Sezen'e 'Aksu' soyadını veren adam!
Türk müziğinin Minik Serçe'si Sezen Aksu, ikinci evliliğinden sonra aldığı Aksu soyadını sonraki yıllarda da boşanmasına rağmen devam ettirdi. Peki Denizlili Fatma Sezen Yıldırım nasıl Sezen Aksu oldu?
Türk hafif müziğinde büyük bir çıkış yapan Sezen Aksu iki yıllık evli. 22 yaşındaki sanatçının eşi Engin Aksu, Kanada'da jeoloji doktorası yapıyor.
Yaşamına, 13 Temmuz 1954'te Denizli'nin Sarayköy ilçesinde, "Fatma Sezen Yıldırım" olarak başlayan Sezen Aksu'nun dört yıl süren ikinci evliliğinin öyküsü...
Fatma Sezen Yıldırım, 29 Kasım 1974'te ikinci evliliğini yaptı ve Aksu soyadını aldı.- «Onunla fakültenin bahçesinde karşılaştım... Çok kendini beğenmiş, gururlu bir hali vardı. Üstelik davranışları hayli sinir bozucuydu. Bir an göz göze geldik. Ve...»
Yukarıdaki sözcükler hafif müzik dünyasına «Yaşanmamış Yıllar» ve «Kusura Bakma» adlı yapıtlarla giren Sezen Aksu'ya ait...
1954 doğumlu, Ziraat Fakültesi üçüncü sınıfından ayrılan sanatçı tam iki yıldır evli... Kocası Ali Engin Aksu ise Kanada'da deniz jeolojisi doktorası yapıyor. Engin Aksu, aynı zamanda Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Profesör Yavuz Aksu'nun oğlu...
Türk hafif müziğinde büyük bir yükseliş yaşayan genç sanatçı Sezen Aksu...Geçtiğimiz ay içinde Kanada'ya giden Engin Aksu, eşiyle on beş gün birlikte oldu. İkinci balayılarını yaşadıklarını belirten sanatçı şöyle konuşuyor:
- «Herkes nedense kocamı merak ediyor. Yirmi beş yaşında hayli yakışıklı bir adamdır. Fakültede başlayan arkadaşlığımız altı ay sonra nikah masasında sonuçlandı. Aslında evliliğimiz için fazla düşünüp taşınmadık. Bence birbirini seven kişiler beraberliklerini hemen gerçekleştirmeli. Kocamı çok seviyorum. Evlendiğimizden yedi ay sonra Kanada'ya giden Engin ile aramızda şimdi kilometreler var. Ama...»
Evet, kocasından binlerce kilometre uzakta olan Sezen Aksu «Engin ile günaşırı telefonla konuşuyoruz. Kazancımın çoğunu telefon parasına yatırıyorum. Üç dakika olsun onun sesini duymak yeterli oluyor bana» diyordu.
Bir an elini çantasına doğru uzatan Sezen Aksu portföyünden Engin Aksu'nun resmini çıkardı. Ve o andaki düşüncelerini şu sözcüklerle belirtti:
- «Engin'i çok özlediğim zamanlarda şimdiki gibi resmine bakıyorum. Zaten bir yıl sonra Türkiye'ye dönüyor...»
Yirminci yüzyıldaki evliliklerin ancak çiftlerin gösterecekleri anlayışla yürütülebileceğini savunan sanatçı, «Aslında Engin'e göre ben daha muhafazakar sayılırım. Kocam işlerime ve yaşantıma karışmaz. Bu yüzden ilişkimizi yanlış yorumlayıp ayrılacağımızı söylüyorlar. Kocamdan ayrılmayı düşünmüyorum...»
Evet, Sezen Aksu kocası Engin'i kısa da olsa anlatmıştı. Ama sanatçının önünde upuzun bir geleceği ve müzik yaşantısı vardı. Bu konuda «Çizgimi hala bulamadım... İlk zamanlar Ajda Pekkan'ın etkisi altında kaldım. Ama bundan sonra kendi bestelerimi okuyacağım ve Sezen Aksu olarak yepyeni bir yere gelmek amacındayım» diyerek soruları cevaplıyordu...
(Ses Dergisi - 15 Ocak 1977) / Türk Nostalji
SEZEN AKSU KİMDİR?
