla ilgilendim. Son sayfaları pandeminin maskeli dünyasında geçen bir roman bitirdim, ayrıca bir hikâye kitabım yayımlandı. Bu kitaptaki en uzun hikâye ise İstanbul’da geçiyor. Eseri daha önceki Türkiye seyahatimde yazmaya başladım, sonra her zamanki gibi kendiliğinden devam etti. İncelikle, neşeyle... Tıpkı İslam hat sanatı gibi...
Dünyanın en büyük dinozoru 30 metre boyunda
İSLAMİ GEOMETRİ, FARKLI TECRÜBELER SUNUYOR
Bugünlerde İstanbul Macar Kültür Merkezinde “Paradoxonometry” adlı ahşap serginiz yer alıyor. Galiba serginin evinizdeki tamiratla alakalı bir hikâyesi varmış...
Ah, evet. Evimizin çatısını değiştirttikten sonra kalan ahşap parçalarından ilham aldım. “İmkânsız” çizimlerinden birkaç tane gerçek, üç boyutlu obje gibi görünen eserler hazırlamaya kalktım.
Türkiye’de daha önce birçok sergi açtınız. Türk-Macar kültürel yakınlığı da malum... Türk kültür ve sanatı hakkında neler söylersiniz?
Evet, ilgi için çok teşekkür ederim; özellikle eğer bana sadece bir sanatçı olarak değil, Macar kültürünün bir temsilcisi olarak bakıyorsanız… İki kültür arasında gerçekten birçok benzerlik var. Bunun önemli sebeplerinden biri ortak tarihimiz, diğeri ise birbirimizin ülkelerinde çalışan sanatçılar, yazarlar, müzisyenler ve mimarlar. Ama benzerliklerin yanı sıra farklılıklar da çok ilgimi çeker. Hatta şimdiki sergime dönersek bunları aslında daha da ilginç buluyorum. Türk sanatının da kaynağı olan Orta Doğu medeniyetlerinde dinî sebeplerden dolayı, geometrinin önemi Avrupa’dan daha büyüktü. Süslemeyle yükselen bu İslami geometri benim gibilere de çok farklı tecrübeler sunmakta.