Rumeli Hisarı, 2023'ün yaz aylarında kültür sanat ve yaşam merkezi olacak
Rumeli Hisarı 2023 yaz ayıyla birlikte kültür sanat ve yaşam merkezi olarak hizmet vermeye hazırlanıyor.
Anadolu Hisarı'ndan sonra, Rumeli Hisarı da 2023'ün yaz aylarında kültür sanat ve yaşam merkezi olarak hizmet verecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, İstanbul’un fethinden hemen önce yapılan, 570 yıllık Rumeli Hisarı'nın tarihini, restorasyon sürecini ve hizmete girdikten sonra yapılacakları anlattı. Rumeli Hisarı'nın restorasyonunun Anadolu Hisarı ile birlikte başladığını belirten Polat, boğazın iki yakasında, fethin en önemli iki yapısını restore etmiş olacaklarını söyledi.
Polat, geçmişte İstanbul surların restorasyonlarının iyi değerlendirilemediğine değinerek, "1953 yılında Rumeli Hisarı'nda esaslı bir restorasyon gerçekleştirilmiş. O da bizim mimarlık restorasyon tarihi açısından anlamlı bir restorasyondur. Sembol isimlerden Cahide Tamer'in restorasyonu sırasında son olarak ayağa kaldırılmış bir durumu var." dedi.
“ÇOK AĞIR HASARLAR GÖRMÜŞ”
Hisarda, Fatih Sultan Mehmet’in 3 veziri tarafından yaptırılan üç kule bulunduğuna dikkati çeken Polat, adını fethin önemli isimlerinden Çandarlı Halil Paşa'dan alan kuleye ilişkin şunları aktardı:
"Fetihten hemen sonra burası zindan olarak kullanılmış bir alan. Çok ilginç bir noktadayız. Burası hafıza tarihimiz açısından 1452'de yapıldığından bugüne neler yaşamış bir mekan olabilir? Bu Orta Çağ yapısının restorasyonu bitip de bütün Rumeli Hisarı açığa çıkarıldığı zaman, insanlar hakikaten kentte Kara Surlarıyla beraber belki de fethin en önemli izlerinden birisi olan bir yapıya ulaşmış, erişmiş olacak. Ne yazık ki son yıllarda erişime kapalıydı. Çünkü çok ağır hasarlar görmüş ve bazı riskler içeriyordu."
“EŞSİZ BİR YAPI”
Mahir Polat, boğazı iki yönden tutmak üzere hisarların yapıldığına işaret ederek, "Hisar sadece geçişleri desteklemiyordu, bir de donanmanın güvenliğini sağlıyordu. Hem karadan lojistiği vardı hem de denizden. Yani neresinden bakarsak bakalım, İstanbul'un kültür ve mimari tarihi için eşsiz bir yapı burası." ifadelerini kullandı.
Hisarda, Fatih Sultan Mehmet’in 3 veziri, Çandarlı Halil Paşa, Zağanos Paşa ve Saruca Paşa tarafından üç kule yaptırıldığını aktaran Polat, İstanbul'un tarihini değiştiren üç yapının restorasyonunun kendi fiziksel koşullarına göre olacağını belirterek, şu bilgileri verdi:
"Bu 3 kule alandaki en görkemli, en gezmeye değer yapılar. Askerin hisarların üzerinde durdukları klasik yollar da gezinin parçası olmasını istediğimiz alanlar. Yani insanlar geldiklerinde kuleleri, avluyu gezecek, duvarlara çıkacak ve bütün kule seviyesini gezmiş ve deneyimlemiş olacak. Böyle bir yapı programı var. Tabii restorasyon ağır bir süreç. Önemli bir detay da hisar yapıldığı sırada, burada Bizans yapısının altığının olduğu tarihçiler tarafından da sıklıkla söylenir. Bilinen bir gerçektir. Biz de bu malzemeleri sıklıkla buluyoruz."
Restorasyonun sadece inşa faaliyeti değil tarih laboratuvarı işlevi olduğunun altını çizen Polat, "Burada 570 yıl önceki derzi buluyoruz. Şu an katman katman derz ve yapı teknolojisine ilişkin malzeme buluyoruz. Harçların ve malzemelerin analizleri yapılabiliyor." dedi.
“İSTANBULLULARIN KONSER DİNLEMEKTEN KEYİF ALACAKLARI BİR ALAN”
Polat, Rumeli Hisarı'nın İstanbul'un fethine ilişkin çok önemli bir bilgi kaynağı olduğunu dile getirdi.
Zağnos Kulesi'ni açık, çağdaş sanat sergi alanı düşündüklerinin altını çizen Polat, "Mekanın ruhu da çağdaş sanat sergilemesine çok uygun. Karşıdaki Zağnos Kulesi sadece kademelendirmeyle en üste çıkaracağımız bir alan olduğu için, bahçesinde, avlusunda küçük akustik konserler verilecek nokta olarak düşünüyoruz, Zağnos Kulesi'nin içini. Hem estetiği çok güzel hem akustik değerleri çok iyi hem de İstanbulluların konser dinlemekten keyif alacakları bir alan." değerlendirmesinde bulundu.
