50 bin yıllık büyük sır çözüldü! Nesilleri böyle tükendi...

Bilim insanları yapılan yeni araştırma ile 50 bin yıl önce dev hayvanların yok oluşuna dair sırrı çözdü. Araştırma sonuçları bu zamana kadar bilinenin aksine iklim değişikliğinden başka bir nedenle hayvanların yok olduğunu işaret ediyor.

50 bin yıllık büyük sır çözüldü! Nesilleri böyle tükendi...
50 bin yıllık büyük sır çözüldü! Nesilleri böyle tükendi...
GİRİŞ 03.07.2024 16:55 GÜNCELLEME 03.07.2024 16:55
Bu Habere 6 Yorum Yapılmış

Yapılan yeni bir araştırmada yaklaşık 50.000 yıl önce mamutların, dev tembel hayvanların ve bitki yiyen 44 dev "megaotçul" hayvanın neden soylarının tükendiği ele alındı.

Bilim insanları, bu canlıların soylarının tükenmesinden son iki Buzul Çağı boyunca yaşanan şiddetli iklim değişikliği olaylarının sorumlu olduğunu düşünüyordu. Fakat yeni bir çalışma farklı bir "suçlu" üzerinde duruyor: insanlar.

Mail Online'ın haberine göre, paleoklimatoloji verileri, korunmuş DNA örnekleri, arkeolojik kanıtlar ve daha fazlasını bir araya getiren kapsamlı bir incelemeyle ilk avcı-toplayıcılardan gelen "insan avcılığının" şu anda mevcut tüm kanıtlar tarafından en çok desteklenen neden olduğunu belirledi.

Yeni çalışmada, "Davranışsal olarak modern insanların doğrudan ve dolaylı baskıları için güçlü ve kümülatif bir destek var" sonucuna varıldı. 

ARAŞTIRMA SONUÇLARI İNSANLARI İŞARET EDİYOR

Bilim insanları uzun zamandır mamutların, dev tembel hayvanların ve 44 devasa, bitki yiyen 'megaherbivor'un daha yaklaşık 50.000 yıl önce neden soylarının tükendiğini tartışıyor. Araştırma sonuçları, bu türlerin neslinin tükenmesinin ardındaki "temel etkenin" insanlar olduğunu gösteriyor. 

'Megafauna' olarak adlandırılan 45 kilogram üzerindeki büyük hayvanların, modern çağlardaki ortalamanın üzerindeki yok olma oranları olduğu görülüyor. Fosil kayıtları, bu büyük türlerin soylarının çok farklı zamanlarda ve çok farklı hızlarda tükendiğini, bazılarının sayılarının oldukça hızlı, bazılarının ise daha yavaş azaldığını (bazı durumlarda 10 bin yıl veya daha uzun bir süre boyunca ) ortaya koyuyor. 

Bu yok oluşların çok azı, "Geç Kuvaterner" dönemi olarak bilinen ve Pleistosen çağının sonunu, son iki Buzul Çağı'nı ve 11.700 yıl önce Holosen çağının başlangıcını içeren bu zaman dilimindeki iklim kayıtlarıyla iyi bir şekilde eşleşmektedir. Fakat bu yok oluşların çoğunun modern insanların yerel olarak gelişiyle bağlantılı olduğu ileri sürülmektedir.

HAYVAN POPÜLASYONU NASIL AZALDI?

Aarhus Üniversitesi'nde paleo-ekoloji ve biyoçeşitlilik araştırmaları yapan çalışmanın başyazarı Jens-Christian Svenning, "Erken modern insanlar en büyük hayvan türlerinin bile etkili avcılarıydı ve büyük hayvanların popülasyonlarını azaltma yeteneğine sahiplerdi" dedi.

Svenning, "Bu büyük hayvanlar, uzun gebelik dönemleri olduğu, bir seferde çok az sayıda yavru ürettikleri ve cinsel olgunluğa ulaşmaları uzun yıllar aldığı için aşırı sömürüye karşı özellikle savunmasızdı ve savunmasızdırlar" diyerek sözlerine devam etti. 

Danimarka Ulusal Araştırma Vakfı'nın Aarhus Üniversitesi'ndeki Yeni Biyosferde Ekolojik Dinamikler Merkezi'ni (ECONOVO) yöneten Svenning, yeni çalışmanın derlenmesine yardımcı olan diğer yedi araştırmacıdan oluşan bir ekibin başında bulundu.

Büyük hayvan neslinin tükenmesine ilişkin yaptıkları araştırma, en büyük 48 hayvandan 40'ının, yani 2.200 pound'un (1.000 kg) üzerinde olanların neslinin tükendiğini ortaya koydu.

Araştırmacı Jens-Christian Svenning, "Son 50.000 yıldaki büyük ve çok seçici megafauna kaybı, son 66 milyon yılda benzersizdir" ifadelerini kullandı.

Svenning yaptığı açıklamada, "Önceki iklim değişikliği dönemleri büyük, seçici yok oluşlara yol açmadı" dedi ve "bu da megafauna yok oluşlarında iklimin önemli bir rolü olmadığını savunuyor" dedi.

MIZRAK UÇLARINDA PROTEİN KALINTILARI VAR

Araştırma sonuçlarına göre tarih öncesi insanlar tarafından çok büyük hayvanları yakalamak için tasarlanan antik tuzakların yanı sıra insan kemiklerinin analizleri ve bulunan mızrak uçlarındaki protein kalıntıları, atalarımızın çevredeki en büyük memelilerden bazılarının avlanıp yendiğini göstermektedir.

