İngiliz ordusunda savaşmak isteyen Servet-i Fünûncular
Avrupalı güçlü bir devletin yardımı olmadan Türkiye'de Meşrutiyetsin ilân edilemeyeceğine inanan Servet-i Fünûn üyeleri, bu yolda Abdülhamid'i zorlayacak tek ülke olan İngiltere'nin desteğini kazanmayı düşünmüşlerdi. Nasıl? İngiliz ordusu saflarına katılarak!
Avrupalı güçlü bir devletin yardımı olmadan Türkiye'de Meşrutiyetsin ilân edilemeyeceğine inanan Servet-i Fünûn üyeleri, bu yolda Abdülhamid'i zorlayacak tek ülke olan İngiltere'nin desteğini kazanmayı düşünmüşlerdi. Nasıl? İngiliz ordusu saflarına katılarak!
Bir kısım Türk aydınının gerek muhaliflerle gerekse devletle olan siyasi mücadelesinde başarıya ulaşmak için başvurduğu yollardan birisi de yabancı bir ülkenin desteğini aramak olmuştur. Fikir ve siyaset hayatımız açısından düşündürücü, aynı zamanda üzücü olan bu durumun kimseye faydası olmadığı ise ortada. Bununla beraber Türk aydınının siyasi amaçlarını gerçekleştirmek uğruna böyle bir yola başvurmasının sebepleri arasında devletten kaynaklanan hataları da unutmamak gerekir.
Devlet, yönetilenlerle idare edenler arasında aracılık görevi üstlenen bu kesimin ülkenin sorunlarıyla alâkalı çözüm önerilerini dikkate almalı, eleştirilerinden faydalanmalı, hepsinden önemlisi kendisine yöneltilen her türlü eleştiriyi yıkıcı bir tehdit olarak algılamamalıdır. Bu yapıldığı takdirde aydınların çözüm için başka kanallara yönelme durumu büyük ölçüde ortadan kalkacaktır.
Yukarıda sözünü ettiğimiz durumun çarpıcı bir örneği Abdülhamid döneminde yaşandı. Edebiyatımızda ve kültür hayatımızda önemli bir yeri olan, siyasi bakımdan ise Jöntürklere yakın duran Servet-i Fünûncular, Abdülhamid'e Meşrutiyet'i ilân ettirmek için 1900 yılında akıllara hayret verecek bir teşebbüste bulunmuşlardı. Bu ilk başta anlaşılacağı gibi bir darbe planı, halkı isyana teşvik yahut Abdülhamid'e suikast girişimi değildi.
Avrupalı güçlü bir devletin yardımı olmadan Türkiye'de Meşrutiyet'in ilân edilemeyeceğine inanan Servet-i Fünûn üyeleri bu yolda Abdülhamid'i zorlayacak tek ülke olan ingiltere'nin desteğini kazanmayı düşünmüşlerdi. Peki, bu destek nasıl kazanılacaktı? İngiliz ordusu saflarına katılıp Güney Afrika'da Transval bölgesinde bir başka sömürgeci gruba karşı savaşarak!
İngiliz elçisini Meşrutiyet'e ikna çabaları
Jöntürklerin liberal kanadından olan ismail Kemal Bey, Meşrutiyet'in ilan edilmesi yolunda ingiltere'nin yardımını sağlamak için 1890'lı yılların sonunda sık sık dönemin istanbul Büyükelçisi Sir Nicholas O'Conor'ı ziyaret etmekteydi. Bir gün konuşurlarken konu Türklerin Meşrutiyet'e layık bir millet olup olmadıklarına gelmiş ve ingiliz elçisi ismail Kemal Bey'e "Türkler daldıkları bu uyku içinde Meşrutiyet'i ne yapacaklar?" sorusunu sormuştur, ismail Kemal Bey, "Türklerin de en az Avrupalılar kadar Meşrutiyet'e lâyık olduğunu, bu uğurda kendisini feda edecek pek çok insan bulunduğunu" söyleyerek "ingiltere gibi terakki ve medeniyet taraftarı bir ülkenin kendilerine yardım etmesi gerektiğini" eklemiştir. Sefir ise buna karşılık "ingiltere, Meşrutiyet çabalarında size yardım etsin, ancak sizin de buna layık olduğunuzu ispat etmeniz lazım" demiş, ismail Kemal Bey de bu sözlere karşılık olarak "münevver Türk gençliğini" temsil eden bir heyetin elçiliğe gelerek Transval Savaşı'nda ingiltere'ye başarı dileklerini içeren bir dilekçeyi kendilerine sunacaklarını söylemiş ve ayrılmıştır.