Mahir Polat, Rumeli Hisarı'nın 18-19. yüzyıllarda bir mahalle kimliğine dönüştüğünün altını çizerek, "Burada bildiğiniz, evler ve bir yaşam vardı. Hatta biz geldiğimizde içinde bütün bu evleri yapan bir proje vardı. Biz onu durdurduk. Eski İBB yönetimi, Hisar'ın içerisinde yaklaşık 22 taneydi galiba, konak yapacaktı. Bu proje de yapılıyordu ve bir aşamaya kadar gelmişti. Durdurduğumuz bir projeydi." diye konuştu.
“TARİHİ KİMLİĞİ OLAN BİR CAMİ”
Mahallenin camisinin kalan tek minaresinin restorasyon sırasında amfiye dönüştürüldüğüne dikkati çeken Polat, "Şu an Rumeli Hisarı'nın içerisindeki bu cami, hemen yanındaki minareyle birleşik olarak inşa edildi. Bu rekonstrüksiyon bir camidir. Rekonstrüksiyon şu demek; bizim tescilli, Türkiye'de korunması gereken yapılar grubunda statüsü tanımlanmış bir camimiz bu. Yani artık restore edilmiş ve tarihi kimliği olan bir camidir. Bu koruma mevzuatı açısından korunan bir statüdedir." dedi.
Polat, hisarların restorasyonuna odaklandıklarını ve konser faaliyetlerini Zağnos Paşa'da yapacaklarını sözlerine ekleyerek, "İlk önce Zağnos Paşa Kulesi'nin içerisinde konserler başlayacak. Küçük akustik konserler için çok da muhteşem de bir nokta zaten." dedi.
Burçların üzerine vatandaşların çıkabilmesini sağlamaktan çok heyecanlandıklarını kaydeden Polat, bunun İstanbulluların bugüne kadar deneyimlemediği bir şey olduğunu aktardı.
“İSTANBUL BU İKONLARLA ANLAM KAZANIYOR”
Mahir Polat, Rumeli Hisarı'nı 2023'ün yaz aylarında insanların ziyaretine açmayı planladıklarını vurgulayarak, "Anadolu Hisarı bu yaz açılacak ve kültür etkinlikleri zaten sürüyor olacak. Ardından da önümüzdeki yazla bütün Rumeli Hisarı'nı vatandaşların ziyaretine açacağımız bir düzenleme olacak diye düşünüyoruz." diye konuştu.
İstanbul'daki tarihi yapıların hazine değerinde olduğunun altını çizen Polat, her iki hisarın da tarihi müze kimliğini kaybetmeden kültür sanat yaşam merkezi olacağını aktardı.
Polat, tarihi mekanlarının potansiyel olarak ilgilisini çeken alanlar olduğunu dile getirerek şöyle devam etti:
"Tarihi yapıların hepsinde bu kimlik vardır. Üniktir yani onun yanına bir tane daha benzerini koyamazsınız. Tekildir. İstanbul'un sembol yapısıdır. Şimdi İstanbul'u tanıtırken aşağı yukarı her kurum, her rehber ya da her türlü etkinliğin içerisinde bazı temel görüntüler vardır. Galata Kulesi'ni kesinlikle görürsünüz. Topkapı Sarayı’nı, Rumeli Hisarı’nı görürsünüz. Demek ki bu şehrin kimliğinde ikonlaşmış yapılar bunlar. İstanbul ne kadar değerliyse bu ikonlarla anlam kazanıyor, görselleşiyor. Böyle bir yerden bahsediyoruz. Dolayısıyla kente gelen herkesin merak edeceği yapılar bunlar. Yani doğal olarak yabancı turisti hedefliyor."
RUMELİ HİSARI'NIN BÜTÇESİ 40 MİLYON LİRA İLE BAŞLADI
İstanbul'un turizm geliri bakımından emsallerine göre çok ucuz, tüketimde kendi tarihi değerlerinden çok az kazanan bir kent olduğunu savunan Polat, Anadolu Hisarı ile Rumeli Hisarı arasında karşılıklı deniz seferleri planladıklarını vurguladı.
Mahir Polat, turistlerin İstanbul'u ziyaret için ortalama iki buçuk gün ayırdığına dikkati çekerek, "Bence tarihi Yarımada'nın içini de görmüyor. İşte bunun için Kara Surları projemiz de çok önemli. Çünkü Kara Surları projesi sıkışmış destinasyondan dışarıya turist çekebilme projesi. Biz eğer bugün 1-2 milyon ziyaretçiyi Kara Surları'nı ziyaret edebilir hale getirirsek, bu turist gün sayısında bir gün kazandırır demektir. Yani 2,5 günden 3,5 güne çektiğimizde, kentin turizm geliri bir anda yüzde 40 oranında artacak demek. Tarihi alanların, yönetim planları, bunların turizmle ilişkilerini düşünürken nasıl etkiler yapabileceğini de düşünmek lazım." dedi. Polat, Rumeli Hisarı'nın bütçesinin 40 milyon lira ile başladığını dile getirdi.