Svenning, "İklimin rolüne karşı çıkan bir başka önemli örüntü de, son megafauna yok oluşlarının iklimsel olarak istikrarlı bölgelerde de istikrarsız bölgelerde olduğu kadar sert olmasıdır" dedi. Araştırma sonuçlarına göre Svenning'in ekibi, bir bölgenin iklim değişikliğine karşı savunmasızlığının bu yok oluşlarda rol oynamadığını fakat insan avcıların göçünün rol oynadığını tespit etti.

Ağırlık sınıfına göre yok olma yüzdelerinde azalma eğilimi gösteren megafauna ve özellikle uysal bitki yiyenlerin büyük bir hedef olduğu belirlendi. Geçtiğimiz beş bin yıldan günümüze kadar geçen daha yakın bin yılda, geri kalan megafauna, kaçak avcılar ve habitat kaybı da dahil olmak üzere, insan faaliyetlerinden dolayı yok olma tehdidiyle karşı karşıya kalan türler arasında kaldı.

Araştırmacılar özellikle; Bubalus Mephistopheles adlı manda türünün, Equus Ovodovi adlı bir at ya da Equid türünün ve Junzi Imperialis adlı Gibon primat türünün dünya çapında yok oluşunu örnek gösterdi.

AKTİF KORUMA VE RESTORASYON GEREKİYOR

Svenning'e göre megafaunanın yok olması tüm ekosistemleri baltalayabilir çünkü bu büyük canlılar tohumların dağılmasında, beslenme alışkanlıklarıyla bitki örtüsünün şekillenmesinde ve atıklarıyla besin döngüsüne katkıda bulunmada rol oynuyor. Araştırmacı Svenning, 'Sonuçlarımız aktif koruma ve restorasyon çabalarına duyulan ihtiyacı vurguluyor' dedi. 

Svenning, "Büyük memelileri yeniden dünyaya getirerek ekolojik dengelerin yeniden kurulmasına yardımcı olabilir ve megafauna bakımından zengin ekosistemlerde evrimleşen biyolojik çeşitliliği destekleyebiliriz." diyerek sözlerini noktaladı.

KAYNAK: MAİL ONLİNE
Elif Sena Demiroğlu Haber7.com - Asistan Editör
Haber 7 - Elif Sena Demiroğlu

Editör Hakkında

1997 yılında İstanbul’da doğdu. Üsküdar Üniversitesi Yeni Medya ve Gazetecilik bölümünden 2020 yılında yüksek onur öğrencisi olarak mezun oldu. Üniversite döneminde 30. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Aydın Doğan Genç İletişimciler Yarışmasında 3.’lük ödülü almaya hak kazandı. Üsküdar Üniversitesinde Medya ve Kültürel Çalışmalar alanında yüksek lisans eğitimine devam etti. İş hayatına haber editörü olarak başladı ve ardından kurumsal iletişim uzmanı olarak çalıştı. Türkiye Gençlik STK’ları Platformu’nda 3 yıla yakın kurumsal iletişim uzmanı olarak deneyim yaparken bir yandan Gençlik Liderliği Eğitim Programı'nda proje koordinatör yardımcısı olarak görev aldı. Sunucu olarak yer aldığı Balkan Sözlüğü programı TRT Türk’te dönemsel olarak yayınlandı. Sivil toplum kuruluşları ile gençlik çalışmalarında gönüllülük faaliyetlerinde bulunmaya ve amatör fotoğrafçılık yapmaya devam ederken meslek hayatına Haber 7’de “Asistan Editör” olarak devam etmektedir.
YORUMLAR 6
  • Gazi 4 ay önce Şikayet Et
    İslam alimlerince yaşasaydı Hz adem in 12 bin yaşında olacağını tahmin ediliyor . O zaman bir yerde yanlış var
    Cevapla
  • Alim 4 ay önce Şikayet Et
    İslam alimleri yanılıyor. Hiçbir araştırma yapmadan ezbere.herkes kendinden öncekini tekrar ediyor. 12 bin yıl komik bir sayı. İnsanlık tarihi çok çok daha eski. Bu kesin
    Cevapla
  • Misafir 4 ay önce Şikayet Et
    bu insan neymiş arkafaş önüne geleni kemirmiş bitirmiş istilacı olarak bencebiz bu dünyayı istila etdik.
    Cevapla
  • KalınÇizgi 4 ay önce Şikayet Et
    Allahın yarattığı en karmaşık en tehlikeli yaratık İNSAN...
    Cevapla
  • Köylü 4 ay önce Şikayet Et
    Hiç alakası yok,Nuh tufanında olan oldu.
    Cevapla
  • TersKöşe 4 ay önce Şikayet Et
    Vallahi hiç şaşırmadım. Neyi mahvetmedik, neyi yozlaştırmadıkki. Dünyayı ve içindekileri mahvettiğimiz yokettiğimiz yetmiyor, Yakında Uzayıda mahvedeceğiz.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Milli Görüş camiasından Saadet'teki krize ağır yorum... Resmen 'bölünme' dediler
ABD'den tarihi Netanyahu kararı sonrası ilk açıklama! Beyaz Saray duyurdu