13 Temmuz 1954 yılında Sarayköy, Denizli'de doğdu. Ziraat fakültesindeki öğrenimini yarıda bıraktı. Profesyonel olarak müzikle ilgilenmeye başladı. İlk 45'liği "Haydi Şansım/ Gel Bana" 1975 yılında çıktı. Aynı yıl içerisinde "Yaşanmamış Yıllar/ Kusura Bakma" isimli ikinci 45'lik plağı yayınlandı. Sezen Aksu bir dergiye verdiği röportajda, iki plağını amatör bulduğunu ve gerçek çıkışını üçüncü plağı "Olmaz Olsun/ Vurdumduymaz" ile yapacağını söyledi, dediği gibi de oldu. "Olmaz Olsun/ Vurdumduymaz", 1976 yılının müzik listelerinde uzun süre bir numaradaki yerini korudu.
Yorumculuğu kadar besteci ve söz yazarı kimlikleriyle dikkatleri üzerinde toplayan Sezen Aksu'nun 1976'da çıkan diğer 45'likleri "Kaç Yıl Geçti Aradan" ve "Kaybolan Yıllar" oldu. 1978'de Hurşid Yenigün'ün iki bestesine söz yazan sanatçı, "Gölge Etme/ Aşk" isimli 45'liğini piyasaya sundu. Artık Sezen Aksu'nun müzik listelerinde haftalarca bir numarada kalması kimseyi şaşırtmıyordu. Yine bu yıl içerisinde, şu anda piyasada bulunan en eski Sezen Aksu yapıtı olma özelliğini koruyan "Serçe" kaseti piyasaya çıktı. Bir yıl sonra "Serçe"yi "Ağlamak Güzeldir" izledi. İlk kez 1979'da sinema oyunculuğu denedi. 1982'nin ilk haftası Şan Müzikholü'nde "Sezen Aksu Aile Gazinosu" adlı müzikali sahneledi. Müzikalde yedi ayrı tipi canlandıran sanatçı, Adile Naşit, Şener Şen, Ayşen Gruda, Altan Erbulak gibi usta tiyatro oyuncuları ile aynı sahneyi paylaştı.
1984 yılında yayınlanan "Sen Ağlama" çalışması, TRT denetiminden ancak bir sonra geçtiğinde şarkıları geneş kitlelere ulaştı. Bu sırada Minik Serçe, oyunculuk yeteneğiyle de önplandaydı. 1986'da sahnelenen "Bin Yıl Önce Bin Yıl Sonra" müzikalinde oynadı. Aynı yıl çıkan "Git" albümü piyasaya çıkar çıkmaz büyük bir ilgi gördü ve albümün hemen hemen bütün şarkıları hit oldu. Daha sonra yayınlanan "Sezen Aksu'88" isimli çalışmasını "Sezen Aksu Söylüyor" takip etti. 1991 yılında "Gülümse" de, diğer albümleri gibi büyük ilgi uyandırdı. Hatta albümdeki şarkılardan "Hadi Bakalım"ın single'I Avrupa'da yayınlandığında, klibi olmamasına rağmen iyi bir satış grafiği yakaladı. Sezen Aksu, yoluna müzikalite açısından kusursuz albümler yapmak üzere devam etti. "Deli Kızın Türküsü" (1993) farklı tarzdaki Sezen Aksu albümlerinin ilki oldu. "Küçüğüm", "Masum Değiliz", "Kalbim Ege'de Kaldı" gibi şarkılar bu çalışmada yer aldı. Çoğunlukla aşkı anlatan şarkılar yazan, besteleyen ve söyleyen Sezen Aksu, özellikle "Işık Doğudan Yükselir" (1995) isimli albümüyle müziğindeki farklılaşmayı sürdürdü. Sanatçı bu kez Anadolu'nun dört bir yanındaki ezgilerle kendi müziğini sentezledi.
1996 yılında vefat eden Onno Tunç'a ithafen, aynı yılın yaz ayında "Düş Bahçeleri"ni çıkardı. Bu albümde, altı yıl süresince vokalistlerine albümleri için verdiği şarkılarını yeniden yorumladı. 1997'de Goran Bregovic ile birlikte çalıştığı ve Balkan ritminde şarkılardan oluşan "Düğün ve Cenaze" yayınlandı. Farklılaşan müzikal çizgisine karşılık "eski Sezen şarkıları" isteyen hayranlarını kırmayarak 1998'de "Adı Bende Saklı" isimli albümünü yaptı. Sanatçının en son yayınlanan çalışması ise "Deliveren" oldu. Bugüne kadar 16 albüm ve 500'den fazla şarkı yapan "Minik Serçe" ve "Ana Kraliçe" gibi unvanlara sahip sanatçı, Türk pop müziğinin en güçlü seslerinden biri. Ayrıca, bir zamanlar vokalistliğini yapan Aşkın Nur Yengi, Harun Kolçak, Levent Yüksel, Sertab Erener gibi isimleri de pop müziğimize kazandırdı.
(Haber7) Derleme - Nusret Odabaş