Dönemin "münevver Türk gençliği" yani Servet-i Fünûncular adına Büyükelçi'ye söz veren ismail Kemal Bey, ingiliz Büyükelçiliğine gidecek heyet ve sunulacak dilekçe konusunda Tevfik Fikret ve arkadaşlarıyla görüşmelere başlamıştır. Uzun tartışmalar sonucunda bir metin hazırlanır ve imzalar toplanır. Şükrü Hanioğlu'nun Osmanlı Ittihad ve Terakki Cemiyeti ve Jöntürklük kitabında yayınladığı belgeye göre Tevfik Fikret, Mehmed Rauf, Mehmed Cavid (ittihatçıların meşhur Maliye Nazırı Cavid Bey), Samipaşazade Sezai, Ubeydullah Efendi, ismail Safa (Peyami Safa'nın babası), Rıfat Müeyyed (Akşam gazetesinin kurucularından) ve Hüseyin Siret dilekçeye imza koyan 29 kişi arasında tanınmış olanlar. Kararlaştırılan günde bir heyetle elçiliğe gidilir ve dilekçe sunulur. Bu olayı haber alan Abdülhamid yönetimi elçiliğe gidenler ve dilekçeye imza atanlar hakkında soruşturma başlatır. Yapılan sorutturma sonucunda bazıları sıırgıınr goıulr rilir. Sürgüne gönderilenler aracında olan Peyami Safa'nın bahası Um.nl Safa, Sivas'da vefat eder. Yıldız'da sorgulananlardan bazıları ise İngiliz Büyükelçisi'nin araya girmesiyle serbest bırakılır.
"İngiliz hizmetine gönüllüyüz"
Jöntürklerin liberal kanadından olan İsmail Kemal Bey, Meşrutiyetsin ilan edilmesi yolunda İngiltere'nin yardımını sağlamak için 1890'lı yılların sonunda sık sık dönemin İstanbul Büyükelçisi Sir Nicholas O'Conor'ı ziyaret etmekteydi.
Bu konuyla ilgili yazılmış hatıralarda Transval meselesi genel hatlarıyla Servet-i Fünûn gençlerinin ingiltere'ye başarı dileme girişimi şeklinde geçiyor. Ancak elçiliğe giden heyet arasında yer alan Rıfat Müeyyed Bey'in 1919 yılında Akşam (nr. 343, 3 Eylül 1919, s. 3) gazetesinde yazdığı bir yazıda işin başka ve yeni bir boyutuyla karşılaşıyoruz. Bu yazının tam metni 2005 yılında tarafımızdan Türk Edebiyatı (nr. 386) dergisinde yayınlandı.
Rıfat Mueyyed'ın yazdığına göre bu girişimin içinde yer alanlar Transval'de İngilizler safında savaşmak istediklerini bildirmek için elçiliğe gitmişler. Gerekçe ise basit: İngilizler 1853-56 Kırım Savaşı sırasında Rusya'ya karşı Türklerin yanında yer alarak "asil" kanlarını akıtmışlardır. Transval Savaşı'nda zor durumda kalan İngilizlere aynı şekilde yardım etmek gerekmektedir. Aksi durumda Türk gençleri "kansız ve nankör" olarak nitelendirilecektir. Dolayısıyla İngilizler yanında savaşa girerek bu borcumuzu ödememiz lazımdır. Kim bilir belki de bu davranışın karşılığında ingiltere Abdülhamid'e baskı yaparak Türkiye'de Meşrutiyet'e geçilmesini sağlayacaktır!
Rıfat Müeyyed, yazısında bu girişimin öncüsü olarak İsmail Kemal Bey yerine ittihatçıların Babıali Baskını'nda ölen meşhur Nazım Paşa'dan bahsediyor. Konuyla ilgili kaynaklarda ise ismail Kemal Bey ön plandadır. Bununla beraber Nazım Paşa ile ismail Kemal Bey'in aynı siyasi çizgide olmaları, her ikisinin de "ingiltere sevgisi" ortak paydasında birleşmeleri Paşa'nın da bu girişimin içinde yer aldığını düşündürüyor. Dönemin şahitlerinden Abdülhamid'in Başkâtibi Tahsin Paşa ise İsmail Kemal Bey'e ek olarak Atâ Bey isimli bir muallimden söz ediyor.
Servet-i Fünûn üyelerinin İngiliz elçiliğine Transval Savaşı'nda İngiltere saflarında savaşmak arzusunu iletmek için gittiklerini doğrulayan bir başka örnek de uzun yıllar Abdülhamid'in Başkâtipliğini yapmış olan Tahsin Paşa'nın hatıralarıdır.
Servet-i Fünûn üyelerinin ingiliz elçiliğine Transval Savaşı'nda İngiltere saflarında savaşmak arzusunu iletmek için gittiklerini doğrulayan bir başka örnek de uzun yıllar Abdülhamid'in Başkâtipliğini yapmış olan Tahsin Paşa'nın hatıralarıdır. Tahsin Paşa 1931 yılında yayınladığı hatıralarında ingiliz elçiliğine gidenlerin sayısını 89 olarak belirtir. Olayı yakından takip eden Paşa'ya göre elçiliğe gidenler ingiltere lehine gösteriler yapmışlar, "bunlar icabında gönüllü olarak ingiliz hizmetine" girmeye hazır olduklarını elçiye bildirmişler.
Paşa'nın hatıralarında olay şöyle anlatılıyor:
"Transval Savaşı zamanında idi. Transvallılar milli bir ordu kurarak ingilizlerle kanlı savaşlara girişmişler ve memleketlerinin hukuk ve hududunu cansiperane müdafaaya koyulmuşlardı. Bu iş hayli devam etmiş ve ingilizler âdeta mağlûp vaziyete düşmüştü... ismail Kemal ile o aralık istanbul'da misafir olarak bulunan bir muallim tarafından yapılan teşvik üzerine 89 kişi bir gün toplanarak Beyoğlu'ndaki ingiliz elçiliğine gitmişler ve ingiltere lehine gösteriler yapmışlardır. Bunlar gerekirse ingiliz hizmetine gönüllü olarak girmeye hazır olduklarını da elçiye söylemişlerdir.
Bu garip ve gereksiz gösterişi haber alan Abdülhamid ingiliz siyasetine bu suretle taraftar bir topluluğun ortaya çıkmasından ürkerek derhâl soruşturma yapılmasını emretmiş ve Atâ Efendi isminde olan o muallim ile ismail Kemal Bey sorguya alınmıştı. Daha sonra işin uzatılmasının ingilizleri üzeceği düşünülerek vazgeçilmişti." (Tahsin Paşa'nın Yıldız Hatıratı, s. 229-230)
Servet-i Fünûncuların ingiltere'nin desteğini kazanmak amacıyla yaptıkları bu "uçuk" girişim tabii ki sonuçsuz kalmıştır. Ancak "münevver gençlik" ingiltere'ye Kırım Savaşı'ndan kalan "borcumuzu" ödemeye kararlıdır. Bu gençler Meşrutiyet'in hemen ertesinde istanbul'a gelen ingiliz elçisinin bineceği arabanın atlarını çözüp onların yerine kendilerini bağlayarak ingiltere'ye olan borcumuzu bir nebze ödediklerini düşünmüşlerdir.
Mostar Dergisi'nin Mart 2011 sayısından alıntılanmıştır...